Lübnan: Basın özgürlüğüne ve hukuk mesleğine saygı gösterilmeli, hakaret yasaları kaldırılmalı

Lübnan’da Uluslararası Af Örgütü’nün de dahil olduğu İfade Özgürlüğünü Savunma Koalisyonu bir açıklama yayımlayarak, ülkede ifade özgürlüğünü sınırlandırmayı amaçlayan girişimleri kınadı.

3 Mart’ta Beyrut Barosu Konseyi, avukatların medya kuruluşlarıyla ilişkisini düzenleyen Avukatlar Meslek Etik Kuralları 6. Bölümdeki Madde 39 ve 42’de değişiklik yapan bir karar yayımladı. Değişikliklere göre avukatların medya kuruluşları, sosyal medya platformları, internet siteleri veya gruplarıyla herhangi bir yasal seminer, konferans, mülakat veya tartışmaya katılmak için Baro Başkanı’ndan önceden izin alması gerekiyor. Baro bu karara dayanarak Legal Agenda (Hukuk Gündemi) Derneği başkanı Av. Nizar Saghieh’i gerekçe göstermeden ifade vermeye çağırdı.

Ortak açıklamada son iki haftadır farklı merciler tarafından çıkartılan ifadeye çağırma yazılarındaki artışın ifade özgürlüğünü hedef alan bir girişim olduğu belirtildi.

Beyrut Barosu Başkanı Nader Gaspard 31 Mart’ta Beyrut Barosu’nda gerçekleştirilen “Medya Hukuku: Bir Gelecek Vizyonu” başlıklı bir seminerde konuştu. İnternet siteleri ve sosyal medya kuruluşları bolluğunun oluşturduğu ifade alanının, “hakaret, iftira, karalama, tahkir ve yalan haber davalarına bakmakta Yayın Mahkemeleri’nin mi yoksa Ceza Mahkemeleri’nin mi yetkili olduğu” konusunda “kaos ve kafa karışıklığı” oluşturduğunu savundu. Gaspard, hangi mecraların sosyal medya platformu sayıldığı, nasıl faaliyet gösterdikleri, farklılıkları ve kullanımlarıyla ilgili koşulları ve cezaları tespit eden hükümler içeren yeni bir mevzuat çıkarılması çağırısında bulundu. Ayrıca, Baro bünyesinde bugünün gelişmeleri ve teknolojilerine uygun yasa taslaklarını incelemekle görevli bir Medya Komisyonu kurulduğunu duyurdu.

Baro’nun kayıtlı avukatların özgürlüklerini kısıtlamak için sergilediği bu yeni ve kaygı verici eğilim, koalisyon üyelerinin yıllardır belgelediği ve yetkililerin son zamanlarda basın özgürlüğünü sınırlandırmak için artan bir sıklıkla başvurduğu bir diğer eğilimle çakışmaktadır.

Beyrut Limanı soruşturması hakkında paylaşım nedeniyle yargısal taciz

Geçen hafta boyunca Lübnan’daki güçlü siyasi ve adli isimler, bir kez daha, muhalefeti susturmak için hakaret yasalarına başvurdu. Bu kapsamda savcılar da Yayınlar Kanunu’na aykırı bir şekilde gazetecileri güvenlik birimlerinde sorgulamak üzere ifadeye çağırdı.

30 Mart 2023’te, Megaphone adlı bağımsız medya kuruluşunun kurucularından Jean Kassir, iki Kamu Güvenliği memuru tarafından durduruldu ve sebebi açıklanmadan Kamu Güvenliği Genel Müdürlüğü’ne bağlı Merkezi Soruşturma Dairesi’ne çağrıldığı söylendi. Kassir’in bu şekilde ifadeye çağrılması, yasada belirtilen usullere uymamaktadır ve bir gözdağı verme taktiğidir. Megaphone’un açıkladığına göre çağrının ardındaki sebep, “Lübnan, adalet firarileri tarafından yönetiliyor” başlıklı bir paylaşımdı. Paylaşımda, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Hasan Keydat’la birlikte diğer görevlilerin, Beyrut Limanı’ndaki patlamaya ilişkin davada adli müfettiş Tarık Bitar tarafından suçlandığı ifade ediliyordu.

Megaphone daha sonra Kassir’in, Cumhuriyet Savcısı zarar gören taraftan kişisel bir talep olmadığı sürece hakaret davası açamadığı halde Keydat’ın talimatıyla çağrıldığını öğrendi. 3 Mart 2023’te Kassir bir kez daha Keydat’ın talebi üzerine Kamu Güvenliği huzuruna çağrıldı. 4 Nisan 2023’te ise hakkındaki soruşturma işlemlerinin düşürüldüğü bilgisi verildi.

31 Mart 2023’te, Kassir’in ifadeye çağrılmasından 48 saatten az süre sonra Siber Suçlar Bürosu, “Lübnan Güçleri” adlı siyasi partinin sekiz ay önce zehirli atıklarla ilgili bir yazısından ötürü Public Source (Açık Kaynak) internet sitesinin genel yayın yönetmeni, gazeteci Lara Bitar hakkında şikayette bulunması üzerine Bitar’ı ifadeye çağırdı.

Bu olumsuz gelişmeler, özellikle de Lübnan’daki kriz ve çalışmaz durumdaki hesap verebilirlik mekanizmaları bağlamında ele alındığında, ifade özgürlüğü ve kamu yararını savunma açısından kısıtlayıcı koşullarla ilgili endişe yaratmaktadır.

İfade Özgürlüğünü Savunma Koalisyonu açıklamasında, Baro’nun son zamanlarda yönünü çevirdiği istikametten ve gazetecileri hedef alan ifadeye çağırma yazılarından kaygı duyuyoruz çünkü bu tür eylemler, uluslararası standartlar ihlal edilerek açılan hakaret davalarının arttığı bir dönemde ifade ve basın özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaları da artırmaktadır” ifadelerine yer verdi.

“Baro’nun son zamanlarda yönünü çevirdiği istikametten ve gazetecileri hedef alan ifadeye çağırma yazılarından kaygı duyuyoruz çünkü bu tür eylemler, uluslararası standartlar ihlal edilerek açılan hakaret davalarının arttığı bir dönemde ifade ve basın özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaları da artırmaktadır."

İfade Özgürlüğünü Savunma Koalisyonu

Lübnan açısından bağlayıcı uluslararası standartlar, ifade özgürlüğünün korunmasına yönelik, başta hakaret davaları olmak üzere barışçıl ifadelerle ilgili davalarda hapis cezasına izin veren yasaların kaldırılması ve bunların hukuki çözümlerle değiştirilmesini gerektiriyor.

Bu nedenle, İfade Özgürlüğünü Savunma Koalisyonu, Lübnan yetkililerini ve Baro gibi diğer aktörleri anayasayla ve Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi Madde 19 dahil uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan korumalara saygı göstermeye çağırıyor.

Koalisyon, Beyrut Barosu Konseyi’ni, avukatların ifade özgürlüğünü kısıtladığı ve bu hakkı ön sansüre tabi kıldığı, böylelikle de toplumun yasal ve adli konularda bilgi alma hakkına zarar verdiği için 3 Mart’ta çıkardığı kararı iptal etmeye ve bu karara aykırı davrandıkları gerekçesiyle avukatları cezalandırmaya son vermeye çağırıyor.

Koalisyon, gazetecilerin ifade özgürlüğü haklarını kullandıkları ve yolsuzluğu ifşa ettikleri için Cumhuriyet Başsavcılığı ve güvenlik birimlerince, ifade vermeye çağrılmasına son verme talebine de açıklamada yer verdi.

Temel basın ve ifade özgürlüğü hakları talepler olarak sıralandı

Açıklamada, meclise de Lübnan yasalarını, Lübnan’ın uluslararası hukuk yükümlülüklerine uygun hale getirecek şekilde değiştirme, yeni yasa teklifleri hakkında sivil toplumla anlamlı istişareler yapma ve tüm yasa tekliflerinin, aşağıda sıralananları da içeren uluslararası standartları karşılamasını sağlama çağırısı yapıldı:

  • Medya yasası teklifiyle ilgili görüşmeler dahil meclis komisyonlarındaki tüm yasama tartışmalarının kamuya açık olarak yürütülmesi. 
  • Hakaret ve tahkirin cezai suç olmaktan çıkartılarak, hapis cezası öngörmeyen hukuk suçlarına dahil edilmesi.
  • Ordu ve güvenlik birimleri dahil devlet kurumlarının hakaret davası açmasının yasaklanması.
  • Hakaretin kime yöneltildiği fark etmeksizin gerçeğin, hakarete karşı tek savunma olmasının sağlanması. Kamu yararını ilgilendiren davalarda, davalıdan sadece gerçeği ortaya çıkarmak için özen yükümlülüğüne uygun davranmış olması beklenmelidir.
  • Yalnızca ayrımcılık, düşmanlık veya şiddete tahrik kapsamına giren ulusal, ırksal veya dinsel nefreti savunma kapsamındaki ifadelerin suç haline getirilmesi. Yasa, Rabat Eylem Planı’nı rehber alarak bu terimlerin her biriyle ne kastedildiğini açıkça belirtmelidir.
  • Gazetecilerin lisans almasına ilişkin tüm zorunlulukların kaldırılması ve yayın izinlerinin artırılması. 

Hakaret yasalarının, görevlerinin gereğini yapıp kamu görevlilerini ve iktidar sahiplerini eleştirdiklerinde gazetecilere karşı silah gibi kullanılması utanç vericidir.

“Bugün Lübnan’ı, ifade özgürlüğü hakkını güvence altına almaya ve işleri kamu makamlarını izlemeyi ve onlardan hesap sormayı gerektiren gazetecilerin özgürce çalışabilme imkanını korumaya çağırıyoruz. Hakaret yasalarının, görevlerinin gereğini yapıp kamu görevlilerini ve iktidar sahiplerini eleştirdiklerinde gazetecilere karşı silah gibi kullanılması utanç vericidir. Baro, avukatların ifade özgürlüğünü korumalı, insanları savunma görevlerini güçlendirmeli ve yolsuzluk ve yargı bağımsızlığı gibi önemli konuları tartışırken insan hakları merceğinden bakmalıdır” diyen Koalisyon sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Gazetecileri ve gözlemcileri, kamu görevlilerinin yaptıklarını izleyen, ihlallerini kaydeden ve hukuka aykırı uygulamalarını ifşa eden diğer kişileri korumak için yasa çıkarılmadığı sürece Lübnan’da reformlar başarıya ulaşamaz. İnsanların adaleti korumak için yetkilileri izleme ve ihlallerini açığa çıkarma hakkı var. İzleme faaliyeti, güç ve nüfuz sahibi kişiler tarafından bir baskı aracı olarak manipüle edilmemelidir.”

İmzacı Kurumlar

Amnesty International / Uluslararası Af Örgütü

Alef – Act for Human Rights / İnsan Hakları İçin Eylem

Alternative Press Syndicate  /Alternatif Basın Sendikası

Daraj

Helem

Human Rights Watch / İnsan Hakları İzleme Örgütü

Lebanese Association for Democratic Elections / Lübnan Demokratik Seçimler Derneği

Lebanese Center for Human Rights / Lübnan İnsan Hakları Merkezi

Legal Agenda / Hukuk Gündemi Derneği

Maharat Foundation / Maharat Vakfı

Media Association for Peace (MAP) / Barış İçin Medya Derneği (MAP)

MENA Rights Group / Orta Doğu ve Kuzey Afrika Haklar Grubu

Samir Kassir Foundation / Samir Kassir Vakfı

SEEDS for Legal Initiatives

SMEX