• Basın Açıklamaları

Türkiye: Şubat 2023 Depremlerinin 1. Yıl Dönümü

Kahramanmaraş merkezli, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’da can kaybı ve hasara neden olan ve etkileri sadece bu şehirlerle kısıtlı kalmayan yıkıcı depremlerin üzerinden bir sene geçti.  Ne yazık ki, geçen bir seneye rağmen Uluslararası Af Örgütü olarak devletlere ve uluslararası topluma yönelik ilk günlerdeki  tavsiyelerimiz geçerliliğini koruyor.  Şubat 2023 depremleri de, devam eden bir sene içerisinde yaşadıklarımız da doğal afet gibi kriz durumlarında dahi insan haklarının merkeze alınması gerekliliğini bir kez daha göstermiştir.

Şubat depremlerinde, resmî açıklamalara göre Türkiye ve Suriye’de 62 binden fazla kişi yaşamını yitirdi, 112 binden fazla insan yaralandı, milyonlarca insan yerinden edildi, 1,5 milyondan fazla kişi evsiz kaldı, 320 bin ev yıkıldı. Depremlerden toplamda Türkiye nüfusunun yüzde 16’sı (yaklaşık 15 milyon kişi) etkilendi.

Şubat Depremlerinin yıldönümünde konu hakkında açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü Ruhat Sena Akşener “1 yıl önce bugün, Türkiye’nin güneydoğusunu ve Suriye’nin kuzeyini yıkıma uğratan korkunç depremlerle hepimiz derinden sarsıldık. 6 Şubat ve 20 Şubat tarihindeki depremlerin ardından Türkiye’de yardımlar ihtiyaç sahiplerine çok geç ulaştırıldı; Suriye’de ise siyasi sorunlar ve lojistik zorluklar yardım ulaştırma çabalarını yavaşlattı ve engelledi. Depremler sonucu yaşanan ölümlerden devlet yetkilileri de dahil olmak üzere, standartların altındaki binaların inşasına izin veren herkes sorumlu tutulmalıdır ve bu ihlaller cezasız kalmamalıdır.” şeklinde konuştu. 

Depremler sonucu yaşanan ölümlerden devlet yetkilileri de dahil olmak üzere, standartların altındaki binaların inşasına izin veren herkes sorumlu tutulmalıdır ve bu ihlaller cezasız kalmamalıdır.

Ruhat Sena Akşener
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü

Geçen 1 yılda temel ihtiyaçlara erişim hala yetersiz 

Şubat depremlerinin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen, depremden etkilenen bölgelerde barınma, su, sanitasyon ve hijyen gibi temel ihtiyaçlara erişim hala yetersiz kalıyor. Bazı bölgelerde hala konteynır kentlerin yapımı tamamlanmadı, tamamlananlarda çeşitli alt yapı sorunları yaşanıyor. 400 konteynır kentte 670 binden fazla kişi yaşıyor ve gayri resmi barınma alanlarında 88 binden fazla aile bulunuyor.

İçme suyu, kullanım suyu, tuvalet ve duş suyu ihtiyaçları devam ediyor ve bu durum çocuklar başta olmak üzere su kaynaklı hastalık riskini arttırıyor.

Akşener ayrıca, “BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi 3 milyondan fazla çocuğun hala temel ihtiyaçlarına erişemediğini, 4 milyondan fazla çocuğun ise eğitime erişimi olmadığını açıkladı. BM Nüfus Fonu’nun verilerine göre kadınların hijyen ve üreme sağlığı ihtiyaçlarına erişimi hala tam olarak sağlanmadı. Şiddet, cinsel sömürü ve istismara maruz bırakılma riskleri artmış durumda ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi için gerekli mekanizmalar halen kurulmuş değil.” dedi. 

Afet müdahalelerinde insan hakları temelli yaklaşımın önemini vurgulayan Akşener sözlerini “Türkiye ve Suriye’de yetkililer, depremlerin ardından hayati önemdeki yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması da dahil olmak üzere afete müdahalede ne yazık ki pek çok açıdan kesinlikle insan haklarını merkezine alan bir yaklaşım sergilemedi. Ayrıca Şubat Depremleri sonrasındaki süreçte ayrımcılık yasağı, yaşam hakkı, ifade özgürlüğü, işkence ve diğer türde kötü muamele yasağı gibi kriz durumlarında dahi askıya alınamayacak insan hakları ihlallerine de şahit olduk. Devletler, doğal afetler gibi kriz durumlarında bile insan hakları yükümlülüklerini ayrım yapmadan gözetmeli, korumalı, sorumluluk ve gereklilikleri bu doğrultuda yerine getirmelidir.”  şeklinde sonlandırdı.  

Uluslararası Af Örgütü olarak 23 Şubat 2023 tarihli, Şubat depremlerine yönelik değerlendirmemizde belirttiğimiz tavsiyeleri Türkiye ve Suriye başta olmak üzere tüm devletlere ve uluslararası topluma hatırlatıyoruz. Devletler kriz anları dahil olmak üzere insan hakları yükümlülüklerinden muaf değildir, her türlü afet müdahalesi ve insani yardım çalışmalarını ayrım gözetmeden uygulamakla yükümlülerdir.