Diyadin Çocukları


Diyadin Çocukları İçin Adalet - Ji Bo Zarokên Giyadînê Edalet

Ağrı'nın Diyadin ilçesinde yaşayan 16 yaşındaki çocuk Muhammet Aydemir ve 19 yaşındaki genç Orhan Arslan yakın arkadaşlardı. Ailelerinin geçimlerine katkıda bulunmak için bir fırında çalışıyorlardı. 12 Ağustos 2015'de çalıştıkları fırının odun deposunda polis tarafından vurularak öldürüldüler.

Muhammet ve Orhan'ın öldürülmesiyle ilgili gerçeklerin ortaya çıkarılması ve ailelerin adalete erişmeleri için imza kampanyamıza katılın.

O gece tam olarak ne olduğu bilinmiyor. Aileleri, Muhammet ve Orhan'ın o gece çalışmak üzere fırına gittiklerini ve fırını yakmak için odunları hazırladıklarını ifade ediyor. Saat 21.00 sularında PKK fırının birkaç yüz metre ötesindeki Diyadin Emniyet Müdürlüğü'ne saldırıyor ve polis ile PKK arasında çatışma yaşanıyor. 

Fırının güvenlik kamerasının kayıtlarında Muhammet, Orhan ve Muhammet'in ağabeyinin saat 20.45'de fırının önüne geldikleri görülüyor. Saat 21.00'de üçü de fırının önünde telefonlarıyla oynuyor. PKK saldırısının gerçekleştiği anda üçü de farklı yönlere kaçıyor. 

İki saat sonra Muhammet ve Orhan odun deposunda polis tarafından vurularak öldürüldü. Muhammet saat 23.00'den hemen önce annesiyle telefonda görüşerek Orhan ile birlikte odun deposunda olduğunu, odunları taşıyacaklarını ve güvende olduğunu söyledi. Aynı saatlerde odun deposunun yakınında yaşayan bir tanık evinin dışında üç zırhlı polis aracı gördü ve Muhammet ve Orhan'ı öldüren silah atışlarını duydu.

Yetkililer, kendilerine silah doğrultulduğunu ve kendilerini korumak için Muhammet ve Orhan'ı öldürdüklerini iddia ediyor. Aileler her ikisinin de silahsız olduğunu ve polis tarafından infaz edildiklerini ifade ediyor.

Delillerin toplanması ile ilgili usulsüzlükler, tanıklara yönelik kötü muamele ve gerçekleri ortaya çıkarmada somut adımların atılmaması soruşturmanın sorunlu bir şekilde ilerlediğine işaret ediyor.

Uluslararası Af Örgütü olarak Muhammet ve Orhan’ın öldürülmeleriyle ilgili tüm gerçeklerin açığa çıkarılması için her türlü adımın atılması, cezai soruşturmanın derhal, bağımsız ve tarafsız bir şekilde gerçekleştirilmesi, tüm sorumluların adalet önüne çıkarılması ve cezasızlık yaşanmamasını talep ediyoruz.

 

EK BİLGİ 

Vurulma Olayı

Muhammet ve Orhan yakın arkadaşlardı ve fırında kazandıkları günlük 10 TL ile ailelerinin geçimlerine katkıda bulunuyorlardı. Lise öğrencisi Muhammet Aydemir vurulmasından 10 gün önce fırında çalışmaya başlamıştı ve yaz tatili boyunca çalışmayı planlıyordu.

Aileleri Uluslararası Af Örgütü'ne, öldürüldükleri gece Muhammet ve Orhan'ın fırında çalıştıklarını ve fırın için odun hazırladıklarını söyledi. Aynı gece saat 21.00 sularında PKK fırının birkaç yüz metre ilerisindeki Diyadin Emniyet Müdürlüğü binasına saldırdı ve polisle çatıştı. Çatışma sonucu silahlı bir PKK üyesi öldürüldü.

Uluslararası Af Örgütü'nün izlediği kamera kayıtlarında Muhammet ve Orhan'ın aynı akşam saat 20.45'de fırının önüne geldikleri görülüyor. Saat 21.00'de görünüşe göre çalışmaya başlamayı bekleyen Muhammet ve Orhan'ın hala fırının önünde oldukları ve silahlı çatışmaların başladığı an bir anda kaçmaya başladıkları görülüyor.

Muhammet'in babası Mehmet Hanifi Aydemir Uluslararası Af Örgütü'ne, o gece silahlı çatışmanın başlamasının ardından Muhammet'in dışarıda çalıştığını bildiği ve endişelendiği için oğlunu üç kere aradığını söyledi. Muhammet'in, ailesine fırının karşısındaki odunlukta güvende olduğunu ve sokağa çıkmayacağını söylediğini ifade etti.

Yetkililer Uluslararası Af Örgütü ile Ağustos 2015'de gerçekleştirdikleri görüşmelerde Muhammet ve Orhan'ın öldürüldüğü olay yerinden bir veya daha fazla kez ateş edildiğini ve bu nedenle özel harekat timlerinin olay yerine geldiğini iddia etti. Yetkililer ayrıca olay yerine vardıklarında Orhan'ın kendilerine silah doğrulttuğunu iddia etti. Kamera kayıtları Muhammet ve Orhan'ın vurularak öldürüldüğü sokağın karşısında 20 metre uzaklıktaki odun deposunu göstermiyor.

Uluslararası Af Örgütü ile görüşen iki tanık da polislerin 23.00 sularında olay yerine geldiğini doğruladı. Tanıklar o sırada aynı sokakta odun deposunun hemen yakınında evlerinin dışında bulunuyordu. Polisin ateş ettiğini görmediklerini, önce birkaç metre ötedeki odun deposuna atılan bir ses bombası olduğunu düşündükleri bir patlamanın olduğunu ve hemen ardından otomatik silah veya silahlardan ateş edildiğini ifade etti. Uluslararası Af Örgütü anlatılanlarla tutarlı olan odun deposundaki kurşun deliklerini olaydan bir hafta sonra ziyaret ettiği olay yerinde inceledi.

Soruşturmadaki Usulsüzlükler

İki tanık Uluslararası Af Örgütü'ne olay gecesinde polislerin kendilerini ve o sırada kendileriyle birlikte olan bir oğullarını ve evde bulunan diğer iki oğullarını gözaltına alarak Diyadin Emniyet Müdürlüğü'ne götürdüklerini ve orada kötü muameleye uğradıklarını söyledi. PKK ile bağlantılı oldukları iddia edilerek sorgulandıklarını ve Emniyet Müdürlüğü'nün dışında ve gözaltında defalarca dövüldüklerini ifade ettiler. Üç gün boyunca gözaltında tutuldular ve Uluslararası Af Örgütü'ne ilk 36 saat boyunca ters kelepçeli bir şekilde tutulduklarını söylediler. Polisin onlara İstiklal marşını okuttuğunu ve sözlerini hatırlayamadığı için 17 yaşındaki oğullarını dövdüğünü iddia ettiler. Mart 2016 itibarıyla bu beş kişiye yönelik "terör örgütüne destek vermek" suçundan başlatılan cezai soruşturma devam ediyordu. Tanıklar Uluslararası Af Örgütü'ne polis memurlarının kendilerine yönelik kötü muamelesi ile ilgili suç duyurusunda bulunduklarını belirtti.

Tanıkların gözaltına alınmayan aile üyelerinden biri Uluslararası Af Örgütü'ne polisin gece yarısından sonra olay yerine döndüğünü ve odunluktan bir şeyler taşıdıklarını gördüğünü söyledi. Savcı Uluslararası Af Örgütü ile gerçekleştirdiği görüşmede polisin kendisinin yokluğunda fakat talimatları doğrultusunda polisin olay yerinde delil topladığını doğruladı. Savcı ve belediye başkanı Uluslararası Af Örgütü'ne olay yerinde bir Glock marka silahın bulunduğunu söyledi. Uluslararası Af Örgütü, yetkililerin Orhan Arslan'ın elinde olduğunu iddia ettikleri silahtan alınan balistik testlerin Muhammet ve Orhan’ın öldürülmelerinden dokuz ay sonra Mayıs 2016’da soruşturma dosyasına eklendiğini öğrendi. Test sonuçlarının silahın ateşlenip ateşlenmediğini ve üzerinde Muhammet ya da Orhan'ın parmak izlerinin olup olmadığını doğrulaması mümkündür, ancak soruşturma dosyasına uygulanan gizlilik kararı çerçevesinde test sonuçlarına ulaşılamamıştır.

ARKA PLAN

Muhammet Aydemir ve Orhan Arslan'ın özel harekat polisleri tarafından öldürülmeleri PKK'nın Diyadin'deki Emniyet Müdürlüğü binasına saldırısından yaklaşık iki saat sonra gerçekleşti.

PKK ile devlet arasında 2013'den bu yana sürmekte olan kırılgan barış süreci Temmuz 2015'de sona erdi. Devlet güçleri Türkiye'deki ve kuzey Irak'taki PKK üslerine yönelik saldırılar başlatırken, PKK da polis ve ordu hedeflerine yönelik ölümcüler saldırılar düzenledi.

Bu vaka 2015 yazından bu yana gerçekleşen olası yargısız infaz vakalarından biridir ve Ağustos-Eylül 2015 tarihleri arasında Ağrı ve Şırnak'ta gerçekleştirilen araştırmanın bir parçasıdır. 

 

 

Jİ BO ZAROKÊN GİYADÎNÊ EDALET!

Zarokê bi navê Muhammet Aydemir ê 16 salî û xortê bi navê Orhan Arslan ê 19 salî ku li navçeya Giyadîna Agiriyê dijiyan du hevalên nêzik bûn. Ji bo ku piştgiriya aboriya malbata xwe bikin li firinekê dixebitîn. Li 12’ê Tebaxa 2015’an di embara êzingan a firina ku lê dixebitîn de ji hêla polîsan ve bi lêdana çekî hatin kuştin.

Ji bo ku rastiyên derbarê kuştina Muhammet û Orhan bên aşkerakirin û malbatên wan bigihîjin mafên dadwerî beşdarî kampanya me ya îmzeyê bibin.

Kes nizane ka wê şevê çi bû. Malbatên wan dibêjin ku wê şevê Muhammet û Orhan ji bo kar çûn firinê û li wir êzing amade kirin da ku pê firinê vêxin. Saet derûdora 21.00’ê PKK’ê êrîşî Gerînendehiya Ewlehiyê ya Giyadînê dike ku du an sê sed metre dûrî firinê ye, û pevçûn navbera polîs û PKK’ê çêdibe.

Di qeydên kamerayê yê firinê de tê dîtin ku Muhammet, Orhan û birayê Muhammet di saet 20:45’ê de tên li ber firinê. Di saet 21.00’ê de her sê jî li ber firinê bi telefonên xwe dileyîzin. Dema ku êrîşa PKK’ê çêdibe tê dîtin ku her sê jî ber bi aliyên cuda ve direvin.

Piştî du saetan Muhammet û Orhan di embara êzingan a firinê de ji hêla polîsan ve bi lêdana çekî hatin kuştin. Muhammet piçek beriya saet 23.00’ê bi dayîka xwe re li ser telefonê axivî û jê re got ku bi Orhan re li embara êzingan in, dê êzingan bikişînin û nav ewlehiyê ne. Di heman saetê de şahidekî ku li nêzikî embara êzingan dijî li derveyê mala xwe sê erebeyên zirxî dît û dengê gulleyan ê ku Muhammet û Orhan kuştin bihîst.

Rayedar îdîa dikin ku çek li wan hatine rastkirin û ji bo ku xwe biparêzin Muhammet û Orhan kuştine. Malbat jî dibêjin ku her du jî bê çek bûn û ji aliyê polîsan ve hatine kuştin.

Nelirêtiyên derbarê berhevkirina palpiştan, muameleya xirab a li gel şahidan û ji bo aşkerakirina rastiyan gavneavêtin tev nîşan didin ku lêpirsîn bi awayekî bipirsgirêk dimeşe.

Wek Rêxistina Efûya Navnetewî em daxwaz dikin ku ji bo ku rastiyên derbarê kuştina Muhammet û Orhan bên aşkerakirin hemû gav bên avêtin, lêpirsînên cezayî teqez, bêalî û serbixwe bên pêkanîn, hemû berpirs li pêş dadgehê bên amadekirin û ew sûc bêyî ceza nemîne.

Dema Lêxistinê

Muhammet û Orhan du hevalên nêzikî hev bûn û bi 10 TL’yê ku li firinê qezenc dikirin alîkariya aboriya malbata xwe dikirin. Muhammet Aydemir’ê xwendekarê lîsê beriya ku bi çekê bê lêxistin 10 roj bûn ku li firinê dest bi kar kiribû û wisa pîlan kiribû ku dê seranserê betlaneya havînê bixebitiya.

Malbatên wan ji Rêxistina Efûya Navnetewî re got ku şeva hatin kuştin Muhammet û Orhan li firinê dixebitîn û ji bo firinê êzing amade dikirin. Heman şevê saet derûdora 21.00’ê PKK’ê êrîşî avahiya Gerînendehiya Ewlehiyê ya Giyadînê kir ku du sê sed metre dûrî firinê bû, û navbera wan pevçûn derket. Di encama pevçûnê de endameke çekdar ê PKK’ê hat kuştin.

Li ser qeydên kamerayê yên ku Rêxistina Efûya Navnetewî temaşe kirin tê dîtin ku Muhammet û Orhan di saet 20.45’ê de li ber firinê ne. Saet 21.00’ê wisa dixuye ku Muhammet û Orhan’ê ku li benda xebatê ne hîn jî li ber firinê ne û bi destpêkirina pevçûna çekdarî ji nişkê ve dest bi revê dikin.

Bavê Muhammet, Mehmet Hanifi Aydemir ji Rêxistina Efûya Navnetewî re got ku, wê şevê piştî derketina pevçûnê dizanî ku Muhammet derketiye derve û ji ber ku ketiye nav fikarê sê caran telefonê lê geriya. Wî got ku Muhammet ji malbatê re gotiye ku li embara hember firinê di nav ewlehiyê de ye û dê dernekeve derve.

Rayedaran di hevpeyvînên li gel Rêxistina Efûya Navnetewî de yên Tebaxa 2015’an gotin ku li cihê bûyerê yê Orhan û Muhammet lê bûn yek an jî zêdetir caran gulle hatine berdan û ji ber vê yekê tîmên taybet hatine cihê bûyerê. Rayedaran îdîa kir ku dema hatine cihê bûyerê Orhan çek rastî wan kiriye. Qeydên kamerayê embara êzingan a ku 20 metre ji cihê Muhammet û Orhan hatine kuştin dûr e nîşan nade.

Du şahidên ku bi Rêxistina Efûya Navnetewî re axivîn jî erê kirin ku polîs derûdora saet 23.00’ê hatine cihê bûyerê. Şahid di heman wextê de li derveyê mala xwe bûn ku nêzikî embara êzingan bû. Gotin ku wan nedîtiye polîsan gulle berdaye, pêşiyê dengê teqînekê bihîstine ku tiştek wek bombeya dengê avêtibin embara êzingan û piştre jî bi çekên otomatîk bi çek an jî çekan gulle hatine berdan. Rêxistina Efûya Navnetewî piştî hefteyekê dema çû cihê bûyerê her wekî wan behskirinan rast derxîne qulên gulleyan li embara êzingan dîtin û lêkolandin.

Nelirêtiyên Lêpirsînê

Du şahidan ji Rêxistina Efûya Navnetewî re got ku şewa bûyerê polîsan ew bi kurekî wan ku wê demê bi wan re bû û her du kurên wan ên din ên li mal binçav kirine û ew birine Gerînendehiya Ewlehiyê ya Giyadînê û li wir rastî muameleya xirab hatine. Ew bi angaşta têkiliya bi PKK’ê re hatine lêpirsîn û li derveyê Gerînendehiya Ewlehiyê  û dema binçav bûne gelek caran lêdan xwarine.

Bi qasî sê rojan di bin çav de man û ji Rêxistina Efûya Navnetewî re gotin ku 36 saetan destên wan li piştê kelemçekirî hatine girtin. Polîsan bi wan Marşa Netewî dane xwendin û ji ber ku gotinên marşê nehatine bîrê kurê wan ê 17 salî qutane. Di Adara 2016’an de doza lêpirsîna cezayî ya bi angaşta “piştgiriya bi rêxistina terorê” ya dijî wan mirovan didomand. Şahidan ji Rêxistina Efûya Navnetewî re got ku wan li dijî muameleya xirab a polîsan serlêdana sûcdariyê kirine.

Endamekî malbata şahidan ê ku nehatibû binçavkirin ji Rêxistina Efûya Navnetewî re got ku piştî nîvê şevê polîs dîsa hatine cihê bûyerê û hin tişt ji embara êzingan derxistine. Dozger di hevpeyvîna xwe ya bi Rêxistina Efûya Navnetewî de got ku polîsan bêyî amadebûna wî, lê bi fermanên wî li cihê bûyerê palpişt berhev kirine. Dozger û serokê şaredariyê ji Rêxistina Efûya Navnetewî re got ku li cihê bûyerê debançeyek bi marqeya Glock.

Rêxistina Efûya Navnetewî agahdar bû ku testên balîstîk ên çeka ku dihat îdîakirin li destê Orhan Aslan bûye neh meh piştî kuştina Muhammet û Orhan xistina nav dosyeya lêpirsîne. Encamên testê dikarin piştrast bikin bê ka çekê gulle berdaye û bê ka şopên tiliyên Muhammet û Orhan li ser çekê heye an na, lê ji ber ku biryara veşartîbûnê li ser dosyeya lêpirsînê heye ne mimkune mirov xwe bigihîne encamên testan.

PAŞXANE

Kuştina Muhammet Aydemir û Orhan Arslan a ji hêla polîsên tîmên taybet du saet piştî êrîşa PKK’ê ya li ser avahiya Gerînendehiya Ewlehiyê ya Giyadînê pêk hat. Pêvajoya aştiyê ya şikestbar ku ji 2013’an ve navbera PKK û devletê didomand piştî Tîrmeha 2015’an bi dawî bû. Her ku hêzên dewletê êrîş birin ser baregehên PKK’ê yên li Tirkiyê û bakurê Iraqê, PKK’ê jî li dijî hedefên polîs û leşkeran êrîşên giran da destpêkirin. Ev bûyer yek ji wan kuştinên nedarizandî yên pêkan e ku ji havîna 2015’an ve pêk tên û beşek lêkolîna li Agirî û Şirnexê ye ku di mehên Tebax û Îlonê de pêk hatiye.