• Basın Açıklamaları

Gazze: Bağımsız insan hakları araştırmacılarının toplu mezar alanlarına erişimine acilen izin verilmeli

Gazze’de iki hastanenin çevresinde yüzlerce cenazenin gömüldüğü toplu mezarlar bulundu. Konu hakkında bir açıklama yayımlayan Uluslararası Af Örgütü Araştırma, Savunuculuk, Politika ve Kampanyalar Direktörü Erika Guevara-Rosas şunları kaydetti:

“Tüyler ürpertici bir biçimde bu toplu mezarların bulunması, adli tıp uzmanları dahil insan hakları araştırmacılarının işgal altındaki Gazze Şeridi’ne acilen erişimine izin verilmesinin önemini vurguluyor. Herhangi bir uluslararası hukuk ihlalinden hesap sorulmasını güvence altına almak üzere kanıtların korunması ve bağımsız ve tarafsız soruşturmaların yürütülmesi ancak böyle sağlanabilir.”

“İnsan hakları araştırmacılarının Gazze’ye girememesi, geçen altı ayda işlenen insan hakları ihlalleri ve uluslararası hukuk suçlarının tamamının etkili bir biçimde soruşturulmasını engelledi ve bu ihlallerin yalnızca çok küçük bir kısmının belgelenebilmesine yol açtı.”

Bu ölümlerin nasıl meydana geldiğini veya hangi ihlallerin işlenmiş olabileceğini belirlemek üzere düzgün soruşturmalar olmadan bu toplu mezarların arkasındaki korkunçluğun gerçek yüzünü ortaya çıkaramayız.

Erika Guevara-Rosas
Uluslararası Af Örgütü Araştırma, Savunuculuk, Politika ve Kampanyalar Direktörü

“Bu ölümlerin nasıl meydana geldiğini veya hangi ihlallerin işlenmiş olabileceğini belirlemek üzere düzgün soruşturmalar olmadan bu toplu mezarların arkasındaki korkunçluğun gerçek yüzünü ortaya çıkaramayız.”

“Toplu mezar alanları, çok önemli ve zamana karşı hassas adli kanıtlar içerdikleri için olası suç mahalleridir. Gerekli becerilere ve kaynaklara sahip adli tıp uzmanları güvenli bir ortamda yeterli kazılarla cenazelerin kimlik tespitini yapana kadar korunmalıdırlar.”

“Adli tıp uzmanlarının eksikliği ve Gazze’nin sağlık sektörünün savaş ve İsrail’in zalimce ablukası nedeniyle darmaduman olması, ayrıca DNA testleri gibi kaynakların mevcut olmaması, cenazelerin kimlik tespitinin yapılabilmesinin önündeki büyük engellerdir. Bu durum, öldürülenlerin onurlu bir şekilde defnedilme haklarını ellerinden almakta ve kaybolan veya zorla kaybedilen yakınları olan aileleri, bilme ve adalet hakkından mahrum ederek onları belirsizlik ve endişe içinde bırakmaktadır.”

“Kanıtların muhafaza edilmesini sağlamak, Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail yetkililerinden soykırımın önlenmesi için almalarını istediği önemli tedbirler arasındadır” diyen Guevara-Rosas sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Gazze’de hesap verebilirliğin topyekun ortadan kalktığı ve savaş suçlarının kanıtlarının artmaya devam ettiği bir durumda, İsrail yetkilileri, bağımsız insan hakları araştırmacılarının erişimine acilen izin vererek ve ihlallere ilişkin tüm kanıtların korunmasını sağlayarak UAD kararına uymalıdır. Üçüncü devletler de İsrail’e, BM tarafından atanan, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Soruşturma Komisyonu ve araştırmacıları dahil bağımsız insan hakları araştırmacıları ve adli tıp uzmanlarının Gazze Şeridi’ne acilen girebilmesine izin vererek UAD kararlarına uyması yönünde baskı yapmalıdır. Bu ölümler hakkında düzgün, şeffaf ve bağımsız araştırmalar olmadan hakikat ve adalet sağlanamaz.”

Arka Plan

Filistin yetkilileri, Han Yunus’taki Nasır Hastanesi ve Gazze şehir merkezindeki Şifa Hastanesi yerleşkesinde bazı alanlarda yüzlerce cenazenin bulunduğunu bildirdi.

26 Ocak’ta Uluslararası Adalet Divanı, İsrail yetkililerinin “yıkımı önlemek ve kanıtların korunmasını sağlamak üzere etkili tedbirler almasını” içeren bir dizi geçici tedbirden oluşan kararını yayımladı. Veri toplama heyetleri, uluslararası görevliler ve diğer kuruluşların kanıtların korunmasına yardımcı olmak üzere Gazze’ye erişiminin engellenmemesi veya kısıtlanmaması da buna dahildir.