Afganistan: Yetkililer resmi yasal çerçeveleri yeniden kurmalı, hukukun üstünlüğünü tesis etmeli ve dört yıllık adaletsizliğe ve cezasızlığa son vermelidir  

Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı açıklamada, Taliban fiili yetkililerinin, Afganistan’ın uluslararası insan hakları yükümlülükleri doğrultusunda keyfi ve haksız yargı kararlarına son vererek, resmi anayasal ve yasal çerçeveleri yeniden kurması ve hukukun üstünlüğünü tesis etmesi gerektiğini belirtti. 

Taliban Ağustos 2021’de iktidarı ele geçirdiğinden bu yana Afganistan’ın yasal çerçevesi tamamen ortadan kaldırıldı ve yerine Taliban’ın katı şeriat hukuku yorumunun şekillendirdiği, dini temele dayalı bir sistem kuruldu. Bu sistem tutarsızlık, yaygın cezasızlık ve hesap verebilirlik eksikliği; keyfi, haksız ve kapalı yargılamalar ve cezaların uygulanmasında halka açık olarak kırbaçlama, diğer işkence ve kötü muamele türlerini de içeren bireysel eğilimlerle doludur. 

Adalet sistemi yalnızca uluslararası insan hakları standartlarından uzaklaşmakla kalmadı, neredeyse yirmi yıllık ilerlemeyi de tersine çevirdi.

Samira Hamidi
Uluslararası Af Örgütü Güney Asya Bölgesel Kampanyacısı

Uluslararası Af Örgütü Güney Asya Bölgesel Kampanyacısı Samira Hamidi, konu hakkındaki açıklamasında şunları kaydetti:  

“Dört yıllık Taliban yönetiminin ardından geriye kalan, haklardan çok itaate, hakikatten çok suskunluğa öncelik veren, şeffaflıktan yoksun ve baskıcı bir hukuk düzenidir. Taliban’ın adalet sistemi korkunç haksızlıklara neden oluyor. Adalet sistemi yalnızca uluslararası insan hakları standartlarından uzaklaşmakla kalmadı, neredeyse yirmi yıllık ilerlemeyi de tersine çevirdi.” 

“Başvurulacak yasa yok” 

Ağustos 2021’den önce, 2001 yılındaki reformların ülkede pek çok iyileştirme sağlamasının ardından Afganistan yasaları yazılı bir anayasaya dayanıyor ve seçilmiş yasama organları tarafından çıkarılıyordu. Mahkemeler birçok düzeyde işliyor (Asliye, İstinaf ve Yüksek Mahkemeler), bağımsız hakimler ve hukuki savunma yapıları ile destekleniyordu. Mahkeme kararları genellikle belgeleniyor, temyize açık ve kamusal denetime tabi oluyordu. 

 Taliban yönetiminde ise yargılamalar genellikle tek bir hâkim (Kadı) tarafından yapılıyor ve hâkime, dini metinlere ilişkin bireysel yorumlarına dayalı dini kararların (Fetvalar) verilmesi konusunda tavsiyede bulunan bir şeri hukuk uzmanı (Müftü) eşlik ediyor.  

Uluslararası Af Örgütü’ne konuşan eski bir Afgan hâkim, İslam düşüncesi (fıkıh) ve içtihadındaki farklı rehberlerin kullanımı nedeniyle yargı kararlarında ciddi farklılıklar olduğunu açıkladı: “Bazı bölgelerde kararlar Bedai’ü’s-Sanai’e dayanırken, diğerlerinde Kadihan’ın Fetvası’na atıfta bulunuyor. Aynı suç, birbirinden tamamen farklı iki hükümle sonuçlanabilir.”  

Hırsızlık gibi adi suçlarda cezalar, bireysel yoruma göre halka açık kırbaçlamadan kısa süreli tutukluluğa kadar değişebiliyor. 

Bu hukuki bütünlük eksikliği sistemi belirsiz, öngörülemez ve keyfi hâle getirdi. Eski bir savcı, Afganistan’ın bazı kırsal mahkemelerinde hâkimlerin duruşmalar sırasında uygun referansları bulmak için metinleri araştırırken görüldüğünü, bu durumun uzun süreli gecikmelere ve tutarsız sonuçlara yol açtığını belirtti. Yazılı ulusal yasaların olmaması, vatandaşlar ve avukatlar da dâhil herkesi hak ve ödevleri konusunda netlik veya kesinlikten yoksun bırakıyor. 

Kadınlar yargı sisteminden silindi 

Taliban iktidarı ele geçirmeden önce, kadınlar etkin bir biçimde hâkim, savcı ve avukat olarak görev yapıyordu. 

Yargı gücünün yüzde 8 ile 10’unu oluşturuyorlardı ve yaklaşık bin 500 kadın, avukat veya hukuk danışmanı olarak Afganistan Bağımsız Barosu’na kayıtlıydı. Bu sayı, baronun yaklaşık dörtte birine karşılık geliyordu. Bugün, kadınların çoğu, Taliban’ın yönetime gelmesinden sonra görevlerinden alınmalarının ardından gizlenmek veya sürgüne gitmek zorunda bırakılmıştır

 Aile Mahkemeleri, Çocuk Adaleti Birimleri ve Kadınlara Yönelik Şiddetle Mücadele Birimleri gibi, daha önce kadın haklarını korumak için hizmet veren kurumlar lağvedildi. Kadınlar adalete ve etkili hukuk yoluna erişimden neredeyse tamamen yoksun bırakıldı. Eski bir hâkimin dediği gibi: “Taliban mahkemelerinde kadının sesi duyulmuyor; söyleyecek şeyi olmadığı için değil, onu duyacak kimse kalmadığı için…”  

“Hepimiz korku içinde yaşıyoruz” 

Kabil’de bir aile mahkemesinde görev yapan ve şu an sürgünde olan eski bir kadın hâkim, “Yargı bağımsızlığı yok, adil yargılama usulleri ve savunma avukatlarına erişim yok. Kurallarla bir sistem kurmuştuk, [Taliban] onu bir gecede korkutucu ve öngörülmez bir şeye çevirdi” diye konuştu. 

Taliban yönetiminde yargılamalar genellikle gizli yapılıyor. Kamusal denetim sistemi yok, hukuki kararlar da belgelenmiyor ve açıklanmıyor. İnsanlar yakalama kararı olmadan gözaltına alınıyor, duruşmasız tutuklanıyor ve bazı vakalarda doğrudan zorla kaybediliyor. Eski bir savcı şunları ifade etti: “Ağustos 2021’den önce her bir yakalama kararını belgelerle ve soruşturmayla gerekçelendirmemiz gerekirdi; şimdi ise biri sırf giysileri yüzünden ya da düşüncelerini ifade ettiği için alınabilir ve kimse ‘neden’ diye sormaz.”  

Başta kadınlar olmak üzere birçok Afgan için adalet artık arayabilecekleri bir şey değil. Onsuz hayatta kalmaları gereken bir şeydir.

Samira Hamidi
Uluslararası Af Örgütü Güney Asya Bölgesel Kampanyacısı

Adil yargılama veya yeterli hukuki değerlendirme yapılmadan verilen cezalar, çoğunlukla kent meydanlarında ve stadyumlarda gerçekleştirilen kırbaçlama ve infazlar gibi kamuya açık ceza uygulamalarıyla sonuçlanıyor. Bu uygulamalar onur hakkını, işkence ve yargısız infazdan korunma hakkını ihlal etmektedir. Çok sayıda görgü tanığı, genç erkeklerin müzik dinledikleri için halka açık olarak kırbaçlandığını veya kadınların tamamen örtünmedikleri için gözaltına alındığını gördüklerini ifade etti. Bu törenler, yalnızca cezalandırma değildir; daha ziyade korku ve denetim araçlarıdır. Eski bir savcı, “Sıradaki ibretlik ben olurum diye hepimiz korku içinde yaşıyoruz” dedi. 

Samira Hamidi, “Taliban’ın adalet sistemi adil olma, şeffaflık, hesap verebilirlik ve insan onuru gibi temel ilkeleri hiçe sayıyor. İnsan haklarının korunmasına değil, korkuya ve denetime dayanıyor. Başta kadınlar olmak üzere birçok Afgan için adalet artık arayabilecekleri bir şey değil. Onsuz hayatta kalmaları gereken bir şeydir” değerlendirmesinde bulundu. 

Taliban, aşırı sert kararnamelerini derhal kaldırmalı, bedensel cezalara son vermeli ve ülkedeki herkesin insan haklarını korumalıdır. Aynı zamanda Afganistan’ın uluslararası insan hakları yükümlülüklerine uygun olarak, adalet sistemini iyileştirmek ve hakimlerin, avukatların, savcıların ve diğer hukuk uzmanlarının Afgan halkına hizmet edebilmesini sağlamak da dahil yargı bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü bilfiil ve etkili bir şekilde gözetmeli, korumalı ve güvence altına almalıdır. 

Uluslararası Af Örgütü, uluslararası toplumu, diplomatik baskı ve Taliban fiili yetkilileriyle ilkeli temaslar yoluyla Afganistan’da resmi yasal sistemin yeniden kurulmasını, insan haklarının ve hukukun üstünlüğünün korunmasını talep etmek üzere derhal harekete geçmeye çağırmaktadır.