2019’da ölüm cezası: Küresel ölçekte ölüm cezaları raporumuz yayımlandı

  • Dünyadaki genel eğilimin aksine Suudi Arabistan, Irak, Güney Sudan ve Yemen’de ölüm cezası uygulamalarının sayısı arttı.
  • Tüm dünyada ölüm cezası uygulamalarının sayısı %5 azalarak son 10 yılda kaydedilen en düşük sayılara geriledi.

Uluslararası Af Örgütü, 2019’da küresel ölçekte ölüm cezalarını değerlendirdiği raporunu bugün yayımladı. Raporda, tüm dünyada ölüm cezası infazlarının sayısı azalırken Suudi Arabistan’ın bugüne kadar kaydedilen en yüksek sayıda ölüm cezasını uyguladığı ifade edildi. Suudi Arabistan yetkilileri geçen yıl 184 kişiye verilen ölüm cezalarını infaz etti. Bu sayı, Uluslararası Af Örgütü’nün kayıtlarına göre bugüne kadar bir yıl içinde Suudi Arabistan’da gerçekleştirilen en yüksek infaz sayısıdır.

Rapor: 2019'da Ölüm Cezası

Irak’ta uygulanan ölüm cezalarının sayısı iki katına çıktı. İran ise infaz edilen ölüm cezası sayısının devlet sırrı olarak saklandığı Çin’den sonra dünyanın en yüksek sayıda ölüm cezası uygulayan ikinci ülkesi olmaya devam etti. Ancak bu ülkeler, dünyadaki genel eğilimi yansıtmıyor. Tüm dünyadaki ölüm cezası uygulamalarının sayısı art arda gelen dördüncü yılda da azalarak, 2018’de en az 690’dan 2019’da en az 657’ye düştü ve son on yılda kaydedilen en düşük sayılara geriledi.

Uluslararası Af Örgütü Araştırma, Savunuculuk ve Politikalar Kıdemli Direktörü Clare Algar konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Ölüm cezası alçakça ve insanlık dışı bir cezadır. Bu cezanın hapis cezalarına kıyasla daha caydırıcı olduğunu gösteren hiçbir güvenilir kanıt yok. Ülkelerin büyük çoğunluğu bu gerçeği kabul ediyor. Tüm dünyada uygulanan ölüm cezalarının sayısının azaldığını görmek elbette umut veriyor” dedi. Algar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak az sayıda ülke ölüm cezasına gitgide daha fazla başvurarak, dünyadaki gelen eğilimin dışına çıktı. Suudi Arabistan’ın ölüm cezasına siyasi muhaliflere karşı bir silah gibi kullanmayı da kapsayan çeşitli amaçlarla daha fazla başvurması kaygı verici bir gelişmedir. Ayrıca, Irak’ta uygulanan ölüm cezalarının sayısının bir yılda neredeyse iki katına çıkması da şoke ediciydi.”

2019’da en yüksek sayıda ölüm cezası uygulayan beş ülke şunlardı: Çin (binlerce), İran (en az 251), Suudi Arabistan (184), Irak (en az 100) ve Mısır (en az 32).

Uluslararası Af Örgütü’nün kaydettiği sayılar, tahminen binlerce kişinin ölüm cezasının infaz edildiği ancak bu konudaki bilgilerin devlet sırrı olarak saklandığı Çin’i kapsamıyor. İran, Kuzey Kore ve Vietnam gibi en yüksek sayıda ölüm cezası uygulayan diğer ülkeler de bu konudaki bilgilere erişimi sınırlandırarak, ölüm cezası uygulamalarının gerçek boyutlarını gizlemeye devam etti.

Az sayıda ülkede ölüm cezası uygulamalarının sayısı arttı

Tüm dünyada bilinen ölüm cezası uygulamalarının tamamından yalnızca 20 ülke sorumlu. Bu ülkeler arasında Suudi Arabistan, Irak, Güney Sudan ve Yemen 2018’e kıyasla 2019’da çok daha yüksek sayıda ölüm cezası uyguladı. 

Suudi Arabistan 2019’da yarısından fazlası yabancı uyruklu olan 184 kişinin (altı kadın, 178 erkek) ölüm cezasını infaz etti. Bu sayı 2018’de 149’du.

Ölüm cezası uygulanan kişilerin çoğunluğu, uyuşturucuyla bağlantılı suçlar ve cinayet nedeniyle ölüm cezalarına mahkum edilmişti. Ayrıca Uluslararası Af Örgütü, Suudi Arabistan’ın ölüm cezasını artan bir sıklıkla Şii Müslüman azınlığa mensup muhaliflere karşı siyasi bir silah olarak kullandığını belgeledi.

23 Nisan 2019’da 37 kişinin ölüm cezası toplu halde infaz edildi. Bu kişilerden 32’si, işkenceyle elde edilen itiraflara dayanan yargılamalar sonucunda ‘terör’ suçlamalarıyla mahkum edilen Şii erkeklerdi.

23 Nisan’da ölüm cezası uygulanan kişilerden biri Hüseyin El Musalem’di. Hücre hapsinde tutulduğu dönemde elektrikli çubukla dövülen ve diğer türde işkenceye maruz kalan Musalem’in burnu ve köprücük kemiği kırılmış, bacağında çatlak oluşmuştu.

Musalem, Suudi Arabistan’da 2008’de terörle bağlantılı suçlar isnat edilen kişilerin yargılanması için kurulan ancak giderek muhalefeti susturmak için kullanılan Özel Ceza Mahkemesi’nde yargılanmıştı. 

Irak’ta ölüm cezası uygulanan kişi sayısı 2018’de en az 52’den 2019’da en az 100’e yükselerek neredeyse iki katına çıktı. Bunun önemli bir nedeni, ölüm cezasının, kendisini ‘İslam Devleti’ olarak adlandırılan silahlı gruba üye olmakla suçlanan kişilere karşı kullanılmaya devam etmesiydi.

Güney Sudan’da yetkililer 2019’da en az 11 kişinin ölüm cezasını uyguladı. Bu sayı, ülkenin bağımsızlığını kazandığı 2011’den bu yana kaydedilen en yüksek sayıydı. 2018’de en az dört kişinin ölüm cezasını uygulayan Yemen 2019’da en az yedi kişinin ölüm cezasını infaz etti. Bahreyn bir yıl ara verdikten sonra 2019’da ölüm cezası uygulamaya devam etti ve yıl içinde en az üç kişinin ölüm cezasını uyguladı.

Ölüm cezası uygulamaları şeffaf değil

Birçok ülkenin ölüm cezası uygulamalarıyla ilgili resmi bilgi vermemesi, ilgili hükümetlerin bu konuda şeffaflıktan yoksun olduğunun altını çizdi.

İran, ölüm cezasına başvurma konusunda Çin’den sonra ikinci sırada geliyor. 2018’de en az 253 kişinin ölüm cezasını uygulayan İran 2019’da 251 kişinin ölüm cezasını uyguladı. Bu kişilerden dördü, suçun işlendiği tarihte 18 yaşından küçüktü. Ancak şeffaflığın olmaması, gerçekte çok daha yüksek olabilecek toplam sayıları doğrulamayı zorlaştırıyor.

İran yetkilileri 25 Nisan 2019’da Fars eyaletine bağlı Şiraz’daki Adelabad Cezaevi’nde Mehdi Sohrabifar ve Amin Sedaghat’ın ölüm cezalarını gizlice infaz etti. Her ikisi de 15 yaşında tutuklanmış ve adil olmayan bir yargılama sonucunda tecavüzle bağlantılı birçok suçtan mahkum edilmişti. Cezaları uygulanmadan önce ölüm cezasına mahkum edildiklerini bilmeyen Mehdi ve Amin’in vücudunda, öldürülmeden önce işkenceye uğradıklarına işaret eden kırbaç izleri vardı.

Clare Algar, “Ölüm cezasını en güçlü şekilde savunan ülkeler bile ölüm cezasına başvurulmasını haklı göstermekte zorlandıkları için gizliliği seçti. Bu ülkelerin birçoğu, uluslararası inceleme sonucunda haklı çıkmayacağını bildiklerinden ölüm cezasını hangi koşullarda uyguladıklarını saklamak için ellerinden geleni yaptı” dedi. Algar, şöyle devam etti:

 “Ölüm cezaları dünyanın dört bir yanında gizlilik içinde uygulanıyor. Belarus ve Botsvana’dan İran ve Japonya’ya kadar çeşitli ülkelerde infazlar ailelere, avukatlara, hatta bazı durumlarda kişilerin kendisine bile önceden haber verilmeden gerçekleştiriliyor.”

Tüm dünyada ölüm cezasının kaldırılması mümkün

Asya-Pasifik bölgesinde ölüm cezası uygulayan ülkelerin sayısı 2011’den bu yana ilk kez azaldı ve yıl içinde yedi ülke ölüm cezası uyguladığını bildirdi. Japonya ve Singapur’da ölüm cezası infaz edilen kişilerin sayısı büyük ölçüde azaldı. Ölüm cezası uygulamalarının sayısı Japonya’da 15’ten 3’e, Singapur’da 13’ten 4’e geriledi. 

Afganistan’da 2010’dan bu yana ilk kez hiç ölüm cezası uygulanmadı. 2018’de ölüm cezası uygulayan Tayvan ve Tayland da 2019’da ölüm cezası uygulamalarına ara verildiğini bildirdi. Kazakistan, Rusya Federasyonu, Tacikistan, Malezya ve Gambiya ise infazların ertelenmesini öngören yasalara uymayı sürdürdü.

Küresel ölçekte ölüm cezası, 106 ülkede tüm suçlar için yasal olarak kaldırılırken 142 ülkede yasalarda veya uygulamada kaldırıldı.

Ayrıca, birçok ülke, ölüm cezasının kaldırılması doğrultusunda olumlu adımlar attı.

Örneğin, Ekvator Ginesi Devlet Başkanı, Nisan ayında, hükümetin ölüm cezasını kaldıracak bir yasa çıkaracağını duyurdu. Orta Afrika Cumhuriyeti, Kenya, Gambiya ve Zimbabve’de de ölüm cezasının kaldırılmasını sağlayacak olumlu gelişmeler kaydedildi. 

Barbados, zorunlu ölüm cezasını Anayasası’ndan kaldırdı.

Amerika Birleşik Devletleri’nde en yüksek sayıda ölüm cezası mahkumunun bulunduğu Kaliforniya Eyaleti’nin Valisi, infazların ertelenmesini öngören bir yasa çıkardı. New Hampshire ise ABD’de ölüm cezasını tüm suçlar için kaldıran 21. eyalet oldu.

Diğer yandan, Filipinler’de “yasa dışı uyuşturucu ve yağmayla bağlantılı menfur suçlar” için ölüm cezasının geri getirilmesine yönelik girişimler ve Sri Lanka’da 40 yıldan sonra ölüm cezası uygulamasının devam ettirilmesine yönelik çabalar, ölüm cezasının tüm dünyada kaldırılması yönündeki gidişata zarar verdi. ABD federal hükümeti ise yaklaşık 20 yıl boyunca hiçbir ölüm cezası uygulamadıktan sonra infazlara devam etme tehdidinde bulundu.

 “Ölüm cezasının tüm dünyada kaldırılması yönündeki gidişatı sürdürmeliyiz” diyen Clare Algar, sözlerini şöyle sonlandırdı:

 “Tüm devletlere ölüm cezasını kaldırma çağrısında bulunuyoruz. Uluslararası toplum, ölüm cezasını uygulamaya devam eden az sayıda ülkeye, bu insanlık dışı uygulamaya temelli son verilmesi için baskı yapmalıdır.”