Yılın ilk yarısının gurur verici 29 insan hakları kazanımları
Son altı ayda manşetlerde korku, ayrışma ve nefret hikayeleri baskındı. Öte yandan, dünya genelinde aktivistler umudu hâkim kılmak için çalışıyor. İşte Ocak-Haziran 2025 arasında elde edilen gurur verici insan hakları kazanımlarından bazıları…
Ocak
Afganistan: 2023 yılında Uluslararası Af Örgütü, Taliban’ın Kadınlara Karşı Savaşı başlıklı raporunu yayımladı. Bulgular üzerine Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı, Taliban’ın Dini Lideri ve Başyargıcı hakkında insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü tutuklama kararı çıkarılmasını talep etti. Savcılığın talebi, Taliban Dini Liderini ve Başyargıcını, grubun Ağustos 2021’de yeniden iktidara gelmesinin ardından kadınlara, kız çocuklara ve LGBTİ+’lara karşı toplumsal cinsiyete dayalı zulüm suçundan sorumlu tutuyor. Bunlar, ülkenin mahkemeye üye olduğu 2003 yılından bu yana Afganistan’da UCM tarafından talep edilen ilk kamuya açık tutuklama kararlarıdır.
Kamerun: Dorgelesse Nguessan bir protestoya katıldığı için dört yılı aşkın süre cezaevinde tutulduktan sonra 16 Ocak’ta serbest bırakıldı. Kuaför ve çocuklarını tek başına yetiştiren bir anne olan Dorgelesse hiçbir zaman siyasi açıdan faal olmadı ancak yüksek yaşam maliyetlerine ilişkin kaygılarının artması üzerine bir protestoya katıldı. İsyanla suçlandı, askeri bir mahkemede yargılandı ve 7 Aralık 2021 tarihinde yedi yıl hapis cezasına mahkûm edildi.
Dorgelesse, Uluslararası Af Örgütü’nün 2022 yılındaki Haklar İçin Yaz kampanyasının bir parçasıydı. Kampanya kapsamında binlerce destekçi Dorgolesse’nin serbest bırakılması için çağrı yaptı. Uluslararası Af Örgütü aynı zamanda tutukluluğunun zor günleri boyunca Dorgolesse ve ailesine kısa süreli maddi destek sağladı. 16 Ocak’ta İstinaf Mahkemesi cezasını azalttı.
Dorgolesse, serbest bırakılmasının ardından Uluslararası Af Örgütü ile şunları paylaştı: “Keyfi tutukluluğum boyunca gösterdiğiniz tüm çabalar için teşekkür ederim. Doğrudan veya dolaylı olarak kurumunuz için çalışan ve serbest bırakılmama katkı sağlayanlara teşekkürler.”
Şili: 2 Ocak’ta Karabineri polis teşkilatından iki polis memuru, aktivist Renzo Inostroza’yı vurarak gözünü kör etmekten hapse mahkûm edildi. Mahkeme, polislerin eylemlerinin Şili’nin ulusal düzenlemelerini ve uluslararası yükümlülüklerini ihlal ettiğine hükmetti. Karar, Şili adalet sisteminin Karabinerileri hukuksuz eylemlerinden ötürü sorumlu tutmasını sağlama mücadelesinde bir adli emsal oluşturuyor. Bu karar, Uluslararası Af Örgütü tarafından yayımlanan ve Şili’de Ekim 2019’da meydana gelen toplumsal huzursuzluk döneminde tekrarlayan polis şiddetini ve bireysel vakaları mercek altına alan Gözler Şili’de başlıklı raporunun ardından verildi. Renzo Inostroza, raporda yer alan vakalar arasındaydı.
Suudi Arabistan: Uluslararası Af Örgütü, ocak ayından şubata dek Suudi Arabistan’da çok sayıda insan hakları savunucusunun serbest bırakılması için başarılı bir kampanya yürüttü. İnsan hakları savunucusu ve eski düşünce mahkûmu Muhammed El Kahtani, insan hakları çalışmaları nedeniyle 12 yıl cezaevinde tutulduktan sonra 7 Ocak’ta serbest bırakıldı. 47 yaşındaki öğretmen Esad Bin Nasır El Hamdi, adil olmayan yargılamalarıyla bilinen Özel Ceza Mahkemesi’nde görülen haksız bir dava sonucu tutuklu kaldığı cezaevinden 13 Ocak’ta serbest bırakıldı. Esad, hükümetin 2030 Vizyonu programını eleştiren sosyal medya paylaşımları nedeniyle 2022’de gözaltına alınmış ve 20 yıl hapse mahkûm edilmişti. 10 Şubat 2025’te, Leeds Üniversitesi’nde doktora öğrencisi ve iki çocuk annesi olan Selma El Şehab, Özel Ceza Mahkemesi’nde görülen haksız davada mahkûm edildiği dört yıllık hapis cezasının dolması üzerine serbest bırakıldı. Özel Ceza Mahkemesi Selma’yı kadın haklarını destekleyen Tweetler attığı için terörle bağlantılı suçlardan mahkûm etmişti.
ABD: ABD, Sudan’a ve Darfur’a silah transferlerine katılan bazı şirketler hakkında yaptırım kararı aldı. Yaptırımlar, Uluslararası Af Örgütü’nün Temmuz 2024’te yayımladığı, ticari verilerle video incelemelerini birleştirerek dış ülkelerde üretilen silahların Sudan’a devamlı ihracatının sivillerin ızdırabını nasıl artırdığını gösteren yenilikçi brifinginin ardından uygulanmaya başlandı.

ABD: Amerikan yerlisi aktivist Leonard Peltier, işlemediğini ifade ettiği bir suçtan ötürü yaklaşık 50 yıl boyunca ABD’de cezaevinde tutuldu. Yargılandığı davanın ve mahkûmiyet kararının adil olup olmadığı konusunda ciddi endişeler vardı. Yerli kabileler, Nobel Barış Ödülü sahipleri, eski FBI ajanları, diğer çok sayıda kişi ve hatta davaya bakan eski ABD Savcısı James Reynolds, Peltier’ın serbest bırakılması için çağrı yaptı. Uluslararası Af Örgütü üyeleri de uzun yıllar Peltier’nin serbest bırakılması için kampanya yürüttü ve en son Başkan Biden’ı insani gerekçelerle ve adaletin gereği olarak Peltier için af çıkarmaya çağırdı. Eski Başkan Biden, görevindeki son günlerinde Peltier’ın müebbet hapsini ev hapsine çevirdi. Uluslararası Af Örgütü yakın zamanda, Peltier’ın serbest bırakılmasının ardından hayatını tekrar kurabilmesi için kısa süreli maddi destekte bulundu.
Şubat
Cezayir: Uluslararası Af Örgütü Cezayir Şubesi ve çok sayıda yerel kadın hakları örgütlerinin ısrarlı savunuculuk çalışmaları sayesinde, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun sözden eyleme geçerek, kadınlara yönelik şiddetle mücadele kapsamında bir dizi somut tedbir alınacağını duyurdu. Bunun üzerine, Dayanışma Bakanlığı, ülke genelinde 7/24 hizmet verecek ücretsiz bir ulusal destek hattı kurdu. Şiddete maruz bırakılan kadınlar bu hat üzerinden şiddet ihbarında bulunabilecek, uygun destek hizmetlerine yönlendirilecek ve tehlike anında acil yardım alacaklar. Hat şimdiden etkili olduğunu kanıtladı. Şiddete Maruz Bırakılan Kadınlara Yönelik Rehber, Arapça ve İngilizce olarak yayımladı ve şu an ülke genelinde yaygınlaştırılıyor. Ayrıca şiddet failleri hakkında anında kısıtlama kararı çıkarılması ihtimalini de içeren yeni yasal tedbirler açıklandı.
Benin: Kıyı bölgelerinde yaşayan ve turizmin geliştirilmesi adına planlı olarak zorla tahliye edilen binlerce Beninli aile sonsuz bir kâbus yaşıyor. Ancak şubat ayında yetkililer, davalarının takip edilebilmesi için uygun tazminat bekleyen ailelerin başvuruda bulunmaları için kamuya açık bir çağrı yayımladı. Ulusal Arazi ve Mülkiyet Ajansı yönetimi ayrıca Uluslararası Af Örgütü’nden, uygun tazminat almamış kişilerin listesini talep etti.
Bu adım, Uluslararası Af Örgütü’nün Aralık 2023’te Benin’deki zorla tahliyelere odaklanan raporunun ve haksız bir biçimde tahliye edilenlere yönelik uygun tazminat çağrısında bulunan kampanyasının ardından atıldı. Raporumuz ve kampanyamız bu olumlu sonucun alınmasında kilit öneme sahipti.
Çin: Üç buçuk yıldır Fas’ta tutuklu olan ve Çin’e iade edilme riski altında bulunan, Uygur kimliğine sahip İdris Hasan şubat ayında nihayet serbest bırakıldı.
Uluslararası Af Örgütü, gözaltına alındığı Temmuz 2021’den beri İdris’in özgürlüğü için kampanya yürütüyordu. Eşi Zeynura Hasan, Uluslararası Af Örgütü’ne kesintisiz desteği için şu sözlerle teşekkür etti:
“Hepinize çok teşekkür ederim. Desteğiniz olmadan eşimi kurtaramazdık.”
Senegal: Senegal hükümeti, olumlu bir adım atarak Uluslararası Af Örgütü’nü, protestolara katıldıkları için gözaltına alınan kişilere ve eski tutuklulara yardımcı olmaya ve destek sağlamaya davet etti.
Uluslararası Af Örgütü, 2021 yılından bu yana, protestolar sırasında güvenlik güçlerinin hukuka aykırı güç kullanımına dikkat çekmekte, öldürülenlerin listesini tutmakta ve yüzlerce kişinin protesto çağrısı yaptıkları veya protestolara katıldıkları için keyfi olarak tutuklanmasını kınamaktadır. Uluslararası Af Örgütü ve diğer sivil toplum örgütlerinin topladığı rakamlara göre, çoğu ateşli silahlarla olmak üzere en az 65 kişi öldürüldü, en az bin kişi yaralandı. İki bin kişi ise gözaltına alındı.
Uluslararası Af Örgütü, önceki hükümetin çıkardığı af yasasının kaldırılması, protestolar sırasında öldürülenler ve aileleri için hakikat ve onarım sağlanması çağrısında bulunmaya devam ediyor.
Sırbistan: Uluslararası Af Örgütü Güvenlik Laboratuvarı ve Avrupa Bölgesel Ofisi’nin yakın zamanda yayımladığı bir araştırma, Sırbistan polisi ve istihbarat yetkililerinin örtük bir gözetim politikası kapsamında nasıl gazetecileri, çevre aktivistlerini ve diğer kişileri hukuka aykırı olarak hedef almak için cep telefonlarına bulaştırılan gelişmiş casus yazılımları ve mobil adli yazılımları kullandığını belgeledi.
Dijital istihbarat ve adli yazılım ürünlerinde uzmanlaşmış Cellebrite şirketinin, Uluslararası Af Örgütü’nün araştırması doğrudan sonucu olarak Sırbistan’daki bazı müşterilerinin dijital adli yazılımlarını kullanımını durduracağını açıklamasıyla önemli bir insan hakları kazanımı elde edildi. Bununla birlikte Sırbistan Nitelikli Teknoloji Suçları Savcısı, Kamu Denetçisi ve Veri Koruma Komiseri de araştırma bulgularına dayalı ayrı soruşturmalar başlattı.

Türkiye: Mülteci hakları avukatı ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç, yaklaşık sekiz yıl süren bir yargılama sürecinin ardından nihayet beraat etti.
Haziran 2017’de gözaltına alınan ve 14 ayı aşkın cezaevinde tutulan Kılıç, aleyhine hiçbir delil olmamasına rağmen haksız yere mahkûm edilmişti. “Terör örgütü üyeliği” suçundan altı yılı aşkın hapis cezasıyla karşı karşıya kaldı. Uluslararası Af Örgütü, tutukluluğun zorluklarıyla mücadele ettikleri dönemde Kılıç’a ve ailesine destek sağladı.
Taner Kılıç davasıyla ilgili şunları söyledi: “Neredeyse sekiz yıl boyunca devam eden bu kâbus benim için nihayet sona erdi. Tüm bu süreç boyunca emin olduğum tek şey haklı ve masum olduğumdu ve dünyanın dört bir yanından aldığım destek bana güç verdi. Benim için harekete geçen her bir kişiye teşekkür ederim.”
Mart

Latin Amerika: Brezilya’da bir mahkeme, Latin Amerika’da kadın hakları açısından çığır açıcı bir karar vererek, Arjantinli aktris Thelma Fardin’i 16 yaşındayken cinsel istismara maruz bırakmakla suçlanan aktör Juan Darthés’i cinsel şiddetten suçlu buldu. Uluslararası Af Örgütü dava boyunca ulaşım masraflarına katkı sundu ve Thelma’ya psikososyal destek sağladı. Bu ceza, bölge genelinde cinsel şiddet vakaları için önemli bir emsal oluşturuyor.
Thelma, üç ayrı ülkede verilen beş yıllık hukuk mücadelesinin ardından, “Bugün 16 yaşındaki kendimin gözlerinin içine bakabiliyor ve ‘başardık’ diyorum” şeklinde konuştu.
Filipinler: Filipinler Eski Devlet Başkanı Rodrigo Duterte, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) insanlığa karşı işlenen suçlardan ötürü çıkardığı tutuklama kararına istinaden polis tarafından gözaltına alındı.
Duterte’nin sözde “uyuşturucuyla mücadele” politikası kapsamında, çoğu yoksul ve ötekileştirilen topluluklara mensup binlerce kişi polis veya polisle bağlantılı olduğu düşünülen silahlı kişiler tarafından hukuk dışı bir biçimde öldürüldü. Yıllardır Duterte’nin tutuklanması için çağrıda bulunan Uluslararası Af Örgütü, bu gelişmeyi “adalet adına uzun yıllardır beklenen muazzam bir adım” olarak değerlendirdi. Rodrigo Duterte’nin şimdi UCM’de yargılanması bekleniyor.
Sierra Leone: Reality şov yıldızı Hawa Hunt, 4 Mart’ta cezaevinden serbest bırakıldı ve kendisine yöneltilen siber suçlarla bağlantılı tüm suçlamalar düşürüldü. Hawa Aralık 2024’te canlı yayında gözaltına alınmış ve sosyal medyada paylaştığı bir videoda cumhurbaşkanına ve eşine hakaret ile suçlanmıştı.
Uluslararası Af Örgütü, yetkilileri Hawa’yı serbest bırakmaya ve haklarını güvence altına almaya çağırmıştı.
Kızı Alicia şunları söyledi: “Cezaevindeyken annemle yapabildiğim az sayıdaki telefon konuşmasından birinde, ona Uluslararası Af Örgütü’nün onu nasıl savunduğunu anlattım. O ve tüm ailemiz desteğinizden çok etkilendi. Bunun serbest bırakılmasında çok önemli bir rol oynadığına inanıyoruz.”

Türkiye: Cumartesi Anneleri, Mayıs 1995’ten bu yana her Cumartesi Galatasaray Meydanı’nda barışçıl protestolar gerçekleştirerek, 1980’lerde ve 1990’larda zorla kaybedilen yakınları için adalet talep ediyor. 25 Ağustos 2018 tarihindeki 700. hafta buluşmaları yasaklandı ve polis tarafından şiddetle, göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullanılarak dağıtıldı.
46 kişi gözaltına alındı, daha sonra serbest bırakıldı ancak 2020 yılında haklarında “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşe silahsız olarak katılmak ve ihtara rağmen dağılmamak” suçlarından dava açıldı.
Cumartesi Anneleri’nin ve davada hukuki destek sağlayan Uluslararası Af Örgütü de dahil destekçilerinin kararlılığı sayesinde tamamı Mart 2025’te beraat etti.
ABD: 17 Mart’ta, ABD göç dairesi yetkilileri, dört kişilik Venezuelalı ailenin babası Alberto’yu gözaltına alarak onu eşinden ve iki çocuğundan kopardı. Ailenin sığınma başvurusu sonuçlanmadığı halde Alberto ABD’ye “yasadışı” yollardan girmekle suçlandı. Davası, Trump yönetiminin göç kanunundaki bir maddeyi, ABD-Meksika sınırından yakın zamanda geçenler yerine yıllardır ABD’de bulunan kişileri ve aileleri hedef almak için kullanmasının bir örneğiydi. Uluslararası Af Örgütü’nün çağrıları üzerine 21 Nisan 2025 tarihinde, Alberto gözaltında tutulduğu Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi’nden (ICE) kefaletle serbest bırakıldı ve eşine ve çocuklarına kavuştu.
Mayıs
Şili: Romario Veloz, 2019 yılında Şili’nin La Serena kentindeki protestolar sırasında bir yüzbaşı tarafından vurularak öldürüldü. Romario’yu vuran yüzbaşı Mayıs 2025’te tutuklandı ve devlet görevlileri tarafından işlenen insan hakları ihlalleri vakalarında bir emsal oluşturdu. Ancak bu kazanıma rağmen polis şiddetine yönelik yaygın cezasızlık hâlâ devam ediyor. Romario, Uluslararası Af Örgütü’nün 2020 yılındaki Gözler Şili’de başlıklı araştırmasının da bir parçasıydı. Uluslararası Af Örgütü, Romario’nun çocuğuna destek sağlayarak eğitime erişimine yardımcı oldu ve ailenin adalet arayışı için mahkeme masraflarını karşıladı.
Uluslararası Af Örgütü raporun yanı sıra Polis Reformu Danışma Kurulu’nda yer alarak, Şili Devlet Başkanı’na mektup yazdı ve polis şiddeti konusunda basına çok sayıda röportaj verdi. Uluslararası Af Örgütü Şili Şubesi’nin aralıksız çabaları sonuç verdi ve Şili polis güçlerinin şok tabancası kullanmasına son verilmesine katkı sağladı.
Fildişi Sahili: 7 Mayıs’ta, Onur Dinamiği İçin Öğretmenler Hareketi Sendikası İletişim Sekreteri Ghislain Duggary Assy, Uluslararası Af Örgütü’nün uluslararası baskıları sayesinde tutuksuz yargılanmak üzere geçici olarak serbest bırakıldı. Bir ay sonra, yalnızca ilk ve orta okullarda grev çağrısı yaptığı için iki yıl hapis cezasına mahkûm edilmişti.
Uluslararası Af Örgütü, başta grev hakkı olmak üzere işçi haklarına ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik bu açık ihlali kınadı ve Ghislain’in koşulsuz serbest bırakılması için çağrı yapmaya devam ediyor.
Yunanistan: İki yıl önce Pylos tekne faciasında 600’den fazla kişi hayatını kaybetmişti. Şimdi Yunanistan sahil güvenliğinden 17 kişi, kazaya sebebiyet vermek, teknedekileri tehlikeye atmak ve yardım sağlamamak gibi suçlardan yargılanıyor. Bu gelişmeler, son yıllarda Akdeniz’de meydana gelen en korkunç tekne kazasında hesap verebilirliğin sağlanmasına zemin hazırlayabilir.
Uluslararası Af Örgütü, yıllardır savunuculuk ve kampanya çalışmalarıyla devamlı adalet çağrısı yapıyor.
Türkiye: Afgan sığınmacı Tabriz Saifi’nin kronik diyabet hastalığı nedeniyle gözleri görmüyor ve haftada üç kez diyalize girmesi gerekiyor. Buna karşın uluslararası koruma başvurusu 28 Şubat’ta Türkiye yetkilileri tarafından reddedildi ve bunun sonucunda Tabriz hayat kurtarıcı sağlık hizmetlerine erişimini kaybetti. Uluslararası Af Örgütü, hızla bir acil eylem başlatarak kararın iptali için çağrıda bulundu.
2 Mayıs’ta ailesine, kararın iptal edildiği ve Tabriz’in tekrar sığınmacı statüsüne alındığı bildirildi. Bunun üzerine Uluslararası Af Örgütü’nün de aralarında bulunduğu sivil toplum örgütlerinin ısrarlı çabalarının ardından Tabriz’in ücretsiz sağlık hizmetlerine eksiksiz erişimi sağlandı.
Haziran
Arjantin: Arjantin’de bir özel sağlık sigortası şirketi, ülkenin üreme sağlığı hakları hukukunu açıkça ihlal ederek, gebeliği ciddi sağlık riski oluşturan bir kadına yasal kürtaj sağlamayı reddettiği için 4 bin dolardan fazla ceza aldı.
Uluslararası Af Örgütü Arjantin Şubesi hukuk danışmanlığı sağladı ve bu gibi kararların, yasal kürtaja erişimin kişisel veya kurumsal takdire tabi bir istisna olarak değil, bir hak olarak güvenceye alınması gerekliliğinin altını çizdiğini vurguladı.
Avrupa Konseyi: Uluslararası Af Örgütü ve Omega Araştırma Vakfı’nın devamlı savunuculuğunun ardından Avrupa Konseyi İnsan Hakları Yürütme Komitesi, ölüm cezası, işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı veya alçaltıcı muamele ya da cezada kullanılan ürünlerin ticaretine karşı alınacak tedbirlerle ilgili bir rapor hazırladı.
Finlandiya: Sámiler Norveç, İsveç, Finlandiya ve Rusya’nın Kola Yarımadası’nın kuzey kesimlerine yayılan Sápmi bölgesinde yaşayan yerli bir halktır. Yıllardır, insan hakları ihlallerine maruz kalıyorlar. Ancak Uluslararası Af Örgütü ve diğer örgütlerin çağrıları üzerine, Finlandiya parlamentosu değiştirilen Sámi Parlamentosu Yasası’nı onayladı.
Değişiklik yapılan yasa, yerli Sámi halkının kendi kaderini tayin hakkını güçlendiriyor ve Sámi parlamentosunun çalışma şeklini iyileştiriyor. Yasa aynı zamanda uluslararası insan hakları sözleşme kuruluşlarının dikkat çektiği insan hakları ihlallerini gideriyor.
Gürcistan: Gürcistan Adalet Bakanlığı, aylarca süren kamuoyu baskısı, protestolar ve yasal girişimlerin ardından, gözaltına alınan kişilerin üst araması sırasında çırılçıplak soyulması şeklindeki alçaltıcı uygulamaya son verileceğini açıkladı.
Karar, bir baro avukatının şubat ayında açtığı dava, Uluslararası Af Örgütü’nün onur kırıcı ve hukuka aykırı olarak değerlendirdiği uygulamayı kınayan raporu ve protestolara katılmasının ardından zorla çıplak aramaya, taciz ve tehditlere maruz bırakılan Gürcistanlı sanatçı ve aktivist Kristina Botkoveli’nin yer aldığı bir videonun ardından verildi.
Macaristan: 28 Haziran’da Budapeşte Onur Yürüyüşü; Onur Yürüyüşü karşıtı kısıtlayıcı yasalara ve polisin yürüyüşü hedef almasına rağmen gerçekleştirildi. Uluslararası Af Örgütü’nün Macaristan’dan ve diğer 22 ülkeden 280 aktivistinin ve çalışanının da yer aldığı yaklaşık 200 bin kişi, barışçıl bir biçimde eşitlik ve toplanma haklarını talep etti. Budapeşte’de son 30 yılın en büyük Onur Yürüyüşü olan yürüyüş, kamuoyunun ayrımcılığa karşı güçlü direnişinin simgesi oldu ve Macaristan’daki LGBTİ+ topluluğunun kararlılığını vurguladı. Uluslararası Af Örgütü’nün Onur Yürüyüşü Yapılabilsin başlıklı kampanyası farkındalık yaratılmasına yardımcı oldu, aktivistleri harekete geçirdi ve polisi barışçıl protestolara saygı göstermeye çağırdı. Etkinliğin küresel çapta 120 binden fazla imzayla desteklenmesi, Macaristan’da LGBTİ+ haklarına yönelik zorluklar devam etse de dayanışma ile baskıların üstesinden gelinebileceğini gösterdi.
Nijerya/Birleşik Krallık: On yıldır devam eden adalet mücadelesinin ardından Birleşik Krallık’ta bir mahkeme, ne kadar uzun süre önce gerçekleşmiş olursa olsun Shell’in Nijer Deltası’nda temizlemediği petrol döküntüleri ve sızıntılarından sorumlu tutulabileceğine hükmetti.
Karar, Nijer Deltası’ndaki topluluklar için adaletin sağlanması yönünde önemli bir adım ve Shell’e Ogale ve Bille topluluklarının arazilerinde sebep olduğu feci kirlilikten ötürü tazminat ödetmek için hayati bir fırsattır.
Bu karara paralel olarak Nijerya hükümeti de Ogoni Dokuzlusu’ndan özür diledi. Nijeryalı yazar ve aktivist Ken Saro-Wiwa öncülüğündeki aktivist grubu 30 yıl önce, Nijer Deltası genelinde on binlerce insanın hayatını ve geçim kaynaklarını yok eden Shell’in ve diğer petrol şirketlerinin suçlarını örtbas etmek isteyen hükümet tarafından infaz edilmişti.
Uluslararası Af Örgütü yıllardır Ogoni Dokuzlusu için adaleti destekliyor, adaletin tesis edilmesi için kampanya yürütüyor ve bir dizi güçlü raporla Shell’in geride bıraktığı tahribatı belgeliyor. Tüm bunlar olumlu gelişmeler olsa da Nijer Deltası’ndaki topluluklar için adaletin sağlanması adına çok daha fazlasının yapılması gerekiyor. Shell’in ve diğer petrol şirketlerinin yol açtıkları ve açmaya devam ettikleri hasardan sorumlu tutulması da buna dahildir ve Uluslararası Af Örgütü bu mücadelenin her adımında var olacaktır.
Ukrayna: Uluslararası Af Örgütü’nün ve diğer örgütlerin çağrıları üzerine 24 Haziran’da Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Alain Berset, Strazburg’da Ukrayna’ya Karşı Saldırı Suçuna İlişkin Özel Mahkeme’nin kurulmasını öngören bir anlaşma imzaladı. Anlaşmanın, saldırı suçunun faillerinden hesap sorulmasına yardımcı olması bekleniyor.

ABD: 9 Mart’ta ABD göç dairesi yetkilileri, öğrenci protestolarını örgütleyen ve yakın zamanda Columbia Üniversitesi’nden mezun olan, ABD’de yasal olarak kalıcı oturma iznine sahip Filistinli aktivist Mahmud Halil’i hukuka aykırı olarak gözaltına aldı ve keyfi olarak tutukladı. Mahmud, Columbia Üniversitesi’nde ifade ve barışçıl toplanma özgürlüğü haklarını kullandığı öğrenci protestolarındaki rolü nedeniyle hedef alındı. Kendisine suç isnat edilmediği halde bir gözaltı merkezinde tutuldu, kalıcı oturum izninin “iptal edildiği” söylendi ve sınır dışı işlemleri başlatıldı. Uluslararası Af Örgütü, yetkililerden Mahmud’u derhal serbest bırakmalarını ve ifade, barışçıl toplanma ve yasal süreç haklarına saygı göstermelerini talep etti. Mahmud Halil, Louisiana göçmen gözaltı merkezinde 104 gün alıkonulduktan sonra 21 Haziran’da kefaletle serbest bırakıldı ancak hâlâ ABD yetkilileri tarafından sınır dışı edilme tehdidiyle karı karşıya. Halil, Trump yönetimine karşı 20 milyon dolarlık bir tazminat davası açtı.
Blog
- Filistinlilerin insan haklarına ne oldu?
- Osman Kavala’nın selamı var
- Gen Z Hareketi: Neden hayatımızı tehlikeye atarak protesto ediyoruz?
- Gazze saha çalışanı: “Çocuklarımızın açlıktan acı çektiğini izleyerek paramparça oluyoruz”
- Toplumsal cinsiyet nedir? Bu kavramı anlamak neden önemlidir?
- İsrail ordusunda askerlik yapmayı reddeden bir aktivist: Öldürmeyi ve baskıyı simgeleyen bir üniformayı giyemezdim
- Gazze'den tanıklık: “Soykırım sırasında anne olmak her dakika, her saniye savaşmaktır”

