Türkiye: Mülteciler OHAL’de daha da büyük risk altında
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, Dünya Mülteciler Günü’nde bir açıklama yayımlayarak, Türkiye’ye sığınan mültecilerin “güvenlik” gerekçeleriyle herhangi bir yargı denetimi olmadan zorla geri gönderilebilmesinin önünü açan yeni düzenlemelerin mülteci haklarını ihlal ettiğine ve mültecileri daha zor koşullara mecbur bıraktığına işaret etti.
Geçtiğimiz bir yılda Türkiye’de yaşayan mültecilere sunulan güvenceleri ortadan kaldıracak adımlar atıldı. Özellikle 29 Ekim 2016 tarihinde yayımlanan 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname sonucu uluslararası korumanın en önemli unsuru ve uluslararası hukukun temel ilkelerinden biri olan "geri gönderme yasağı" askıya alındı. Bu KHK ile güvenlik makamlarına “kamu güvenliği”, “kamu düzeni”, “kamu sağlığı” ve “terör” gibi gerekçelerle, statü sahibi ve statü almayı bekleyen sığınmacı ve mültecilerin herhangi bir yargı denetimine tabi olmadan sınırdışı edilebilmesi için tam yetki verildi.
Dünya Mülteciler Günü’nde bir açıklamada bulunan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Mülteci Hakları Koordinatörü Volkan Görendağ, “Türkiye’nin taraf olduğu insan hakları sözleşmeleri ve Türkiye’nin iç hukuk düzenlemelerine açıkça aykırı olan bu düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile birlikte, geçici koruma altındaki Suriyeli ve uluslararası koruma kapsamındaki sığınmacılar hakkında sınırdışı kararlarının verildiğine dair örneklerin sayısı artıyor” uyarısında bulundu.
2016 yılının Mart ayında Avrupa Birliği ile Türkiye arasında sağlanan ve AB’ye düzensiz göçü engellemeyi amaçlayan göç anlaşmasının etkisi son bir yılda kendisini daha da gösterdi. Türkiye’deki mülteci korumasının önündeki birçok sorunu göz ardı ederek göçmenlerin ve sığınmacıların Türkiye’ye geri gönderilmelerini öngören bu anlaşmanın bir sonucu olarak Türkiye’nin Suriye ile sınırında alınan güvenlik önlemleri arttırılmasına hız verildi ve sığınma arayanların geçişi engellendi.
2011 yılından bu yana Türkiye’de ikamet eden milyonlarca mülteci, yetersiz devlet desteği ve kısıtlanmış hakları ile Türkiye’de hayatta kalma mücadelesi vermeye devam ediyor. Türkiye’deki mültecilerin temel haklara erişiminin en önemli ihtiyaç olduğunu söyleyen Görendağ, “Türkiye yetkilileri ve uluslararası toplum, sayıları her gün artan mülteci nüfusunun haklarını kısıtlamak yerine, sorumluluklarını yerine getirerek mültecilerin haklarını tesis etmelidir. Mültecilerin haklarını kısıtlayan hukuksuz anlaşmalar ve katı güvenlik politikaları zaten kötü koşullarda yaşayan mültecileri daha da zor koşullara itecektir” ifadelerini kullandı.
Türkiye, ülkede ikamet eden kayda değer bir Afgan ve Iraklı mülteci nüfusunun yanı sıra, geçici koruma statüsü verilen 3 milyonu aşkın kayıtlı Suriyeli ile birlikte tahminen 3,5 milyon mülteci ve sığınmacıyla dünyada en fazla mülteci ve sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke konumunda. Türkiye’yi mülteci nüfusuna ev sahipliği yapan ülkeler sıralamasında Pakistan, Lübnan ve İran takip ediyor.

---
Daha fazla bilgi almak için Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi basın sorumlusu Özgün Özçer ile bağlantıya geçebilirsiniz: [email protected]; + 90 531 105 42 67
Basın Açıklamaları
- Türkiye: 87 protestocu, gazeteci ve avukatın beraat etmesinin ardından ceza adalet sisteminin muhalefeti bastırmak için kötüye kullanılmasına son verilmeli
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: İsrail’in Gazze’de Filistinlilere yönelik soykırımı ateşkese rağmen tüm şiddetiyle devam ediyor
- Birleşik Krallık: Palestine Action davasındaki yargı incelemesi, “orantısız” yasaklama kararının iptali için bir fırsattır
- Türkiye: Uluslararası basın özgürlüğü misyonu ziyaretleri tamamlandı
- Türkiye’de LGBTİ+ Haklarına Karşı Basına Sızan Yasa Tekliflerine İlişkin Bilgi Formu
- Küresel: TikTok’u toksik ve bağımlılık yapan tasarımını düzeltmeye çağıran dilekçeyi 170 binden fazla kişi imzaladı
- Türkiye: Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde barışçıl protesto hakkı güvence altına alınmalı
- Almanya: İsrail’e silah transferlerine devam etme kararı sorumsuzluktur, hukuka aykırıdır ve İsrail’in uluslararası suçlarına ortak olma riski oluşturur

