Türkiye: Tutuklu mizah dergisi çalışanları serbest bırakılmalı
Uluslararası Af Örgütü, LeMan dergisi çizeri Doğan Pehlevan, müessese müdürü Ali Yavuz, yazı işleri müdürü Zafer Aknar, grafiker Cebrail Okçu ve yazı işleri müdürü Aslan Özdemir’in derhal ve koşulsuz serbest bırakılması için çağrı yapmaktadır.[1] Bu kişiler, 26 Haziran’da dergide yayımlanan bir karikatür nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 216. Maddesi uyarınca ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu’ işledikleri iddiasıyla tutuklandı. Doğan Pehlevan aynı zamanda 2019 ve 2024 yıllarında Twitter’daki (yeni adıyla X) iki sosyal medya paylaşımı nedeniyle cumhurbaşkanına hakaret suçundan da (TCK Madde 299) tutuklandı. LeMan'ın yayın yönetmeni Tuncay Akgün hakkında da gözaltı kararı verildi.
1 Temmuz’da İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği, derginin çalışanlarına yönelik soruşturma kapsamında milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması gerekçesiyle derginin internet sitesine ve X hesabına erişim engeli getirdi.[2] Ayrıca, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, derginin yayımlanan sayısının toplatılmasına karar verdi.
Uluslararası Af Örgütü aynı zamanda yetkilileri, Tuncay Akgün hakkındaki gözaltı kararını kaldırmaya ve hiç kimseyi ifade özgürlüğü hakkını kullandıkları veya 26 Haziran’da Hz. Muhammed’i tasvir ettiği iddia edilen karikatürün yayımlandığı LeMan dergisinde çalıştıkları için yargılamamaya çağırmaktadır. Derginin sosyal medya hesaplarına ve internet sitesine getirilen erişim kısıtlamaları da kaldırılmalıdır.
LEMAN DERGİSİ HEDEF ALINDI - ÇALIŞANLARI HUKUKA AYKIRI OLARAK GÖZALTINA ALINDI
Mizah dergisinin 26 Haziran’da yayımlanan sayısında, LeMan çizeri Doğan Pehlevan’ın çizdiği, bombardıman altındaki bir şehir manzarasının üzerindeki gökyüzünde birbiriyle selamlaşan, kanatlı iki erkeği gösteren bir karikatür vardı. Bu iki kişi kendilerini Muhammed ve Musa isimleriyle tanıtmaktadır.
Derginin yayımlanmasından dört gün sonra, 30 Haziran’da, iki sosyal medya hesabı karikatürün bulanıklaştırılmış bir versiyonunu paylaşarak[3] karikatürü İslam’a hakaret olarak adlandırdı ve insanları saat 22.00’de Beyoğlu ilçesindeki İstiklal Caddesi’nde derginin ofisi önünde toplanmaya çağırdı. [4] Protestocular, karikatürün Hz. Muhammed’i tasvir ettiğini iddia etti ancak dergi yayımladığı açıklamada, “Burada karikatürün çizeri İsrail tarafından öldürülen bir Müslüman’ı konu ederek mazlum Müslüman halkın haklılığını çizmek istemiş olup dini değerleri aşağılama amacı asla bulunmamaktadır. Bize sürülen lekeyi kabul etmiyoruz zira Peygamber Efendimizin tasviri yoktur. Karikatürü böyle yorumlamak için çok kötü niyetli olmak lazım” ifadeleriyle konuya açıklık getirdi.[5]
Sosyal medyada paylaşılan ve Uluslararası Af Örgütü tarafından incelenen videolar, derginin ofisi önünde birkaç yüz kişinin toplandığını, bazı kişilerin ofisin bulunduğu binaya taş atarak camları kırdığını ve zorla binaya girdiğini göstermektedir.[6] Polis memurlarının derginin bulunduğu binanın önünde bazı kişileri zapt ederek götürdüğünü gösteren bazı görüntüler olmasına rağmen, yetkililer herhangi bir protestocunun gözaltına alınıp alınmadığı konusunda bir açıklama yapmadı.[7] Büyük Doğu Akıncıları örgütünün İstanbul İl Başkanı, derginin ofisi önünde bir konuşma yaparken kaydedildi. Konuşmasında, “Herkes şunu unutmasın: Ya biz gideceğiz ya onlar gidecek. Ya onlar ölecekler ya biz öleceğiz. Allah’ın resulü bizim canımızdan değerli. Biz onun uğruna can vermeye de can almaya da hazırız” ifadelerini kullandı.[8] Kalabalık grup nihayet 1 Temmuz gece saatlerinde dağılırken, ertesi gün Cuma namazının ardından Taksim Camii önünde tekrar toplanma çağrısı yaptı.
Aynı akşam, Bakırköy ilçesinde bulunan LeMan Kültür kafeye de fiziksel saldırı düzenlenerek kafenin camlarının kırıldığı bildirildi.[9]
Protestolar devam ederken, Doğan Pehlevan[10], Zafer Aknar[11], Ali Yavuz[12] ve Cebrail Okçu’nun[13] gözaltına alınma anına ilişkin haberler ve görüntüler, karikatürü İslam’a hakaret olarak değerlendiren İçişleri Bakanı tarafından da paylaşıldı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya paylaşımında, “bu alçaklık hukuk önünde hak ettiği cezayı görecektir” ifadelerini kullandı. Gözaltı anını gösteren fotoğraflarda ve videolarda dört dergi çalışanının, işkence ve diğer türde kötü muamele kapsamına girebilecek şekilde ters kelepçelendiği ve yerde sürüklendiği, çalışanlardan birinin çıplak ayaklı olarak götürüldüğü görülüyordu. İçişleri Bakanı’nın bu görüntüleri paylaşması, işkence ve diğer türde kötü muamele kapsamına girebilecek olası aşırı güç kullanımının onaylandığı konusunda kaygılara sebep olmaktadır.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç[14] ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan[15] da sosyal medyada karikatürü kınayan açıklamalar yaptı. Uluslararası Af Örgütü, hükümetteki üst düzey yetkililerin, karikatürü ve dergiyi kınayarak ilgili kişilerin cezalandırılması çağrısında bulundukları kamuya açık müdahalelerinin, devletin ifade özgürlüğü hakkının kullanımını koruma yükümlülüklerine aykırı olduğu kanaatindedir.
2 Temmuz’da, gözaltına alınan dört LeMan çalışanı, “karikatürde şehrin bombalanmasından Hz. Muhammed ile Hz. Musa’nın sorumlu tutulduğunu”[16] öne süren savcı tarafından tutuklama talebiyle İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Hakimlik, “karikatürün kışkırtıcı tutum ve davranışlar sergilemeye yönelik ifadeler ve görseller içerdiği, ifadeler ve görsellerin [...] kin ve düşmanlığa, ayrımcılığı getirecek nefrete yönlendirici nitelikte olduğu” gerekçesiyle tutuklama kararı verdi.[17]
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, ceza soruşturmasına ilaveten, haklarında soruşturma yürütülen altı kişinin de aralarında bulunduğu sekiz kişinin faaliyetlerine ilişkin olarak, “yurt içi veya yurtdışından ya da yabancı kuruluşlardan menfur eylemin gerçekleştirilmesine yönelik mali destek alıp almadıklarının tespit edilmesi” amacıyla mali soruşturma da başlatıldığını açıkladı.[18]
YETKİLİLERİN PROTESTO HAKKINA YÖNELİK EŞİTSİZ YAKLAŞIMI
Yetkililer, derginin protesto edildiği yer olan Beyoğlu ilçesindeki İstiklal Caddesi’ni protestolara izin verilmeyen bir alan olarak sık sık dile getirmektedir. Ancak 30 Haziran’daki protesto kısıtlama olmadan gerçekleştirildi. Bu tutarsızlıklar, din veya inanç, siyasi görüş veya başka gerekçelerle protestoculara yönelik muamelede farklılıklar olduğu yönünde kaygılara sebep olmaktadır. Uluslararası Af Örgütü defalarca protestolara yönelik keyfi genel yasakların ve diğer kısıtlamaların kaldırılması ve ayrımcılık yapılmaksızın herkesin barışçıl toplanma hakkına saygı gösterilmesi çağrısında bulunmuştur.[19]
Diğer hususlar da ayrımcılık kapsamına girebilecek muamele farklılıkları konusunda benzer kaygılar yaratmaktadır. 1 Temmuz’da protestocular, İslami Dayanışma Platformu’nun karikatürü ve dergiyi protesto etme çağrısı üzerine bir kez daha Taksim Camii önüne toplandı.[20] Beyoğlu Kaymakamlığı’nın, vali ve kaymakamlıklara “milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” amacıyla protestoları yasaklama yetkisi veren 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. Maddesi ve 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 32/ç Maddesi uyarınca getirdiği 24 saatlik protesto yasağı yürürlükteydi.[21] Yasaklama kararı uygulanmadı.
30 Haziran’daki protesto sırasında izleyici olan Aslı Aydemir de 4 Temmuz’da evinden gözaltına alındı ve protestoculara bardak fırlattığı iddiasıyla TCK Madde 86 uyarınca ‘kasten yaralama’ suçundan tutuklandı. Polise verdiği ifadeye ve Uluslararası Af Örgütü tarafından izlenen görüntülere göre, Aslı Aydemir bulunduğu mekanın önünde bazı protestocularla sözlü bir tartışma yaşadı. Aydemir, bir grup protestocunun kendisine fiziksel saldırıda bulunduğu sırada elindeki bardağın yere düşerek kırıldığını ifade etti. Kırılan bardak nedeniyle bir polis memurunun elinin kesildiği iddia edildi.
Uluslararası Af Örgütü, yetkilileri Aslı Aydemir’i tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmaya ve Aslı Aydemir’in protestocular tarafından fiziksel saldırıya maruz kaldığı yönündeki iddialar da dahil olmak üzere bu olayla ilgili tüm iddialara ilişkin kapsamlı bir soruşturma yürütmeye çağırmaktadır.
Uluslararası Af Örgütü, LeMan dergisi ofisinin önündeki protestocuları ve Bakırköy’deki LeMan kafenin hedef alınmasını gösteren çok sayıda videoyu inceledi.[22] Her iki yerde de polis memurlarının olduğu ve kafenin taş atılarak hedef alındığı sırada bazı çevik kuvvet polislerinin daha fazla hasarı önlemek için müdahale ettiği görülmektedir. Ancak yetkililerin, protestocuların şiddet içerdiği söylenen eylemleri hakkında etkili, hızlı, kapsamlı, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma başlatıp başlatmadığı bilinmemektedir.
Uluslararası Af Örgütü defalarca İstiklal Caddesi’nde ve daha geniş anlamda Taksim bölgesinde protestolara getirilen genel yasaklar da dahil hukuka aykırı kısıtlamaların kaldırılması ve yetkililerin uluslararası insan hakları hukuku uyarınca ayrım gözetmeksizin herkesin barışçıl toplanma hakkını güvence altına alması ve koruması yönünde çağrı yapmıştır. Uluslararası Af Örgütü, yetkilileri, LeMan dergisine yönelik protestolar bağlamında yaşanan tüm şiddet eylemleri iddiaları hakkında etkili, hızlı, kapsamlı, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma yürütmeye çağırmaktadır.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ HAKKINA YÖNELIK HUKUKA AYKIRI KISITLAMALAR
İfade özgürlüğü hakkı, Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 19. Maddesi ve devletlere, devletlerin 19. Madde kapsamındaki yükümlülüklerinin yerine getirilmesini nasıl sağlayacakları konusunda rehberlik eden 34. Genel Yorum uyarınca korunmaktadır. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesi, Türkiye de dahil Avrupa Konseyi Üye Ülkelerinde ifade özgürlüğü hakkını korumaktadır.
Uluslararası Af Örgütü, LeMan dergisinin beş çalışanının tutuklu yargılanmasının keyfi olduğu ve bu kişilerin ifade özgürlüğü haklarına yönelik hukuka aykırı bir kısıtlama olduğu kanaatindedir. İfade özgürlüğü hakkının kullanımı mutlak olmamakla birlikte bu hakka yönelik tüm kısıtlamalar yasada belirtilmeli, uluslararası insan hakları hukuku uyarınca başkalarının haklarına saygı gösterilmesi veya milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel sağlığın ve genel ahlakın korunması gibi meşru bir amaca hizmet etmeli ve bu amaca ulaşmak için gerekli ve orantılı olmalıdır.
YASADA BELİRTİLMELİ VE MEŞRU BİR AMACA HİZMET ETMELİ
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 216. Maddesi mevcut haliyle şöyledir: “(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Uluslararası Af Örgütü uzun yıllardır 216. Maddenin uluslararası insan hakları standartlarına uygun hale getirilmesini savunmaktadır.[23]
TCK’nın 216. Maddesindeki ‘kin ve düşmanlığa tahrik’ suçu aşırı geniş tanımlanmaktadır. Uygulamada bu madde, barışçıl muhalif fikirleri yargılamak için kullanılmaktadır. 216. Maddenin yalnızca ayrımcılığa, düşmanlığa veya şiddete tahrik kapsamına giren nefret savunuculuğuyla mücadele etmek amacıyla kullanılması için değiştirilmesi gerekmektedir. Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 20/2 Maddesi uyarınca, uluslararası insan hakları hukuku ve standartları devletlere, ayrımcılığa, düşmanlığa veya şiddete tahrik kapsamına giren nefret savunuculuğunu muhakkak suç kapsamına almak olmasa da yasaklama görevi getirmektedir. Nefret savunuculuğunun suç kapsamına alınması; bağlam, konuşmacı, niyet, içerik, hedef kitle ve fiili eyleme tahrikin gerçekleşme olasılığı göz önüne alınarak, yalnızca son çare olarak ve en ciddi vakalarda söz konusu olmalıdır.
Uluslararası Af Örgütü aynı zamanda 216. Maddenin, ifade özgürlüğü hakkını ihlal eden 2. ve 3. fıkralarının da kaldırılması çağrısında bulunmaktadır. Bu maddeler, azınlıklara nefrete karşı koruma sağlamak yerine, egemen inançların ve iktidar yapılarının eleştirilmesini yargılamak için kullanılmaktadır ve iptal edilmelidir.
GEREKLİ VE ORANTILI OLMALI
Uluslararası Af Örgütü, karikatürün İslam’a hakaret edip etmediği konusunda bir görüşe sahip değildir çünkü bu tür değerlendirmeler kurumun faaliyet alanının dışında kalmaktadır. Savcının “karikatürde şehrin bombalanmasından Hz. Muhammed ile Hz. Musa’nın sorumlu tutulduğu” yönündeki iddiasına karşın LeMan dergisi, karikatürün Hz. Muhammed’i tasvir ettiği iddialarını reddetti.
Karikatür saldırgan, aşağılayıcı ve hatta şok edici görünebilir. Ancak ifade özgürlüğü hakkı, başkaları tarafından saldırgan, aşağılayıcı veya şok edici olarak algılanabilecek ifade türlerini korumaktadır. Ceza kanununun kullanımı ancak son çare olarak ve bağlam, konuşmacı, niyet, içerik, hedef kitle ve fiili eyleme tahrikin gerçekleşme olasılığı göz önüne alınarak, ayrımcılığa, düşmanlığa veya şiddete tahrik kapsamına giren en ciddi nefret savunuculuğu vakalarında söz konusu edilirse haklı gösterilebilir.
LeMan dergisinin beş çalışanının, TCK’nın 216/3 Maddesi’ni ihlal ettikleri gerekçesiyle yargılanması ve özgürlüklerinden yoksun bırakılması, ayrıca diğer bir kişi hakkında da gözaltı kararı verilmesi, başkalarının haklarını korumak veya uluslararası insan hakları hukuku uyarınca diğer herhangi bir meşru amaca ulaşmak için gerekli de orantılı da değildir; dolayısıyla ifade özgürlüğü hakkını ihlal etmektedir. Beş dergi çalışanının tutuklanması keyfi tutuklama kapsamına girmekte ve bu kişilerin özgürlük hakkını ihlal etmektedir.
SONUÇ
Uluslararası Af Örgütü, Doğan Pehlevan, Ali Yavuz, Zafer Aknar, Cebrail Okçu ve Aslan Özdemir’in derhal ve koşulsuz serbest bırakılması çağrısı yapmaktadır. Yetkililer, bu kişilere yönelik tüm suçlamaları düşürmelidir. Ayrıca, Uluslararası Af Örgütü, Tuncay Akgün hakkındaki gözaltı kararlarının kaldırılması ve derginin karikatürün yayımlandığı sayısının yasaklanması kararının iptal edilmesi için çağrıda bulunmaktadır.
[1] Doğan Pehlevan, Ali Yavuz, Zafer Aknar ve Cebrail Okçu 2 Temmuz’da, basında görüntülerine yaygın olarak yer verilen baskınlarda gözaltına alınarak tutuklandı. Hakkında gözaltı kararı çıkarılan Aslan Özdemir de 12 Temmuz’da Fransa’dan İstanbul’a dönüşünde İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alındı ve tutuklandı.
[2] https://ifade.org.tr/engelliweb/leman-dergisi-erisime-engellendi/
[3] Daily Islamist https://x.com/dailyislamist/status/1939722439963086884; Great East Raiders Youth Organization Büyük Doğu Akıncıları Gençlik Teşkilatı https://x.com/bdagenclik/status/1939726564310098118
[4] https://x.com/dailyislamist/status/1939744323290943684
[5] https://x.com/lemandergisi/status/1939774797623566642
[6] https://www.dailymotion.com/video/x9m4ny0; https://www.dailymotion.com/video/x9m4u0w
[7] https://www.dailymotion.com/video/x9m4nis
[8] https://x.com/bdagenclik/status/1939780532524478813
[11] https://x.com/AliYerlikaya/status/1939794624635125876
[12] https://x.com/AliYerlikaya/status/1939808470330425838
[13] https://x.com/AliYerlikaya/status/1939792126767759454
[14] https://x.com/yilmaztunc/status/1939747554822123933
[15] https://x.com/HakanFidan/status/1939808888582250877
[16] https://x.com/GizayDulkadir/status/1940401685232545940
[17] İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2 Temmuz 2025 tarihli ve 2025/712 sorgu numaralı tutuklama kararı. Arşivde mevcuttur.
[18] https://medyascope.tv/2025/07/02/leman-dergisi-hakkinda-mali-sorusturma-baslatildi/
[19] https://www.amnesty.org.tr/icerik/galatasaray-meydani-protestoculara-acilmali
[20] https://x.com/Gazzedayanismap/status/1939959974714593476 ve https://t24.com.tr/video/taksim-camii-nde-namaz-cikisi-le-man-dergisi-protestosu,64988
[21] http://www.beyoglu.gov.tr/basin-aciklamasi---01072025
[22] https://x.com/dailyislamist/status/1939802083487617308/video/1; https://x.com/bdagenclik/status/1939780532524478813
[23] Uluslararası Af Örgütü, Türkiye: İfade Özgürlüğünün Tam Zamanı.
Basın Açıklamaları
- Bosna-Hersek: Srebrenitsa Katliamı’nın 30. yıldönümü tarihten kalan acı verici bir hatırlatmadır
- Suriye: Başkan Şara sivillerin öldürülmesine ilişkin soruşturmayı eksiksiz yayımlamalı
- Gazze: Kanıtlar İsrail’in Filistinlilere soykırım uygulamak için açlığı kullanmaya devam ettiğini gösteriyor
- Avukat Mehmet Pehlivan’ın hukuka aykırı olarak tutuklanması ve Türkiye’de avukatlık mesleğine yönelik artan baskılar
- Ukrayna: Sumi kentinde Rusya ordusunun artan gelişigüzel saldırılarında siviller öldürüldü
- AB/İsrail: AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nın gözden geçirilmesi sonucundaki ürkek ifadeler İsrail’in soykırımına yeşil ışık yakmaktır
- Türkiye: Onur Yürüyüşleri’ne hukuka aykırı kısıtlamalar getirilmemeli