Ali İsmail Korkmaz Davası Başlarken Adalet Çok Uzak Görünüyor

Andrew Gardner, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı

Kayseri'de ağzına kadar dolu bir mahkeme salonunda oturmuş, bu yaz bir protestocunun öldürülmesi ile suçlanan dört polis memuru ve dört sivilin yargılanacağı duruşmanın ilk oturumu için bekliyordum. Derken bir anda bu duruşmanın görülüyor olmasının bile ne kadar sıra dışı olduğunu fark ettim. Bu her adımında engellerle karşılaşmış bir vakaydı.

19 yaşında bir öğrenci olan Ali İsmail Korkmaz, 2 Haziran 2013 gecesi çok kötü dövülmüştü. Gezi Parkı eylemleri sırasında binlerce protestocu polis tarafından yaralandı fakat şu ana kadar sadece birkaç polis mahkemeye çıkarıldı.

Bugünkü duruşma, polis memurlarının eylemlerinin üstünü örtmeye çalışması ve yetkililerin her türlü etkili soruşturma yolunu tıkamasına rağmen görülüyor.

Üstünü örtemeye daha o gece başladılar.

Kanıntlar, suçlanan dört polis memurunun -hepsi terörle mücadele şubesi üyesi ve teşhis edilmelerini sağlayacak bir üniforma ya da yelek giymiyorlardı- silahlı dört sivili yönlendirdiğini öne sürüyordu. Bu taktikler Türkiye'nin başka yerlerinde de görüldü ve sorumluların teşhis edilmesini oldukça zorlaştırdı.

Saldırının ardından, Eskişehir Valisi basına yaptığı açıklamada polisin olaya karışmadığını ve Ali İsmail Korkmaz'ın "arkadaşları tarafından" dövüldüğünü söyledi. Güvenlik kameraları görüntüleri olayın ardından silinmişti.

Daha sonra kamera kayıtları savcının emri ile hareket eden jandarma uzmanları tarafından kurtarıldı. Bu görüntüler şu anda en önemli kanıtlardan biri.

Engellere rağmen, savcı davayı 9 Eylül'de açtı. Fakat Eskişehir Valisi duruşmanın Eskişehir'de görülmesi halinde güvenlik konusunda endişeler olacağını söyledi. 12 Kasım'da Yargıtay duruşmanın Kayseri'de görülmesi yönünde karar verdi.

Gün pek de iyi başlamadı. Sabah haberlerinde Kayseri Valisi'nin şehirde görülecek dava ile ilgili her türlü gösteriyi yasakladığını duyduk. Şehre 2.000 çevik kuvvet gönderilmişti, bunların arasında çevre illerden gelen takviye güçler de vardı. Göstericileri taşıyan otobüsler polis tarafından durduruluyordu.

Duruşmanın başlamasını beklerken polis mahkeme salonunu çevreleyen sokaklar kapattı ve gergin bir atmosfer oluştu. İlk güvenlik bariyerini aşıp adliyeye yaklaşabildik. Kapıyı korumakla görevli polis memurları bizi içeri almayı reddetti. İzin için mahkeme başkanına sormaları gerekti. Onlara bunun kamuya açık bir duruşma olduğunu ve Uluslararası Af Örgütü'nün gözlemcileri olduğumuzu söyledik. Sonunda içeri girmemize izin verdiler.

Mahkeme salonunun içi tam bir kaostu; Korkmaz ailesini temsil eden onlarca avukat, gazeteciler, Korkmaz ailesinin akrabaları ve destek vermeye gelenler kısıtlı salona sığışmaya çalıştılar.

Mikrofon sistemi çalışmıyordu ve arkadakiler duyamıyordu. Salonda ayakta duracak yer bile kalmamıştı, birçok insan dışarıda kalmıştı.

Duruşma ailenin avukatlarının beyanatları ile başladı. Ardından sanıklar kimliklerini doğruladı. Jandarmadan olduğu iddia edilen sivil giyimli bir adamla avukatlar arasında bir itişme hayal kırıklığının öfkeye dönüşmesine yol açtı.

Avukatlardan biri "Silahı var" diye bağırınca iki adam palas pandıras polisin kollarında mahkeme salonunun dışına çıkarıldı. Salonda şaşkınlık hüküm sürüyordu.

Ara verildikten sonra mikrofonlar tamir edildi ve savcı iddianameyi mahkemeye okudu. İddianamede Ali İsmail Korkmaz'ın aldığı yaralar ve ölümüne yol açan beyin kanaması ayrıntılı bir şekilde aktarılıyordu.

Savcı Ali'nin saldırıdan bir gün sonra polise verdiği ifadeyi okudu: "5-6 kişilik bir grup önüme geçerek, ellerindeki sopalarla saldırdı. Kafama, sırtıma, omzuma ve bacaklarıma vurdular. Yere düştüm... Dün konuşma zorluğu yaşamıyordum. Ama bugün hatırlama zorluğu çekiyorum. Bir dişim bu olay nedeniyle sallanıyor. Başım ağrıyor. Konuşma zorluğu çekiyorum, bana kimlerin neden vurduğunu bilmiyorum, sivil kıyafetliydiler. Şikayetçiyim."

İfade verdikten sonra Ali hastaneye kaldırıldı ve komaya girdi. 10 Temmuz 2013'te öldü.

Saldırıda rolü olmakla suçlanan sekiz sanık kasti öldürmeden (cezası müebbet hapis) saldırıya yardım arasında değişen suçlarla suçlanıyor.

İddianamenin okunmasının ardından mahkeme, uzun süreceği belli olan duruşmada yemek arası verdi. İlk kararın açıklanmasına aylar ve son kararın açıklanmasına muhtemelen yıllar vardı. Mahkeme salonu boşalırken, dışarıdaki gösterilerin sesi duyulabiliyordu. Çevik kuvvet o yöne doğruldu.