Türkiye: Basına sızan, LGBTİ+’ları kriminalize etmeyi öngören yasa teklifleri asla gündem dahi edilmemelidir

Uluslararası Af Örgütü Avrupa Bölgesel Direktör Vekili Dinushika Dissanayake, Türkiye’deki LGBTİ+ topluluğu hedef alan cezai hükümler getirmeyi öngören 11. Yargı Paketi’nin basına sızan teklif taslağı hakkında yayımladığı açıklamada, şunları kaydetti:

“Bu teklifler, LGBTİ+’ların ve LGBTİ+ haklarını savunan kişilerin haklarına yönelik ciddi bir tehlike oluşturmaktadır ve asla gündem dahi edilmemelidir.

Bu teklifler uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez, milletvekilleri LGBTİ+ kimliklerinin her türde ifadesinin, onaya dayalı eşcinsel ilişkinin ve hayati önem taşıyan cinsiyet uyum tedavisine erişimin suç kapsamına alınmasını gündemlerine alabilir. İnsanlar toplumsal cinsiyetle ilgili kalıp yargılara dayalı olarak, görünüşleri ve kiminle ilişki yaşamayı seçtiklerine göre hapis cezalarıyla karşı karşıya kalabilirler. Meclise sunulmaları ve kabul edilmeleri halinde, LGBTİ+ ile ilgili herhangi bir yapıcı tartışma da LGBTİ+’ları ‘teşvik etmek, övmek veya özendirmek’ gerekçesiyle suç sayılabilir.

‘Genel ahlakı’ ve ‘aile kurumunu’ korumak gibi mesnetsiz bir kisve altında, önerilen bu yasal değişiklikler toplumun dokusunu tehdit etmektedir. Yasalaşmaları halinde, bu Türkiye yetkililerinin, LGBTİ+’ların ve onlarla dayanışanların insan haklarını ayrımcılık yapmaksızın gözetme, koruma ve hayata geçirme yükümlülüklerinin ağır ihlali olacaktır. Ciddi şekilde geriye dönük bir adım olabilecek bu teklifler, kararlı bir direnişle karşılanmalı ve kesin olarak reddedilmelidir.”

Arka Plan

Basına sızan 66 sayfalık Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklif Taslağı, Türk Ceza Kanunu’nda, Türk Medeni Kanunu’nda ve diğer yasalarda öngörülen değişiklikleri içeriyor. Bu taslakla, geçen yıl LGBTİ+’ları hedef alan tedbirler içeren bir yargı paketi üçüncü kez kamuoyunun gündemine gelmiş oldu. Önceki iki yargı paketi, meclis usulünün gerektirdiği üzere Adalet Komisyonu’nda görüşülmedi.

Türk Ceza Kanunu’nun 225. Maddesi’nde (Hayasızca Hareketler) yapılması önerilen değişiklik, “Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi" için öngörülen cezayı üç yıla kadar artırmakta ve maddeye eklenen yeni ikinci fıkra, “Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunan ya da bulunmayı alenen teşvik eden, öven veya özendiren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” diye belirtmektedir.

Önerilen taslak değişiklilerin meclise sunulması ve genel kurulda onaylanması halinde, sembolik nişan veya evlenme töreni yapan eşcinsel çiftler, dört yıla kadar hapis cezası ile karşılaşabilir. Türkiye’de eşcinsel evlilik yasalarla güvence altında değil.

Değişiklik teklifinin gerekçesinde, “fiziki ve ruhsal açıdan sağlıklı bireylerin ve nesillerin yetiştirilmesi ile aile kurumunun ve toplum yapısının korunması amaçlanmaktadır” ifadeleri yer almaktadır.

Ayrıca sızan belge, Türk Medeni Kanunu’nun 40. Maddesi’nde, cinsiyet uyum sürecini olanaksız kılmasa da son derece zorlaştıran ve nüfus sicilinde cinsiyet kimliğini değiştirmek isteyen kişilere ek engeller getiren değişiklikler içermektedir. Buna göre, cinsiyet uyum sürecine girmek isteyen kişinin doldurmuş olması gereken yaş 18’den 25’e çıkarılmakta, üreme yeteneğinden kalıcı biçimde yoksun bulunması şartı yeniden getirilmekte ve cinsiyet uyumunun kişinin ruh sağlığı açısından zorunlu olduğunun Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen tam teşekküllü bir hastane tarafından yapılacak ek değerlendirmelerle belgelenmesi istenmektedir.

Türk Ceza Kanunu’na, cinsiyet uyum sürecinden geçen kişilere hapis cezası getiren bir maddenin eklenmesi teklif edilmektedir. Yeni madde aynı zamanda bu tür ameliyatları gerçekleştiren sağlık uzmanlarını da kriminalize etmekte ve bu kişilere yönelik hapis cezaları öngörmektedir.