• Basın Açıklamaları

İran: Zorunlu başörtüsü yasalarını uygulamak için kadınlar gözetim altında tutuluyor ve toplu halde araçlarına el konuyor

Dünya Kadınlar Günü öncesinde bir açıklama yayımlayan Uluslararası Af Örgütü, İran yetkililerinin baskıcı nitelikteki zorunlu başörtüsü yasalarını uygulamak için kadınların ve kız çocukların kamusal alanlarda yaygın olarak gözetlenmesini ve kadın sürücüleri hedef alan kitlesel polis kontrollerini içeren geniş çaplı bir politika yürüttüğünü belirtti.

İran’ın örtünme yasalarına meydan okudukları için ceza olarak on binlerce kadının arabasına el konuldu. Diğerleri yargılandı, kırbaç veya hapis cezasına mahkum edildi ya da para cezası veya “ahlak” derslerine katılma gibi başka türde cezalarla karşı karşıya kaldı.

Bir trans kadın, bir kız çocuk ve dört erkek dahil, Uluslararası Af Örgütü’nün Şubat 2024’te topladığı 46 tanıklığın yanı sıra mahkeme kararları ve savcılık emirlerini de içeren resmi belgeler üzerinde yapılan değerlendirme, devlete bağlı farklı birimlerin, kadınlara ve kız çocuklara yalnızca bedensel özerklik ve ifade ve inanç özgürlüğü haklarını kullandıkları için zulmedilmesine katıldığını gösteriyor. Uluslararası Af Örgütü, İran’da kadınların ve kız çocukların karşılaştığı korkutucu günlük gerçek hakkında fikir vermesi için toplandığı tanıklıklardan 20 bölüm yayımladı.

Kadınlara ve kız çocuklara yönelik artan zulüm, BM İnsan Hakları Konseyi’nin, Mahsa (Jina) Amini’nin gözaltında ölümünden sonra bilhassa kadınlara ve kız çocuklara karşı işlenen ihlalleri araştırmakla görevli Veri Toplama Misyonu’nun görev süresini uzatma oylamasından birkaç hafta önce meydana gelmektedir. BM İnsan Hakları Konseyi üye devletleri, bağımsız bir uluslararası mekanizmanın, gelecekte sorumluların yargılanması amacıyla kanıtları toplamaya, birleştirmeye ve incelemeye devam etmesini sağlayarak kadınlara ve kız çocuklara yönelik saldırılardaki cezasızlık kriziyle mücadele etmelidir.

Diana Eltahawy
Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı

Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Diana Eltahawy konu hakkındaki açıklamasında, “İran yetkilileri, ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ protestolarının ardından zorunlu örtünmeye karşı direnişi kırmayı amaçlayan kötücül bir girişimle kadınları ve kız çocukları devamlı gözetim ve polis denetimine maruz bırakmak, günlük yaşamlarını aksatmak ve üzerlerinde şiddetli bir ruhsal baskı oluşturmak yoluyla terörize ediyor. Aşırı sert taktikleri, kadın sürücüleri yolda durdurup toplu halde araçlarına el koymaktan insanlık dışı kırbaç ve hapis cezaları vermeye kadar değişiyor” dedi. Eltahawy sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kadınlara ve kız çocuklara yönelik artan zulüm, BM İnsan Hakları Konseyi’nin, Mahsa (Jina) Amini’nin gözaltında ölümünden sonra bilhassa kadınlara ve kız çocuklara karşı işlenen ihlalleri araştırmakla görevli Veri Toplama Misyonu’nun görev süresini uzatma oylamasından birkaç hafta önce meydana gelmektedir. BM İnsan Hakları Konseyi üye devletleri, bağımsız bir uluslararası mekanizmanın, gelecekte sorumluların yargılanması amacıyla kanıtları toplamaya, birleştirmeye ve incelemeye devam etmesini sağlayarak kadınlara ve kız çocuklara yönelik saldırılardaki cezasızlık kriziyle mücadele etmelidir.”

Alçaltıcı nitelikteki zorunlu başörtüsü yasalarını uygulayan birimler arasında Ahlak Koruma Polisi, trafik polisi, savcılık makamları, mahkemeler, İstihbarat Bakanlığı ve Devrim Muhafızlarının yanı sıra Besic paramiliter güçleri ve sivil giyimli diğer görevliler yer alıyor.

Kadınlar araç içinde başörtü takmadıkları için zulme maruz bırakılıyor

Resmi açıklamalara göre Nisan 2023’ten bu yana İran’ın Ahlak Koruma Polisi, başörtü takmayan veya “düzgün bir şekilde” takmayan kadın sürücülerin ve yaşları dokuza kadar düşen kız çocukların içerisinde bulunduğu yüz binlerce araca keyfi olarak el konulmasını emretti. Tanıklıklara göre bu emirler, gözetim kameralarıyla çekilen fotoğraflara veya başörtü takmayan kadın sürücü ve yolcuların olduğu araçların plakalarını rapor etmek için sokaklarda devriye gezen ve bir polis uygulaması kullanan Nazer adlı sivil giyimli görevlilerin raporlarına dayanıyor.

Hedef alınan kadınlar ve akrabaları, zorunlu örtünmeye meydan okudukları için ceza olarak Ahlak Koruma Polisi’ne bildirimde bulunarak araçlarını teslim etmelerini isteyen tehditkar kısa mesajlar ve telefonlar aldı. Uluslararası Af Örgütü geçen yıl 22 kadın ve erkeğe gönderilen böyle 60 kısa mesajın ekran görüntüsünü inceledi.

Son aylarda yetkililer, yoğun kara yollarında kadın sürücülere karşı toplu rastgele araç durdurma ve kontrolleri de gerçekleştirdi. Polis memurları kadın sürücüleri araçlardan indirerek plakalarını sisteme girdi ve araç hakkında el koyma emri varsa, sürücüleri polis merkezlerine götürerek araçları bağladı. Uygulamaya itiraz eden kadınların arabalarını bağlamak için çekiciler getirildi.

Uluslararası Af Örgütü’nün görüştüğü 11 kadın, işe, doktora veya okula gidip gelmek gibi sıradan günlük işlerini yaparken karşılaştıkları korkutucu araç takipleri, durdurmalar ve ani bağlama işlemlerini anlattı. Polisin güvenliklerini tamamen hiçe saydığına dikkat çeken görüşmeciler, bazı kadınların işlek otoyollarda veya evlerinden uzak şehirlerde mahsur bırakıldığını söyledi.

Görüşülen kişiler, araçlarını Ahlak Koruma Polisi’nden geri alma sürecinde uzun kuyruklarla karşılaştıklarını, yetkililerin toplumsal cinsiyete dayalı hakaretler ettiğini ve kadınları ve yaşları dokuza kadar düşen kız çocukları görünüşleri yüzünden azarladığını, saçlarını örtmeleri için alçaltıcı talimatlar verdiklerini ve kırbaç, hapis cezası veya seyahat yasağı tehdidinde bulunduklarını belirtti.

Birçok vakada, Ahlak Koruma Polisi’nden üst düzey yetkililer, 15 ila 30 günden sonra, park ve çekici işlemleri için keyfi ödemelerin yapılmasının ve kadınlar, kız çocuklar ve/veya erkek akrabalarından zorunlu örtünmeye uyacakları konusunda yazılı beyan alınmasının ardından aracın bırakılmasına karar veriyor.

Diğer vakalarda, Ahlak Koruma Polisi kadınları ve kız çocukları savcılık makamlarına sevk ederek, araç içinde başörtüsü takmadıklarını rapor ediyor ve araçların bırakılmasını savcılık kararına bağlıyor. 

Kötü muamele ve kamusal alanlara ve hizmetlere erişememe

Kadınlar, Uluslararası Af Örgütü’ne, toplu taşıma, havaalanları ve bankacılık hizmetlerine erişimlerinin nasıl devamlı engellendiğini ve başörtüsü takmaları şartına bağlandığını da anlattı. Devlet görevlilerinin özellikle havaalanlarında şapka takan kadınların ve kız çocukların girişini engellediğini ve giysilerinin kol boyu, pantolonları ve üniformalarının uzunluğunu ve kesimini incelediğini ifade ettiler.

Kadınlar ayrıca bu tür kontrollerde rutin olarak, toplumsal cinsiyete dayalı hakaretler ve zulüm tehditlerini de içeren sözlü tacize maruz bırakıldıklarını söyledi. Bir kadın, 2023 sonunda meydana gelen bir olayda, Tahran’da bir metro istasyonunda bir görevlinin 21 yaşındaki yeğeninin göğsüne yumruk attığını aktardı.

17 yaşındaki bir kız çocuk, Uluslararası Af Örgütü’ne, kamera görüntülerinde sınıfta başörtüsüz göründüğü için okul müdürünün uzaklaştırma kararı verdiğini ve bir daha başörtüsünü çıkarırsa onu Devrim Muhafızları İstihbarat Örgütü’ne bildirmekle tehdit ettiğini söyledi. 

Haksız yargılama ve cezalar

Uluslararası Af Örgütü, yedi vilayette, yalnızca araç içinde, alışveriş merkezi, tiyatro, havaalanı veya metro gibi kamusal alanlarda ya da sosyal medya hesaplarından paylaştıkları fotoğraflarda başörtü takmadıkları veya “düzgün bir şekilde” takmadıkları ya da şapka taktıkları için yargılanan 15 kadın ve 16 yaşında bir kız çocuğun yaşadıklarından haberdar oldu. 

Yetkililer kamuya açık istatistikler yayımlamadığı için bu tür davaların boyutlarını tespit etmek zor. Ancak, Kum eyaletinden polis şefi Muhammed Rıza Mirhaydari’nin Ocak 2024’te yaptığı bir açıklamada, Mart 2023’ten bu yana sadece Kum’da zorunlu örtünmeyle bağlantılı 1.986 suç dosyasına atıfta bulunması, bu vakaların olduğundan daha az bildirildiğine işaret ediyor. Bir kadın, Uluslararası Af Örgütü’ne, bir hakimin masasının üzerindeki 30-40 dosyalık bir yığına işaret ederek hepsinin zorunlu örtünmeyle ilgili olduğunu söylediğini belirtti. Diğer çok sayıda kadın da savcılık ve polis yetkililerinin, kadınların zorunlu başörtüsüne direnişi yüzünden ağır iş yükü altında olmaktan şikayet ettiğini bildirdi.

Uluslararası Af Örgütü, dört kadının savcılıktan, haklarındaki suç dosyalarının kapatılması için en fazla beş “ahlak” dersine katılmalarını ve bir yıla kadar herhangi bir “suç” eyleminden kaçınmalarını isteyen emirler aldığını belgeledi. Kadınlardan biri, dersi veren savcılık yetkilisinin katılan 40 kadını yüksek boşanma oranlarıyla suçladığını ve “çıplak” göründükleri için onları azarladığını aktardı. 

Uluslararası Af Örgütü ayrıca para cezasına çarptırılan diğer üç kadının vakalarını da belgeledi. Bir kadın, pişmanlığını ifade eden bir mektup yazmaya zorlandı ve para cezasıyla tehdit edildi. Uluslararası Af Örgütü’nün incelediği bir İstihbarat Bakanlığı raporu, Instagram paylaşımları nedeniyle hedef alınan bir kadın sanatçının çevrimiçi faaliyetlerinin gözetim altında tutulmaya devam edilmesi talimatı veriyordu.  Açıklamanın yayımlandığı tarihte, vakaları belgelenen altı kadın hakkındaki yasal işlemler devam ediyordu.

Savcılık makamları ve hakimler, para cezalarının yanı sıra birçok kadını ve kız çocuğu kırbaç ve hapis cezasıyla da tehdit etti. Bir kadın ölümle, bir diğeri ise cinsel şiddetle tehdit edildi. 16 yaşındaki bir kız çocuğun babası, Uluslararası Af Örgütü’ne, dava sırasında, bir çocuk mahkemesi hakiminin kızına saldırgan bir biçimde neden zorunlu başörtüsü kurallarına uymadığını sorduğunu ve onu kırbaç ve hapis cezasıyla tehdit ettiğini söyledi. Çocuk davada beraat etti ancak Ahlak Koruma Polisi’nde bir taahhütname imzalamaya zorlandı.

Ocak 2024’te yetkililer, Roya Heşmati’ye kamusal alanda başörtüsüz göründüğü için verilen 74 kırbaç cezasını uyguladı. Heşmati sosyal medya hesabından paylaştığı tanıklığında, “orta çağdan kalma bir işkence odası” olarak tarif ettiği bir odada bir erkek yetkilinin, bir hakimin gözetiminde kendisini kırbaçladığını ifade etti. 

Arka Plan

Yetkililerin zorunlu başörtüsüne meydan okuyan kadınlara ve kız çocuklara yönelik saldırılarını yasallaştırmayı ve artırmayı amaçlayan bir yasa tasarısı İran parlamentosunda kabul edilmek üzere. Şubat 2024’te Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, teklif edilen yasanın uygulanmasının getireceği önemli mali yükü resmen kabul ederek Muhafız Konseyi’nin tasarıyı onaylamasının yolunu açtı.