Türkiye: Akademisyenlerin gözaltına alınması ifade özgürlüğü üzerindeki baskıları şiddetlendiriyor

Uluslararası Af Örgütü dün yaptığı açıklamada, 19 akademisyenin gözaltına alınmasını halihazırda tehlike altında bulunan ifade özgürlüğü hakkına yönelik yeni bir baskı olarak değerlendirdi.  

Cuma günü başlayan gözaltı dalgası, Türk ordusunun güneydoğu'da yürüttüğü askeri operasyonları eleştiren ve barış talebinde bulunan bir dilekçeyi imzalayan akademisyenleri hedef alıyordu. Ayrıca sosyal medya üzerinden ölüm tehditleri alan imzacı akademisyenler, aynı gün içerisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından teröristlerle eş tutulmuştu.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner, " Süresi belirsiz sokağa çıkma yasakları altında süren askeri operasyonlar, büyük acılara ve yaygın insan hakları ihlallerine neden oluyor. Türkiye yetkilileri söz söyleyenleri göz altına almak yerine dinliyor olmalı." dedi.   

"Akademisyenlerin gözaltına alınması ve tacize maruz kalmaları, Türkiye'deki insan haklarının durumu için son derece kaygı vericidir. Bu kişilerin, terörist olarak damgalanmadan ve ya gözaltı korkusu yaşamadan, herkes için geçerli olduğu gibi, düşüncelerini ifade etme hakları vardır. "

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları ile birleştirilince, bu gözaltılar, güneydoğu'daki baskıların, hükümeti eleştirmeye cesaret edebilen herkes için söz konusu olacağını akla getiriyor.   

Gardner sözlerine "Türkiye yetkililerini görüşlerini dile getiren akademisyenlere baskı yapmaya son vermeye, haklarındaki suçlamaları düşürmeye ve onların güvenliklerini garanti altına almaya çağırıyoruz. Bu yaklaşım, Türkiye'nin vicdanında kara bir lekedir. " şeklinde devam etti.

Soruşturmalar, güneydoğu'daki operasyonlara yönelik "Bu suça ortak olmayacağız" başlığıyla yayımlanan bir bildiriye imza atan, "Barış için Akademisyenler" olarak bilinen ve 1000'den fazla akademisyenin oluşturduğu bir grubu hedef alıyor.

Akademisyenler, "terör örgütü propagandası yapmak" ve "Türklüğü aşağılama"yı yasaklayan yasalar uyarınca soruşturmaya tabi tutuluyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cuma günü yaptığı bir konuşmada, akademisyenleri "kapkaranlık" olarak nitelemiş ve imzacilar icin "Alçaktir,  zalimdir. Katliam yapanla beraber olanlar katliam içerisinde olduğu için onlar da aynı suçu işlemişlerdir." sözlerini kullanmıştı.

Ayrıca, bu hafta başında Cumhurbaşkanı akademisyenlerin dilekçesini "ihanet" olarak nitelemiş ve akademisyenlere "beşinci kol" suçlamasında bulunmuştu.

Bunu takiben, pek çok akademisyen, sosyal medya, telefon ve üniversitelere bırakılan mesajlar yoluyla şiddet tehditi aldığını bildirdi.

Mafya lideri Sedat Peker de grubu, "Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız " diyerek tehdit etmişti.

Arkaplan

Aralık ayından bu yana, Türkiye'nin güneydoğusunda ordu ve polis ile PKK'nin gençlik kanadı Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) arasında silahlı çatışmalar devam ederken, süresi belirsiz kesintisiz sokağa çıkma yasakları uygulanıyor.

Şırnak, Cizre ve Diyarbakır'ın Sur ilçesini de kapsayan bölgelerde, 200.000 den fazla kişi yaşıyor.  Bir çok kişi, gıda, sağlık hizmetleri, su ve elektriğe erişemiyor. İlk sokağa çıkma yasağının ilan edildiği Ağustos ayından bu yana, 150'den fazla sakinin ve 24 asker/polisin hayatını kaybettiği raporlandı.