Türkiye'deYargı Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı Tehlikede

Meclis, 15 Şubat’ta, Adalet Bakanı’nın, yargıdaki atamalardan ve disiplin prosedürlerinden sorumlu Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üzerindeki etkisini önemli ölçüde artıran mevzuat değişikliklerini kabul etti. 26 Şubat’ta bu değişiklikler Cumhurbaşkanı tarafından onaylandı. Uluslararası Af  Örgütü bu değişikliklerin yargının bağımsızlığını zayıflatacağından ve HSYK ile ilgili henüz sadece dört yıl once gerçekleştirilen önemli reformlar ve kabul edilen anayasal değişiklikleri tersine çevireceğinden endişe duyuyor.

Yeni mevzuat, hükümetin bazı devlet görevlilerini ve iş dünyasından Başbakan’a yakın yöneticileri hedef alan yolsuzluk soruşturmasını engellemek üzere başlattığı girişimlerin ardından Meclis’ten hızla geçirildi. Soruşturmanın başlamasından sonra binlerce emniyet görevlisi ve çok sayıda hakim ve savcının da görev yerleri değiştirildi ya da başka görevlere atandılar.

Uluslararası Af Örgütü, özellikle devleti eleştiren veya hassas meseleleler hakkında resmi görüşün aksi fikirler ve ifadelere karşı davalarda, adil yargılanma hakkına erişim konusunda uzun süredir endişe duymaktadır. 2010 yılındaki referandumla güvence altına alınan anayasal değişiklikler yargının HSYK içerisindeki temsilini bir nebze iyileştirmişti. Fakat, 2010 reformları, yürütmenin yargıdaki atamalar ve disiplin prosedürleri üzerindeki etkisini artırması hamlesi nedeniyle aşındırılıyor. Bu değişiklikler, kamu görevlileri tarafından gerçekleştirilen hak ihlalleri nedeniyle yargı önüne çıkarılma ihtimalini de azaltmakta.

Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmeleri - Uluslararası Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi de dahil - uyarınca yargıçlar ve mahkemeler önünde herkesin eşit olma ve adil yargılanma hakkını güvence altına alma yükümlülüğü bulunmaktadır. Sözleşmeyi yorumlamakla görevli BM İnsan Hakları Komitesi, bağımsızlık gerekliliğini şöyle tanımlar; “özellikle, yargıçların atanmasında izlenen usuller ve aranan vasıflarla; zorunlu emeklilik yaşına veya görev bitimine kadar görev güvencesiyle; bunların olduğu yerlerde terfi, tayin, el çektirme ve görevden alma gibi işlemleri düzenleyen kurallarla ve yargının, yürütmenin ve yasamanın politik müdahalelerinden fiilen bağımsız olmasıyla ilgilidir”.1

Uluslararası Af Örgütü. HSYK ile ilgili yasal değişikliklerin, Adalet Bakanı'na HSYK Başkanı olarak atama ve kurum içinde karar verme yetkisini artırarak yargının bağımsızlığını zayıflatacağından endişe duymaktadır.

Başkan Yardımcısı ile birlikte HSYK Başkanı, HSYK üyelerine yönelik yürütülen disiplin ve cezai soruşturmalardan sorumlu olacak ve açılan her kovuşturmada karar verebilecek. Daha öncesinde HSYK Genel Kurulu'na ve HSYK daire başkanlarına ait olan bazı karar yetkileri de HSYK Başkanı’na devrediliyor. Değişiklikler aynı zamanda HSYK Başkanı'na HSYK gündemini belirleme ve görev yapan yargıç ve savcıların disiplin ve ceza soruşturmaları ile ilgili toplantılara katılma gibi ek yetkiler de sağlıyor.

Değişiklikler ayrıca HSYK Başkanı’na Genel Kurul'un hangi üyelerinin HSYK’nın üç dairesinden hangisine atanacağına karar verme ve kurumun personelinI atama yetkisi sağlıyor.

HSYK’nın oluşturulması ve üyelerinin seçim şekli yapılan düzenlemede değişikliğe uğramadı. Kurumun, Adalet Bakanı ve müsteşarına ek olarak, 15'i Türkiye yargı sistemi içinden, biri Adalet Akademisi Genel Konseyi tarafından seçilmiş ve dördü Cumhurbaşkanı tarafından seçilen, hukuk alanında çalışan akademisyenler ve avukatlardan oluşan 22 üyesi bulunuyor, Uluslarası Af Örgütü, Türkiye yetkilerine, Adalet Bakanı’na, adil yargılanma hakkı ve Türkiye'de yargının varolan ve algılanan biçimiyle bağımsızlık ve tarafsızlığını tehdit edecek şekilde, karar alma süreçlerinde ve atamalarda ek yetkiler sağlayan söz konusu değişiklikleri iptal etme çağrısında bulunmaktadır.

1) Bkz. İnsan Hakları Komitesi Genel Yorum 32, Madde 19