ABD: Zorla ayrılan aileler en kısa sürede birleştirilmeli, sorumlular yargılanmalı
ABD - Meksika sınırını geçerek yeni bir hayat arayan ailelerin çocukları, 2017’den beri ve eski ABD Adalet Bakanı Jeff Sessions’ın ‘sıfır tolerans’ politikası sonucu alıkonuluyor. Uluslararası Af Örgütü’nün ilk andan itibaren “işkence kapsamına girebileceği” uyarısında bulunduğu alıkoyma işlemleri, çocuklar ve ebeveynler pandemi riskiyle karşı karşıya olmalarına rağmen devam etti.
Mayıs 2020’de, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi, çocukları bir yaşından küçük olan ebeveynlere, “iki seçenek” sundu: Ya çocuklarından ayrılacaklar, çocukları sponsorlara teslim edilecek ve kendileri belirsiz süreyle gözaltında tutulmaya devam edilecekler (ve belki de sınır dışı edilecekler) ya da çocuklarıyla birlikte sürekli gözaltında tutulacaklardı.
Uluslararası Af Örgütü’nün Trump yönetimine defalarca “Aileleri serbest bırakın” çağrısına karşın, zorla ayrılan ailelerin sayısı artıyor. Uluslararası Af Örgütü ABD Şubesi Göçmen ve Mülteci Hakları Araştırmacısı Denise Bell yüzlerce ailenin bu işkenceden artık kurtulması gerektiğini belirterek şu açıklamayı yaptı:
“Ailelerinden ayrı tutulan çocukların sayısı artmaya devam ederken, onları ailelerinden zorla ayıran kişilerden hesap sorulması da daha önemli hale geliyor. Bu aileler en kısa sürede birleştirilmeli ve çocuklarından ayrılarak sınır dışı edilen ebeveynlerin ABD’ye gelmesine izin verilmelidir.”
Denise BellUAÖ ABD Şubesi Göçmen ve Mülteci Hakları Araştırmacısı
Bell, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Benzeri yanlışların tekrarlanmamasını sağlamak için bir ceza soruşturulması yürütülmesi son derece önemli ve gerekli bir adım. Tarihimizin bu utanç verici döneminde işlenen ihlallerden sorumlu olan tüm hükümet yetkililerine, personele ve sözleşmeli görevlilere yönelik (mevcut veya geçmişteki kıdem seviyeleri her ne olursa olsun) etkin bir soruşturma yürütülmeli ve yeterli kanıtların varlığı halinde bu kişiler yargılanmalıdır. ABD hükümeti, ailelerin zorla ayrılmasının neden olduğu zararların tazmini için, ABD yetkilileri tarafından ayrılan ve ciddi zararlara maruz bırakılan ailelerin hukuki statüye erişimini mümkün kılacak bir yol haritası sunmalıdır. Ayrıca, maddi tazminat sağlanmalı ve ailelerin sağlık hizmetleri, hukuki destek, ruhsal sağlık hizmetleri ve ihtiyaç halinde diğer sosyal hizmetlere erişimi güvence altına alınmalıdır.”
Arka Plan
ABD Adalet Bakanı Jeff Sessions’ın ‘sıfır tolerans’ politikası sonucu ABD’de, ailelerinden ayrılan ve kafeslerde tutulan göçmen çocuklara ait korkunç görüntüler 2018’de ortaya çıktı.
Çocuklar ebeveynlerinden zorla alınarak aşırı kalabalık gözaltı merkezlerine, yani aslında kafeslere konuluyordu. Uluslararası Af Örgütü bu durumu işkence olarak nitelendirdi ve göç ve mülteci konularında ABD’yi uluslararası standartlara ve yasalara uymaya çağırdı.
ABD İç Güvenlik Bakanı Kirstjen Nielsen, aileleri ayırma politikasının yürürlükte olduğunu önce inkar etti. Ancak Nielsen’in 2018 Ocak ayında yaptığı açıklamada sarf ettiği sözler, aileleri hedef alma niyetinin çok önceden beri var olduğunu gösteriyordu: “Ebeveynleri çocuklarını buraya getirmekten vazgeçirmek üzere yasalarımızı uygulamaya koymak için çok çeşitli yöntemleri gözden geçiriyoruz.” Nielsen’den önceki İç Güvenlik Bakanı ve Trump’ın Özel Kalem Müdürü olan John Kelly bu politikayı, göçmen ve sığınmacı aileleri “ABD’ye gelmekten vazgeçirmek için” Mart 2017’de önermişti.
UAÖ çalışanları ABD’nin güney sınırında bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırmanın ilk bulguları İç Güvenlik Bakanlığı’nın, 2017’den beri sığınma talebinde bulunan ailelerin çocuklarını giderek artan biçimde ebeveynlerinden veya refakatçilerinden zorla ayırdığını ortaya koydu.
UAÖ Haziran 2017’de Duvarlara Karşı başlıklı bir rapor yayımladı. Rapor, sığınmacıların ABD giriş kapılarında sığınma talep etmelerinin ABD sınır yetkilileri tarafından devamlı olarak engellendiğini ve bu durumun, daha fazla sığınmacının toplu halde ve yasadışı biçimde ABD-Meksika sınırını geçmesiyle sonuçlandığını ortaya koyuyor.
Basın Açıklamaları
- Lübnan: İsrail ordusunun sivil mülkleri ve arazileri kasıtlı tahribatı “savaş suçu olarak soruşturulmalı”
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: Yeni tanıklıklar İsrail’in Gazze’de Filistinlileri aç bırakmasının kasıtlı bir politika olduğuna dair inandırıcı kanıtlar sunuyor
- Afganistan: Yetkililer resmi yasal çerçeveleri yeniden kurmalı, hukukun üstünlüğünü tesis etmeli ve dört yıllık adaletsizliğe ve cezasızlığa son vermelidir
- Ortak Açıklama: İnsan Hakları Savunuculuğu Suç Değildir. Enes Hocaoğulları Derhal Serbest Bırakılsın
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: İsrail Gazze kentini “kontrol altına almayı” ve askeri işgalini kalıcılaştırmayı öngören vahim kararını iptal etmeli
- Türkiye: Onur Yürüyüşü’ne katılan 53 kişi beraat etmeli ve tutuklananlar serbest bırakılmalı
- “Sen de rahat dursaydın!” - 2025 İstanbul Trans ve LGBTİ+ Onur Haftaları İzleme Raporu
- İsrail/İşgal Altındaki Filistin Toprağı: İsrailli örgütlerin, İsrail’in Gazze’de soykırım işlediği sonucuna varması hesap verebilirlik çabalarında bir başka dönüm noktasıdır