Ahmet Altan serbest bırakılmalı


İMZACI OLUN

Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı Sayın Abdülhamit Gül

Sayın Bakan,

Size, üç yıldan uzun süren tutukluluk sürecinin ardından serbest bırakılan yazar Ahmet Altan’ın bundan sekiz gün sonra, 12 Kasım’da tekrar tutuklanmasıyla ilgili olarak yazıyorum.

Ahmet Altan ilk olarak Eylül 2016’da gözaltına alındı ve cezaevine gönderildi. Altan, yalnızca hükümete muhalif gazetecilik faaliyeti nedeniyle ve hükümetin 2016’daki darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Fethullah Gülen’in takipçileri olduğu iddia edilen kişilerle iletişim kurduğu gerekçesiyle, hükümeti ortadan kaldırmayı amaçlayan darbe girişimine destek vermekle suçlanarak yargılandı. Ahmet Altan Şubat 2018’de uluslararası hukukta suç olarak tanımlanabilecek bir fiile ilişkin kanıt olmaksızın ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan şartlı tahliye olmadan ömür boyu hapis cezasına mahkum edildi. Ahmet Altan karara itiraz etti. Yargıtay 16. Ceza Dairesi 5 Temmuz 2019'da yerel mahkemenin kararını bozdu ve yeniden yargılama yapılmasını istedi. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi 4 Kasım’da Ahmet Altan’ı 10 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum etti ve bu kararı ilk yargılamadaki mahkumiyet kararına gerekçe gösterilen kanıtlara, yani Altan’ın hükümeti eleştiren yazılarına ve yorumlarına dayandırdı. Mahkeme Altan’ın adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine karar verdi ve kendisine yurt dışına çıkış yasağı getirdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise Ahmet Altan’ın kaçma şüphesi olduğu ve pişmanlık göstermediği gerekçesiyle tahliye kararına itiraz etti. Mahkemenin savcılığın itirazını kabul edeceği ve Altan’ın tekrar tutuklanmasını isteyeceği yönündeki haberlerin hükümet yanlısı medyaya sızmasına rağmen Altan hiçbir şekilde ‘kaçmaya’ niyeti olmadığını göstererek evinde kalmayı sürdürdü ve evinde gözaltına alındı. Ahmet Altan, savcılığın güvenilir hiçbir kanıt sunmaksızın yönelttiği suçlamaları her zaman reddetti. 

Size, yalnızca ifade özgürlüğü hakkını kullandığı için cezaevine konulan ve bu nedenle düşünce mahkumu olan Ahmet Altan’ı derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakmanız çağrısında bulunuyorum.

Saygılarımla


Üç yıldan uzun süren tutukluluk sürecinin ardından 4 Kasım’da tahliye edilen Ahmet Altan, mahkemenin tahliye kararını kaldırması üzerine 12 Kasım’da tekrar gözaltına alındı ve tutuklandı. Taraf gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni ve Türkiye’nin önde gelen yazarlarından olan Ahmet Altan düşünce mahkumudur; bu nedenle derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmalıdır.

Ahmet Altan’ın yeniden gözaltına alınması ve tutuklanması her yönüyle siyasi ve keyfi bir karar gibi görünüyor. Bu karar, aynı zamanda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kişinin keyfi şekilde hürriyetinden yoksun bırakılmasını yasaklayan 5. Maddesi’ni ihlal etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yetkililer bakımından kötü niyet unsuru bulunduğunda keyfiyetin doğabileceğini belirtmiştir. Ahmet Altan’ın keyfi olarak cezaevinde tutulması, haklarının ağır ihlalidir. 

EK BİLGİ

15 Temmuz 2016’da Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bazı unsurlar şiddetli bir darbe girişimi başlattı. Binlerce kişinin sokaklara çıkması ve devlet güçlerinin darbeyi planlayanları engellemesi üzerine darbe girişimi hızla bastırıldı. Korkunç bir şiddetin yaşandığı gece yüzlerce kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi ise yaralandı. Darbe girişiminin hemen ardından hükümet, ABD’de yaşayan Fethullah Gülen’i ve ‘Fethullahçı Terör Örgütü’ (FETÖ/PDY) olarak adlandırdığı Gülen hareketi mensuplarını hükümeti ortadan kaldırma amacıyla komplo kurmakla suçladı. Hükümet, 20 Temmuz 2016’da olağanüstü hal ilan etti ve bu dönem iki yıl sürdü. Bu dönemdeki şiddetli baskı ortamında onlarca gazeteci, yazar, hakim ve savcının yanı sıra AKP hükümetine muhalif olan veya olduğu varsayılan kişiler cezaevine gönderildi ve darbe girişimini desteklemekle suçlandı.

Darbe girişiminden bir gün önce Ahmet Altan, ekonomist ve yorumcu kardeşi Mehmet Altan’la birlikte Nazlı Ilıcak’ın Samanyolu TV’deki programına katılmıştı. Programda, diğer konuların yanı sıra Türkiye siyasetiyle ilgili de konuştular. Türkiye yetkilileri başlangıçta Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın o gece televizyon ekranlarından darbe girişimini planlayanlara subliminal mesaj gönderdiğini iddia etti. Nazı Ilıcak Temmuz ayı sonunda gözaltına alındı, Ahmet Altan’la Mehmet Altan ise Eylül 2016’da tutuklu yargılanmak üzere cezaevine gönderildi. Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak ve aynı davada yargılanan diğer üç kişi, Şubat 2018’de görülen ilk duruşmada ‘anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs’ suçundan şartlı tahliye olmadan ömür boyu hapis cezasına mahkum edildi. Temmuz 2019’da Yargıtay 16. Ceza Dairesi kararı bozarak, Mehmet Altan’ın beraatına, diğer beş kişinin ise ‘örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etmek’ suçundan yeniden yargılanmasına karar verdi.

4 Kasım’da, ‘silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçundan Ahmet Altan 10 yıl 6 ay, Nazlı Ilıcak ise 8 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum edildi. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi Altan ve Ilıcak’ın yurt dışına çıkış yasağıyla tahliye edilmesine karar verdi. Mahkeme aynı davada yargılanan ikisi medya çalışanı diğer üç kişiyi de suçlu buldu ve tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mehmet Altan hakkında ise Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin kararına uygun şekilde beraat kararı verildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 6 Kasım’da Ahmet Altan’ın tahliyesine itiraz etti. 8 Kasım’da İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi savcılığın Ahmet Altan’ın tekrar tutuklanması talebini reddetti, ancak 12 Kasım’da İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi savcılığın itirazını kabul etti. Karar Ahmet Altan’ın avukatlarına bildirilmeden önce hükümet yanlısı medyaya sızdı. Altan aynı akşam polis tarafından İstanbul’daki evinde gözaltına alındı.