Myanmar: Ordunun Arakanlı Müslümanlara yönelik etnik temizliği sürdürdüğüne ilişkin yeni kanıtlar ortaya çıktı

Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı raporla, Myanmar güvenlik güçlerinin Arakan Eyaletinin kuzeyinde Arakanlı Müslümanlara yönelik yürüttüğü yıkıcı harekatın kesinlikle bitmediğini ve süregelen ihlallerin son haftalarda yüzlerce kişiyi daha kaçmaya zorladığını söyledi. Bangladeş’e yakın zamanda ulaşan 19 kadın ve erkek Arakanlı ile 2018 Ocak ayı sonunda yapılan görüşmelerle, Uluslararası Af Örgütü, insanların açlık, kaçırılma ve eşyalarının yağmalanması nedeniyle kaçmak zorunda kaldıklarını belgeledi. İnsani yardım kuruluşları, Aralık ve Ocak aylarında binlerce kişinin daha Bangladeş’e ulaştığını ve hala çok sayıda insanın neredeyse her gün gruplar halinde sınırdan geçtiğini belgeledi.

Uluslararası Af Örgütü’nün araştırma yapmak üzere gittiği Bangladeş’in Cox Bazar kentinden henüz dönen Kriz Yönetimi Kıdemli Danışmanı Matthew Wells, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Resmi inkar ve yalanların yanı sıra bağımsız araştırmacıların erişimini engellemeye yönelik çabalarla korunan Myanmar ordusu, insanlığa karşı işlenen suçlardan ceza almamayı sürdürüyor.” Wells, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Myanmar güvenlik güçleri, kalan Arakanlıların da mümkün olduğunca büyük bir kısmını ülkeyi terk etmeye sessizce zorlamak amacıyla yerleşik hale getirilen istismarları daha da çoğaltıyor. Daha etkin bir uluslararası tepki ortaya konmadıkça, bu etnik temizlik harekatı felaket boyutlarına varan ilerleyişini sürdürecek.”

Süregelen baskıların, Arakan Eyaletinin kuzeyini hala orada bulunan on binlerce Arakanlı için yaşanmaz bir hale getirmek üzere tasarlandığı ve Myanmar ordusunun geçen yılın Ağustos ayından beri 688.000’den fazla Arakanlıyı Bangladeş’e gitmek üzere sınırdan geçmeye zorlayan şiddet harekatının devamı olduğu görülüyor.

Myanmar ordusu, Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu (ARSA) silahlı grubunun 30 civarında güvenlik noktasına yaptığı saldırılardan sonra 25 Ağustos 2017’de, Arakan Eyaletinin kuzeyinde yaşayan Arakanlı sivillere yönelik askeri harekat başlattı. Ordunun işlediği insanlığa karşı suçlar; kadın, erkek ve çocukların yaygın olarak öldürülmesi, kadınlara ve kız çocuklarına tecavüz edilmesi ve cinsel şiddet uygulanması, Arakanlıların toplu halde sınır dışı edilmesi ve köylerin sistematik olarak yakılmasını kapsıyor.

Bangladeş’e son zamanlarda gelenler, tüm bunlara rağmen evlerini ve köylerinde yaşama haklarını korumak için Myanmar’da kalmıştı.

Arakanlılar zorla aç bırakılıyor

Bangladeş’e yeni ulaşanlar Uluslararası Af Örgütü’ne, ordunun ısrarla sürdürdüğü zulümlerin onları en sonunda mecbur bıraktığını ve Bangladeş’e yapılan toplu göçe katılmaya zorladığını söyledi. Neredeyse hepsi, Myanmar yetkililerini sürekli gıda güvencesizliği yaratarak ülkede kalan Arakanlı toplulukları aç kalmaya ve nihayet kaçmaya zorlamakla suçladı.

Yeni gelen Arakanlıların birçoğu, ordunun Kasım ve Aralık hasat zamanında pirinç tarlalarına erişimlerini engellemesinin kırılma noktası olduğunu söyledi. Ayrıca ordu, Arakanlıların besi hayvanlarını çaldı veya çalınmasını kolaylaştırdı, birçok yerel pazarı yaktı ve diğer pazarlara erişimi engelledi. Bütün bunlar, Arakanlıların geçim kaynaklarına zarar verdi ve gıda kıtlığına neden oldu.

Myanmar yetkilileri, Arakan Eyaletinin kuzeyine insani yardımların ulaşmasını çok büyük ölçüde sınırlandırarak gıda güvencesizliğini daha da ağırlaştırdı.

30 yaşındaki Dildar Begüm, Buthidaung kasabası yakınındaki Ka Kyet Bet Kan Pyin köyünden ayrıldıktan sonra 2018 Ocak ayının başında Bangladeş’e ulaştı. Dildar Uluslararası Af Örgütü’ne, yetkililerin evlerine gelerek onları büyük miktarda para vermeye zorladığını, ödemedikleri takdirde eşinin tutuklamakla tehdit ettiklerini ve bu nedenle ailesinin mali olarak çok zor duruma düşürüldüğünü söyledi. Sonrasında ordu, onların ve Arakanlı diğer köylülerin pirinç tarlalarında hasat yapmalarını engelledi. Dildar, “Yiyecek bulamıyorduk, bu yüzden kaçtık,” dedi.

Kız çocukları ve kadınlar kaçırılıyor

Ayrıca Uluslararası Af Örgütü, Myanmar ordusunun son zamanlarda kız çocuklarını ve genç kadınları kaçırdığı üç olayı da belgeledi.

Ocak ayının başında askerler, Buthidaung kasabasına bağlı Hpoe Khaung Chaung köyünde bir eve zorla girdi. 25 yaşındaki Hasina, evlerini arayan askerlerin 15 yaşındaki kuzeni Samida’yı silah zoruyla amcasından kendilerine vermesini istediklerini söyledi. Aile, genç kızı bir daha görmedi. Diğer kız çocukları ve genç kadınlar da benzer şekilde kaçırılarak zorla kaybedildi.

Kadınların ve kız çocuklarının kaçırıldığı köylerdeki Arakanlı aileler, kaçırmaların sürmesinden korktukları için kaçtıklarını söyledi.

Arakan Eyaletinin kuzeyinde Arakanlıları hedef alan bu ve önceki askeri harekatlarda yaygın olarak cinsel şiddet uygulandığı göz önünde bulundurulduğunda, kadınların ve kız çocuklarının kaçırılması, tecavüze uğraması ve köleliğe zorlanması çok ciddi kaygılara neden oluyor.

Arakanlılar kaçarken sistematik olarak hırsızlığa uğruyor

Myanmar’dan kaçan Arakanlılar, botla Bangladeş’e geçmek üzere sahile varmak için genellikle günlerce yürümek zorunda. Myanmar güvenlik güçleri ise kontrol noktaları kurdukları bu yollarda çoğunlukla son bir darbe daha vuruyor: kontrol noktasından geçen her kişiden para ve diğer değerli eşyaların sistematik olarak çalınması.

Bangladeş’e yakın zamanda ulaşan 10 Arakanlıdan fazlası, buna benzer kontrol noktalarından en kötüsünün, Arakanlıların Buthidaung ile Maungdaw kasabalarını ayıran dağlardan geçtikleri Sein Hnyin Pyar köy yolu yakınında bulunduğunu söyledi. Bu kişiler, oradaki nehir yolu boyunca dikenli tellerle sarılı çitler inşa edildiğini birbirleriyle tutarlı şekilde tarif etti. Aileler gruplar halinde vardıklarında askerler ve Sınır Güvenlik Polisi görevlileri, bir tepede bulunan karakoldan aşağı inerek çevrelerini sarıyor ve erkeklerle kadınları ayırıyor.

Güvenlik güçleri daha sonra Arakanlıların değerli eşyalarını sistematik olarak çalıyor. 37 yaşındaki Muhammed Selam, ailesi Ocak ayı başında Sein Hnyin Pyar yakınındaki kontrol noktasından geçerken askerlerin kendisi ve eşinden 600.000’den fazla Myanmar Kyatının (451 Amerikan Doları) yanı sıra altın, taşınabilir güneş paneli ve bazı kıyafetlerden oluşan tüm varlıklarını çaldığını anlattı.

Birçok Arakanlı, güvenlik güçlerinin eşyalarına el koyduktan sonra isimlerini ve geldikleri köyleri kaydettiğini söyledi. Bangladeş’e yeni gelenlerden bazıları da daha ileride, Maungdaw kasabasında bulunan kontrol noktalarında fotoğraflarının çekildiğini ve birkaç durumda da ordunun kendilerine kötü muamele uygulamadığını söyleterek kameraya kaydettiğini ifade etti.

Arakanlı kadınlara cinsel şiddet uygulandı

Kaçma girişiminde bulunan Arakanlı kadınlar, özellikle de genç kadınlar, Uluslararası Af Örgütü’ne, Myanmar askerlerinin kontrol noktalarında yapılan aramalar sırasında kendilerine cinsel şiddet uyguladığını söyledi.

22 yaşındaki Khateza, Sein Hnyin Pyar yakınındaki aynı kontrol noktasına 25 Ocak civarında ulaştı. Güvenlik güçleri, erkeklerin üzerini baştan ayağa aradıktan ve eşyalarını aldıktan sonra kadınların üzerini aradı. Khateza, yaşadıklarıyla ilgili şunları söyledi:

“Vücudumuzu aradılar. [En dıştaki] kıyafetlerimizi çıkardılar. Ben de dahil bütün genç kadınları böyle aradılar, [göğüslerimizi] içimizi elleyerek… Gerçekten çok rahatsız oldum. Çok utanç vericiydi. Ağlıyordum.”

Uluslararası toplumun tepkisi ‘zayıf ve etkisiz’

Matthew Wells, “Arakan Eyaletinin kuzeyinde devam eden saldırıların boyutları ve kapsamı, Myanmar ordusunun yalnızca kişileri değil, bir topluluk olarak Arakanlıların insanlık onurunu hedef alan saldırıları ve aşağılamayı sürdürdüğünü gösteriyor. Bu durum, Arakanlıları düzenli şekilde Myanmar’a geri göndermek için yapılan planların ne kadar erken olduğunu açıkça ortaya koyuyor,” dedi.

2017 Kasım ayının sonlarında bir geri gönderme anlaşması imzalayan Bangladeş ve Myanmar hükümetleri, daha sonra Arakanlıları 23 Ocak 2018 tarihi itibariyle geri göndermeye başlayabileceklerini duyurdu. Bangladeş hükümeti bu planın ilk evresinin uygulanmasını, açıklanan geri gönderme tarihine saatler kala erteledi, ancak Myanmar hazır olduğunu söylemeyi sürdürüyor.

“Arakanlılara yönelik vahşetler karşısında uluslararası toplumun tepkisi, krizin başlangıcından beri zayıf ve etkisiz. Uluslararası toplum, Arakan Eyaletinin kuzeyindeki durumun şiddetini kavramakta ve etnik temizliğe son vermesi için Myanmar ordusu üzerinde gerektiği gibi baskı oluşturmakta yetersiz kalıyor,” diyen Wells, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bu ihlallere hoşgörü gösterilmeyeceği mesajını vermek için silah ambargosu ve hedefe yönelik yaptırımların acilen uygulanması gerekiyor. Ayrıca, insani yardım örgütlerinin Arakan Eyaletinin kuzeyine sınırsız ve sürekli olarak erişebilmeleri de derhal sağlanmalı.”