Küresel: Fosil yakıt altyapısı 2 milyar insanın haklarını ve kritik ekosistemleri riske atıyor
- Türünün ilk örneği olan haritalama çalışması, çok sayıda ülkede yürütülen niteliksel araştırmayla birlikte fosil yakıt endüstrisinin yol açtığı olası zararların derinliğini ve boyutunu ortaya koyuyor.
- 520 milyon çocuk, olası ‘gözden çıkarılmış bölgeler’ de dahil fosil yakıt altyapısının 5 kilometre çevresinde yaşıyor.
- Toprağı ve çevreyi savunan insan hakları savunucularının bastırılması, sindirilmesi ve meşruiyetlerinin zedelenmesi yoluyla kirlilik ve kültürel talan artıyor.
Uluslararası Af Örgütü ve Better Planet Laboratory, fosil yakıt endüstrisinin dünya genelinde iklime, insanlara ve ekosistemlere verdiği zararlara ilişkin yeni bir raporda, fosil yakıt altyapısının en az iki milyar kişinin (dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri) sağlığını ve geçim kaynaklarını tehdit ettiğini belirtti.
Çıkararak Yok Olmak: Fosil yakıtların yaşam döngüsü hayatı, doğayı ve insan haklarını nasıl tehdit ediyor? başlıklı rapor, fosil yakıtların tam yaşam döngüsünün, yeri doldurulamaz doğal ekosistemleri yok ettiğini ve insanların, özellikle de fosil yakıt altyapısı yakınında yaşayanların haklarına zarar verdiğini gösteriyor. Kömür, petrol ve doğalgaz altyapısına yakın olmanın, kanser, kardiyovasküler hastalıklar, olumsuz üreme sonuçları ve diğer olumsuz sağlık sonuçları riskini artırdığı kanıtlanmıştır. Uluslararası Af Örgütü, Colorado Boulder Üniversitesi’nden Better Planet Laboratory (BPL) ile iş birliği yaparak, halihazırda var olan ve gelecekteki fosil yakıt üretim sahalarının küresel çapta yol açtığı zararın olası boyutları hakkında bir tahminde bulunmak üzere, türünün ilk örneği olan bir haritalama çalışması gerçekleştirdi.Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard açıklamasında, “Devamlı genişleyen fosil yakıt endüstrisi, milyarlarca insanın hayatını tehlikeye atıyor ve iklim sistemini geri döndürülemez şekilde değiştiriyor. Bugüne kadar, dünya genelinde kaç kişinin fosil yakıt altyapısına yakın mesafede yaşadığına ilişkin küresel bir tahmin yapılmadı. BPL ile yürüttüğümüz ortak çalışma, fosil yakıtların yaşam süreleri boyunca oluşturduğu devasa risklerin boyutlarını ortaya koymaktadır. Kömür, petrol ve doğalgaz projeleri iklim kaosunu tetikliyor, insanlara ve doğaya zarar veriyor” dedi. Callamard, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu rapor, devletlerin ve şirketlerin, iklim krizinin insan hakları üzerindeki ağır etkilerini azaltmak için küresel ekonomiyi ‘fosilden arındırmak’ zorunda olduğunu gösteren ek kanıtlar sunmaktadır. Fosil yakıt çağı artık sona ermeli.
Agnès CallamardUluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri
Araştırmaya ve küresel hesaplamalara öncülük eden BPL, fosil yakıt altyapı sahalarının bilinen konumlarına ilişkin verileri; grid (1 kilometrekarelik alan) detayında nüfus verileri, kritik ekosistem göstergeleri olan veri setleri, grid detayında küresel günlük emisyon verileri ve yerli halkların arazi mülkiyet verileriyle üst üste getirerek, fosil yakıt altyapısına maruz kalma ölçeğini haritalandırdı. Fosil yakıt projelerinin belgelenmesindeki tutarsızlıklar ve ülkelerin sınırlı nüfus sayımı verileri nedeniyle BPL’in bulgularının gerçek küresel boyutları olduğundan az tahmin ediyor olması muhtemeldir.
Rapor aynı zamanda, Columbia Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin Smith Ailesi İnsan Hakları Kliniği ile ortak yürütülen derinlemesine niteliksel araştırmaya dayanmakta ve 90’dan fazla kişiyle yapılan görüşmeleri içermektedir. Brezilya’da (Guanabara Körfezi) geleneksel balıkçılık toplulukları, Kanada’da (Wet’suwet’en bölgesinde) yerli toprak savunucuları ve Senegal’de (Saloum Deltası) kıyı topluluklarından olan, doğrudan etkilenen kişiler ile akademisyenler, gazeteciler, sivil toplum örgütleri ve hükümet yetkilileri görüşülen kişiler arasındadır. Rapor ayrıca, bulguları desteklemek ve görselleştirmek için açıklı kaynak verileri ve uzaktan algılama yöntemini kullanmaktadır. Bulgular, Uluslararası Af Örgütü’nün Ekvador, Kolombiya ve Nijerya’daki petrol ve doğalgaz devleriyle ilgili geçmişteki araştırmaları ve bunlara karşı devam eden kampanyalarının sonuçları ve çıkarımlarıyla tamamlanmıştır.
Risk altındaki nüfusun akıl almaz büyüklüğü
Dünya genelinde 170 ülkeye dağılmış faal durumdaki 18 binden fazla fosil yakıt altyapı sahasının 5 kilometre çevresinde en az iki milyar kişi yaşıyor. Bunlardan 520 milyondan fazlasının çocuk olduğu tahmin ediliyor, en az 463 milyon kişi sahaların bir kilometre çevresinde yaşıyor ve çok daha yüksek çevre ve sağlık risklerine maruz kalıyor.
Küresel fosil yakıt altyapısının yüzde 16’sından fazlası yerlilerin topraklarında bulunduğu için yerli halklar risklere orantısız ölçüde maruz kalıyor. Haritalanan mevcut fosil yakıt sahalarının en az %32’si, bir veya birden fazla ‘kritik ekosistem’* ile çakışıyor.
Fosil yakıt endüstrisi genişlemeye devam ediyor: Dünya çapında 3 bin 500’den fazla fosil yakıt altyapı sahası önerilmiş, geliştirme aşamasında veya inşaat halindedir. BPL’nin sayıları, bu genişlemenin en az 135 milyon kişiyi daha riske atabileceğini göstermektedir. Ayrıca, petrol ve doğalgaz projelerinin sayısı tüm kıtalarda artarken, kömür santralleri ve madenlerinin sayısı en çok Çin’de ve Hindistan’da artmaktadır.
Raporun küresel bulgularının dayandığı makaleye öncülük eden BPL Kıdemli Veri Bilimcisi Ginni Braich, “Devletler fosil yakıtları aşamalı olarak sonlandırmayı taahhüt ettiler; ancak şu an küresel çapta en kritik ekosistemlerimizde yeni fosil yakıt projelerinin tercihe bağlı olarak genişlediğini gösteren yeni kanıtlar mevcut. Bu, açıklanan iklim hedefleriyle doğrudan çelişmektedir” dedi.

Bilinen 18.000'den fazla fosil yakıt sahasının konumlarını gösteren harita. Altyapı türüne göre renk kodları verilmiştir.
Fosil yakıt üretiminin insani bedeli
Wet’suwet’en toprak savunucusu Tsakë ze’ Sleydo’ (Molly Wickham), Kanada’daki Coastal GasLink (CGL) boru hattının kârlılığını artırmak için yakında inşa edilecek yeni kompresörlerle ilgili konuşurken, “Kuşaktan kuşağa aktarılan mücadelenin yorgunluğunu yaşıyoruz. Fiziksel olarak [bunu] atlatamayız. Asla kışkırtıcı olmadık ama bütün bu şiddetin yükünü biz çekiyoruz” dedi.
Fosil yakıtların çıkarılması, işlenmesi ve nakledilmesi, çevredeki toplulukların insan haklarına zarar veriyor ve ciddi çevre tahribatına, sağlık risklerine, kültür ve geçim kaynakları kaybına yol açıyor.
Görüşülen bazı gruplar, fosil yakıt çıkarımını, şirketler tarafından korkutma ve baskı yoluyla kalıcı hale getirilen bir tür ekonomik ve kültürel talan olarak tarif etti. Brezilya, Rio de Janeiro’dan kentli geleneksel balıkçı Bruno Alves de Vega, “Biz para peşinde değiliz, yalnızca bize ait olanı istiyoruz. Guanabara Körfezi’nde balıkçılık yapmak istiyoruz çünkü bu bizim hakkımız. Onlar bizim haklarımızı elimizden alıyorlar” şeklinde konuştu.
Uluslararası Af Örgütü’nün görüştüğü tüm çevre odaklı insan hakları savunucuları ve yerli toprak savunucuları, faaliyetleri geleneksel yaşam tarzlarını ve ekosistem bütünlüğünü tehdit eden şirketlerle çıkan anlaşmazlıklardan kaynaklanan ciddi güvenlik ve emniyet riskleriyle karşılaştı.
Fosil yakıt çağı kaçınılmaz olarak sona yaklaşıyor; devletler, topluluklarını korumak için mücadele eden çevre odaklı insan hakları savunucularını suçlu gibi göstermeye son vermelidir.
Candy OfimeUluslararası Af Örgütü İklim Adaleti Araştırmacısı ve Hukuk Danışmanı
Fiziksel ve çevrimiçi tehditlerin ötesinde, devletler ve şirketler, savunucuları susturmak, meşruiyetlerini zedelemek ve sindirmek için hukuk savaşına başvurarak ceza davaları da dahil hukuk süreçlerini kötüye kullanmaktadır. Uluslararası Af Örgütü’ne konuşan bir diğer Wet’suwet’en toprak savunucusu, “Yin’tah’ı (Wet’suwet’en toprakları) savunmak için ayaklandığımızda kriminalize ediliyoruz. İhtiyati tedbir kararları, topluluğumuzun askeri denetim altına alınmasını, halkımızın suçlu sayılmasını ve şirketlerin yerli halkların onayı olmadan zararlı çıkarma faaliyetleri yürütmesini amaçlayan bir mekanizmaya dönüşmüş sömürgeci bir hukuk silahıdır” ifadelerini kullandı.
Fosil yakıt altyapısına yakın mesafede yaşayan toplulukların üyeleri, şirketler tarafından doğrudan ve anlamlı istişare yürütülmemesini ve şeffaflık eksikliğini kınadı. Çoğu, operatörlerin devam eden faaliyetlerinin veya genişleme planlarının kapsamını tam olarak anlayamadıklarını bildirdi ve topraklarını etkileyen projelere onay vermediklerini belirtti.
Uluslararası Af Örgütü’nün Senegal’deki Saloum Deltası’nda görüştüğü kişiler, yetkililerin ve Avustralya merkezli büyük bir fosil yakıt şirketi olan proje operatörü Woodside’ın Sangomar projesinin olası çevresel ve sosyoekonomik etkileri hakkında yeterli erişilebilir bilgi sağlaması konusunda kaygılarını ifade etti.
Uluslararası Af Örgütü İklim Adaleti Araştırmacısı ve Hukuk Danışmanı Candy Ofime, “Bu vaka çalışmaları, küreselleşmiş bir sorunun yalnızca birkaç örneğidir. En çok etkilenen gruplar, toplulukları ile şirketler arasındaki güç dengesizliğinin yanı sıra etkili çözüm yolu eksikliğinden şikayetçi. Fosil yakıt çağı kaçınılmaz olarak sona yaklaşıyor; devletler, topluluklarını korumak için mücadele eden çevre odaklı insan hakları savunucularını suçlu gibi göstermeye son vermelidir” dedi.
Ofime, “Devletler, savunucuların karşılaştığı fiziksel ve çevrimiçi tehditleri soruşturmalı, acil ve eşitlikçi enerji geçişini savunan eleştirel seslerin, iklim eylemlerini güvenli bir şekilde ve somut anlamda şekillendirebilmelerini sağlamak üzere güçlü koruma programlarını uygulamaya koymalıdır” çağrısında bulundu.
Yeri doldurulamaz doğal ekosistemlerin tahribatı
Belgelenen projelerin çoğu yoğun kirlilik merkezleri yaratarak, civardaki toplulukları ve kritik ekosistemleri ‘gözden çıkarılmış bölgeler’e dönüştürdü.** Fosil yakıtların keşfi, işlenmesi, saha geliştirmesi, sevkiyatı ve kullanımdan kaldırılması insanlara ve doğal yaşama zarar verdi veya zarar görme tehlikesi altına soktu, ciddi kirliliğe ve sera gazı emisyonlarına yol açtı, önemli biyoçeşitlilik alanlarını veya karbon yutaklarını tahrip etti.
Uluslararası iklim anlaşmaları kapsamında verilen taahhütlere ve BM’nin defalarca fosil yakıtlardan derhal uzaklaşılması çağrılarına rağmen, hükümetlerin eylemleri tamamen yetersiz kalıyor. Fosil yakıtlar hâlâ küresel birincil enerji arzının %80’ini oluştururken, endüstri fosil yakıtların hızla sonlandırılmasını engellemek için iklim politikaları toplantılarında aşırı etki yapma çabalarını artırmaktadır.
Fosil yakıt odaklı küresel baskının ekonomi politiğine karşı hep birlikte direnmeli ve dünya liderlerinden yükümlülüklerini ve taahhütlerini yerine getirmelerini talep etmeliyiz. İnsanlık kazanmalı
Agnès CallamardUluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri
“Devletler, fosil yakıtlardan tam, hızlı, adil ve finanse edilen bir biçimde çıkmaya ve insan haklarıyla uyumlu olarak üretilen yenilebilir enerjiye adil geçişe başlamalıdır. Uluslararası Af Örgütü acilen, Fosil Yakıtların Yayılmasını Önleme Anlaşması’nın kabul edilmesi ve uygulanması için çağrıda bulunuyor” diyen Agnès Callamard sözlerini şöyle sonlandırdı:
“İklim krizi, köklü adaletsizliklerin bir tezahürü ve itici gücüdür. Bu rapor, ev sahibi ülke Brezilya’nın, COP30’un yerli halklar ve geleneksel topluluklar da dahil orman halklarının ve sivil toplumun anlamlı katılımına açık bir forum olması yönündeki vizyonuna yanıt vermektedir. Raporumuz, dünya genelinde fosil yakıt üretimiyle bağlantılı iklim ve insan hakları zararlarının büyüklüğünü ortaya koyarak, endüstrinin yerli halklar ve geleneksel topluluklar üzerindeki benzersiz etkisini görünür kılıyor ve onların direnişine dikkat çekiyor.
“Fosil yakıt endüstrisi ve onu destekleyen devletler on yıllardır, insani gelişme için fosil yakıtların gerekli olduğunu öne sürüyorlar. Ancak bizler, ekonomik büyüme adı altında, hiçbir kırmızı çizgi tanımayan açgözlülüğe ve kâra hizmet ettiklerini, neredeyse tam biz cezasızlıkla hak ihlalleri işlediklerini ve atmosferi, biyosferi ve okyanusları yok ettiklerini biliyoruz. Bu devam eden eğilimlere, fosil yakıt odaklı küresel baskının ekonomi politiğine karşı hep birlikte direnmeli ve dünya liderlerinden yükümlülüklerini ve taahhütlerini yerine getirmelerini talep etmeliyiz. İnsanlık kazanmalı.”
* Kritik ekosistemler: Zengin biyoçeşitliliğe sahip, karbon tutma açısından önemli ve/veya devamlı çevresel tahribat ve afetlerin zincirleme ekosistem çöküşüne yol açacağı doğal ortamlar.
** Gözden çıkarılmış bölge: Düşük gelirli ve ötekileştirilen grupların, kirlilik ve zehirli maddelere maruz kalma yükünü orantısız taşıdığı, ileri derecede kirlenmiş bölge.
ÇIKARARAK YOK OLMAK: FOSİL YAKITLARIN YAŞAM DÖNGÜSÜ HAYATI, DOĞAYI VE İNSAN HAKLARINI NASIL TEHDİT EDİYOR?
RAPORU OKU (İNGİLİZCE)Basın Açıklamaları
- Brezilya: Rio de Janeiro’daki polis katliamı, sistemsel ve ırkçı şiddetin bir diğer kanıtıdır
- Sudan: Kurdufan bölgesinde Hızlı Destek Kuvvetleri’nin saldırıları artarken siviller korunmalı
- COP30: BM İklim Zirvesi’ndeki müzakerelerin merkezinde kâr ve güç değil, insanlar olmalı
- Türkiye: Hak savunucusu ve düşünce mahkûmu Osman Kavala'nın haksız yere özgürlüğünden mahrum edilişinin 8. yılı
- Ortak Açıklama: LGBTİ+’ları ve LGBTİ+ haklarını savunanları kriminalize eden herhangi bir yasa teklifi sunulmamalı veya kabul edilmemelidir
- Avrupa: İnsan hakları savunucuları, ayrımcı Schengen vize sisteminden dışlanıyor
- Fransa: Ceza kanununda onay temelli tecavüz tanımının kabul edilmesi tarihi bir zafer

