Küresel: İsrail’in soykırımını, işgalini ve apartheid sistemini kolaylaştıran küresel ekonomi politikle yüzleşilmeli
Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı yeni brifingde, dünyanın dört bir yanında devletlerin, kamu kurumlarının ve şirketlerin İsrail’in işgal altındaki Gazze Şeridi’nde Filistinlilere yönelik devam eden soykırımını, İşgal Altındaki Filistin Toprağı’nın tamamını işgalini ve haklarını kontrol ettiği tüm Filistinlilere yönelik acımasız apartheid sistemi de dahil uzun yıllardır işlediği uluslararası hukuk ihlallerini suç ortaklığı, destek veya tercihli eylemsizlik yoluyla kolaylaştırdığını veya bundan kazanç sağladığını belirtti. Brifing, devletlere ve şirketlere acil eylem çağrılarında bulunuyor.
İnsan onuru meta değildir. Gazze’deki Filistinli anneler, İsrail’in soykırımı altında çocuklarının açlıktan solup gitmesini izlemeye terk edilirken, silah şirketleri ve diğerleri ciddi kâr etmeye devam ediyor.
Agnès CallamardUluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, konu hakkındaki açıklamasında şunları kaydetti: “Devletlerin, kamu kurumlarının, şirketlerin, üniversitelerin ve diğer özel aktörlerin her ne pahasına olursa olsun ekonomik kazanç ve kâr elde etmek konusundaki ölümcül bağımlılıklarına son vermelerinin zamanı çoktan geldi. İsrail’in uzun yıllardır hukuksuz işgali ve onlarca yıllık apartheid sistemi, ekonomik ilişkiler ve ticaret yoluyla İsrail’e derin ve sürekli bir destek gerektirmektedir. Yirmi üç aylık aralıksız bombardıman ve devam eden soykırım, ayrıcalıklı ticari ilişkiler ve bağışlanamaz olanı göz ardı etmeye hazır olan devletler ve şirketler tarafından desteklenen sonsuz bir silah ve gözetim ekipmanı tedarikine muhtaçtır.
Buna bir son verilmeli. İnsan onuru meta değildir. Gazze’deki Filistinli anneler, İsrail’in soykırımı altında çocuklarının açlıktan solup gitmesini izlemeye terk edilirken, silah şirketleri ve diğerleri ciddi kâr etmeye devam ediyor. Uluslararası Af Örgütü, dünya genelinde üyelerini ve destekçilerini, İsrail’in uluslararası hukuk suçlarının altında yatan ekonomi politiğe derhal son verilmesini talep etmeye çağırmaktadır.
Bugünkü brifing, İsrail’in suçlarında rol oynayan veya bu suçlarla doğrudan bağlantılı olan şirketleri yasaklamak ve ticari faaliyetlerine son vermekten yatırımların çekilmesi, satın alımların ve sözleşmelerin sonlandırılması da dahil etkili yasa ve yönetmelikleri çıkarmaya kadar, devletlerin yükümlülüklerini yerine getirmeleri için atmaları gereken adımları ortaya koyuyor. Brifing aynı zamanda satışların durdurulması ve yatırımların kaydırılması gibi, şirketlerin atmaları gereken adımları sıralıyor.”
Tüm ekonomik sektörler, devletlerin büyük bir kısmı ve çok sayıda özel kuruluş İsrail’in Gazze’deki soykırımına ve İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndaki acımasız işgaline ve apartheid sistemine bilerek katkı sağlamakta veya bundan kazanç sağlamaktadır.
Agnès CallamardUluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri
“Brifing, Uluslararası Af Örgütü’nün, İsrail’in hukuksuz işgaline, soykırımına ve diğer uluslararası hukuk suçlarına katkı sağladığını tespit ettiği 15 şirketin ismini açıklıyor. Bunlar arasında, çokuluslu ABD şirketleri Boeing ve Lockheed Martin, İsrailli silah şirketleri Elbit Systems, Rafael Advanced Defense Systems ve Israel Aerospace Industries (IAI), Çin şirketi Hikvision, İspanya merkezli demiryolu üreticisi Construcciones y Auxiliar de Ferrocarriles (CAF), Güney Koreli şirketler grubu HD Hyundai, ABD’li yazılım şirketi Palantir Technologies, İsrailli teknoloji firması Corsight ve İsrail devletine ait su şirketi Mekorot yer almaktadır” diyen Callamard, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak şunu unutmayalım; bu 15 şirket, sivillerin aç bırakılmasını ve toplu halde öldürülmelerini tasarlayan ve Filistinlileri on yıllardır temel haklarından yoksun bırakan bir hükümeti ayakta tutmaktan sorumlu olanların yalnızca küçük bir örneğidir. Tüm ekonomik sektörler, devletlerin büyük bir kısmı ve çok sayıda özel kuruluş İsrail’in Gazze’deki soykırımına ve İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndaki acımasız işgaline ve apartheid sistemine bilerek katkı sağlamakta veya bundan kazanç sağlamaktadır.”
Uluslararası Af Örgütü, devletlere ve şirketlere yönelik acil çağrılarını, İsrail’in Filistin toprağını hukuksuz işgalini, kararın çıkarılmasından itibaren 12 ay içinde sonlandırmasını talep eden 18 Eylül 2024 tarihli BM Genel Kurulu kararının yıldönümünde yayımlıyor. Karar, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD), İsrail’in Filistin toprağını işgalinin hukuksuz olduğuna, İşgal Altındaki Filistin Toprağı’nda Filistinlilere yönelik ayrımcı yasaların ve politikaların ırk ayrımcılığı ve apartheid yasağını ihlal ettiğine ve İsrail’in İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndaki varlığının hızla sona erdirilmesi gerektiğine hükmeden tavsiye görüşünün uygulanması amacıyla çıkarıldı.
BM Genel Kurulu daha sonra üye devletleri; “vatandaşlarının, şirketlerinin ve yetki alanlarındaki kuruluşların İsrail’in işgalini destekleyen veya sürdüren faaliyetlerde bulunmalarını yasaklamaya, (…) İsrail yerleşimlerinde üretilen ürünlerin ithalatına son vermeye ve İşgal Altındaki Filistin Toprağı’nda kullanılabileceklerinden kuşkulanmak için makul gerekçelerin varlığı halinde İsrail’e silah, mühimmat ve bağlı ekipman transferini durdurmaya yönelik tedbirler alarak” ve “İsrail’in İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndaki hukuksuz varlığında rol oynayan kişilere ve kuruluşlara karşı seyahat yasağı ve malvarlığını dondurma gibi yaptırımlar uygulayarak”, UAD’nin İsrail’in İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndaki işgalinin sonlandırılması kararını hayata geçirmek üzere somut adımlar atmaya çağırdı.
Agnès Callamard, “BM Genel Kurulu’nun İsrail’e İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndan çekilmesi için tanıdığı 12 aylık sürenin bugün dolmasına rağmen İsrail, her gün Filistinlileri aç bırakmaya ve katletmeye devam ediyor. Üye devletlerin çoğu, İsrail hükümetine karara uyması için baskı yapmak konusunda neredeyse hiçbir şey yapmadı. Bu bağışlanamaz tercihli eylemsizliğe son vermeli ve İsrail’in uluslararası hukuk suçlarında rol oynayan tüm faaliyetlerini derhal durdurmalı ya da insanlığa karşı işlenen apartheid suçu, soykırım ve diğer uluslararası hukuk suçlarına ortak olmayı göze almalılar” dedi.
Uluslararası Af Örgütü devletleri, İsrail’e her türlü silah, askeri ve güvenlik ekipman ve hizmetleri, her türlü gözetim ekipmanı; gözetim, güvenlik ve askeri faaliyetlerde kullanılan yapay zekâ ve bulut (veri depolama) altyapısı tedarikini, derhal yürürlüğe girmek üzere yasaklamaya çağırmaktadır. Limanları, havaalanları, hava sahaları veya toprakları aracılığıyla kendi yetki alanları üzerinden İsrail’e ulaştırılmak üzere silah, askeri ve güvenlik ekipmanı ve bağlı parça ve bileşenlerin transit geçişi ve aktarmasının yasaklanması da buna dahildir.
Uluslararası Af Örgütü aynı zamanda İsrail’in soykırımına, apartheid sistemine veya hukuksuz işgaline katkı sağlayan dünyanın her yerindeki şirketlerle ticaretin ve bu şirketlere yatırımın durdurulması çağrısı yapmaktadır. Bunlar, asgari olarak, İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndaki insan hakları durumuna ilişkin BM Özel Raportörü’nün raporunda ve yasadışı yerleşimlere katkıda bulunan şirketlerle ilgili BM Veritabanı’nda yer verilen şirketleri kapsar. Devletler, yetki alanlarında faaliyet gösteren şirketlerin bu yasaklara uymasını sağlamalıdır.
İsrail’in hukuksuz işgaline ve/veya uluslararası hukuk suçlarına katkıda bulunan şirketler
Uluslararası Af Örgütü, bu şirketlerin birçoğu tarafından işlenen ihlalleri yıllardır belgelemektedir. Uluslararası Af Örgütü bu brifingde ismi açıklanan tüm şirketlere yazarak, İsrail’de ve İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndaki faaliyetlerine ilişkin sorular sordu ve bu belgede ortaya konulan insan hakları ihlalleriyle ilgili kaygılarını dile getirdi. 2025 yılında yalnızca beş şirket soruları yanıtladı ve brifingde bu yanıtlara da yer verildi.
Uluslararası Af Örgütü, işgal altındaki Gazze Şeridi’nde gerçekleştirilen hukuka aykırı hava saldırılarında Boeing bombaları ve güdüm kitleri kullanıldığını belgeledi. İsrail ordusu, özellikle Gazze genelinde aralarında çok sayıda çocuğun da bulunduğu onlarca Filistinli sivili öldüren bir dizi ölümcül hava saldırısında muhtemelen Müşterek Doğrudan Taarruz Mühimmatı (JDAM) ve GBU-39 Küçük Çaplı Bombalar da dahil Boeing yapımı silahlar kullandı.
Lockheed Martin, İsrail Hava Kuvvetleri’nin belkemiği olan ve Gazze’nin bombalanmasında kapsamlı olarak kullanılan F-16’lar ve İsrail’in gittikçe büyüyen F-35 savaş uçağı filosu için parça ve hizmet sağlamaktadır.
Elbit Systems ile İsrail devletine ait Rafael Advanced Defense Systems ve Israel Aerospace Industries adlı üç büyük İsrailli silah şirketi, İsrail ordusuna her yıl milyarlarca dolarlık askeri ve güvenlik ekipman ve hizmeti tedarik etmektedir. Buna İsrail’in Gazze’de ve İşgal Altındaki Filistin Toprağı’nın geri kalanındaki askeri saldırılarında defalarca kullandığı gözetim dronları ve silahlı insansız hava araçları, hareketli mühimmat ve sınır güvenlik sistemleri de dahildir. Uluslararası Af Örgütü’nün ek bilgi talebine yanıt veren tek silah şirketi olan Elbit Systems, Uluslararası Af Örgütü’nün kaygılarını reddetti ve şirketin “uluslararası toplumun tanıdığı, hakkında herhangi bir yaptırım kararı olmayan egemen bir devlete” tedarik sağladığını, dolayısıyla hukuka uygun faaliyet gösterdiğini öne sürdü.
İsrail, Filistinlilere yönelik apartheid sisteminde Hikvision’un gözetim ürünlerini ve hizmetlerini kullanırken, Corsight da İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırısında kullandığı yüz tanıma yazılımının geliştirilmesi ve satışında uzmanlaşmaktadır.
ABD’li bir yapay zekâ şirketi olan Palantir Technologies, İsrail ordusuna ve istihbarat servislerine, İsrail ordusunun Gazze’deki faaliyetleriyle bağlantılı yapay zekâ ürünleri ve hizmetleri tedarik etmektedir.
Mekorot, Batı Şeria’da su altyapısını ve ağını Filistinlileri ayrımcılığa maruz bırakan ve hukuka aykırı İsrail yerleşimleri yararına işleyen bir şekilde yöneterek, İsrail’in, Filistin Toprağı’nı hukuksuz işgaline katkıda bulunmaktadır. CAF, İsrail yerleşimlerinin genişlemesini kolaylaştıran Kudüs Hafif Raylı Ulaşım projesini desteklemekte, HD Hyundai ise İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndaki hukuka aykırı yıkımlarda kullanılan ağır makineleri üretmekte, bakımlarını yapmakta ve servis hizmeti sağlamaktadır.
Uluslararası Af Örgütü, 2019 yılında da internetteki önde gelen turizm şirketleri Airbnb, Booking.com, Expedia ve TripAdvisor’ın İşgal Altındaki Filistin Toprağı’nda yer alan hukuka aykırı İsrail yerleşimlerinin sürdürülmesine, güçlenmesine ve daha da genişlemesine katkı sağladığına dikkat çekmişti. Uluslararası Af Örgütü’nün bu şirketleri sorumlu davranarak, İsrail yerleşimlerinde iş yapmaktan çekilmeye çağırmasına rağmen, bunlar hâlâ yerleşimlerde rezervasyon almaya devam etmektedir.
Bunu yapmadıkları takdirde, şirketler ve çalışanları ile yönetim kurulu üyeleri hukuki sorumluluk taşıyabilir ve hatta bazı durumlarda İsrail’in suçlarına yardım ve yataklık etmek konusunda olası cezai yükümlülük altına girebilirler.
Agnès CallamardUluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri
Agnès Callamard, “Bu şirketler, insan hakları yükümlülüklerini yerine getirmeli, aksi halde eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşmelidir. İsrail’in hukuksuz işgaline ve uluslararası hukuk suçlarına hiçbir şekilde ve yöntemle dahil olmadıklarından emin olmalılar. Bunu yapmadıkları takdirde, şirketler ve çalışanları ile yönetim kurulu üyeleri hukuki sorumluluk taşıyabilir ve hatta bazı durumlarda İsrail’in suçlarına yardım ve yataklık etmek konusunda olası cezai yükümlülük altına girebilirler” değerlendirmesinde bulundu.
Uluslararası Af Örgütü, bugün yayımladığı brifingde adı geçen şirketleri, İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndaki insan hakları ihlallerine katkı sağlayan veya ihlallerle doğrudan bağlantılı olan tüm silah ve diğer askeri, güvenlik ve gözetim ekipmanı veya diğer ağır makine, parça veya ürün ve hizmetlerin İsrail’e satışını ve sevkiyatını derhal durdurmaya çağırmaktadır. Devletler, kamu kurumları ve diğer şirketler, bu satışları durdurmak için bu şirketlere yaptıkları yatırımlar aracılığıyla sahip oldukları nüfuzu kullanmalı; bu kapsamda, sorumlu bir şekilde bu şirketlerdeki yatırımlarını çekmeli ve satın alımlarını durdurmalıdır.
Ayrıca devletler, bu şirketlerin İsrail’e satılan ürün türleriyle ilgili fuarlara, hükümet toplantılarına, sözleşmelere, araştırma hibelerine ve kamu kuruluşlarıyla yürütülen faaliyetlere katılmasını yasaklamalıdır. Tüm bu tedbirler, adı geçen şirketler İsrail’in hukuksuz işgaline veya uluslararası hukuk suçlarına katkı sağlamadıklarını kanıtlayana dek yürürlükte kalmalıdır.
Agnès Callamard sözlerini şöyle sonlandırdı: “Uluslararası Af Örgütü, dünyanın dört bir yanında herkesi barışçıl eylemlerde bulunmaya çağırmaktadır. Sivil toplum ve daha geniş kamuoyu, devletlerin yükümlülüklerine riayet etmesini ve İsrail’in suçlarına katkıda bulunan ve bunlarla doğrudan bağlantılı olan şirketlerden hesap sormasını sağlamak için harekete geçmeli ve mücadele etmelidir. Devletlerin ve şirketlerin gelirlerinin ölümden, yıkımdan ve Filistinlilerin akıl almaz acılarından kaynaklandığını bilmelerine rağmen bunu göz ardı ederek, insani bedeli her ne olursa olsun iş modellerini sürdürmeyi ve servetlerinin tadını çıkarmayı seçmeleri kabul edilemez. Filistin halkının derin, akla hayale sığmaz acılarının bir dakika daha görmezden gelinmesine izin veremeyiz.”
Arka Plan
Ocak 2024’te Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Soykırım Sözleşmesi uyarınca Gazze’deki Filistinlilerin haklarının onarılamaz zararlar görebileceği konusunda gerçek ve yakın bir risk bulunduğuna hükmetti ve İsrail’in soykırım eylemlerini önlemek için elinden gelen tüm tedbirleri almasını istedi. UAD aynı zamanda tüm devletlerin soykırımı engelleme, durdurma ve cezalandırma yükümlülüğü olduğunu doğruladı. UAD, Mart ve Mayıs 2024’te çıkardığı iki kararla İsrail’e yönelik taleplerini yineledi. Ancak bunların tümü hâlâ hiçe sayılmaktadır.
Aralık 2024’te Uluslararası Af Örgütü, İsrail’in Gazze’de Filistinlilere soykırım uyguladığını tespit etti ve o tarihten bu yana uluslararası toplum genelindeki uzmanlar arasında soykırımın işlendiği konusunda artan bir fikir birliği bulunmaktadır.
Eylül 2024’te BM Genel Kurulu bir karar çıkararak, İsrail’e İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndan çekilmesi için 12 ay süre tanıdı. Ardından, Aralık 2024’te bir karar daha çıkararak, “İsrail’in Doğu Kudüs dahil 1967’den bu yana işgal altında olan Filistin toprağından çekilmesi, Filistin halkının devredilemez haklarının hayata geçirilmesi” ve devletlerin “İsrail’e özel olarak [İşgal Altındaki Filistin Toprağı’ndaki] yerleşimlerle bağlantılı kullanılacak hiçbir destek sağlamaması da dahil, yasadışı yerleşim faaliyetlerine yardım ve destek sağlamaması” yönünde çağrıda bulundu.
Pull the plug on the political economy enabling Israel’s crimes (Briefing, 18 September 2025) https://www.amnesty.org/en/documents/pol40/0289/2025/en/
Basın Açıklamaları
- Birleşik Krallık: Terörle suçlanan Filistin yanlısı protestocular ilk duruşmada suçlamaları reddetti
- Türkiye: İfade ve toplanma özgürlüğüne yönelik baskılar, polis şiddetinin endişe verici sistematik eğilimini ortaya koyuyor
- Türkiye: Enes Hocaoğulları serbest bırakıldı, şimdi yetkililer tüm suçlamaları düşürmeli
- Türkiye: İstanbul Barosu yönetim kuruluna açılan dava, hukuk mesleğinin bağımsızlığına “doğrudan bir saldırıdır”
- Birleşik Krallık: Defend Our Juries sözcülerinin ağır hapis cezalarıyla tehdit edilmesi dehşet verici
- Birleşik Krallık: Palestine Action ile dayanışma protestosuna yönelik gözaltılar uluslararası hukukun açık bir ihlalidir
- Suriye: Yeni hükümet kaybedilenler için hakikat, adalet ve onarım sağlamalı