Uluslararası Af Örgütü iklim için okulu boykot eden öğrencilerle dayanışma içinde

Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) Genel Sekreteri Kumi Naidoo, hükümetlerin iklim değişikliği ile ilgili harekete geçme sorumluluklarını yerine getirmediği uyarısında bulundu.

Gençlerin iklim değişikliğine karşı 15 Mart Cuma günü düzenlenmeyi planladıkları küresel okul boykotu gününü memnuniyetle karşılayan UAÖ, iklim değişikliği ile ilgili harekete geçmeyen hükümetlerin, bugüne kadar yaşanan en büyük nesiller-arası insan hakları ihlalinden sorumlu olabileceği uyarısında bulundu.

UAÖ Genel Sekreteri Kumi Naidoo, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “UAÖ, iklim değişikliğine karşı harekete geçmeye çağıran okul boykotlarını düzenleyen ve boykota katılan tüm çocuklarla ve gençlerle dayanışma içindedir. Binlerce kişinin hükümetlerine barışçıl biçimde iklim değişikliğini durdurma çağrısında bulunmak için bir araya geldiği bu hareket, çok önemli bir sosyal adalet hareketidir.”

“Çocukların yetişkinlerden doğru olanı yapmalarını istemek için okuldaki ders saatlerinden fedakarlık yapmak zorunda kalması güzel bir şey değil. Ancak mevcut durumda utanç verici şekilde tepkisiz kalmanın hem kendileri hem de gelecek nesiller için yaratacağı sonuçların farkındalar. Küresel okul boykotu günü, bizi yöneten sınıfın bu konuda kendisini kesin olarak sorguladığı gün olmalıdır” diyen Naidoo, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yanlış fikirlere sahip birtakım siyasetçilerin yaptığı gibi gençleri bu protestolara katıldıkları için eleştirmek yerine, hükümetlerimize iklim değişikliği ile ilgili sorumluluklarını neden yerine getirmediklerini sormalıyız.”

UAÖ, iklim değişikliğinin insan hakları üzerinde yıkıcı etkileri olduğu ve hükümetlerin gidişatı değiştirmek için derhal harekete geçmemesi halinde daha da yıkıcı etkileri olacağı konusunda uyarıyor. İklim değişikliği halihazırda hassas, dezavantajlı veya ayrımcılığa uğrayan grupları daha fazla etkiliyor. Özellikle çocuklar metabolizmaları, fizyolojileri ve gelişim ihtiyaçları nedeniyle iklim değişikliğinin etkilerine daha açık. İklim değişikliği çocukların ruhsal sağlığı için de tehlike oluşturuyor. İklim değişikliğinin şiddetlendirdiği doğal felaketler gibi travmatik olaylar, çocuklarda travma-sonrası stres bozukluklarına yol açıyor.

Kumi Naidoo, “İklim değişikliği tam da insanlar üzerinde yarattığı etkiler nedeniyle bir insan hakları meselesidir. İklim değişikliği mevcut eşitsizlikleri derinleştiriyor ve artırıyor, büyüdükçe iklim değişikliğinin giderek daha korkutucu hale gelen etkilerine tanık olanlarsa çocuklar oluyor. Hükümetlerin hep birlikte verdiğimiz zarara karşılık parmağını bile oynatmaması, tarihteki en kapsamlı nesiller-arası insan hakları ihlallerinden biri olabilir” değerlendirmesinde bulundu. Sahra altı Afrika’daki uzun süreli kuraklıktan Güneydoğu Asya ve Karayipler’i silip süpüren tropik fırtınalara kadar milyonlarca insan iklim değişikliğinin feci etkilerini halihazırda yaşıyor.

2018’de kuzey yarımküredeki yaz aylarında Kutup Dairesinden Yunanistan’a, Japonya, Pakistan ve ABD’ye kadar topluluklar, felaket boyutunda sıcaklık dalgaları ve kontrol edilemeyen yangınlar yaşadı. Bunun sonucunda yüzlerce kişi öldü veya yaralandı. Kumi Naidoo, “Çocuklara çoğunlukla ‘yarının liderleri’ oldukları söylenir. Ancak ‘yarına’ kadar beklerlerse, liderlik edecekleri bir gelecek olmayabilir. Gençler bu kritik savaşı şimdiden vermek için gösterdikleri tutku ve kararlılıkla liderlerini utandırıyor” ifadelerine yer verdi.

Hükümetlerin yakın geçmişte iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için verdikleri (ve halen tutulmayı bekleyen) sözler tek kelimeyle yetersiz. Söz verilen tedbirler, 2100 yılı itibariyle küresel ortalama sıcaklıkların 3°C artarak sanayileşme öncesi seviyelerin üzerine çıkmasına neden olabilir.

UAÖ, devletlere, iklim değişikliğini önlemeye yönelik tedbirleri büyük ölçüde artırma ve bu tedbirleri insan haklarına uygun bir biçimde uygulama çağrısında bulunuyor. Bunu sağlamanın yollarından biri, çocuklar ve gençler gibi iklim değişikliğinden en çok etkilenen grupların iklim değişikliğinin etkilerinin ele alınması ve azaltılması konusunda katılım göstermesi, bu gruplara benzer tartışmalarda etkili rol oynamaları için gerekli bilgi ve eğitimin verilmesi ve kendilerini doğrudan etkileyen karar alma süreçlerine dahil edilmesidir.

“İklim değişikliğinin daha kötüye gitmesine izin verdiğimiz her gün, sonunda onu durdurmayı ve feci etkilerini tersine çevirmeyi zorlaştırıyor. Hükümetlerin mümkün olan en kısa zamanda sera gazı emisyonunu azaltmak için ellerinden gelen her şeyi yapmalarının önünde bir engel yok. İklim bilimcilerin çağrıda bulunduğu gibi, hükümetlerin 2030 itibariyle emisyon seviyelerini 2010’daki seviyelerin yarısına, 2050 itibariyle ise sıfıra düşürmenin yollarını aramalarının önünde de bir engel yok” diyen Kumi Naidoo, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İnsanlığın iklim değişikliğine karşı korunmasının yolundaki tek engel, liderlerimizin siyasi iradeden yoksun olmaları ve bunu neredeyse hiç denememiş olmalarıdır. Siyasetçiler hiçbir şey yapmamaya bahane üretmeyi sürdürebilirler, ancak doğa pazarlık yapmaz. Liderler gençlere kulak vermeli ve iklim değişikliğini durdurmak için bugünden harekete geçmelidir, çünkü bunun bir alternatifi yok.”