G20: Dünyanın ve Güney Afrika’nın ilkeli liderliğe ihtiyacı var
Uluslararası Af Örgütü Güney Afrika Şubesi, Johannesburg’da düzenlener G20 Zirvesi ile ilgili yayımladığı açıklamada, dünyada çoklu krizlerin iç içe geçerek ülkeler içi ve arası küresel eşitsizliği körüklediği bir dönemde liderlerin, insan haklarına erişimi sağlamak için ilkeli küresel liderliğe öncelik vermesi gerektiğini belirtti.
Son birkaç yıl içinde dünya, İsrail’in Gazze Şeridi’nde Filistinlilere karşı canlı yayınlanan bir soykırım işlediğine ve Sudan’da kontrol dışı bir biçimde tırmanmaya devam eden bir iç savaşa tanıklık etti. Güney Afrika ise kendi ülkesinde iklim değişikliği ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet dahil çoklu krizlerle yüz yüze gelmeye devam ediyor.
Uluslararası Af Örgütü Güney Afrika Şubesi Direktörü Shenilla Mohamed konuya ilişkin açıklamasında, “Gittikçe daha fazla otoriterleşen uygulamalara kucak açmaktan sayısız sivilin hayatını yıkıma uğratan savaşlara girmeye kadar, kaygı verici sayıda dünya lideri insanlığı aşırı tehlikeli bir yolda yokuş aşağı sürüklüyor. G20 ülkelerinin harekete geçip doğru olanı yapmasının zamanı geldi. Uluslararası insan hakları yükümlülüklerinden ve diğer uluslararası taahhütlerden vazgeçerek, insanları daha da risk altına sokmanın sırası değil” dedi.
Aynı zamanda Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa ve yönetimindeki hükümet de ülkedeki insan hakları zorluklarının üstesinden gelmek için aynı seviyede kararlılık göstermelidir.
Afet riski azaltımı
Shenilla Mohamed, “Güney Afrika, G20 2025 Başkanlığını yapıyor ve zirvenin başkanı olarak, küresel toplumu afet dirençliliğini ve müdahalelerini güçlendirmeye çağırmak da dahil bu yılki tartışmaların gündemini ve genel önceliklerini belirledi. Buna karşılık, Güney Afrika’da kayıtdışı yerleşimlerde afet müdahaleleri hâlâ yarım yamalak ve plansız” değerlendirmesinde bulundu ve şöyle devam etti:
“Sular Altında ve Unutulmuş başlıklı raporumuzda, hükümetin, Güney Afrika’nın kayıtdışı yerleşimlerinde yaşayan beş milyondan fazla kişinin nitelikli barınmaya ve temel hizmetlere erişimini sağlamakta yetersiz kalarak, bu insanların refahını ve çoğu durumda hayatlarını riske attığını ortaya koyduk. Çoğu sel baskınına uğramaya yatkın arazide yaşayan bu kişiler, rutin olarak afetlere hazırlanma ve müdahale etme temel sorumluluğu hükümete ait olmasına rağmen, özellikle şiddetli hava olayları sırasında başlarının çaresine bakmak zorunda bırakılıyor.”
İnsan kaynaklı iklim değişikliği, Güney Afrika’nın kayıtdışı yerleşimlerinde ve yetersiz hizmet alan bölgelerinde halihazırda mevsimsel bir sorun olan sel baskınları riskini daha da artırdı. Dünyanın başka yerlerinde olduğu gibi bu, düşük tüketimleri nedeniyle iklim değişikliğinden en az sorumlu olan ve sel baskınlarıyla en az başa çıkabilen insanların, iklim değişikliğinin etkilerine en fazla maruz kalanlar olması anlamına gelmektedir.
Uluslararası Af Örgütü Güney Afrika Şubesi, hükümeti, afet riski azaltımının kentsel planlama süreçlerine tam olarak dahil edilmesini ve bu planların, kayıtdışı yerleşimlerin sakinlerini iklim kaynaklı ve diğer afetlerden koruma ve onların insan haklarını koruma hedefiyle uygulanmasını sağlamak üzere gerekli tüm beşerî, mali ve teknik kaynakları seferber etmeye çağırmaktadır.
Varoluşsal iklim kriziyle mücadele etmek
Artan küresel krizleri tetikleyen temel unsurlardan biri, insan kaynaklı iklim değişikliğidir ve bu da ülkeler içi ve arası daha büyük ekonomik eşitsizliğe yol açmaktadır. İklim krizinin insan hakları üzerindeki yıkıcı etkileri hızla artıyor ve küresel ısınma kontrol altında tutulmazsa daha da ciddi seviyelerde artacak.
Uluslararası Af Örgütü’nün Güney Afrika, Madagaskar, Tuvalu, Somali ve İspanya gibi ülkelerde yürüttüğü araştırmalar, iklim değişikliğinin yol açtığı zararları göstermektedir. Ayrıca Brezilya, Kanada, Senegal ve diğer ülkelerde belgelediğimiz üzere, fosil yakıt üretimi de bu tesislerin çevresinde yaşayan insanların haklarına zarar vermektedir. Bilim gayet açık: Uzun vadede 1,5°C hedefini tutturma ve en şiddetli insan hakları zararlarından kaçınma şansımız olması için acilen fosil yakıtlardan eşitlikçi bir biçimde uzaklaşmamız gerekiyor.
Shenilla Mohamed, “Bu yılki G20’de ve COP30’da, dünya liderlerinin fosil yakıtlardan tam, hızlı, adil ve finanse edilen bir biçimde çıkmak ve herkes için sürdürülebilir yollardan üretilen yenilebilir enerjiye geçiş için net takvimler oluşturduğunu görmek istiyoruz. Enerji geçişinin insan hakları pahasına ilerlememesini güvence altına almak için geçiş minerallerinin değer zincirleri boyunca zorunlu insan hakları ve çevresel özen yükümlülüğü yürürlüğe konulmalıdır” şeklinde konuştu.
Uluslararası Af Örgütü aynı zamanda düşük gelirli ülkelere yönelik ihtiyaç temelli iklim finansmanının ciddi oranda artırılması ve G20 üyelerinin borç krizindeki veya kriz riski altındaki tüm ülkelere, uygun olduğunda borç iptali de dahil kayda değer borç yardımı sunması için çağrı yapmaktadır.
Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet
Güney Afrika’nın kadınların ilerlemesi başlığı altındaki G20 öncelikleri arasında, Güney Afrika’nın karşılaştığı bir diğer büyük sorun olan toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle ve kadın cinayetleriyle mücadele yer almaktadır.
Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti, Güney Afrika’nın ikinci pandemisi olarak adlandırdı ancak ceza adalet sistemi hâlâ bu türde şiddet sonucu hayatını kaybeden ve şiddetten hayatta kalan çoğu kişiyi yüzüstü bırakıyor.
“Şiddeti kalıcı hale getirenler için bunun sonuçları olmalı. Ceza adalet sisteminin, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz bırakılanları yüzüstü bıraktığı yer tam da burasıdır. Bu işlemeyen sistem yüzünden, daha da önemlisi baştan savma soruşturmalar ve mevzuatın uygulanmaması nedeniyle failler için çok az caydırıcı unsur var” diyen Shenilla Mohamed, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Şiddetten hayatta kalanları ve şiddet nedeniyle hayatını kaybedenleri yüzüstü bırakan devlet kurumları hesap vermelidir.”
Güney Afrika’da toplumsal cinsiyete dayalı şiddet o kadar vahim bir durumda ki kadınlar devletin emniyetlerini ve güvenliklerini ciddiye alması talebiyle devamlı sokaklara çıkıyor. Protestoların sonuncusu, Kadınlar İçin Değişim hareketi tarafından cuma günü gerçekleştirilecek iş durdurma eylemi oldu. Uluslararası Af Örgütü Güney Afrika Şubesi, Kadınlar İçin Değişim hareketiyle ve G20 vesilesiyle düzenlenecek iş durdurma eylemine katılanlarla dayanışma içindedir.
Basın Açıklamaları
- Türkiye: COP31’in yeni ev sahibi zirve öncesinde, sırasında ve sonrasında iklim adaleti savunuculuğuna saygı göstermeli, bunu korumalı ve kolaylaştırmalıdır
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: İsrail ölüm cezasına ilişkin ayrımcı tasarının yasalaşmasını derhal durdurmalı
- Küresel: Fosil yakıt altyapısı 2 milyar insanın haklarını ve kritik ekosistemleri riske atıyor
- Brezilya: Rio de Janeiro’daki polis katliamı, sistemsel ve ırkçı şiddetin bir diğer kanıtıdır
- Sudan: Kurdufan bölgesinde Hızlı Destek Kuvvetleri’nin saldırıları artarken siviller korunmalı
- COP30: BM İklim Zirvesi’ndeki müzakerelerin merkezinde kâr ve güç değil, insanlar olmalı
- Türkiye: Hak savunucusu ve düşünce mahkûmu Osman Kavala'nın haksız yere özgürlüğünden mahrum edilişinin 8. yılı

