Fransa Onlarca Tutuklamayla İfade Özgürlüğü Konusunda Önemli Bir Sınav Veriyor

Uluslararası Af Örgütü Fransa'da bu hafta muğlak olan "terörü savunmak" (l’apologie du terrorisme) suçundan en az 69 kişinin tutuklanmasının ifade özgürlüğünü ihlal etme riski taşıdığını dile getirdi.  

Tüm tutuklamalar, 7 ve 9 Ocak'ta Charlie Hebdo dergisi, bir koşer market ve güvenlik güçlerine yönelik ölümcül saldırıların ardından yapılan açıklamalara dayandırılmış gözüküyor.

Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen, "Dünya liderlerinin ve dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insanın ifade özgürlüğünü savunmak için sesini çıkardığı bu haftada, bu hakkı kendileri ihlal etmemek için Fransa yetkilileri dikkatli olmalı. Fransa yetkililerinin bu korkunç öldürmeler sonrasında nasıl davranacağı, herkes için insan haklarına olan bağlılığı için önemli bir sınav" diye konuştu.

Bunlar, Kasım 2014'de yürürlüğe giren terörle mücadele kanunları uyarınca gerçekleştirilen ilk tutuklamalar ve kovuşturmalar. Ceza kanunu uyarınca teröre "teşvik etme" ya da terörü "savunma"nın cezası beş yıl hapis ve 45,000 Avro para cezası; eğer internette bir şey yayınlamayı kapsıyorsa yedi yıl hapis ve 100,000 para cezası veriliyor. Bu tutuklamalar ve kovuşturmalar ceza kanunun bu ilgili maddelerine dayandırıldı.

Fransa'da mizah gazetesine yapılan silahlı saldırı ‘ifade özgürlüğü için kara bir gün'

"Terörü savunmak" ve "teşvik etmek" Fransa'da zaten suçtu, Kasım 2014'te çıkan yasa ile bunlar basın yasasından ceza kanununa geçti. Bu da sürecin yetkililer tarafından daha hızlı olması anlamına geliyor. Bu haftanın birkaç vakasında süreç bu şekilde gelişti.

Basında çok fazla yer alan, komedyen Dieudonné M’bala M’bala'nın vakasının yanı sıra bu tarz vaka örnekleri arasında sokak ortasında "Müslüman olmaktan gurur duyuyorum, ben Charlie'yi sevmiyorum, bunu yapmakta haklılardı" diye bağıran bir adam da var, alkollü bir şekilde araba kullanmaktan tutuklanmasının ardından polise "Daha çok Kuaşi olmalı, umarım sıradaki sensindir" dediği iddia edilen alkollü bir adam da.

"Kuaşi kardeşler sadece başlangıç"

Başka bir vaka ise tramvayda biletsiz yakalanan 21 yaşındaki bir genç. Yakalandıktan sonra "Kuaşi kardeşler sadece başlangıç; daha fazla insanı öldürmek için ben de onlarla olmalıydım" dediği iddia edildiği için 10 ay hapis cezasına mahkum edildi.

Birkaç vaka çoktan kovuşturmaya tabi oldu ve hızlandırılmış prosedür uyarınca mahkum edildi.

Bu tutuklamalar, soruşturmalar ve mahkumiyetler 12 Ocak Pazartesi günü yayımlanan bir genelgenin ardından gerçekleşti. Genelgede Adalet Bakanı Christiane Taubira, savcılara "dini inançları sebebiyle birine karşı işlenen kabahat, nefret ya da aşağılama dile getirilen ya da gerçekleştirilenlerle mücadele edilip büyük bir azimle peşine düşülmesi" talimarı verildi.

Cumhuriyet’in Charlie Hebdo karikatürlerini basması ile ilgili soruşturma açmak ifade özgürlüğüne bir darbedir

Uluslararası insancıl hukuk uyarınca hükümetlerin ayrımcılık, düşmanlık ya da şiddete varan,  ulusal, ırk temelli ve din temelli nefret oluşturan savunuculuğu yasaklama yükümlülüğü mevcut. Ama "terörle mücadele" gibi muğlak bir şekilde tanımlanmış suçlar, şüphesiz ki birçok kişiye saldırgan gelebilecek fakat diğerlerini şiddet ya da ayrımcılığa sevk etmekten uzak söylemleri ya da diğer ifade şekillerinin suç sayılması riskini taşıyor.

Terörün engellenmesi ile ilgili uluslararası sözleşmeler, terör suçunun teşvik edilmesinin suç sayılmasını gerektiriyor. Fakat, "terörle mücadele" gibi nosyonların gerekli kasıt ya da bu tarz bir şiddete doğrudan ve hemen sebep olma olasılığı olmadan yapılan beyanların suç sayılması için kullanılması riski var.

Dalhuisen, "İfade özgürlüğünün gözdesi yoktur. Şu an tepki niteliğinde yapılan kovuşturmaların değil, herkesin hakkına saygı duyan ve insanların hayatlarını koruyan ölçülü tepkilerin zamanı" dedi.