• Basın Açıklamaları

İran aralıksız baskılar ve ‘uyuşturucuyla mücadele’ kapsamında 853 kişiyi infaz etti, bu son sekiz yıldaki en yüksek sayı

Uluslararası Af Örgütü, İran cezaevlerinin toplu öldürme mekanlarına dönüştüğü 2023’te infazlarda kaydedilen korkunç artışın durdurulması için uluslararası toplumun acilen kararlı adımlar atması gerektiğini belirtti. Bugün yayımlanan yeni brifing 2023’teki toplam 853 infazın yarısından fazlasına karşılık gelen en az 481 infazın uyuşturucuyla bağlantılı suçlar nedeniyle gerçekleştirildiğine dikkat çekiyor.

“Bizi Öldürmelerine İzin Vermeyin”: İran’ın 2022 ayaklanmasından beri aralıksız devam eden infaz krizi başlıklı brifing, İran yetkililerinin, Eylül-Aralık 2022’deki “Kadın, Yaşam, Özgürlük” ayaklanmasının ardından halk arasında korku yaymak ve iktidar konumlarını güçlendirmek için nasıl ölüm cezası kullanımını artırdığını ortaya koyuyor. Brifing aynı zamanda, yetkililerin narkotikle mücadele adı altında yürüttüğü öldürücü politikaların yoksul ve ötekileştirilen topluluklar üzerindeki orantısız etkilerinin yarattığı kaygıları ele alıyor.

2023’teki infaz sayısı, 2015’ten bu yana kaydedilen en yüksek infaz sayısıdır ve 2022’ye kıyasla %48’lik, 2021’e kıyasla %172’lik bir artışı ifade etmektedir. 20 Mart’a kadar en az 95 infazın kaydedildiği İran’da öldürme çılgınlığı 2024’te de devam ediyor. Uluslararası Af Örgütü’nün kaydettiği sayılar asgari sayılardır ve gerçek sayıların daha yüksek olduğu düşünülmektedir.

Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Direktör Yardımcısı Diana Eltahawy konu hakkındaki açıklamasında, “Ölüm cezası her koşulda korkunçtur; ancak bu cezayı, Devrim Mahkemeleri’nde yapılan, tamamen haksız yargılamaların ardından uyuşturucuyla ilgili suçlara karşı kitlesel çapta uygulamak hepten bir güç istismarıdır. İslam Cumhuriyeti’nin narkotikle mücadele alanındaki ölümcül politikaları yoksulluk ve sistemsel adaletsizlik döngüsünü tetikliyor ve İran’da ezilen Beluci azınlığı başta olmak üzere ötekileştirilen topluluklara yönelik ayrımcılığı daha da kalıcı hale getiriyor” dedi.

Geçen yıl ayrıca, protestocuları, sosyal medya kullanıcılarını ve diğer gerçek veya varsayılan muhalifleri, “peygambere hakaret” ve “din değiştirme” gibi suçlamaların yanı sıra “Allah’a düşmanlık” ve/veya “dünyada yozlaşmayı yaymak” gibi muğlak suçlamalarla, uluslararası insan hakları hukuku kapsamında korunan eylemlerden ötürü hedef alan bir dizi infaz gerçekleştirildi.

“Yetkililerin halk arasında korku yaymaya ve muhalefeti bastırmaya yönelik planlı bir girişimle ölüm cezasını silah haline getirmesi sonucu infaz edilenler arasında protestocular, muhalifler ve ezilen etnik azınlıkların üyeleri de vardı. Kararlı bir küresel müdahale olmazsa İran yetkilileri, gelecek yıllarda binlerce kişiyi tam bir cezasızlıkla infaz etmekten çekinmeyecektir” diyen Eltahawy sözlerini şöyle sürdürdü:

“İran yetkililerinin yaşam hakkına yönelik süregelen saldırılarına dair şoke edici bulgularımız, uluslararası toplumun İran makamlarına acilen infazları erteleme yasası çıkarmaları yönünde baskı yapması ihtiyacının altını çiziyor. BM İnsan Hakları Konseyi’nin İran Hakkında Veri Toplama Misyonu ve İran Özel Raportörü’nün görev süresini uzatıp uzatmamayı oylayacağı bu dönem, İran yetkililerine, tüyler ürpertici insan hakları sicillerinin uluslararası denetime tabi olmaya devam edeceğinin işaretini vermek ve uluslararası bağımsız bir soruşturma ve hesap sorma mekanizmasının uluslararası hukuk suçlarının kanıtlarını toplamak ve incelemek üzere görevine devam etmesini sağlamak hayati önem taşımaktadır.”

2023’te uygulanan ölüm cezalarının 520’si (%61’i) Devrim Mahkemeleri tarafından hükme bağlandı. Bu mahkemeler, yetkililerce ‘ulusal güvenlik’ suçları olarak değerlendirilen, uyuşturucuyla bağlantılı suçlar dahil çok geniş kapsamdaki fiilleri yargılama yetkisine sahip. Mahkemeler bağımsız değil, güvenlik ve istihbarat birimlerinin etkisi altında çalışıyor ve ceza vermek için rutin olarak, hiçbir şekilde adil olmayan ve hızla görülen davalarda işkence altında elde edilen ’itirafları’ kullanıyor.

Uyuşturucuyla bağlantılı infazlarda sarsıcı artış

2023’te infazlardaki ani artış büyük oranda, 2021’de İbrahim Reisi’nin cumhurbaşkanlığına, Gulamhüseyin Ejei’nin de yargı gücü başkanlığına getirilmesinden sonra İran’ın narkotikle mücadele politikasında yapılan kaygı verici değişiklikten kaynaklanıyor.

Uluslararası Af Örgütü, üst düzey yürütme ve yargı yetkililerinin, 2017’de Narkotikle Mücadele Kanunu’nda yapılan ve 2018 ile 2020 yılları arasında uyuşturucuyla bağlantılı infazlarda önemli bir düşüş sağlayan iyileştirmeleri kamuya açık olarak eleştirdikleri ve uyuşturucu ticaretiyle mücadele etmek için ölüm cezasına daha fazla başvurma çağrısı yaptıkları resmi açıklamaları inceledi.

Bu resmi yaklaşımlar, 2021’den bu yana korkunç bir artış trendine yol açtı ve 2023’te uyuşturucuyla ilgili, toplam infaz sayısının %56’sına karşılık gelen 481 infaz uygulandı. Bu, 255 kişinin uyuşturucuyla ilgili suçlardan infaz edildiği 2022 yılına kıyasla %89’luk, bu suçlardan 232 kişinin infaz edildiği 2021 yılına kıyasla ise %264’lük bir artışa tekabül etmektedir.

İran’ın Beluci azınlığı, İran nüfusunun %5’ini oluşturmasına rağmen 2023’teki uyuşturucuyla ilgili infazların %29’unda (138 kişi) hedef alındı. Bu durum, yetkililerin narkotikle mücadele stratejisinin en fazla ötekileştirilen ve en yoksul topluluklar üzerindeki ayrımcı etkilerini ortaya koydu.

Uyuşturucuyla bağlantılı suçlardan infaz edilen kişiler genellikle aileleri ve avukatlarına önceden haber verilmeden gizlilik içinde öldürüldü.

Uluslararası toplum acilen harekete geçmezse, yargı, yasama ve yürütmenin, çıkarılması halinde ölüm cezası öngören uyuşturucu suçlarının kapsamını genişletecek yeni bir narkotikle mücadele yasası çıkarma çabalarının devam ettiği bir dönemde uyuşturucuyla bağlantılı infazlar artmaya devam edecektir.

Siyasi baskı aracı olarak infazlar

Eylül-Aralık 2022’deki “Kadın, Yaşam, Özgürlük” ayaklanmasının ardından 2023 boyunca, İran yetkilileri, ölüm cezasını muhalefeti ortadan kaldırmak için de bir silah olarak kullanmaya hız verdi.

2023’te yetkililer altı erkeği 2022 ayaklanması nedeniyle, bir erkeği ise Kasım 2019’da ülke geneline yayılan protestolarla ilgili olarak infaz etti. 2022 ayaklanması ve Kasım 2019 protestoları bağlamında en az yedi kişi daha ölüm cezasına mahkum edildi ve yakın bir infaz riski altındalar.

İnfazlardaki artış sebebiyle ölüm cezası verilen mahkumlar açlık grevi yapıyor ve infazlarının durdurulması için kamuoyuna müdahale çağrısında bulunuyor.

Mayıs 2023’te, bütünüyle haksız yargılamalar sonucundaki infazlarına birkaç gün kala, protestocular Mecid KazımiSaid Yakubi ve Salih Mirhaşimi cezaevi dışına gizlice “Bizi öldürmelerine izin vermeyin” yazılı bir not çıkararak yardım çağırısında bulundu.

28 Ocak 2024’te, ölüm cezası verilen diğer bir grup mahkum açık mektup yazarak açlık grevi başlattıklarını duyurdu ve hayatlarının kurtarılması için şu sözlerle destek istedi: “Desteğinizle belki de bu infazlar durdurulabilir. Her ne şekilde yapabiliyorsanız, lütfen sesimiz olun.”

Çocuk yaştayken tutuklananların infazları

Geçen yıl, çocuk suçlulara karşı ölüm cezası kullanımında da şoke edici bir artış kaydedildi. 17 yaşındaki bir erkek çocuk ile 18 yaşından küçükken meydana gelen suçlardan mahkum edilen dört genç infaz edildi.

Hamidreza Azari henüz 16 yaşındayken tutuklandı ve yargı makamlarının hızlandırdığı tamamen haksız bir yargılamanın ardından, yedi aydan kısa bir süre içinde infaz edildi. İran yetkilileri, suç tarihinde 18 yaşın altında olan kişilere ölüm cezası verilmesini yasaklayan uluslararası hukukun ihlalinden ötürü hesap vermekten kaçınmak için yerel medyada utanmazca yanlış bilgi vererek Hamidreza’nın yaşını 18 olarak açıkladı.

Son aylarda yetkililer, Yargı Gücü Başkanı’nın verdiği yeni bir yönerge hakkında yanıltıcı açıklamalar yaparak, bunu çocuk suçlular hakkındaki ölüm cezalarını “daha da azaltma” adımı olarak gösteriyor. Ancak Uluslararası Af Örgütü’nün incelemesi, yönergenin, çocuk adalet yasalarındaki uzun vadeli kusurları gidermediğini ve hatalı ‘olgunluk değerlendirmeleri’nin ardından çocuk suçlulara ölüm cezası verme konusunda hakimlere tanınan takdir yetkisini doğruladığını gösteriyor.

Uluslararası Af Örgütü, İran yetkililerini defalarca, çocuklar tarafından işlenen suçlarda ölüm cezasının her koşulda kaldırılması için İslami Ceza Kanunu’nun 91. Maddesini değiştirmeye çağırmıştır.

Arka Plan

İran yetkilileri, ölüm cezaları ve infazlarla ilgili kamuya açık istatistikler yayınlamayı reddediyor. Uluslararası Af Örgütü, 2023’te uygulanan infaz sayısını kayıt altına almak için Abdurrahman Boroumand İnsan Hakları Merkezi’yle yakın iş birliği yaparak, devlet medyası, bağımsız medya ve insan hakları örgütlerinin yayınladığı haberler dahil açık kaynaklardan yararlandı. Aynı zamanda, İran İnsan Hakları ve Kürdistan İnsan Hakları Ağı’nın infaz kayıtlarını inceledi. Uluslararası Af Örgütü’nün kaydettiği sayılar asgari sayılardır ve gerçek sayıların daha yüksek olduğu düşünülmektedir.

Ölüm cezası, yaşam hakkının ihlalidir ve en zalimane, insanlık dışı ve alçaltıcı cezadır. Uluslararası Af Örgütü, suçun niteliği veya hangi koşullar altında işlendiği; kişinin suçluluğu, masumiyeti veya diğer özellikleri ya da devletin ölüm cezasını uygulamak için kullandığı yöntem her ne olursa olsun istisnasız tüm davalarda ölüm cezasına karşı çıkmaktadır.