Mısır: Başarılı bir iklim konferansı (COP27) için önce sivil alana yönelik kısıtlamalar kaldırılmalı

Her yıl gerçekleştirilen BM İklim Değişikliği Konferansı (COP27) bu yıl 7-18 Kasım 2022 tarihlerinde Mısır’ın sahil kenti Şarm El Şeyh’te toplanacak.

Uluslararası Af Örgütü bir açıklama yayımlayarak, Mısır’ın barışçıl muhalefete ve sivil alana yönelik baskılarla bilinen feci sicilinin, İklim Değişikliği Konferansı’nın başarısına gölge düşürmesine izin verilmemesi gerektiğini belirtti. 23 Mayıs’ta Af Örgütü tarafından yayımlanan ayrıntılı incelemede, COP27’ye ev sahipliği yapmaya hazırlandığı dönemde Mısır üzerinde yoğunlaşan ilginin, ülkede insan hakları alanında somut gelişmelerin teşvik edilmesi için bir fırsat olarak kullanılması gerektiği vurgulandı. Uluslararası Af Örgütü, COP27’ye katılan ülkeleri, sivil toplum aktörlerinin güvenli, etkin ve anlamlı katılımını sağlamaları için Mısır yetkilileri üzerinde baskı oluşturmaya çağırıyor.

“Mısır yetkililerinin, COP27’yi, insan hakları siciline yönelik eleştirileri savuşturmak için bir marka çalışması gibi kullanmasına izin verilmemeli."

Philip Luther
Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Araştırma ve Savunuculuk Direktörü

Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Araştırma ve Savunuculuk Direktörü Philip Luther konu hakkındaki açıklamasında, “COP27, benzersiz boyutlarda bir insan hakları krizi olan iklim acil durumunu ele almak için çok önemli bir vesiledir. Mısır’ın muhalif sesleri susturma ve bağımsız örgütlere baskı yapma sicili göz önünde bulundurulduğunda, sivil toplum aktörlerinin, dünyanın geleceği açısından kritik sorunları tartışmak üzere birbirleriyle, hükümet ve iş dünyası temsilcileriyle serbestçe iletişim kuramıyor olduğuna ilişkin artan endişeler var” dedi. Luther, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mısır yetkililerinin, COP27’yi, insan hakları siciline yönelik eleştirileri savuşturmak için bir marka çalışması gibi kullanmasına izin verilmemeli.

Etkinliğe katılacak olan BM üyesi devletler ve uluslararası kurum ve örgütler, özel ve kamuoyuna açık görüşmelerde yetkilileri; Mısır merkezli ve uluslararası sivil toplumun anlamlı katılımını güvence altına almaya teşvik etmelidir.

Mısırlı yetkililer, sivil alan üzerindeki demir yumruğu gevşetmeli, güvenlik güçlerine insan haklarını kullananlara karşı veya ayrımcılığa dayalı olarak herhangi bir gözaltı veya diğer türde misillemeden kaçınarak barışçıl protestoların yapılmasına engel olmama talimatı vermeli ve benzeri gerekçelerle keyfi şekilde gözaltında tutulan herkesi serbest bırakmalıdır.”

COP27 konferansı devletlere, Paris Anlaşması ve COP26 kapsamında verdikleri sözleri yerine getirdiklerine dair kanıtları sunmak ve insan haklarına uygun şekilde sera gazı emisyonlarını hızla azaltmak yönünde yeni kararlar almak için önemli bir fırsat sunuyor.

COP27’de devletler emisyon azaltma, iklim finansmanı, kayıp ve zarar ve İklim Güçlendirme Eylemi (ACE) konularında kararlı adımlar atmalı ve insan hakları yükümlülüklerini yerine getirmek ve bugün ve gelecekte herkesin insan haklarını korumak adına anlamlı kamusal katılımı güvence altına almalıdır.

Mısır’da sivil toplumun konferansa katılımı önünde derin engeller var

Konferansa bir Afrika ülkesinin ev sahipliği yapmasının, Afrika sivil toplumu ve devletlerinin öncelikli taleplerine daha fazla görünürlük kazandırması bekleniyor. Buna karşılık, Mısır’da yapılan, Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu toplantısı dahil önceki etkinlikler sırasında Afrikalı bazı aktivistler kendilerine vize verilmediğinden şikayet ederken, diğerleri güvenlik güçlerince tacize maruz bırakıldıklarını ve giriş kartı alamadıklarını belirtmişti.

Mısırlı bağımsız insan hakları aktivistleri ve sivil toplum temsilcileri, misillemeye uğrama ihtimali nedeniyle COP27’ye güvenli bir şekilde katılarak görüşlerini ifade edemeyeceklerini paylaştılar. Mısırlı insan hakları savunucularının keyfi gözaltı, zorlayıcı sorgulara çağrılma, bağımsız insan hakları örgütlerini kapatma tehditleri, seyahat yasakları, malvarlığını dondurma ve sivil faaliyeti durdurmak için başvurulan diğer aşırı sert uygulamalara maruz bırakıldığı düşünüldüğünde bu endişeler yersiz değil. Yetkililer, bağımsız sivil toplum örgütlerini, 2019’daki baskıcı sivil toplum örgütleri yasası uyarınca kayıt yaptırmamaları halinde, gelecek yıl kapatılmakla karşı karşıya kalacakları konusunda uyardı.

“Mısır yetkilileri, çok çeşitli aktörlerin COP27’ye katılımını sağlamak için Mısır’daki bağımsız sivil toplum örgütlerine yönelik zulmü derhal sonlandırmalıdır. İlk adım olarak, sivil toplum örgütleri hakkındaki siyasi güdümlü tüm soruşturmaları kapatmalı, personele getirilen seyahat yasaklarını ve diğer kısıtlama tedbirlerini kaldırmalı ve ulusal mevzuatı örgütlenme özgürlüğü hakkına ilişkin uluslararası yükümlülüklerine uygun hale getirmeliler.”

Philip Luther

COP27 baskıcı ortamın sürdüğü bir dönemde yapılacak ve katılımcıların güvenliğinden endişe ediliyor

Mısır COP27’ye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, aralarında insan hakları savunucuları, gazeteciler, barışçıl protestocular, avukatlar, muhalif siyasetçiler ve aktivistlerin de yer aldığı binlerce kişi yalnızca ifade, örgütlenme veya barışçıl toplanma özgürlüğü haklarını kullandıkları için hukuki temelden yoksun olarak veya hiçbir şekilde adil olmayan yargılamalar sonucunda Mısır cezaevlerinde, işkence ve diğer türde kötü muamele yasağını ihlal eden koşullarda tutuklu bulunuyor.

Sokak protestoları önceki BM iklim konferanslarının ayrılmaz bir parçasıydı; fakat Mısır yetkililerinin son sekiz yıldır barışçıl protestolara yönelik ‘sıfır tolerans’ yaklaşımı göz önünde bulundurulduğunda bu protestolar risk altında. Barışçıl protestoculara karşı hukuka aykırı güç kullanımı, binlerce kişinin gözaltına alınması, terörle bağlantılı suçlamalar dahil çeşitli suçlamalarla yapılan yargılamalar ve ağır hapis cezaları Mısır’da protestoları yok etmeyi başardı.

Mısır yetkililerinin kadınları ve LGBTİ+’ları ayrımcılığa ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı koruyamaması, bu kişileri yalnızca giyinme, konuşma ve kendilerini sosyal medyada ifade etme biçimleri ya da yetişkinler arasındaki onaya dayalı cinsel ilişkiler nedeniyle “ahlak, ahlaksızlık” veya “iffetsizlik” gibi uydurma suçlamalarla yargılamak konusundaki korkunç sicili düşüldüğünde, COP27’ye katılacak kişilerin güvenliğinden de endişe edilmektedir.

Arka Plan

Taraflar Konferansı (COP), BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC), Sözleşmeye taraf devletlerin tamamını temsil eden yönetim organıdır. Sözleşmenin ve COP tarafından kabul edilen diğer tüm yasal belgelerin uygulanmasına öncülük eder. COP her yıl toplanır; toplantının Covid-19 pandemisi nedeniyle iptal edildiği 2020 yılı bunun istisnasıdır. Her COP için ev sahibi ülke, bölgesel bir rotasyon sistemiyle seçilir. 27. Taraflar Konferansı’nın (COP27) Mısır’da yapılması kararlaştırıldı. Şarm El Şeyh’teki otellerde konaklamanın artan maliyeti özellikle küresel güneyden gelen taban grupları ve aktivistlerin katılımını engelleyebileceğinden, çevre ve insan hakları grupları erişilebilirlik ve ödeme gücü sorunlarını gündeme getirdi.

COP27’de devletlerin, COP26’da verdikleri önemli taahhütleri yerine getirmesi gerekiyor. Emisyon azaltma hedeflerini artırmak ve fosil yakıt teşviklerini ve kömür kullanımını aşamalı olarak sonlandırmak bunlar arasında. Ayrıca, “Glasgow kayıp ve zarar diyalogu” kapsamında devletlerin, iklim krizi nedeniyle kayıp ve zararla karşı karşıya kalan gelişmekte olan ülkelere ek finansman sağlamasını öngören usuller üzerinde de uzlaşması bekleniyor.

Uluslararası Af Örgütü’nün COP27 öncesinde devletlerden başlıca taleplerine buradan ulaşılabilir.