Yılın ikinci yarısında yazılan umut ve dayanışma hikâyeleri
İnsanlığın karşı karşıya olduğu çetin zorluklara rağmen, Uluslararası Af Örgütü dünyanın dört bir yanında insanların nasıl aktivizmin önemini ve dayanışmanın hayatı değiştiren gücünü gösterdiğine tanıklık etmeye devam ediyor. Yeni yılı karşılamaya hazırlandığımız bugünlerde, devletlerden hesap sormaktan toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten hayatta kalanlar için adalet ve insan hakları savunucuları için özgürlük talep etmeye kadar, son altı ayda yazılan bazı umut ve dayanışma hikâyelerini paylaşıyoruz.
Temmuz
Küresel: Bu yıl açıklanan iki önemli Tavsiye Görüşü, devletlerin iklim acil durumu karşısındaki insan hakları yükümlülüklerinin belirlenmesine katkıda bulunarak, iklim adaleti ve hesap verebilirlik mücadelesine güç kazandırdı. Temmuz ayında Uluslararası Adalet Divanı (UAD), insan haklarından eksiksiz yararlanmanın, iklim sistemi ve çevrenin diğer unsurları korunmadan sağlanamayacağını net bir biçimde ortaya koydu. Dünyanın en yüksek mahkemesi, devletlerin derhal harekete geçme görevi olduğunu vurgulayarak, bu kapsamda devletlerin özel aktörlerin faaliyetlerini düzenlemesi, mevcut ve gelecek nesilleri ve ekosistemleri insan kaynaklı iklim değişikliğinin kötüleşen etkilerine karşı korumak için işbirliği yapması gerektiğini ifade etti. Aynı ayın başlarında Amerikalılar Arası İnsan Hakları Mahkemesi de bu konuda bir Tavsiye Görüşü açıklayarak, dünya genelindeki mahkemelerin yargı yetkisini şekillendirebilecek ulusötesi standartları belirledi.
Togo: Uluslararası Af Örgütü ve diğer sivil toplum örgütlerinin çağrılarının ardından 6 Temmuz’da, başkent Lome’deki nehirden cenazeleri çıkarılan beş protestocunun ölümlerine ilişkin soruşturma başlatıldı. Yetkililer ilk olarak, birkaç gün önce güvenlik güçleri tarafından şiddetle bastırılan protestolara katılmış olan beş kişinin ölümüyle ilgili bilgi vermeyi reddetmiş ve boğulduklarını iddia etmişti.

Arjantin: 2024 yılında üç lezbiyen kadının öldürülmesiyle sonuçlanan hedefli bir kundaklama saldırısının faili hakkında nihayet, homofobik saikle tasarlayarak öldürme suçundan dava açıldı. Uluslararası Af Örgütü, saldırıdan sağ kurtulan tek kişi olan Sofia’yı adalet mücadelesinde destekliyor.
Senegal: Uluslararası Af Örgütü’nün çağrılarının ardından Adalet Bakanı, Başsavcılık’tan 2021-2024 yılları arasında Senegal’de meydana gelen “siyasi şiddet” olayları hakkında soruşturma başlatmasını talep etti. Bu süre içinde Uluslararası Af Örgütü araştırma yürütmüş ve 2024 yılındaki başkanlık seçimleri öncesinde düzenlenen protestolarda en az 65 kişinin öldürülmesini ve yüzlerce kişinin keyfi olarak gözaltına alınmasını kınamıştı.
Slovenya: 31 Temmuz’da Slovenya, İsrail ile ithalat, ihracat ve aktarmalar da dahil her türlü silah ticaretini yasakladı ve bu kararı alan ilk AB üye devleti oldu. Bir hafta sonra, 6 Ağustos’ta Slovenya hükümeti, İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndaki yasadışı yerleşimlerde üretilen ürünlerin ithalatını da yasakladı. Uluslararası Af Örgütü Slovenya Şubesi, kâr amacı gütmeyen diğer örgütlerle birlikte ve sivil toplumun da desteğiyle uzun zamandır hükümete bu tedbirleri alma çağrısı yapıyordu.
Ağustos
.jpg)
İşgal Altındaki Filistin Toprağı: 24 Temmuz’da İsrail’de bir mahkeme, Filistinli İsrail vatandaşı Ahmed Halife’nin seyahat yasağını kaldırarak, Uluslararası Af Örgütü tarafından ailesiyle birlikte İtalya’ya davet edilen Halife’nin bu daveti kabul etmesine izin verdi. Uluslararası Af Örgütü bu seyahati planlamış ve Adalah Merkezi’nden avukatlarının seyahat yasağına itiraz etmek üzere mahkemede kullanmaları için İtalya Şubesi’nden Halife’ye bir davet mektubu iletmişti. Bu mektup, seyahat yasağının kaldırılmasında oldukça etkili oldu.
Ahmed Halife, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki savaşına karşı düzenlenen bir protestoda slogan attığı için yaklaşık dört ay gözaltında tutulmasının ardından, Şubat 2024’te seyahat yasağını da içeren adli kontrol hükümleriyle serbest bırakıldı. Halife, İtalya’ya döndükten sonra Uluslararası Af Örgütü’ne ilettiği mesajda, “Bu yolculuk benim ve ailem için çok önemliydi, gerçekten minnettarız. Yolculuğun düzenlenmesinde gösterilen ilgiyi ve çabayı hissetmek büyük bir anlam ifade ediyor. Bize, nefes alma ve birlikte güzel zaman geçirme olanağı verdiniz” dedi.
Türkiye: 2023 yılında, Türkiye’de yaşayan Suriyeli sığınmacı Ahmad Aabo’nun geçici koruma statüsü, kendisine HIV tanısı konulmasının ardından kaldırılmıştı. Uluslararası Af Örgütü’nün çağrıları üzerine 26 Ağustos 2025’te statüsü iade edildi. Sosyal güvenliği etkinleştirilerek ücretsiz sağlık hizmetlerine erişimi yeniden sağlandı.
Ahmad Aabo, “Acil eylem tekrar nefes almamı sağladı. Herkese çok teşekkür ederim. Sadece HIV+ olduğum için zulüm gördüm, gözaltına alındım. Sokakta polis memuru görünce gözaltına alınmaktan korkuyordum. Kimliğimi geri alabildim. Haklarımı geri kazandım. Teşekkür kelimesi az kalır. Umarım hiç kimse benim yaşadıklarımı yaşamaz. HIV ile yaşayan insanların desteklenmesi gerekiyor. İşkenceye maruz kalmamalılar. Benim için imza atanlara, yanımda duran herkese çok teşekkür ederim” diye konuştu.
Türkiye: Uluslararası Af Örgütü’nün, İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nün gerçekleştirildiği 29 Haziran’da keyfi olarak gözaltına alınan ve ardından temelsiz suçlamalarla tutuklanan üç aktivist, Hivda Selen, Sinem Çelebi ve Doğan Nur’un serbest bırakılması talebiyle başlattığı acil eylem sonuç verdi.
Doğan Nur, avukatının talebi üzerine 30 Temmuz’da serbest bırakıldı. Sinem Çelebi ve Hivda Selen ise, 8 Ağustos’ta, 53 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşmasında serbest bırakıldı.
Doğan Nur, “Türkiye’de her geçen gün artan baskı ve sindirme politikası ile birlikte tutuklamalar adeta bir cezalandırma aracına dönüşüyor. Böylesi bir ortamda toplumsal dayanışmayı örmek ve her geçen gün artan hukuksuzluğa karşı ses çıkarmak önceki dönemlerden çok daha elzem bir durumda. Uluslararası Af Örgütü’nün de başlatmış olduğu acil eylem çağrısıyla birlikte yaşamış olduğumuz bu hukuksuzluk çok daha geniş kesimlere ulaşıp yankı bularak adalet talebini yükseltti. Uluslararası Af Örgütü’ne ve destekçilerine bu süreçte sunmuş oldukları katkıdan dolayı çok teşekkür ediyorum. Dayanışma yaşatır!” şeklinde konuştu.
Eylül

Mısır: Alaa Abdülfettah, Mısır-İngiltere çifte vatandaşı olan bir aktivist, yazar ve yazılımcıdır. 2011 yılında Mısır’daki hükümet karşıtı protestolar sırasında bilinir hale geldi ve Mısır yetkilileri tarafından barışçıl aktivizmi ve hükümete dönük eleştirileri nedeniyle defalarca hedef alındı. 29 Eylül 2019’da, protestolara yönelik yaygın baskılar kapsamında gözaltına alındı. Aralık 2021’de, bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle Olağanüstü Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından “yalan haber yaymak” gibi temelsiz suçlamalarla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mısır yetkilileri, Abdülfettah’ın tutuklulukta geçirdiği süreyi infaz süresinden düşmemeye karar verdiği için tahliyesi 2027 yılına ertelendi.
Uluslararası Af Örgütü ve Birleşik Krallık Şubesi uzun yıllar Abdülfettah’ın serbest bırakılması için kampanya yürüttü. Abdülfettah nihayet Eylül 2025’te, cumhurbaşkanı affıyla serbest bırakıldı. Bu sonuç, yılmadan yürütülen kampanya ve annesi Leila Soeif ile kız kardeşleri Mona ve Sanaa Soeif’in baskıları sayesinde elde edildi.

Türkiye: İnsan hakları savunucusu ve LGBTİ+ hakları aktivisti Enes Hocaoğulları, Mart 2025’te Avrupa Konseyi’nde yaptığı bir konuşmada, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve tutuklanmasının ardından düzenlenen kitlesel protestolara yönelik baskıları eleştirdi. 5 Ağustos’ta Türkiye’ye dönüşünde gözaltına alındı ve aynı gün tutuklandı.
On binlerce Uluslararası Af Örgütü aktivisti, Hocaoğulları’nın serbest bırakılması talebiyle başlatılan acil eylemi imzaladı ve Hocaoğulları 8 Eylül’deki ilk duruşmada tahliye edildi. Davanın bir sonraki duruşması 23 Şubat 2026 tarihinde görülecek. Enes Hocaoğulları cezaevinden serbest bırakıldıktan sonra ilettiği mesajında şunları söyledi:
“Bir dizi başarılı uluslararası kampanya sayesinde ilk duruşmamda tahliye edildim. Benim davam için verilen mücadele bitmediği gibi, daha geniş anlamda ifade özgürlüğü için verilen mücadele hiç bitmedi. Ancak elbette bu kampanyalar, özellikle de Uluslararası Af Örgütü tarafından koordine edilen ve yürütülen kampanya başarılı olmasaydı, bugün çok farklı bir yerde olacaktım. Görüyorsunuz, insan hakları savunucuları arasında şanslı olanlardan biriyim. Aktivizmleri nedeniyle misillemeyle karşılaşan ve karşılaşmaya da devam edecek olan, çok az destek gören veya hiç görmeyen birçok hak savunucusu var. İnsan hakları savunucularını korumanın önemini ve bu tür kampanyaların etkinliğini size Romalı bir şairin dizeleriyle hatırlatmak isterim: ‘Muhafızları kim muhafaza edecek?’ Sorarım size: İnsan hakları savunucularının haklarını kim savunacak?”
Burkina Faso: Burkina Faso’nun Geçici Yasama Meclisi 1 Eylül’de, erkek ve kız çocuklar için asgari evlilik yaşını 18 olarak belirleyen ve onayı evliliğin temeli sayan bir yasa çıkardı. Uluslararası Af Örgütü uzun yıllardır insan hakları eğitimi programı aracılığıyla zorla evlendirmeler de dahil toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin ortadan kaldırılması yönünde çağrı yapıyor. Çocuk Evliliklerine Karşı Ulusal Koalisyon’un önde gelen bir üyesi olarak, Uluslararası Af Örgütü aynı zamanda erkek ve kız çocuklar için yasal evlilik yaşının 18’e yükseltilmesini öngören yasa tasarısında değişiklikler önerdi ve tasarının yasalaşması için savunuculuk faaliyetleri yürüttü.
Ekim

Afganistan: Sport & Rights Alliance (SRA-Spor ve Haklar Birliği) ve Uluslararası Af Örgütü’nün aylarca yürüttüğü savunuculuk çalışmalarının ardından, FIFA nihayet Afgan kadın mülteci takımı kurulacağını ve takımın finanse edileceğini açıkladı. İlk kez 2007 yılında kurulan Afgan kadın futbol takımı, Taliban’ın 2021 yılında iktidarı ele geçirmesinin ardından yasaklandı ve futbolcular misilleme korkusuyla ülkeden çıkmak zorunda kaldı. Takım, Afganistan’dan ayrıldıktan sonra da futbol oynama ve ülkelerini temsil etme hakları için kampanya yürütmeye devam etti. Ekim’de FIFA, Fas’ta takımın Çad, Tunus ve Libya’ya karşı ilk uluslararası maçlara çıkacağı bir turnuva organize etti. Takımın yeni adı, Afghan Women United oldu. Takımın kurucusu ve eski kaptanı Khalida Popal, “Uzun yıllardır mücadele ediyoruz; bu çok yorucu, çok fazla geliyor. Ama günün sonunda futbolcuların sahaya geri döndüğünü gördüğünüzde, her şeye değdiğini hissediyorsunuz. Bu genç kuşak kadınların ülkemizi temsil ettiğini görmek için her şeye değerdi. Benim için çok duygulandırıcıydı” dedi.
Kasım
Yunanistan: Uluslararası Af Örgütü’nün yürüttüğü bir kampanyanın ardından Yunanistan sahil güvenlik kuvvetleri başkanı ile diğer üç yönetici hakkında 600’den fazla kişinin hayatını kaybettiği Pylos tekne kazasındaki sorumluluklarıyla ilgili dava açıldı. Mayıs’ta 17 yetkili daha dava dosyasına eklendi.
Arjantin: Nisan 2023’te Buenos Aires eyaletinin Pilar şehrinde, yerel polis tarafından gözaltına alınmasından iki gün sonra gözaltında hayatını kaybeden 39 yaşındaki trans kadın Sofia Fernandez için verilen adalet mücadelesinde ilerleme kaydedildi. Temmuzda, yargılanan 10 memurdan dokuzu hakkında takipsizlik kararı verilmişti ancak kasım ayında İstinaf Mahkemesi 10 memurun tamamının yargılanmasına hükmetti. Üç memur, transfobik saikle tasarlayarak öldürme ve cinayetin polis memurları tarafından işlenmesi suçlarından yargılanacak. Uluslararası Af Örgütü iki yıldır Sofia’nın ailesini destekliyor ve bilirkişi raporları ve avukat giderleri için maddi destek sağlıyor.
Libya: Güneydoğu Libya’da Tebu erkeklere yönelik toplu öldürme, keyfi gözaltı ve zorla kaybetme vakalarına ilişkin araştırmalar üzerine Uluslararası Af Örgütü, Libya Cumhuriyet Başsavcısını belgelenen ihlaller hakkında tarafsız, şeffaf ve kapsamlı bir soruşturma başlatmaya çağırdı. İki hafta sonra, Başsavcı Facebook hesabından bir paylaşım yaparak, Tebu erkeklerin öldürülmeleriyle ilgili soruşturmaların açılacağını ve sanıkların mahkemeye sevk edileceğini açıkladı. Aynı tarihte yetkililer, vakaların meydana geldiği dönemde gözaltına alınan en az 12 erkeği de serbest bıraktı.
Finlandiya: Kasım’da Finlandiya hükümeti, Temel Haklar ve İnsan Haklarına İlişkin Ulusal Eylem Planı’nın dördüncüsünü onayladı. Eylem planının amacı, hukukun üstünlüğünün temel yapılarını güçlendirmek ve Finlandiya’da insan haklarının gerçekleşmesini desteklemek. Karar, Uluslararası Af Örgütü Finlandiya Şubesi’nin devamlı savunuculuk çalışmalarının ardından alındı.
Malezya: Emsal niteliğindeki bir davada, sekiz yıl önce zorla kaybedilen Malezyalı bir papazın eşi, polise ve hükümete karşı açtığı davayı kazandı. Raymond Koh 2017 yılında başkent Kuala Lumpur’un yoksul bir mahallesinde maskeli bir grup erkek tarafından arabasından dışarı çıkarılarak kaçırıldı. Nerede tutulduğu hâlâ bilinmiyor ve ailesi ısrarla Koh’un polis tarafından götürüldüğünü söylüyor. Uluslararası Af Örgütü uzun yıllardır adalet arayan ailesini ve avukatlarını destekleyerek hesap verebilirlik çağrısı yapıyordu. Kasım ayında, yüksek mahkeme Koh’un zorla kaybedildiğine hükmetti ve hâkim Malezya’da bu yönde alınmış ilk karara imza atarak, Koh’un kaçırılmasından hükümeti ve polisi sorumlu tuttu.
Gine: Uluslararası Af Örgütü’nün çağrıları üzerine, devlete ait Gine Yağ Palmiyesi ve Kauçuk Ağacı Şirketi’nin çalışanları, sabit ve düzenli ödeme takviminden yararlanmaya başladı. Uluslararası Af Örgütü Ekim ayında, şirkete bağlı plantasyonlarda çalışan işçilerin haklarının nasıl suistimal edildiğini belgeleyen bir rapor yayımladı. Rapor, çiftçi ailelere genellikle geç ve piyasa fiyatlarının altında ödeme yapıldığına dikkat çekti.
Amerika katıları: Adil Geçiş mekanizması kurma taahhüdü, bu yıl Brezilya’da gerçekleştirilen BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 30. Taraflar Konferansı’nda (COP30) elde edilen en önemli kazanımdı. Sivil toplumun ve Uluslararası Af Örgütü’nün de aralarında bulunduğu çevre hakları örgütlerinin baskıları sonucunda taahhüt edilen mekanizma bir kez kurulduğunda, fosil yakıtların aşamalı olarak sonlandırılmasından etkilenen işçilerin, diğer kişilerin ve toplulukların haklarını korumaya yönelik güncel ve gelecekteki çabaları kolaylaştıracak ve eşgüdümleyecek. Ayrıca yeni Toplumsal Cinsiyet Eylem Planı kadın çevre savunucuları için önemli korumalar içeriyor.

Tunus: Tunuslu avukat ve medya yorumcusu Sonya Dahmani 18 ay süren haksız tutukluluğun ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Uluslararası Af Örgütü, 2024 yılında gözaltına alındığı ve “yalan haber yaymak” gibi temelsiz suçlamalarla hapis cezasına çarptırıldığından beri Dahmani’nin serbest bırakılması için kampanya yürütüyordu. Bu kapsamda acil eylemler başlatıldı ve Sonya Dahmani bu yılki Haklar İçin Yaz kampanyasının bir parçası oldu.
Bu sonuç, devamlı baskı ve dayanışmanın gerçek bir fark yaratabildiğinin somut göstergesidir. Haklar İçin Yaz kapsamında Sonya Dahmani’yi desteklemeyi sürdürecek ve Tunus yetkililerini haksız hapis cezalarını bozmaya ve diğer tüm suçlamaları düşürmeye çağırarak, Dahmani’nin tamamen özgür kalmasını talep etmeye devam edeceğiz.
Aralık

Küresel: Haklar İçin Yaz bu yıl, milyonlarca insanı dünyanın çeşitli bölgelerinde hakları ihlal edilen kişilerin hayatını değiştirmek üzere bir araya gelmeye çağırıyor. Herkes yalnızca birkaç dakika ayırıp bir mektup yazarak, bir sosyal medya paylaşımı yaparak ya da kampanyayı imzalayarak dünyayı değiştirmeye ve hatta bir hayatı kurtarmaya yardımcı olabilir.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard’ın ifadesiyle, “Birlikte, en elverişsiz koşullarda bile insanlığın kazanabileceğini, kazanmak zorunda olduğunu ve bunu başaracağını kanıtlayacağız”.
Yılın ilk yarısında elde edilen insan hakları kazanımlarıyla ilgili içeriğimizi buradan okuyabilirsiniz.
Blog
- Filistinlilerin insan haklarına ne oldu?
- Osman Kavala’nın selamı var
- Gen Z Hareketi: Neden hayatımızı tehlikeye atarak protesto ediyoruz?
- Gazze saha çalışanı: “Çocuklarımızın açlıktan acı çektiğini izleyerek paramparça oluyoruz”
- Toplumsal cinsiyet nedir? Bu kavramı anlamak neden önemlidir?
- Yılın ilk yarısının gurur verici 29 insan hakları kazanımları
- İsrail ordusunda askerlik yapmayı reddeden bir aktivist: Öldürmeyi ve baskıyı simgeleyen bir üniformayı giyemezdim

