Macaristan: Sığınmacılar dehşet verici ve onur kırıcı koşullarda korumaya erişemiyor

Uluslararası Af Örgütü, sığınmacıların Macaristan'da karşılaştığı kötü muameleyle ilgili yeni bir rapor yayımladı.  

Raporda, "Aralarında refakatsiz çocukların da bulunduğu binlerce sığınmacı Macaristan yetkililerinin elinde, şiddetli ihlaller, hukuka aykırı geri itmeler ve hukuk dışı gözaltılar ile bariz bir şekilde sığınmacıları caydırmak için tasarlanmış bir sistemden dolayı acı çekiyor" denildi. 

Macaristan'da yüzlerce sığınmacının onur kırıcı durumlarda aylarca beklemek zorunda kaldığının altını çizen 'Çıkmaza Düşen Umut: Macaristan'ın Mülteci ve Göçmen Haklarına Aralıksız Saldırısı' başlıklı rapor, mülteci kotalarına yönelik yürütülen zehirleyici referandum kampanyasının perde arkasına karşı yayımlandı. Raporda, Macaristan’a ulaşabilen sığınmacıların Sırbistan’a geri itildiği veya hukuk dışı olarak gözaltında tutulduğu belirtiliyor. 


Konuyla ilgili açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü Avrupa Direktörü John Dalhuisen, "Başbakan Orban hukukun egemenliğini korkunun egemenliği ile değiştirdi. Başbakanın mülteci ve göçmenlerin Macaristan'a ulaşımlarını kasten engelleme girişimlerine, daha da rahatsız edici olan mülteci ve göçmenlere ve onları korumak için tasarlanmış uluslararası önlemlere yönelik saldırılar eşlik ediyor" dedi. 

Dalhuisen sözlerine şöyle devam etti: "Korkunç muamele ve karmaşık sığınma prosedürleri, Macaristan'ın gittikçe militarize olan sınırlarından sığınmacıları uzak tutmak için kullanılan alaycı bir manevradır. Zehirleyici referandum kampanyasının perde arkasına karşı, bu kötü niyetli mülteci karşıtı söylem kontrolden çıkma noktasına geldi." 


Rapor, Sırbistan, Macaristan ve Avusturya'da büyük çoğunluğu mülteci ve göçmen olan 143 kişi ile yapılan görüşmeler sonucu hazırlanan bir araştırmayı temel alıyor. Bu kişilerin ifadeleri, düzensiz girişlerin suç sayıldığı ve sığınma hakkının aşırı bir şekilde kısıtlandığı Macaristan'a girmeye ve Macaristan içinde seyahat etmeye teşebbüs edenlerin karşılaştığı şok edici koşulları ortaya koyuyor.  

Macaristan, Sırbistan ile (daha sonra Hırvatistan'a kadar uzatıldı) olan sınırı boyunca uzanan tel örgü inşaatını tamamladı ve sığınma başvurularını hızlandıracak bir yasayı Eylül 2015’te onayladı. İki sınır geçiş noktasında sığınma başvurularının işleme alınacağı ve başvuran sığınmacıların gözaltında tutulacağı metal konteynerlerden oluşan 'transit bölge'ler açılmıştı. Her gün toplamda 30 kişi bu bölgelere sığınma başvurusu için kabul edilirken, sınırda veya Sırbistan'daki aşırı kalabalık merkezlerde onur kırıcı koşullarda yüzlerce insan çürümeye terk ediliyor. Uluslararası Af Örgütü'nün Macaristan-Sırbistan sınırındaki ziyareti sırasında, 600'den fazla kişi derme çatma kamplarda kalıyordu ve bazıları aylardır orada. 

Uluslararası Af Örgütü'ne konuşan ve yaşlı eşinin Afganistan'dan başlayan seyahat boyunca sıklıkla taşınması gerektiği Horgoş kampındaki bir sığınmacı, "22 gündür buradayız ve yarın geçeceğiz gibi görünmüyor" diyor. 18 gündür aynı kampta bulunan bir başka sığınmacı ise "Biz savaştan kaçıyoruz, biz acıdan kaçıyoruz. Neden sınırdaki insanlar bize hayvan gibi muamele ediyor" diye soruyor.  

Resmi sürecin aşırı bir şekilde kısıtlanmasıyla, bazı sığınmacılar Macaristan sınırını düzensiz bir şekilde geçmeye teşebbüs ediyor. 

Haziran 2016’da geçen bir yasa, Macaristan sınırlarında, tel örgülerin 8 km içinde bulunan sığınmacıların derhal Sırbistan’a geri gönderilmesine olanak tanıyor. 

Yakalananlar korunma ihtiyaçları veya özel durumları gözetilmeksizin hukuk dışı bir biçimde geri itiliyor. Bu yasa yürürlüğe girdiğinden bu yana resmi istatistikler, yeni geri itme pratiğinin ağırlıklı olarak düzensiz girişler için uygulanan resmi cezai prosedürlerinin yerini aldığını ortaya koymaktadır. 

Uluslararası Af Örgütü'nün görüştüklerinden bazıları geri itmeler esnasında aşırı güç kullanıldığını, sığınmacıların dövüldüğünü, tekmelendiğini ve köpekler tarafından kovalandığını söylemiştir. 

Bir sığınmacı, bir başka sığınmacının kendisini sınırdan alan polis tarafından dövüldüğüne tanıklık etmiştir ve bir polis memuru tarafından "Biz istediğimizi yaparız, eğer şikâyet edersen kimse seni dinlemez" şeklinde uyarılmıştır. 

17 yaşındaki refakatsiz bir erkek sığınmacı ise Macaristan'ın 10 kilometre içinde polis tarafından nasıl yakalandığını anlatıyor: "Gruptaki bir adam ayağından tekmelendi ve ayağı kırıldı." 

Transit bölgelerin içinde, ailesi olmaksızın seyahat eden erkekler kendilerini genellikle dört haftaya varan sürelerde yasa dışı gözaltında bulmaktadır. Bu erkeklerin çoğunun sığınma başvurularının, 'güvenli üçüncü ülke' olarak nitelendirilen Sırbistan üzerinden gelmelerine dayandırılarak kabul edilemez olduğu bildirilmiştir. 

Sırbistan resmi olarak sığınmacıları geri kabul etmiyor, ve adil ve bireyselleştirilmiş değerlendirmeye dayanan sığınma prosedürlerine erişim sağlamıyor. Bu nedenle, transit bölgelerden geri itilenlerin AB’ye ulaşmak için farklı rotaları denemekten başka çaresi kalmıyor. 

Transit bölgeleri başarıyla geçen sığınmacılar koşulların berbat olduğu kapalı veya açık sığınma konaklama merkezlerine alınıyor. Temel hizmetlerin bulunmadığı bu merkezlerde, çocuklar için eğitim ve aktiviteler veya sağlık hizmetleri neredeyse hiç sağlanmıyor.  Uluslararası Af Örgütü ayrıca bazı refakatsiz çocukların yetişkin erkeklerle birlikte ikamet ettirildiğine dair deliller elde etmiştir.  

Çevirmen eksikliği ve uzun, karmaşık sığınma süreci, sığınma taleplerinin önünde genellikle aşılmaz engeller oluşturmaktadır. 

Gözaltılar rutin haline geldi ve araştırmanın yapıldığı sırada Macaristan'da kayıtlı 1200 sığınmacının neredeyse yüzde 60'ı gözaltında tutuluyordu. Uluslararası Af Örgütü'ne konuşan Afganistan'dan bir sığınmacı, "Geldiğimde düşündüm ki, Macaristan Avrupa’dır, belki iyi olur. Fakat anladım ki burada bizden nefret ediyorlar."  

Tekrarlanan taleplere rağmen, Uluslararası Af Örgütü'nün Kiskunhalas sığınmacı gözaltı merkezini ziyaret etmesine izin verilmedi. Ne var ki örgüt, daha önce orada gözaltındayken, polis memurları ve güvenlik görevlilerinden dayak yediğini, onların şiddet tehdidine maruz kaldığını belirten birkaç kişiyle görüştü. Uluslararası Af Örgütü'ne konuşan bir Afgan sığınmacı, orada tutulduğu dört ay boyunca 30'a yakın kişinin dövüldüğünü bildiğini söyledi. Kiskunhalas'ta dövülen Filistinli bir sığınmacı ise şöyle konuştu: "Polis ve güvenlik görevlileri çok fazla kamera olduğunu biliyorlardı, bu yüzden seni görülmeyecek bir yere çekiyorlardı." 

Aralık 2015'te, Macaristan sınırlarında ve ülke içinde mülteci ve sığınmacıların çektiği acıların büyüklüğü ve ülkenin güncellenmiş sığınma yasası, Avrupa Komisyonu'nun bir ihlal prosedürü açmasını tetikledi. Bu soruşturmalar henüz sonuçlanmadı.  

Konuyla ilgili konuşan John Dalhuisen, "Başbakan Orban, Macaristan'ın uluslararası hukuku alenen ihlal etmesinin açığa çıkmış olmasından utanmak yerine, bunu diğer ülkelerin takip etmesi gereken bir örnek olarak gururla methetmektedir. Bu durumun tartışmasız bir şekilde devam etmesine izin vermek, çatışmadan kaçan hassas durumdaki insanlar için daha fazla acıyla sonuçlanacaktır" dedi. 

Dalhuisen sözlerini şöyle tamamladı: "Avrupalı liderler 'Orbanize' değil, organize olmalıdır. Macaristan'ın AB hukukunu ihlal etmesini sağlam bir şekilde tartışmamaları, yabancı düşmanları ve popülistlerin elini güçlendirecek ve hukukun egemenliği ile insan haklarına saygının yapısına karşı ciddi bir tehditle sonuçlanacaktır."

Rapora ulaşmak için lütfen tıklayınız.