Mektuplarımızla değişim mümkün mü?

Savunuculuk Koordinatörümüz Damla Kuru yazdı.

İnternet sitemizi ya da sosyal medya hesaplarımızdan en az birini takip ediyorsanız, bir süredir destekçimizseniz ve bültenlerimizi okuyorsanız “İmzalarınız Hayatları Değiştirebilir”, “Kelimelerin Gücünü Adalet İçin Kullanma Zamanı”, “Kelimelere Güven, İmzanda Güç Var” gibi çağrılarımıza aşinasınızdır. Bizler kelimelerin gücüne inanıyor, bu sebeple kampanyalar yapıyoruz, lobi departmanı olarak imzalarınızı, talep metinlerinizi kamu idaresine iletiyoruz. Sizin sesinize ek olarak, bizler de kamu idaresine mektup yazıp mesaj ve taleplerimizi ekliyoruz.

Uluslararası Af Örgütü, kelimelerin gücüne inananların bir araya gelerek kurduğu bir harekettir.  Peter Benenson, 1961'de Portekizli iki öğrencinin yasaklı kelime olan ‘özgürlüğe’ kadeh kaldırdıkları için cezaevine gönderildiğini öğrendikten sonra dünya çapında "1961 Af Çağrısı" kampanyasını başlattı. Benenson’ın yaptığı çağrı dünyanın dört bir yanındaki gazetelerde basıldı, destek gördü. 1960’larda yerel aktivist gruplarının kurulmasıyla, dünyanın dört bir yanındaki düşünce mahkumlarının serbest bırakılması için hükümetlere mektup yazma yöntemi benimsendi.

Benenson’un çağrısından yola çıkarak, insan hakları ihlal edilmiş ve durumu itibariyle acilen harekete geçilmesi gereken bireyler için acil eylem adını verdiğimiz hızlı ve kısa süreli imza kampanyaları düzenliyoruz.

Uluslararası Af Örgütü, özellikle özgürlüklerin yoğun bir şekilde kısıtlandığı dönemlerde Türkiye’deki pek çok kişi için acil eylem çağrısı başlattı. Bu yazıda Uluslararası Af Örgütü’nün geçmişte kamuoyu tarafından tanınan bazı kimseler için başlattığı acil eylem kampanyalarından örnekler vereceğim ve 2021 boyunca çalıştığımız acil eylemlere kısaca değineceğim.

Geçmişten Günümüze Acil Eylemler

Türkiye’nin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Uluslararası Af Örgütü’nün serbest bırakılması için aktif kampanya yürüttüğü Türkiye’den ilk düşünce mahkumudur.

1960’larda “komünist propaganda” suçuyla hakkında dava açılan ve kısa bir dönem cezaevine giren Aziz Nesin için de acil eylem kampanyası yapıldı.

Uluslararası Af Örgütü, edebiyatın önde gelen isimlerinden Sevgi Soysal hakkında da kampanya yürüttü[1].  Ekim 1972’de yayımlanan bültende Sevgi Soysal’ın ‘Yürümek’ adlı kitabının müstehcenlik suçu ile dava edilmesinden başlayıp, TRT’den atılması ile devam eden ve orduya hakaret suçundan mahpusluğuna kadarki süreçte yaşadıklarını anlatıp, dönemin Adalet Bakanı Hasan Fehmi Alparslan’a hitaben, Soysal’ın beraat talebi için mektup yazılması çağrısı vardı.

12 Mart sonrasında yasaklanan Türkiye İşçi Partisi’nin eski genel başkanı Behice Boran, Ekim 1972’de 15 yıl hapis cezasına mahkûm edildi. Uluslararası Af Örgütü 1973 yılı Mayıs bülteninde, Behice Boran’ın 1950’de Kore Savaşı’na karşı çıkışından itibaren yaşadıklarını aktarıp dönemin Başbakanı Naim Talu’ya, Adalet Bakanı Hasan Fehmi Alparslan’a ve çeşitli ülkelerde Türkiye Büyükelçiliklerine hitaben Boran’a beraat talebiyle mektup yazılması çağrısına yer verdi[2].

Uluslararası Af Örgütü’nün acil eylem çağrısında bulunduğu bir diğer isim ise Türkiye’de Kürtler hakkında çeşitli araştırmalar yapan İsmail Beşikçi’dir. Beşikçi, özgürlüğünden defalarca mahrum bırakıldı, Uluslararası Af Örgütü de onun için defalarca acil eylem kampanyası başlattı ve Beşikçi’yi düşünce mahkûmu ilan etti[3].

Şimdilerde kampanyalarımızda insan hakları ihlallerinin son bulması için sıklıkla çağrı yaptığımız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için Uluslararası Af Örgütü olarak 1999 yılında acil eylem kampanyası düzenledik ve 1999 yılı Yıllık Raporu’nda Recep Tayyip Erdoğan’ın yaşadığı hak ihlaline de yer verdik.[4]

Moda tasarımcısı ve LGBTİ+ hakları aktivisti Barbaros Şansal, 2017’de sosyal medya hesabından paylaştığı video ve tweetler sebebiyle TCK 216’da yer alan “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan yargılandı. Şansal, 2 Ocak'ta Kuzey Kıbrıs'tan sınır dışı edilerek Türkiye'ye geri gönderildi ve 58 gün tutuklu kalmasının ardından 1 Mart tarihinde tahliye edildi. Uygulanan yurt dışı yasağı, Şansal'ın mesleki faaliyetlerini sürdürmesini uzun süre engelledi ve yetkililer Şansal'a yönelik olası saldırılara karşı herhangi bir koruma sağlamadı. Şansal’a verilen seyahat yasağının kaldırılması, yetkililerin Şansal’ı koruması ve yargılandığı davadan beraatı talebiyle 2017’de dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a ve İstanbul Valisi Vasip Şahin’e hitaben acil eylem kampanyası başlatıldı[5].

Sahne ismiyle Ezhel olarak bilinen rap sanatçısı Sercan İpekçioğlu hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 13 Haziran 2018 tarihli iddianamede, İpekçioğlu’nun TCK madde 190/2’de düzenlenen “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanılmasını Özendirme Suçu” kapsamında cezalandırılması talep edildi. 2018 Haziran’ında ifade özgürlüğü kapsamında Ezhel’in beraatı talebiyle dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e acil eylem çağrısı başlattık[6].

Yukarıda ancak bir bölümüne değinebildiğim pek çok kişi için acil eylem kampanyası düzenlemiş olmamız Uluslararası Af Örgütü’nün herhangi bir siyasi ideolojiden bağımsız ve tarafsız çalışmalar yürüttüğünün bir ispatı niteliğindedir.

Türkiye şubesi olarak 2021’de 13 acil eylem kampanyası başlattık. Acil eylem çağrıları genellikle bireysel vakaları ele alırken, bu sene bu durumun üç istisnası vardı. Boğaziçi Üniversitesi’nde barışçıl protesto hakkını kullanan öğrenciler, Sincan’da zorla kaybedilen ve keyfi olarak gözaltında tutulun kişiler ve Danimarka’dan geri gönderilme tehlikesi bulunan Suriyeli mülteciler için acil eylem çağrılarımız oldu.  2021 senesinde açtığımız acil eylemlerden üç tanesi Türkiye’de yaşanan hak ihlalleri ile ilgiliydi.

Uluslararası Af Örgütü’nün devam eden ve yeni yayımlanan acil eylem çağrılarına katılmak, insan hakları mücadelesine destek vermek için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir, internet sitemizdeki kampanyalar bölümünden acil eylemlerimize katılabilirsiniz. Yazının başında da söylediğim gibi, imzalarınız hayatları değiştirebilir!

---

Damla Kuru
Savunuculuk Koordinatörü
Uluslararası Af Örgütü Türkiye