Raif Bedevi ve Suudi Arabistan Hakkında Diğer 10 Acı Gerçek

“İslam’a hakaret etmek” ve siyasi tartışma için internet sitesi kurmaktan 1.000 kırbaç ve 10 yıl hapis cezasına mahkum edilen blog yazarı ve aktivist Raif Bedevi’nin herkesin içinde kırbaçlanmasının üzerinden dokuz hafta geçti.

9 Ocak’ta Cidde'de bir caminin önünde ilk kez 50 kez kırbaçlandıktan sonra, Bedevi’nin doktoru yaraları yeteri kadar iyileşmediği için bu vahşi cezanın tekrarlanmaması konusunda yetkilileri uyardı.

Bir sonraki Cuma, tıbbi komite Raif Bedevi’nin yüksek kan basıncı nedeniyle tekrar kırbaçlanmaması gerektiğini söylerken, bir başka cezaevi doktoru Bedevi’nin sağlının iyi olduğunda ve yeniden kırbaçlanmasında ısrarcıydı. Sebebi hala bilinmese de, takip eden haftalarda Bedevi tekrar kırbaçlanmadı.

Raif Bedevi tüm dünyada manşet oldu. Fakat onun davası ülkenin dehşete düşüren insan hakları karnesinde buzdağının görünen kısmı. Uluslararası Af Örgütü’nün araştırmasından iç karartıcı 10 gerçek:

1- Zalimane, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele

Suudi Arabistan mahkemeleri pek çok suç için, adil olmayan yargılamaların sonucunda kırbaçlama cezası vermeye devam ediyor. Raif Bedevi’nin dışında, son iki yıl içerisinde insan hakları savunucuları Mikhlif bin Daham al- Shammari ve Omar al-Saa, sırasıyla 200 ve 300 kırbaç cezasına ve ev işçisi Ruth Cosrojas 300 kırbaç cezasına mahkum edildi. Uzuv kesmek de bazı suçlarda ceza olarak uygulanıyor.

2- İnfazlarda artış

Suudi Arabistan, dünyada en fazla kişinin infaz edildiği ülkeler arasında. Her yıl onlarca kişi infaz ediliyor, çoğunun herkesin içinde başları kesiliyor. Bu yıl 40 kişi infaz edildi ki bu geçen seneki infaz sayısının dört katına eşit.

3- Aktivistlere baskı

Raif Bedevi’nin dışında, onlarca insan hakları savunucusu sadece ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüklerini kullandıkları için cezaevinde. Yetkililer küçük ama etkili insan hakları savunucularını hedef alıyor ve insan hakları ihlallerine yönelik gerçekleştirdikleri barışçıl eylemlerini bastırmak için terörle mücadele kanunlarını kullanıyor.

4- Muhalefete yer yok

Eylemler de dahil olmak üzere bütün kamuya açık toplanmalar, 2011 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından verilen bir emir uyarınca hala yasak. Bu yasağı delmek isteyen herkes “halkı yetkililere karşı kışkırtmak” gibi suçlardan gözaltına alınma, kovuşturmaya uğrama ve cezaevine girme tehdidi altında.

5- Kadınlara yönelik sistematik ayrımcılık

Kadınlar ve kız çocukları özellikle aileyle ilgili evlilik, boşanma, velayet ve miras gibi konularda onları erkeklerden daha alt statüde gören kanunlarla hem hukuk nezdinde hem de uygulamada ayrımcılığa maruz kalmaya devam ediyor. Kadınların araba kullanmalarının yasaklanmasına karşı yürütülen kampanyayı destekleyen kadınlar tutuklanma, taciz ya da hedef gösterme gibi tehditlerle karşı karşıya.

6- Gözaltında işkence rutin bir uygulama

Eskiden gözaltına alınan kişilerin, sanıkların ve diğer kişilerin Uluslararası Af Örgütü’ne anlattığına göre, güvenlik güçleri yaygın bir şekilde işkence ve kötü muamelede bulunmaya devam ediyor. Ve sorumlular hiçbir zaman adalet önüne çıkartılmıyor.

7- Keyfi gözaltı ve tutuklamalar

Çok sayıda insanın hakim karşısına çıkartılmadan altı aydan uzun süre tutuklu kalması Suudi Arabistan'ın kendi ceza kanunlarını da ihlal ediyor. Gözaltına alınan kişiler çoğunlukla ifadeleri sırasında hücrede tutuluyor ve avukata erişimleri engelleniyor. Bazı insan hakları savunucuları haklarında mahkumiyet kararı olmadan iki yıldan uzun süre tutuklu kaldı.

8- Dini ayrımcılığı sağlamlaştırmak

Çoğu, ülkenin Batı bölgesinde yaşayan ve petrol zengini olan Şii azınlık, hükümet hizmetlerine erişirken ve iş ararken ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyor. Şii aktivistler, 2011 ve 2012 yılında katıldıkları iddia edilen protestolar sebebiyle ölüm cezasına ya da uzun dönem hapis cezasına mahkum ediliyor.

9- Göçmen işçilere toplu sınır dışı

İçişleri Bakanı’na göre, Kasım 2013’te düzensiz yabancı göçmen işçilere yönelik baskılar 370.000’den fazla kişinin sınır dışı edilmesine sebep oldu. Yaklaşık 18.000 kişi Mart’tan beri hala tutuklu. Binlerce kişi insan haklarının ihlal edilmesi riskinin bulunduğu Somali ve Yemen gibi ülkelere döndü.

10- Suudi Arabistan'da olanlar Suudi Arabistan'da kalır

Suudi Arabistan yetkilileri Uluslararası Af Örgütü gibi bağımsız insan hakları örgütlerine erişimi engellemeye ve aktivistlere ve mağdurların bizimle iletişime geçen ailelerine karşı mahkemeler aracılığıyla cezalar vermeye devam ediyor.