Uluslararası Af Örgütü'nden Bakan Ala'ya Mektup

Sayı: ADM2015/191

Konu: SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI KONUSUNDA ÇAĞRIMIZ VE TALEPLERİMİZ

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI,

ANKARA
                                                                                                                                        

Sayın Efkan Ala,                                                                                                                                                                 29.12.2015

Uluslararası Af Örgütü olarak 14 Aralık Pazartesi gününden beri, Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi  (YDG-H) ve güvenlik güçleri arasındaki çatışmaların aralarında Mardin'in Nusaybin ve Dargeçit ilçeleri, Şırnak'ın Cizre ve Silopi ilçeleri ile Diyarbakır'ın Sur ilçesinin bulunduğu Türkiye'nin Güneydoğusu’ndaki pek çok ilde daha da şiddetlendiğini gözlemliyoruz. Aldığımız bilgilere göre, söz konusu yerleşim yerlerinde 24 saat süren kesintisiz sokağa çıkma yasakları uygulamaya konulmuştur. Uluslararası Af Örgütü, Ağustos ayındaki ilk sokağa çıkma yasağının ardından Cizre'de gerçekleştirdiği araştırma sırasında, silahlı şiddete dâhil olmayan sakinlerin ölümü ve yaralanmasıyla sonuçlanan olaylarda, hem polis hem de YDG-H'nin pervasızca silah kullanımı hakkında tutarlı ve güvenilir veriler elde etmiştir. 

Mardin/Nusaybin:

14 -24 Aralık tarihleri arasında Nusaybin’de dört mahallede süren sokağa çıkma yasaklarına 21 Aralık'ta 11 mahalle daha eklendi. Hâlihazırda bu süre boyunca dört mahallede süren bu yasak yalnızca 18 Aralık cuma günü 7 saatliğine kaldırılmıştı. Söz edilen yerleşim yerlerinde  bütün okulların da kapalı olduğu bilgisini edindik.

Mardin/Dargeçit:

Mardin'in bir diğer ilçesi Dargeçit'te sokağa çıkma yasağının 11 Aralık'tan beri aralıksız biçimde 14 gündür yürürlükte olduğu bilgisini aldık. Kurumumuzla görüşen yerel bir avukattan aldığımız bilgilere göre, şehrin doğusundaki dört mahallede yaklaşık 18 bin kişilik nüfusun hayati gereksinimlerine erişimlerinde büyük sorunlar yaşanıyor. Etkilenen mahallelerde elektrik ve su kesintilerinin olduğuna dair haberler aldık. Avukat, yaralanmış bir insanı hastaneye götürmek için evinden elinde beyaz bayrak tutarak çıkan bir kadının vurulduğunu ve bunun neticesinde elini kaybettiğini öğrendiğini söyledi.  

Şırnak/Cizre/Silopi:

14 Aralık’tan bu yana kesintisiz olarak sokağa çıkma yasağının devam ettiği bilgisini aldığımız diğer yerleşim yerleri Cizre ve Silopi. 28 Aralık itibariyle kesintisiz sokağa çıkma yasağı hem Cizre’de hem Silopi’de 14. gününe girmişti.

Uluslararası Af Örgütü’nün Şırnak’ta ulaştığı bir yerel avukata göre, Cizre‘de yoğun çatışmalar dört mahallede devam ediyor. Cudi Mahallesinde elektriğin yedi gündür kesik olduğuna dair bilgiler var. Avukat hem Cizre hem de Silopi'de 14 Aralık'tan beri devam eden sokağa çıkma yasağı kapsamında, okulların kapatıldığını ve hatta sokağa çıkma yasağının olmadığı şehrin diğer bölgelerinde de çocukların okula gitmediğini söyledi.

Uluslararası Af Örgütü olarak 11 Eylül’de yayınladığımız “Türkiye: Yetkililer uzatılan sokağa çıkma yasağı süresince Cizre sakinlerinin temel ihtiyaçlara erişimine izin vermeli” başlıklı açıklamada da “Sakinlerin evlerini terk etmelerinin tamamıyla yasak olduğu sokağa çıkma yasağına, cep telefonu sinyallerinin kesilmesi, yolların kapatılması, herkesin şehre girişinin veya çıkışının engellenmesi ve bildirilen su ve elektrik kesintileri de dâhildir. Zaman zaman sabit telefon hatları ve genişbant internet bağlantısı üzerinden iletişim kurulabilen şehir sakinlerinden gelen bilgiler, bazı sakinlerin içme suyu ve gıdalarının tükendiğini, acil müdahale de dâhil olmak üzere tıbbi bakıma erişemediğini vurgulamaktadır.


Şehirdeki insanlarla iletişim halindeki avukatlar ve insan hakları savunucularından gelen bilgiler, Türk güvenlik güçleri ve Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) gençlik kanadı Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) arasında silahlı çatışmalar devam ederken, aralarında çocuklar ve yaşlıların da olduğu sakinlerin gerçek mermilerle öldürüldüğünü veya yaralandığını vurgulamaktadır. Uluslararası Af Örgütü, Türkiyeli yetkililere yorum için başvurmuş, ancak cevap alamamıştır.


Cizre'deki bir sakin Uluslararası Af Örgütü'ne, sokağa çıkma yasağı süresince gündüz ve gece boyunca YDG-H ile güvenlik güçleri arasında polisin havan ve ağır makineli tüfek kullanımının da aralarında bulunduğu ağır silahlarla yoğun çatışmaların yaşandığını söylemiştir.


Uluslararası Af Örgütü'yle görüşen Cizre sakini, ambulansların çatışmaların yaşandığı bölgelerdeki yaralı insanlara erişemediğini ve  diğer durumlarda polis memurlarının yaralı insanların tıbbi bakıma erişimini engellediğini söylemiştir.” şeklinde tanıklıkları kamuoyuyla paylaşmış ve kaygılarımızı dile getirmiştik.

Diyarbakır/ Sur:

2 Aralık’tan 11 Aralık’a kadar kesintisiz sokağa çıkma yasağı uygulanan Diyarbakır Sur ilçesinde, 11 Aralık tarihinde 17 saatliğine bu yasağa ara verilmiştir. Ardından bugüne kadar yine kesintisiz sokağa çıkma yasağı uygulanmaktadır.

Ayrıca, Diyarbakır'ın Sur ilçesi gibi etkilenen yerlerde çok sayıda sivilin bölgeyi terk ettiğine dair haberler mevcut; medya raporlarından aldığımız bilgilere göre yaklaşık 24 bin sakinden sadece 2 bin kişi kalmış durumda.

Öte yandan basından edindiğimiz bilgiler arasında Diyarbakır, Van ve Şırnak'ta da sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek için düzenlenen barışçıl protestolarda, protestocuları dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullanıldığına dair haberler de var.

Kesintisiz sokağa çıkma yasakları ve buna bağlı olarak güvenlik tedbirlerinin bölge halkı üzerindeki olumsuz etkilerine dair derin kaygı duyuyoruz.

Türkiye yetkililerini, sokağa çıkma yasaklarının süresiz devam ettiği il ve ilçelerde yaşayan sivillerin temel haklarına erişimlerini sağlamaya; evlerinden çıkmak, gıda ve diğer temel gereksinimlerini tedarik etmek için yeterli zamanı sağlamaya ve her an acil tıbbi bakıma erişimlerini güvence altına almaya çağırıyoruz. Ayrıca, su ve elektriğe erişimin tesis edilmesinin garanti altına alınmasını talep ediyoruz.

DEVLETİN YAŞAM HAKKINI KORUMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Devletin bireyleri koruyamaması, yaşam hakkının ihlal edilmesi anlamına gelebilir. Türkiye’nin yaşam hakkını korumaya yönelik uluslararası insan hakları yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir. Türkiye’nin yaşam hakkını korumaya yönelik uluslararası insan hakları yükümlülükleri, yaşamın kasıtlı ve hukuksuz sona erdirilmesinin ötesinde, bireyleri üçüncü taraflardan gelebilecek zararlardan korumak için uygun adımlar atılmasına uzanmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, “Yaşam Hakkına” ilişkin 2.Madde’si, “Devletlerin emniyet mekanizması ile desteklenen etkili ceza hukuku hükümleri sağlamasını gerektirdiği”ni ortaya koymaktadır (Osman/Birleşik Krallık, başvuru no.23452/94, 28 Ekim 1998 tarihli karar). Ayrıca Mahkeme, “yetkililerin, kimliği belirlenmiş birey ya da bireylerin yaşamının üçüncü bir tarafın cezai eylemlerinden ötürü gerçek ve yakın bir riskin mevcut olduğu zamanı bildiği ya da bilmesi gerektiği ve makul bir şekilde değerlendirildiğinde söz konusu riski önlemesi beklenen yetkileri kapsamında önlem alamadıkları” durumda devletin sorumluluğu olduğuna karar vermiştir (fıkra 116).

SERBEST DOLAŞIM ÖZGÜRLÜĞÜ

Devletler güvenlik önlemleri uygulayabilir ve serbest dolaşım özgürlüğünü bazı kısmi sınırlamalara tabi tutabilirler, ancak bu kısıtlamalar hukuki olarak belirlenmeli, meşru bir amaca dayandırılmalı, gerekli ve orantılı olmalıdır. 

Türkiye'nin serbest dolaşım özgürlüğü hakkını koruma yükümlülüğü vardır. Bu hak bazı sınırlamalara tabi olabilirken, herhangi bir kısıtlama kanun tarafından sağlanmalı, meşru bir amaca dayandırılmalı ve gerekli ve orantılı olmalıdır. Kamu düzenini yeniden tesis etmek, dolaşım özgürlüğünü kısıtlamak için meşru bir neden olabilir. Ancak şehre tüm erişimi engelleyen belirsiz, devamlı sokağa çıkma yasağı; orantısız bir kısıtlamadır. Diğer güvenlik önlemlerinin de yasal olabilmesi için gereklilik ve orantılılık testini karşılamaları gerekir. Cizre, Silopi, Dargeçit, Sur ve Nusaybin'deki durumun bağımsız bir şekilde denetlenmesine ve haberleştirilmesine izin verilmelidir. Dışarıdan gözlemcilerin; herhangi bir ateşli silah kullanımının yetkililerin kendilerinin ya da başkalarının ölüm veya ciddi yaralanma ihtimali yaratacak ani tehditler dışında kullanılamamasını kapsayan uluslararası insan hakları standartlarına uygun olup olmadığını gözlemlemek ve rapor etmek için söz konusu bölgelere girişlerinin serbest bırakılması için çağrıda bulunuyoruz.         

GÜÇ KULLANIMI

Güç kullanımı, uluslararası insan hakları standartlarıyla uyumlu olmalı, bu standartlar uyarınca meşru müdafaa hali ya da başkalarının hayatlarına yönelik tehdit halleri dışında ölümcül güç kullanılmamalıdır.

Uluslararası Af Örgütü olarak Türkiyeli yetkililere, Türkiye’nin güvenlik güçlerinin sebep olduğu tüm ölümlerin hızlı, etkili, bağımsız ve tarafsız soruşturmasını derhal sağlama yükümlülüğünü hatırlatmak isteriz.

BARIŞÇIL TOPLANMA HAKKI

Türkiye yetkilileri barışçıl toplanma hakkına saygı duymalı ve kolluk güçleri tarafından kullanılan herhangi kuvvetin orantılı olduğundan emin olmalıdır.

Uluslararası Af Örgütü olarak yukarıda belirttiğimiz konularda, Türkiyeli yetkililere bölgede uzun süredir uygulanmakta olan kesintisiz sokağa çıkma yasakları ve buna bağlı olarak güvenlik tedbirlerinin bölge halkının yaşam hakkı ve diğer temel insan haklarına erişimi üzerindeki olumsuz etkilerine dair derin kaygı duymakta olduğumuzu bir kez daha belirtmek isteriz.

Konuyla ilgili Türkiye yetkililerine yönelik olarak sorularımıza yanıt verilmesini saygılarımızla rica ederiz.

  • Bölgedeki ilçelerde kesintisiz biçimde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının yasal dayanağı nedir? İl idaresi kanunu dışında bir yasal dayanak var mıdır? Kaymakamların sokağa çıkma yasağı ilan etme yetkisi var mıdır?
     
  • Sokağa çıkma yasaklarının süresiz ve kesintisiz uygulandığı il ve ilçelerde yaşayan insanların temel haklara (sağlık, gıda, eğitim) erişimlerinin garanti altına alınması için atılan adımlar nelerdir?
     
  • Sokağa çıkma yasaklarının 14 Aralık’tan beri çoklukla aralıksız devam ettiği il ve ilçelerdeki durumun bağımsız kurumlar tarafından gözlemlenmesini sağlamak için atılan adımlar nelerdir?  
     
  • Bölgedeki sivil ölümlerin sayısı nedir? Sivil ölümlere dair resmi açıklama var mıdır?
     
  • Kolluk kuvvetleri tarafından kullanılan güç sonucu kaç sivil hayatını kaybetmiş ya da yaralanmıştır?
     
  • Acil tıbbi bakım ihtiyacı olan ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle hastanelere erişimlerinde karşılaştıkları engellerden dolayı hayatını kaç kişi kaybetmiştir?
     
  • Bu ölümlerin ve yaralanmaların derhal, bağımsız ve etkili bir şekilde soruşturulmaları nasıl sağlanmaktadır?

 

Saygılarımızla,

Emek Eren                                                                                    John Dalhuisen
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi                                 Uluslararası Af Örgütü
V. Direktör                                                                          Avrupa – Orta Asya Bölge Direktörü