Tek İhtiyacımız Bir Mektup Olduğunda…

Noel genelde Rosa Franco için zor bir dönem.

Bu mevsim geldiğinde, 2011’de ailesinin başına gelenleri yeniden yaşamadan edemiyor; kızı Maria Isabel’in ölü bulunması, cesedinin Guatemala City’de bir sokağa atılması.

15 yaşındaki bu kıza 10 yılı aşkın bir süre önce ne olduğunu kimse bilmiyor. Rosa’nın düzgün bir soruşturma başlatılması için gösterdiği çabalara rağmen -ayrıca sayısız tehditle karşılaşmışken- bu suçla ilgili başlatılan soruşturmada hiç ilerleme kaydedilmedi. Delillerin toplanma şeklindeki eksiklikler, Maria Isabel’i vahşice öldürenlerin hala özgür olması anlamına geliyor.

Uluslararası Af Örgütü Rosa ve ailesi ile birlikte Maria Isabel adına adaleti sağlamak için çalışan birçok kuruluştan biriydi. Maria Isabel’in vakası Uluslararası Af Örgütü’nün Aralık 2012’de 10. küresel “Haklar İçin Yaz” mektup yazma maratonunun bir parçası olarak binlerce aktivistin hakkında kampanya düzenlediği 12 birey arasındaydı. Kampanya kapsamında insanlardan, insan hakları ihlallerine maruz kalan mağdurların akrabalarına mektup yazmaları ve hükümetlere harekete geçme çağrısında bulunmaları istendi.

Rosa “Evdeydim, Noel ağacını ve yiyecek bir şeyler hazırlıyordum. Kapı zilinin çaldığını duydum, bir kutu dolusu mektupla postacı kapıdaydı. O kadar çok dayanışma mektubu ulaştı ki bana, güçle doldum” dedi.

Ve mektuplar gelmeye devam etti.

 

Şu anda İnter Amerikan İnsan Hakları Mahkemesi’nde kızının cinayeti ile ilgili ifade vermeye hazırlanan Rosa “Ailem ve ben, kadınların öldürülmesi kimsenin umurunda olmazken dünya çapında bunca insanın Maria Isabel’i umursuyor olmasına çok şaşırdık” dedi.

Günde 500 mektup

Ales Bialiatski, Belarus’taki hücresinde kendisine mektup gelmesine alışkındı ama Aralık 2012’de olağandışı bir şey gerçekleşti.

Ales, Uluslararası Af Örgütü’nün internet sitesinde yayımlanan açıklamasında “Mektuplar, kartpostallar, tebrikler ve dayanışma mesajları çığ gibi yağdı üstüme. Bana yazan herkese minnettarım! her mektupta gönderenlerin ulusal karakterini görebiliyordunuz. Ama ortak noktaları sempatiydi” dedi.

Önde gelen bir insan hakları savunucusu olan Ales Viasna aynı zamanda İnsan Hakları Merkezi Başkanı. Ales, 4 Ağustos 2011’de tutuklandı ve 24 Kasım 2011’de Belarus’ta insan hakları alanında yaptığı çalışmalardan dolayı dört buçuk yıl hapse mahkûm edildi.

Ales’in mahkemesi boyunca sunulan delillerin doğruluğu ispatlanmamıştı ya da kaynağı bilinmiyordu. Bazı tanıkların sorgulanmasının suçlarla ilgisi yoktu aksine Ales’in insan hakları alanındaki çalışmaları ve tanıkların kendileri ile ilgiliydi.

Uluslararası Af Örgütü’nün mektup yazma maratonu sırasında Ales dünya çapından günde 500 kadar mektup aldı: “Bu insanlar sadece bir birey olarak beni desteklemiyordu aynı zamanda insan haklarına yönelik sistematik ihlallere yönelik protestolarını ifade ediyorlardı. Bu tüm Belaruslulara açık ve basit bir mesaj.”

Küresel bir maraton

Uluslararası Af Örgütü’nün küresel mektup yazma maratonu dünyanın her köşesinden bireyleri bir araya getirerek dayanışma göstermelerini, hak ihlallerine maruz kalmış 12 bireyle ilgili hükümetlerin harekete geçmeleri için seslerini yükseltmelerini sağlıyor.

Etkinlik, 2001’de Polonya’da 12 bireyin serbest bırakılması için 10 gün boyunca (bazı vakalarda 24 saatlik etkinlikler oldu) mektup yazan küçük bir aktivist grup ile başladı ve dünya çapında bir kampanyaya dönüştü.

2012’de “Haklar İçin Yaz” haftası boyunca 80 ülkeden 1.5 milyon mektup, SMS mesajı ve imza toplandı.

Japonya’da insanlar Tokyo’nun merkezinde bir araya gelerek ‘umut ışığı’nı parlatmak için 1000 fener hazırladı. Paraguay’da aktivistler bir bisiklet yarışı düzenledi ve yolları boyunca imza topladı. Kanada’da ise İnsan Hakları Günü 10 Aralık’ta dünyadaki bağımsız duran en uzun beşinci kule olan CN Kulesi ışıklandırıldı.

İnsan hakları ve siyasi durumun özellikle istikrarsız olduğu Pakistan ve Nijerya gibi ülkelerde aktivistler, aileler, arkadaşlar, iş arkadaşları ve vatandaşların desteğini toplayarak dünya çapında tehlike altında olan bireyler için yazdı.

Mesela Pakistan’dan Waseem, etkinliğini kamuya açık bir yerde tanıtamadı ama sosyal paylaşım sitesi olan Facebook üzerinden etkinliği duyup gelen 20 kişinin desteğini aldı.

Uluslararası Af Örgütü’nden Bryna Subherwal, “Mektup yazma maratonu diğer bireyler adına çalışan bireylerin gününü gösteriyor. Gösterilen dayanışma ve hükümetlere harekete geçmeleri için yapılan çağrılar sadece korkunç insan hakkı ihlallerine maruz kalmış ve adalet arayışı içinde olanlara güç vermedi aynı zamanda hükümetlere dünyanın izliyor olduğunu gösterdi” dedi.

Rosa Franco Uluslararası Af Örgütü aktivistlerinden gelen bütün mesajların kendisine, Maria Isabel adına savaşma konusunda umut ve enerji verdiğini dile getirdi: “Aklımda bir duvar yapmak vardı, böylece evime gelen herkes bu kartpostalları görecekti. Maria Isabel’in iki fotoğrafının olduğu bir posterim vardı zaten ve kartpostalları etrafına koymuştum.

Bu ön kapımın oradaki duvarda duruyordu, şimdi her şeyi oraya astım. Hepinizin görebilmesi için onun önünde birkaç fotoğraf çektirmek istiyorum. Böylece bir şekilde benimle dayanışma gösteren bütün o güzel insanlara teşekkür edebilirim.”