Orta Afrika Cunhuriyeti'nde Sivillerin Korunması İçin BM'nin Barış Koruma Gücünün Tam Olarak Konuşlandırılmasına Acil İhtiyaç Var

Uluslararası Af Örgütü, yeni operasyonun başlatılması ile birlikte, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde bulunan Birleşmiş Milletler yeni barış koruma operasyonunun, ağır insan hakları ihlallerine maruz kalmaya açık sivil nüfusun korunmasını güvence altına almak için derhal tam kapasite faaliyet gösterir hale getirilmesi gerektiğini dile getirdi.

BM, barış koruma operasyonunun komuta yetkisini Afrika Birliği barış güçlerinden devralırken Uluslararası Af Örgütü, tam gücünün sadece yüzde 65’inde olan ilk konuşlandırmanın, sivillerin korunmasını, ülkenin istikrarını ve güvenliğini sağlamayı kapsayan genişletilmiş görevleri tam anlamıyla yerine getirmede zorlanacağından endişeli.

Uluslararası Af Örgütü Batı ve Orta Afrika Bölgesel Kampanyalar Direktör Yardımcısı Steve Cockburn, “Afrika Birliği'nden Birleşmiş Milletler barış güçlerine geçiş, yeşil berelerle mavi kaskları değiştirmek gibi kozmetik bir değişimden ibaret olmamalı. Bunun yerine Orta Afrika Cumhuriyeti’nde barış koruma operasyonu için yeni bir başlangıca hizmet etmeli. Yeni barış koruma operasyonunu memnuniyetle karşılarken bir yandan da barış koruma güçleri ülkenin her yerine yayılır yayılmaz sivilleri sadece fiziksel şiddetten korumakta etkili olacağından endişeliyiz” diye konuştu.

Komuta yetkisini, Afrika ülkeleri öncülüğündeki barış gücü birliğinden (MISCA) alan Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu'nun (MINUSCA), devam etmekte olan silahlı çatışmanın etkilediği kadın ve çocukları özel korumayı içeren fiziksel şiddet tehditi altındaki sivilleri koruma görevi var. MINUSCA, Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki nüfusa, varlığının sahada hissedilir bir fark yaratabileceğini göstermeli.

İlk MINUSCA konuşlandırması yaklaşık olarak 7.600 barış gücü askerini içeriyor. Uluslararası Af Örgütü, Birleşmiş Milletler’e MINUSCA’yı 12.000 askere ulaşan tam kapasitesine en yakın zamanda ulaştırması çağrısında bulunuyor. Kuruluş, insan hakları gözlemcilerini de içeren diğer bütün önemli çalışanları acil konuşlandırma çağrısı yapıyor.

Cockburn, “Söz verilen barış gücü askeri sayısı ile konuşlandırılan sayı arasındaki fark acilen kapatılmalı. Tüm güç ile sahada olduklarında, devriye gezme ve Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki sivillerin korunması görevlerini devraldıklarında MINUSCA koruma yetkisini tam anlamıyla yerine getirebiliyor olacak" dedi.

Uluslararası Af Örgütü, bazı MISCA askeri birlikleri tarafından gerçekleştirilen yasa dışı öldürmeleri de içeren bir dizi önemli insan hakları ihlalini belgeledi.

Örgüt, MISCA için çalışırken Orta Afrika Cumhuriyeti’nde insan hakları ihlali gerçekleştirdiğinden şüphelenilen barış gücü askerlerinin MINUSCA’nın bir parçası olmasına izin verilmediğini güvence altına alması için Birleşmiş Milletler’e çağrıda bulundu. Bunun yerine, ihlalleri gerçekleştirenler soruşturulmalı ve yeterli delil bulunduğunda sorumlu tutulmalı.

Cockburn, “Afrika Birliği askeri birliklerinin dahil olduğu iddia edilen bütün vakalar soruşturulmalı ve mevcut hatalı güvenlik inceleme sistemi, insan hakları ihlali gerçekleştirdiği iddia edilen barış gücü askerine Birleşmiş Milletler görevlerinde yer olmadığını güvence altına almak için geliştirilmeli” dedi.

29 Mart 2014 tarihinde Banqui’de gerçekleşen, Çad barış güçleri tarafından 30 kişinin öldürüldüğü ve yüzlerce insanın yaralandığı olay nedeniyle Çad askeri birliklerini olayı takip eden ay MISCA’dan tek taraflı olarak çekti. 24 Mart 2014 tarihinde MISCA’nın Kongo (Brazzaville) birliklerinden en az 11 kişi zorla kaybedilmelere karıştı. Uluslararası Af Örgütü’nün bildiği kadarıyla hiçbir MISCA barış gücü askeri hakkında insan hakları ihlali gerçekleştirdikleri gerekçesiyle kovuşturma açılmadı.

Cockburn, “Ağır insan hakları ihlalleri gerçekleştirdiğinden şüphelenilen askeri birlik ve polislerin MINUSCA’nın bir parçası olmadığını güvence altına almak için düzgün inceleme süreçlerinin işliyor olması önemli. Birleşmiş Milletler, kendi çalışanlarının insan hakları güvenlik incelemeleri üzerine politikalarının her zaman uygulandığını ve askerler, polis ve sivil çalışanlarının kendi ülkelerinde ve kendi ülkeleri dışında insan sicillerinin temiz olduğunu güvence altına almalı” dedi.