Mısırlı Gazeteci Muhammed Salah terörle ilişkili suçlamalarla karşı karşıya


İMZACI OLUN

Cumhuriyet Savcısı Hamada El-Savi

Sayın Savcı,

Gazeteci Muhammed Salah’ın 26 Kasım 2019’dan bu yana keyfi şekilde cezaevinde tutulmasından ve Salah’ın işkence ve diğer türde kötü muameleye maruz bırakıldığına ilişkin haberlerden kaygı duyduğumu ifade etmek üzere yazıyorum.

19 Temmuz 2020’de mahkeme, Muhammed Salah’ın Mart 2019’daki hükümet karşıtı protestolarla bağlantılı 488/2019 No’lu davada tahliye edilmesine karar verdi. Bunun üzerine Salah 23 Temmuz 2020’de tahliye işlemleri için Kahire’deki polis merkezine sevk edildi. Ancak 23 Ağustos 2020’de, Cumhuriyet Savcılığı’nın “devlet güvenliği” ile ilgili suçları yargılamaktan sorumlu dairesi olan Yüksek Devlet Güvenlik Savcılığı, Salah’ın temelsiz terörle ilişkili suçlamalarla açılan (855/2020 No’lu) yeni bir davada tutuklu yargılanmasını istedi.

Ailesinin bildirdiğine göre, Salah’a polis merkezine sevk edildiği 23 Temmuz 2020’den 28 Aralık 2020’ye kadar ziyaret yasağı uygulandı. Salah’ın Başbakan’ın başkanlığındaki Mısır Bakanlar Kurulu’na yazdığı çok sayıda talep ve şikayet dilekçesinin ardından 28 Aralık 2020’de yakınları onu birkaç dakikalığına görebildi. Aynı koğuşta kaldığı kişilerin yakınları da Bakanlar Kurulu’na benzeri dilekçeler yazdı. 8 Ocak 2021’de, güvenlik güçleri, bu dilekçelere misilleme maksadı taşıdığı anlaşılan bir uygulamayla Darüsselam Polis Merkezi’nin 6 No’lu Koğuşundaki 14 tutukluyu çırılçıplak soyarak ayaklarından astı ve coplarla ve su borularıyla dövdü. Güvenlik güçleri ayrıca mahkumların battaniyelerine el koydu, koğuşu soğuk suyla doldurdu ve bu kişilerin dayak nedeniyle aldıkları yaralar ve diğer sağlık sorunları için tıbbi bakıma erişimini engelledi. 10 Ocak 2021’de Muhammed Salah Kahire’deki Tora Cezaevi’ne nakledildi fakat Mart 2021 sonuna kadar ailesi tarafından ziyaret edilmesine izin verilmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, Salah’ın cezaevine ilk geldiğinde yaralarının mikrop kaptığını ve yırtılmış kıyafetlerinde kan izleri olduğunu bildirdi. Salah cezaevinin revirinde basit tedavi gördü ve sargıları değiştirildi. Avukatı ve ailesi, Salah’ın yaralarının belgelenmesi için adli tıp muayenesine götürülmesini istedi ancak yetkililer bu talepleri görmezden geldi.

Sizi, yalnızca insan haklarını barışçıl biçimde kullandığı için cezaevinde tutulan Muhammed Salah’ı derhal ve koşulsuz serbest bırakmaya ve Salah’ın Darüsselam Polis Merkezi’nde işkence ve diğer türde kötü muameleye maruz bırakıldığı beyanlarına ilişkin hızlı, bağımsız, tarafsız ve etkili bir soruşturma başlatmaya çağırıyorum. Tahliye edilinceye kadarki süre içinde Salah’ın ailesi tarafından ziyaret edilmesine izin verilmeli, tıbbi bakıma erişimi sağlanmalı ve Muhammed Salah işkence ve diğer türde kötü muameleye karşı korunmalıdır.

Saygılarımla,


Gazeteci Muhammed Salah 20 aydır herhangi bir suçlama veya yargılama olmaksızın keyfi şekilde cezaevinde tutuluyor. Mahkeme Salah’ın tahliye edilmesine karar verdi; ancak kararın hemen ardından savcılar, asılsız terör suçlamalarıyla açılan yeni bir davada Salah’ı tutukladı. Gazetecinin Aralık 2020’de polis merkezinde işkence gördüğüne dair beyanlarına ilişkin ise hiçbir soruşturma açılmadı. Öte yandan Kasım 2019’da Muhammed Salah’la birlikte gözaltına alınan ve gazeteci çift Solafa Magdy ve Hüsam El Sayed 14 Nisan’da tutuksuz yargılanmak üzere şartlı tahliye edildi.

Gazeteci Muhammed Salah’ın tıbbi yardıma erişmesi sağlanmalı ve işkence iddiaları derhal soruşturulmalıdır. Bize katıl imzacı ol!

Ek Bilgi

Solafa Magdy, Hüsam El Sayed ve Muhammed Salah farklı medya kuruluşları için çalışan üç serbest gazetecidir. Cumhuriyet Savcılığı’nın “devlet güvenliği” ile ilgili suçları yargılamaktan sorumlu dairesi olan Yüksek Devlet Güvenlik Savcılığı üç gazeteciyi Mart 2019’daki hükümet karşıtı protestolarla bağlantılı 488/2019 No’lu dava kapsamında soruşturmaktadır. Solafa Magdy ve Hüsam El Sayed 14 Nisan’da tutuksuz yargılanmak üzere şartlı tahliye edildi. Ancak Solafa Magdy ve Muhammed Salah “terörist bir gruba katılmak” ve “yalan haber yaymak” gibi uydurma suçlamalarla karşı karşıya; Hüsam El Sayed ise “terörist bir gruba üyelik” ile suçlanıyor.

855/2020 No’lu yeni davada Yüksek Devlet Güvenlik Savcılığı savcıları Muhammed Salah’ı “terörist bir gruba katılmak,” “yalan söylentileri yaymak ve yayınlamak” ve “sosyal medyayı kötüye kullanmak” ile suçladı. 16 Mart 2021’de Salah’ın tutukluluk hali, kendisinin katılmadığı bir duruşmada 45 gün daha uzatıldı. 855/2020 No’lu dava Muhammed Salah’ın yanı sıra, ayrı soruşturmalarda terörle bağlantılı benzeri asılsız suçlamalarla tutuklu yargılanan diğer düşünce mahkumlarını da kapsıyor. İnsan hakları savunucusu avukat Mahinur El Masri, gazeteci Esra Abdülfettah ve insan hakları savunucusu avukat Muhammed El Bakir bu kişiler arasında yer alıyor.

Uluslararası Af Örgütü’nün topladığı bilgilere göre, savcılar Muhammed Salah ve diğer düşünce mahkumlarına yönelik suçlamaları büyük ölçüde Ulusal Güvenlik Ajansı’nın soruşturmalarına dayandırıyor. Sanıkların ve avukatların ise bu soruşturma dosyalarını incelemelerine izin verilmiyor. Yüksek Devlet Güvenlik Savcılığı geçen yıldan bu yana benzeri suçlamaları içeren yeni tutukluluk emirleri çıkartarak, uzun süre tutuklu yargılanan kişilerin serbest bırakılması yönündeki mahkeme ve savcılık kararlarının uygulanmasını engelliyor. 

Cumhurbaşkanı Abdülfettah El-Sisi’nin iktidara gelmesinin ardından yetkililer bağımsız muhabirliğe baskı uyguladı ve yüzlerce web sayfasını keyfi şekilde engelledi, en az dokuz medya kuruluşunun ofislerine baskın düzenledi ve/veya ofisleri kapattı ve onlarca gazeteciyi keyfi biçimde gözaltına aldı. Solafa Magdy, Hüsam El Sayed ve Muhammed Salah, 2014’ten bu yana muhalif seslerin ifade bulduğu en kapsamlı protestolar olan Eylül 2019 protestolarından sonraki baskı sürecinde tutuklandı. Uluslararası Af Örgütü, Mısır güvenlik güçlerinin muhalif sesleri susturmak ve gelecekteki protestoları engellemek amacıyla barışçıl protestocuları, gazetecileri, insan hakları avukatlarını, aktivistleri ve bilinen siyasetçileri toplu halde gözaltına aldığını belgeledi. Mayıs 2021’de en az 28 gazeteci yalnızca basın faaliyetleri nedeniyle veya sosyal medya hesaplarında eleştirel fikirlerini ifade ettikleri için cezaevinde tutulmaya devam etti.

Mısır’ın da imzaladığı Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi gereğince işkence ve diğer türde kötü muamele yasaktır. Devlet görevlilerinin cezalandırma, baskı uygulama, korkutma veya “suçunu itiraf” ettirme amacıyla ya da ayrımcılığa dayalı herhangi bir gerekçeyle kişide fiziksel veya ruhsal açıdan “şiddetli acı ve ızdırap” yaratabilecek kasti fiilleri işkence kapsamına girer.