ABD’nin ani dış yardım kesintileri küresel çapta insan haklarını tehdit eden yıkıcı sonuçlara yol açabilir

Trump yönetiminin ABD dış yardımlarını ani, kaotik ve geniş kapsamlı olarak askıya alması, dünya çapında milyonlarca insanın hayatını ve insan haklarını risk altına sokuyor. Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı Hayatlar Risk Altında başlıklı raporunda, kesintilerin nasıl dünya çapında, büyük bir bölümü kadınlar, kız çocuklar, cinsel şiddetten hayatta kalanlar ve diğer ötekileştirilen grupların yanı sıra mülteciler ve güvenlik arayanlar da dahil aşırı zor koşullardaki insanlara temel sağlık, gıda güvenliği, barınma, tıbbi hizmetler ve insani yardım desteği sağlayan önemli programları durdurduğunu inceliyor.

Kesintiler, Başkan Donald Trump’ın 20 Ocak 2025 tarihinde “Amerika Birleşik Devletleri’nin Dış Yardımlarının Yeniden Değerlendirilmesi ve Yeniden Düzenlenmesine İlişkin Başkanlık Kararnamesi” ile belirli grupları ve programları kesintilerle hedef alan diğer kararnameleri çıkarmasının ardından uygulamaya girdi. Dışişleri Bakanı Marco Rubio 21 ve 22 Mayıs’ta ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi’ndeki ifadelerinde, Uluslararası Af Örgütü ve diğer örgütler tarafından toplanan kanıtlara aykırı olarak, bu kararnamenin uygulanmasının ciddi insan hakları etkileri konusunda zayıf veya eksik yanıtlar verdi. Rubio hatta hatalı bir biçimde, bu kesintilerle bağlantılı hiçbir ölüm meydana gelmediğini öne sürdü. Kesintilerin ölçeği, ciddi ölüm oranı öngören güvenilir modellemelerin sayısı ve kapsamı, ayrıca halihazırda belgelenmiş ölümler göz önüne alındığında, bu kesintilerden kaynaklanan hiçbir ölüm olmadığını öne sürmek akla mantığa aykırıdır.

Uluslararası Af Örgütü ABD Şubesi Hükümetle İlişkiler ve Savunuculuk Direktörü Amanda Klasing konu hakkındaki açıklamasında, “Trump yönetiminin bu ani ve kaotik uygulaması sorumsuzca ve son derece zarar vericidir” dedi. Klasing sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu programların böylesine ani ve şeffaflıktan uzak bir biçimde durdurulması kararı, ABD’nin bağlı olduğu uluslararası insan hakları hukukunu ihlal etmekte ve küresel insani yardım ve kalkınma çabalarındaki onlarca yıllık ABD liderliğini zayıflatmaktadır. ABD fonlarının on yıllardır insan haklarıyla karmaşık bir ilişkisi olsa da bu güncel kesintilerin ölçeği ve aniliği, diğer hükümetlerin ve yardım örgütlerinin kısa vadede gerçekçi bir şekilde dolduramayacağı, yaşamı tehdit eden bir boşluk yaratarak, milyonlarca insanın yaşam, sağlık ve onur haklarını ihlal etmektedir.”

Kesintilerin küresel çapta ciddi zarara yol açtığı iki alan, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde ötekileştirilen gruplara sağlık hizmeti ve tedavi sağlayan programlarla mültecileri ve güvenlik arayanları destekleyen programlara yönelik zorunlu kesintiler veya bu programların tamamen kapatılmasıdır.

Yaşam ve sağlık hakları ciddi tehdit altında

ABD hükümeti uzun yıllardır küresel sağlığa fon sağlayan başlıca ülke olarak HIV önleme, aşı programları, anne sağlığı, insani yardım ve daha birçok alanda yatırımlar yapmaktadır. Başkan Trump’ın birçok ülkede yardımları aniden durdurmasından bu yana hayati önem taşıyan sağlık hizmetlerinin çoğu askıya alındı veya sonlandırıldı. Örnekler şöyle sıralanabilir:

  • Guatemala’da fon kesintileri, cinsel şiddetten hayatta kalanları destekleyen programları aksattı. Tecavüz sonucu gebe kalan kız çocuklara yönelik beslenme desteği ve cinsel şiddetten hayatta kalanlara şiddet sonrası yaşamlarını yeniden kurmaları için sağlanan tıbbi, psikolojik ve hukuki destek bu programlar kapsamındadır. Diğer kesintiler, önleme ve tedaviyi de içeren önemli HIV hizmetlerini etkiledi.
  • Haiti’de cinsel şiddetten hayatta kalanlar çocuklara yönelik olanlar da dahil sağlık hizmetleri ve tecavüz sonrası hizmetler fon kaybı yaşadı. HIV finansmanındaki kesintiler kadınların, kız çocukların ve LGBTİ+’ların önleme ve tedaviye erişimini azalttı.
  • Dünyanın en büyük HIV salgınının yaşandığı Güney Afrika’da, tecavüzden hayatta kalan gençler de dahil yetim ve hassas çocuklara yönelik HIV önleme ve toplumsal destek fonları sonlandırılarak insanlar bakımdan yoksun bırakıldı.
  • Suriye’de, çoğu çocuk 36 bin kişinin, İslam Devleti silahlı grubu ile bağlantılı oldukları varsayımıyla süresiz ve keyfi olarak gözaltında tutulduğu El Hol kampında bazı temel hizmetler askıya alındı. İlk kesintiler bazı ambulans hizmetlerinde ve tıbbi kliniklerde yapıldı.
  • Yemen’de çocuklara, gebe ve emziren annelere yönelik yetersiz beslenme tedavisi, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten hayatta kalanlara yönelik güvenli sığınaklar ve kolerayla ve diğer hastalıklarla mücadele eden çocuklara yönelik sağlık hizmetleri de dahil hayat kurtarıcı destek ve koruma programları kapatıldı.
  • Güney Sudan’da silahlı çatışmalardan etkilenenler için rehabilitasyon hizmetleri, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten hayatta kalanlar için klinik hizmetler, tecavüzden hayatta kalanlar için psikolojik destek ve çocuklar için acil beslenme desteğini de içeren çok çeşitli sağlık hizmetleri sağlayan projeler durduruldu.

Güvenlik arayan insanlar dünya genelinde destekten yoksun bırakıldı

Mültecilere, özellikle de mülteciler, sığınmacılar ve ülke içinde yerinden edilenler gibi tehlikeli zor koşullardaki insanlara temel hizmetler sağlayan sığınaklara ve gruplara yönelik fon kesintilerinin yaygın ve yıkıcı sonuçları oldu.

  • Afganistan’da ülkeye geri gönderilen veya ülke içinde yerinden edilen yaklaşık 120 bin Afgana barınma, gıda desteği, hukuki destek sağlayan ve bu kişilerin sağlık kuruluşlarına nakillerini gerçekleştiren 23 toplum kaynakları merkezinden 12’si kapatıldı. Belli başlı yardım örgütleri sağlık ve su programlarını askıya aldı, bundan kadınlar ve kız çocuklar orantısız etkilendi.
  • Kosta Rika’da, çoğu komşu Nikaragua’dan gelen sığınmacılara ve mültecilere yardım eden yerel örgütler küçülmeye veya gıda, barınma ve psikososyal programlarını kapatmaya zorlandı. Fon kesintileri, ABD-Meksika sınırından geri itilen artan sayıda sığınmacının Kosta Rika’ya geldiği bir dönemde yaşandı.
  • Haiti-Dominik Cumhuriyeti sınırı boyunca, sınır dışı edilen kişilere destek veren hizmet sağlayıcılar, gıda, barınma ve ulaşım gibi yardımlarını kesmek zorunda bırakıldı. ABD’deki Haitililerin Geçici Koruma Statüsü süresi dolmak üzere; bu nedenle, sınır dışılardaki olası bir artış, halihazırda küçülen destek altyapısını daha da büyük bir yük altına sokacak.
  • Meksika’da fon kesintileri, sığınma başvurularının durdurulmasının ardından ABD-Meksika sınırında mahsur kalan sığınmacılara yönelik gıda programlarının, barınma ve hukuki desteğin askıya alınmasına yol açtı. Bazı barınma merkezleri ve örgütler tamamen kapatılma endişesi taşıyor.
  • Myanmar ve Tayland’da, ABD finansmanı ile yerinden edilenleri ve mültecileri destekleyen sağlık ve insani yardım programları askıya alındı veya önemli oranda daraltıldı. Tayland sınır kamplarındaki klinikler, iş durdurma emirlerinin ardından aniden kapatıldı ve bu durumun önlenebilir ölümlere yol açtığı bildirildi.

Amanda Klasing, “Güvenlik arama hakkı, ABD’nin bağlı olduğu uluslararası hukuk kapsamında korunmaktadır. Fonlarda yapılan bu ani kesintiler, dünyanın dört bir yanında zorla yerinden edilen insanların korumaya erişimini sağlayan insani desteği ve altyapıyı zayıflatarak bu hakkı risk altında soktu ve halihazırda ötekileştirilen insanları devamlı tehlikeye açık hale getirdi. ABD hükümetini derhal fon tahsisini devam ettirmeye çağırıyoruz” şeklinde konuştu.

Trump yönetiminin mevcut programların finansmanını durdurmak ve tahsis edilen fonları harcamaktan kaçınmak yönündeki tek taraflı adımları, ABD hukukuna aykırı olarak kongre denetimini atladı ve ABD’nin Paris İklim Anlaşması, Dünya Sağlık Örgütü ve BM İnsan Hakları Konseyi’ne fon sağlamayı durdurduğu veya bunlardan çekildiği, ayrıca BM  Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ve BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) üyeliğini yeniden değerlendirdiği yönündeki açıklamaları da dahil olmak üzere çok taraflı kurumlara katılımındaki daha geniş gerilemenin bir parçası olarak gündeme geldi.

Tavsiyeler

Uluslararası Af Örgütü, Trump yönetimini, kaotik ve ani fon kesintilerinin insan haklarının zarar görmesiyle sonuçlandığı programlara yönelik dış yardımları, feragat süreci yoluyla veya başka bir şekilde tekrar tahsis etmeye ve gelecekteki yardımların insan hakları hukuku ve standartlarına uygun bir biçimde yönetilmesini sağlamaya çağırıyor.

Uluslararası Af Örgütü, Kongre’yi, güçlü dış yardım finansmanına devam etmeye, yönetimin dış yardım kesintilerini iptal yoluyla yasa kapsamına alma taleplerini reddetmeye ve ABD’nin tüm dış yardımlarının insan hakları ve insani yardım ilkeleriyle tutarlı olarak sürdürülmesini ve ihtiyaca göre tahsis edilmesini sağlamaya çağırıyor. Kongre, yönetimin dış yardım kullanımının insan hakları zararlarına yol açmamasını sağlamak adına elindeki tüm denetim yetkilerini kullanmalıdır.

Ayrıca, Trump yönetimi ve Kongre, dış yardımlardaki herhangi bir değişikliğin şeffaf olarak, etkilenen topluluklarla, sivil toplumla ve uluslararası ortaklarla istişare edilerek yapılmasını ve yasallık, gereklilik ve ayrımcılık yapmama ilkeleri de dahil uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına uygun olmasını sağlamak üzere işbirliği yapmalıdır.

Yapabilecek durumdaki tüm devletler, gayri safi milli gelirlerinin en az %0,7’sini ayrım yapmadan yurtdışı yardımlarına ayırarak 2626 Sayılı BM Genel Kurulu Kararı ve sonrasındaki üst düzey forumlar kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmelidir. Bu hedefe ulaşma amacı doğrultusunda, finansman sağlayan devletler, ABD’nin ani yardım kesintilerinin yarattığı kritik finansman eksikliklerinin giderilmesine yardımcı olmak için mümkün olduğunda desteği artırmalı ve dünya genelinde ekonomik, sosyal ve kültürel hakların ve etkili insani müdahalenin gerçekleştirilmesinde ilerlemenin devamlılığını sağlamalıdır.

“ABD hükümetinin Amerikalıların ekonomik ihtiyaçlarını karşılamakla ABD’de artan yaşam maliyeti ve yurtdışında artan kalkınma ve insani yardım desteği arasında bir seçim yapmak zorunda olması yanlış bir ikilemdir” diyen Klasing sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dış yardımlar ABD bütçesinin yaklaşık yüzde birine karşılık gelmektedir ve ABD’nin en fazla ötekileştirilen gruplara destek sağlamak konusunda küresel bir sorumluluğu ve çıkarı vardır. Dünyanın en varlıklı ve en yüksek miktarda dış yardım sağlayan ülkelerinden biri olarak ABD’nin dış yardım kesintileri hakkındaki raporumuz, çok taraflı işbirliğinden bu kaotik çekilmenin gerçekte zalimce olduğunu ve Afganistan’daki kadınlar ve kız çocuklar ya da Myanmar-Tayland sınırındaki mülteciler, Haiti’de cinsel şiddetten hayatta kalan çocuklar ve halihazırda krizle karşı karşıya olan diğer ötekileştirilen gruplar başta olmak üzere milyonlarca insanın hayatını ve haklarını tehlikeye attığını gösteriyor. ABD hükümetini daha iyisini yapabilir ve yapmalıdır.”