Uluslararası Af Örgütü'nden mülteciler için eylem

Uluslararası Af Örgütü, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü'nde, mülteci hakları ile ilgili taleplerini dile getirmek için İstanbul Galatasaray Lisesi önünde bir eylem düzenledi. Üye ve aktivistlerin katıldığı eylemde tüm devletlerin mülteciler ile ilgili daha fazla sorumluluk alması yönünde çağrıda bulunuldu.

Uluslararası Af Örgütü'nün basın açıklaması aşağıda yer almaktadır.

Tüm devletler mültecilerin korunması için daha fazla sorumluluk almalı

2015 yılında 1 milyon mülteci ve göçmen Avrupa Birliği üye ülkelerinin topraklarına düzensiz yollarla geçiş yaptı.  Bu nüfusun 850 bini Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçti. AB, binlerce mülteci ve göçmenin denizlerde ölümü ile sonuçlanan bu tehlikeli yolculuklara karşı yasal ve güvenli geçiş imkânlarını arttırmak yerine, Türkiye ile hukuka aykırı anlaşmalar yaparak göçü engellemeye çalıştı.

18 Mart 2015 tarihinde imzalanan anlaşma ile Türkiye düzensiz geçişi engelleme amaçlı operasyonlarını güvenlik önlemleri ile arttırdı. Yetkililer operasyonlar sonucunda denizden geçişlerin önceki yıllara göre azaldığını ifade etti. Türkiye bu operasyonları yaparken, sığınmacı ve mültecilere hukuka aykırı olarak gözaltı ve idari gözetim ile alıkoyma uygulamalarını da arttırdı. Suriyeli mültecilerin Suriye’ye zorla geri gönderildiği veya “gönüllü geri dönüş” yapmaları için baskı yapıldığı Uluslararası Af Örgütü ve diğer insan hakları örgütleri tarafından raporlandı.

Resmi verilere göre 2016 yılının Haziran ayının ilk haftası itibari ile Türkiye’de 2 milyon 742 bin Suriyeli mülteci geçici koruma kapsamında bulunuyor. Suriyeli olmayan mültecilerle beraber uluslararası koruma kapsamında 3 milyonu aşkın mülteci ve sığınmacı Türkiye’de yaşıyor. Bu nüfusun sadece 260 bini AFAD tarafından yönetilen kamplarda barınabiliyor. Mülteci nüfusunun %90’ından fazlası şehirlerde ve büyük bölümü de yoksulluk içerisinde hayatta kalmaya çalışıyor.

2011 yılından bu yana mülteci nüfusunun artması ile Türkiye yetkilileri çeşitli yasal ve idari düzenlemeler gerçekleştirdi. Fakat, bunlar var olan mülteci nüfusunun sosyal, ekonomik ve kültürel haklarına erişmelerine yetecek düzeyde değil. Suriye ve Irak’taki çatışmaların sonlanmaması ve mültecilerin Türkiye, Ürdün, Lübnan gibi komşu ülkelerdeki yıllar süren zorlu yaşam mücadelesi, mültecileri Avrupa’da yeni bir gelecek kurma hayaline ve tehlikeli yolculuklara itiyor.

Suriyeli mültecilerin Türkiye’ye sığınmaya başladığı ilk aylarda Türkiye yetkililerinin ilan ettiği açık kapı politikası her geçen gün alınan yeni güvenlik önlemleri ile mültecileri artık dışarıda bırakıyor. Türkiye geçtiğimiz yıl Irak ve Suriye vize politikasını değiştirdi ve çok az sayıdaki sınır kapısından geçiş için pasaport şartı getirerek Türkiye’ye yasal geçişleri neredeyse imkansızlaştırdı. Suriye ve Irak’tan Türkiye’ye sığınmak için gelmek isteyenler insan kaçakçıları aracılığıyla tehlikeli yolculuklara mecbur bırakıldı. Türkiye’ye düzensiz yollarla girmeye çalışanların sınırda ateşli silahla vurulduğu ve çok sayıda ölüm ve yaralanma olayının meydana geldiği rapor edildi.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi olarak yetkililere sesleniyoruz:

1951 Cenevre Sözleşmesi’ne Türkiye tarafından konulan “coğrafi sınırlama” kaldırılmalıdır.

Türkiye, halen yürürlükte olduğunu iddia ettiği fakat pratikte uygulanmayan “açık kapı politikası”nı hayata geçirmeli, uluslararası korumaya ihtiyacı olanların Türkiye’ye güvenli ve yasal yollarla erişme imkanı tanımalıdır.

Türkiye’de yaşayan sığınmacı ve mültecilerin devlet desteği ya da öz kaynaklarını kullanarak yeterli yaşam standartlarını koruyabilmeleri için geçim kaynaklarına erişimleri sağlanmalıdır.

Sığınmacı ve mülteciler de dâhil olmak üzere hassas grupların ihtiyaçlarını dikkate alan ulusal konut ve insan onuruna yakışır bir barınma stratejisi geliştirilmeli ve hayata geçirilmelidir.

Avrupa Birliği, sığınmacı ve mültecilerin “üçüncü güvenli ülke” ya da “ilk iltica ülkesi” olması gerekçesiyle Türkiye’ye geri gönderilmesini derhal durdurmalıdır.

AB ve uluslararası toplum, tüm sığınmacı ve mültecilerin ve de yerel halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak için Türkiye’ye ve mülteci nüfusunun yoğun olduğu diğer ülkelere yeterli miktarda fon desteği sağlamalıdır.

AB, Türkiye’de uluslararası korumaya ihtiyacı olanların Avrupa’ya güvenli ve yasal yollarla erişme imkânı tanımalıdır.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi