Türkiye: 87 protestocu, gazeteci ve avukatın beraat etmesinin ardından ceza adalet sisteminin muhalefeti bastırmak için kötüye kullanılmasına son verilmeli

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart 2025 tarihinde gözaltına alınmasının ardından düzenlenen kitlesel protestolara katıldıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan 87 protestocu 28 Kasım’da, aynı protestolarla bağlantılı suçlamalarla yargılanan sekiz gazeteci ve dört avukat ise 27 Kasım’da beraat etti. Bunun üzerine bir açıklama yayımlayan Uluslararası Af Örgütü AB, Balkanlar ve Türkiye Bölgesel Direktör Yardımcısı Dinushika Dissanayake, şunları kaydetti:

“87 barışçıl protestocu, sekiz gazeteci ve dört avukatın beraat etmesi olumlu olsa da bu kişilerin en baştan bu sekiz aylık eziyete neden maruz bırakıldığı sorusu hâlâ geçerliliğini koruyor.”

“Geçen mart ayında yüzlerce genç, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını ve ardından tutuklanmasını protesto ettikleri için gözaltına alındı ve suçlandı. Uluslararası Af Örgütü’nün bu kitlesel protestolara yönelik polis uygulamalarına ilişkin araştırması, protestolar sırasında kolluk görevlilerinin, gazeteciler de dahil protestoculara karşı işkence ve diğer türde kötü muamele uyguladığı iddialarını ortaya koydu” diyen Dissanayake, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Protestocular, gazeteciler ve avukatlar hakkındaki davalar hiç açılmamalıydı. Türkiye’de ceza adalet sisteminin yaygın olarak muhalefeti bastırmak için kullanılmasına son verilmelidir.”

Arka Plan

Uluslararası Af Örgütü’nün Mart protestolarındaki polis uygulamalarına ilişkin araştırmasına buradan ulaşılabilir.

28 Kasım’da görülen duruşmadaki beraat kararı, yine yargılanan tüm kişilerin beraat ettiği önceki iki duruşmanın ardından verildi.

Aynı gün görülen bir diğer duruşma da “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan yargılanan 13 protestocu hakkındaki davanın duruşmasıydı. Protestocular bu yıl mart ve mayıs ayları arasında yaklaşık üç ay tutuklu kaldı. Mahkeme, fotoğraf kanıtlarının yargılanan kişiler hakkındaki iddiaları destekleyip desteklemediğinin belirlenmesi için dosyayı incelenmek üzere Kriminal Daire Başkanlığı’na sevk ederek, duruşmayı 26 Mayıs’a erteledi. Cumhurbaşkanı’nı temsil eden avukat duruşmaya katıldı ve “sanıkların eylemleri nedeniyle müvekkilinin onurunun zedelendiği” gerekçesiyle mahkemeden cezaya hükmetmesini talep etti.