Azerbaycan: Kadın aktivistlere yönelik toplumsal cinsiyete dayalı karalama kampanyalarını ve misillemeleri durdurun

Uluslararası Af Örgütü, bugün yayınlanan bir brifingde Azerbaycan yetkililerinin kadın insan hakları savunucuları ve aktivistlere yönelik toplumsal cinsiyet temelli şiddet kampanyalarına acilen son vermesi ve ister sivil şahıslar, ister devlet görevlileri veya güvenlik güçleri mensupları olsun, sorumluları soruşturması ve onlardan hesap sorması gerektiğini ifade etti.

Brifing, kadın aktivistleri veya aktivist partnerlerini karalamayı ve susturmayı amaçlayan sistematik bir girişimi belgeliyor. Bir yandan “kötü eşler” veya “kötü anneler” olmakla suçlanarak karalama kampanyalarına maruz bırakılan bu kadınlar öte yandan sosyal medya hesaplarının ele geçirilmesi ve özel konuşmalarının, kişisel verilerinin ve cinsel içerikli materyallerinin yayınlanmasıyla tehdit ediliyor. Son iki yılda buna benzer en az 15 vaka görüldü ve sayılar gittikçe artıyor. 

Uluslararası Af Örgütü Güney Kafkasya Araştırmacısı Natalia Nozadze konu hakkında şu açıklamayı yaptı, “Toplumsal cinsiyete dayalı bu misillemelerin örüntü ve yöntemleri, bununla birlikte hedeflerin insan hakları ihlallerini ortaya çıkaran veya yetkilileri eleştiren kadınlar olması, Azerbaycan yetkililerinin bu suçlarda doğrudan sorumlu veya suç ortağı olduğuna güçlü bir şekilde işaret etmektedir. Bu kirli yöntemlerden yararlanacak olan Azerbaycan'ın baskıcı hükümetidir.

“Toplumsal cinsiyete dayalı bu misillemelerin örüntü ve yöntemleri, bununla birlikte hedeflerin insan hakları ihlallerini ortaya çıkaran veya yetkilileri eleştiren kadınlar olması, Azerbaycan yetkililerinin bu suçlarda doğrudan sorumlu veya suç ortağı olduğuna güçlü bir şekilde işaret etmektedir."

Natalia Nozadze
UAÖ Güney Kafkasya Araştırmacısı

Yıllar önce, ülkenin önde gelen araştırmacı gazetecilerinden biri ve eski düşünce mahkumu Hative İsmailova'ya karşı oynanan bu kirli oyunları görmüştük ve şimdi daha geniş ölçekte tekrar görüyoruz.”

Uluslararası Af Örgütü, anonim Telegram kanallarının, kadın aktivistlerin hesaplarının ele geçirilmesiyle görevli güvenlik güçleri tarafından gizlice elde edilmiş olabilecek bilgileri yayınladığını belirtti. Bu kanalların yetkililer tarafından desteklendiği düşünülüyor. Natalie Nozadze, “Bu girişim hükümete muhalif kişileri ve kadın aktivizmini bastırmak için kasten uygulanan bir stratejinin parçasıdır. Yetkililer, kadın aktivistleri utandırarak ve şantaj yaparak onları meşru düzlemde gerçekleştirdikleri aktivizmden vazgeçireceklerine ya da partnerleri üzerinde bu yönde bir baskı oluşturacaklarına inanıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bakü’de güvenlik güçleri tarafından dağıtılan bu seneki Uluslararası Kadınlar Günü yürüyüşünün düzenleyicileri de hedef alınan kişiler arasındaydı. Mart 2021’de Nermin Şahmarzade’nin özel görüşmeleri ve Gulnara Mehdiveya’nın gizlice erişilen özel fotoğrafları ve mesajları yayınlandı.

Özellikle üzücü bir vakada, eski düşünce mahkumu aktivist İlkin Rüstemzade’nin eşi Amina Rüstemzade, bir eskort sitesinde iletişim bilgilerini içeren bir reklamın yayınlanması ve defalarca özel hayatını ifşa etme tehditleri gibi saldırıların ardından Temmuz 2020’de intihara teşebbüs etmişti. Natalia Nozadze sözlerini şöyle sonlandırdı, “Ancak zulüm burada bitmiyor. Cinsiyet klişeleri bu kadın aktivistleri ‘kötü eş ve anne’ veya ‘akli dengesi yerinde olmayan’ kişiler şeklinde damgalayıp onları alenen utandırmak ve ayrımcılığa maruz bırakmak için kullanılıyor. Sonu gelmeyen bu karalama teşebbüsleri kürsülerden, resmi platformlar ve televizyon ekranlarından yankılanıyor. Bazen bu ‘suçlamaları’ desteklemek için yasadışı telefon dinleme gibi yollara dahi başvuruluyor.”

Kadın aktivistlerin haklarını kullanmalarına ve meşru aktivizmlerini taciz veya misillemelere uğramaksızın yürütmelerine izin verilmelidir.

Azerbaycan yetkilileri, kadın aktivistleri hedef alan bu cinsiyet temelli şiddet ve ayrımcılık kampanyasının derhal sona erdirilmesini sağlamalı ve bilinen her olaya ve özel hayatın gizliliği gibi diğer insan hakları ihlallerine yönelik hızlı, tarafsız ve etkili soruşturmalar yürütmelidir. İster sivil şahıs ister güvenlik servislerinin üyesi veya diğer devlet memurları olsun, suçlu olduğundan veya bu tür eylemlerde suç ortağı olduğundan şüphelenilen kişiler tespit edilmeli ve adil bir şekilde yargılanmalıdır.