ODTÜ Onur Yürüyüşü’ne izin verilmeli


İMZACI OLUN

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörü

Sayın Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök,

Size, 10 Haziran 2022’de kampüste yapılması planlanan barışçıl Onur Yürüyüşü’ne ‘kesinlikle izin vermeme’ kararınızı iptal etmeye çağırmak üzere yazıyorum. 7 Haziran’da tüm ODTÜ öğrencilerine gönderdiğiniz e-postada yer verdiğiniz, yürüyüşün ‘Üniversitenin imajına zarar verebileceği’ şeklindeki gerekçe Türkiye’nin iç hukukunun izin verdiği gerekçeler arasında yer almadığı gibi, bağlayıcı uluslararası insan hakları hukuku ve standartları uyarınca da geçerli değildir.

Mayıs 2019’da, kampüste yapılmak istenen son Onur Yürüyüşü’nde, 18 öğrenci ve bir akademisyen, gereksiz ve aşırı güç kullanan polis tarafından gözaltına alındı. 19 kişi yürüyüşe katıldıkları gerekçesiyle yargılandı ancak Ekim 2021’de, Ankara 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada beraat ettiler. Mahkemenin bu kararı ışığında, bu barışçıl toplanmayı engellemeye yönelik her türlü girişim, haklarını kullanmak isteyen kişilerin haklarının bir kez daha ciddi şekilde kısıtlanması anlamına gelecektir.

Bu nedenle, sizi, 10 Haziran’da ODTÜ Onur Yürüyüşü’ne katılacak tüm öğrencilerin ve çalışanların barışçıl toplanma haklarını misillemeye uğrama veya cezalandırılma kaygısı olmaksızın özgürce kullanabilmesini sağlamaya çağırıyorum.

Saygılarımla,

 


ODTÜ Rektörlüğü, 10 Haziran'da barışçıl bir şekilde gerçekleştirilmek istenen Onur Yürüyüşü'nü, üniversitenin 'imajına' zarar verdiğini iddia ederek engelledi. Üniversitenin yasaklama kararı derhal iptal edilmeli ve yürüyüşe katılacak kişilerin barışçıl toplantı ve gösteri hakkı güvence altına alınmalıdır.

7 Haziran’da, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğü tüm öğrencilere bir e-posta yollayarak, 10 Haziran’da kampüste yapılması planlanan Onur Yürüyüşü’ne ‘kesinlikle izin verilmediğini’ bildirdi ve katılımcıları, yürüyüşün yapılması halinde polis müdahalesiyle tehdit etti. Rektörlüğün kararı, ODTÜ öğrencileri ve çalışanlarının ifade ve barışçıl toplanma özgürlüğü haklarını kısıtlamaya dönük yersiz bir girişimdir ve iptal edilmelidir.

Uluslararası Af Örgütü, 7 Haziran’da ODTÜ yönetimi tarafından üniversitenin tüm öğrencilerine gönderilen ve planlanan Onur Yürüyüşü’ne ‘kesinlikle izin verilmediğini’ belirttikten sonra öğrencileri barışçıl bir yürüyüş gerçekleştirme planlarına devam etmeleri halinde polis müdahalesiyle tehdit etmek yoluyla Onur Yürüyüşü’nü yasaklama girişiminde bulunan e-postayı inceledi.

Söz konusu e-posta, üniversitenin üretken, barışçıl ve yaratıcı bir akademik ortamı olduğunu ve Onur Ayı sırasında şiddetsiz bir şekilde yürümek isteyen öğrencilerin, üniversitenin imajına zarar verdiğini öne sürüyor.

10 Mayıs 2019’da, ODTÜ öğrencileri ve çalışanlarının kampüste barışçıl bir Onur Yürüyüşü gerçekleştirmek istediği son seferde, yürüyüşe katılanlar polisin aşırı güç kullanımına maruz kaldı, yürümeleri engellendi ve “kanuna aykırı yürüyüşe katılmak” ve “ihtara rağmen dağılmamak” ile suçlandı. En az 21 öğrenci ve çalışan gözaltına alındı ve aralarından 19 kişi, Ekim 2021’de beraatla sonuçlanan bir davada yargılandı.

Devletler, yasalarda ve uygulamada barışçıl toplanma hakkının kullanılmasını bilfiil kolaylaştırmakla yükümlüdür. Türkiye hukukunda da yer aldığı gibi, barışçıl toplanma özgürlüğü hakkının kullanımı devlet yetkililerinin iznine tabi değildir ve bu hak, uluslararası hukuk ve Türkiye’nin imzaladığı sözleşmelerde belirlenen standartlar uyarınca da koruma altındadır. Bir toplanmayı dağıtmak yönündeki her türlü karar ancak son çare olarak ve gereklilik ve orantılılık ilkelerine uygun olarak dikkatlice alınmalıdır; örneğin insanların barışçıl toplanma hakkına ağır basan meşru bir amacı korumaya yönelik başka hiçbir yöntemin mevcut olmadığı durumlarda. Bu gibi durumlarda polis mümkün olduğunca güç kullanımından kaçınmalı ve her halükârda güç kullanımını daima gereken asgari seviyeyle sınırlamalıdır.