• Basın Açıklamaları

Türkiye: Çağlayan Adliyesi önünde gerçekleşen silahlı saldırı soruşturmasında insan hakları korunmalı

Uluslararası Af Örgütü 6 Şubat’ta İstanbul Adalet Sarayı önünde meydana gelen, bir sivilin ağır yaralandığı ve ardından hastanede hayatını kaybettiği, üç kolluk görevlisi ile diğer iki sivilin daha yaralandığı silahlı saldırıyı kınamaktadır. Olay yerinde silahlı saldırıyı gerçekleştiren kişiler de kolluk görevlileri tarafından öldürüldü. Sivillerin hayatını tehlikeye atan böylesi bir saldırı katiyen haklı gösterilemez ve uluslararası hukukun en temel ilkelerinin ihlalidir. Uluslararası Af Örgütü saldırıda zarar görenler ve aileleriyle dayanışma içinde olduğunu bir kez daha ifade etmektedir.

Yetkililer saldırının silahlı örgüt Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (DHKP-C)  tarafından gerçekleştirildiğini açıkladı. Türkiye yetkilileri saldırıya ilişkin soruşturma devam ederken uluslararası insan hakları ilkelerinin korunmasını ve müdahalelerinin durumun mutlak surette gerektirdiği kadarıyla sınırlı ve orantılı olmasını güvence altına almalıdır.

Yetkililer, saldırıyla ilişkili olduğu belirgin bir şekilde,  6-8 Şubat 2024 tarihleri arasında İstanbul’da yapılan baskınlarda aralarında dört avukatın da bulunduğu 96 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınan kişilere, gözaltı sonrası avukat yardımından yararlanma hakları ihlal edilerek 24 saatlik avukatla görüşme yasağı getirildi. 9 Şubat’ta Adalet Bakanı Yılmaz Tunç X sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda, 48 kişinin tutuklu yargılanmak üzere cezaevine gönderildiğini, diğer 48 kişinin ise adli kontrol tedbirleriyle serbest bırakıldığını açıkladı.

Tutuklananlar arasında Çağdaş Hukukçular Derneği üyeleri olan Halkın Hukuk Bürosu’ndan üç avukat yer alıyor. Uluslararası Af Örgütü, Türkiye yetkililerinin düzenli olarak, avukatlar[1] tarafından ifade edilenler dahil, muhalif fikirleri kriminalize etmek için aşırı muğlak terörle mücadele yasalarını kullandığını ve bazı ÇHD üyelerinin daha önce siyasi güdümlü ve adil olmayan ceza yargılamalarıyla karşı karşıya kaldığını belgelemiştir.[2] Uluslararası Af Örgütü, savunma avukatlarına yönelik son tutuklama kararlarının da bu uygulamanın bir devamı olmasından kaygı duymaktadır ve davalarını yakından takip edecektir.

6 Şubat’taki saldırıdan yalnızca dört saat sonra kolluk kuvvetleri Halkın Hukuk Bürosu’na kapıyı kırarak içeri girmek suretiyle baskın düzenledi ve avukatlar Seda Şaraldı, Betül Vangölü Kozağaçlı, Berrak Çağlar ve Didem Baydar Ünsal ile o sırada ofiste bulunan diğer iki kişiyi gözaltına aldı. Kolluk görevlilerinin elinde yalnızca avukatlardan biri hakkında yakalama kararı vardı ancak o esnada ofiste bulunan diğer kişileri de gözaltına aldılar.

9 Şubat’ta savcılık, avukatlar Betül Vangölü Kozağaçlı ve Seda Şaraldı’yı Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 309 uyarınca “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve TCK Madde 82/1 uyarınca “kasten ve tasarlayarak öldürme” suçlarından tutuklama talebiyle İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliğine sevk etti. TCK Madde 314/2 kapsamında “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen diğer avukat Didem Baydar Ünsal da tutuklandı. Üç avukat halihazırda İstanbul’daki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda (Silivri Cezaevi) tutuklu bulunuyor.

Uluslararası Af Örgütü, uluslararası insan hakları hukukunu ihlal eden ve sivillerin öldürülmesi ve yaralanmasıyla sonuçlanan gelişigüzel saldırıları kınamakta ve yetkilileri saldırıdan etkilenen kişilere etkili hukuk yolu sunmaya çağırmaktadır.

Türkiye yetkilileri sorumluları uluslararası insan hakları standartlarına uygun, adil yargılamalarla adalet önüne çıkarmak üzere hızlı, kapsamlı, tarafsız, bağımsız ve etkin bir soruşturma yürütmelidir. Yetkililer, bu saldırılarda dahli olduğundan meşru biçimde şüphe edilen tüm kişiler için hukuki yardım ve kanunlarca belirtilen esaslara uygun biçimde yürütülen hukuki süreç de dahil usul güvencelerini sağlamalı ve gözaltına alınanların haklarını güvence altına almalıdır. 

Yetkililer, yalnızca saldırılarda dahli olduğundan meşru biçimde şüphe edilen kişiler hakkındaki yargılamalara devam etmeli ve uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına uygun adil yargılamalar yürütmelidir. Uluslararası hukukta tanımlı bir suç işlediği konusunda güvenilir kanıt olmaksızın gözaltına alınan tüm kişiler serbest bırakılmalıdır.

 


[1] Uluslararası Af Örgütü, Fırtınaya Göğüs Germek: Türkiye’deki Korku İkliminde İnsan Haklarını Savunmak (İndeks No: EUR 44/8200/2018), 27 Nisan 2018, https://www.amnesty.org.tr/icerik/firtinaya-gogus-germek

 

[2] Uluslararası Af Örgütü, “Turkey: Conviction of lawyers deals heavy blow to right to fair trial and legal representation” [Türkiye: Avukatların mahkumiyeti adil yargılanma ve hukuki temsil hakkına ağır bir darbedir], 20 Mart2019, https://www.amnesty.org/en/latest/press-release/2019/03/turkey-conviction-of-lawyers-deals-heavy-blow-to-right-to-fair-trial-and-legal-representation/; Uluslararası Af Örgütü, “Türkiye: Tahliye edilen avukatlar için bir gün sonra verilen yeniden tutuklamaya yönelik karar, davanın siyasi olduğu iddialarını güçlendiriyor” (İndeks No: EUR 44/9149/2018), 28 Eylül 2018, https://www.amnesty.org.tr/icerik/turkiye-tahliye-edilen-avukatlar-icin-bir-gun-sonra-verilen-yeniden-tutuklamaya-yonelik-karar-davanin-siyasi-oldugu-iddialarini-guclendiriyor; Uluslararası Af Örgütü, “Turkey: Anti-terror arrests target prominent human rights lawyer” [Türkiye: Terörle mücadele gözaltıları önde gelen insan hakları avukatını hedef alıyor], 18 Ocak 2013, https://www.amnesty.org/en/latest/news/2013/01/turkey-anti-terror-arrests-target-prominent-human-rights-lawyers-2/