Mısır’da Mursi Mahkemeye Çıkarılmalı ve Avukata Erişimi Sağlanmalıdır

Uluslararası Af Örgütü, Mısır yetkililerinin devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin Pazartesi günü mahkemeye çıkmasını ve derhal bir avukata erişimi ile tüm haklarının savunulmasının güvence altına alınması gerektiğini dile getirdi.

Eski Cumhurbaşkanı ve aralarında Müslüman Kardeşler bağlantılı Özgürlük ve Adalet Partisi ve diğer İslami grupların üyelerinin de bulunduğu diğer 14 kişinin, 4 Kasım'da, cinayet ve şiddete sevk etme suçlarından hâkim karşısına çıkması gerekiyor.

Muhammed Mursi ve birkaç yardımcısı 3 Temmuz'dan beri zorla kaybedilmeye varacak koşullarda adeta haberleşmesiz ve gizli gözaltında tutuluyor.

Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Hassiba Hadj Sahraoui, "Yarınki duruşma Mısır yetkilileri açısından bir sınav niteliğinde. Muhammed Mursi'yi mahkemeye çıkarmalı ve aleyhine sunulacak kanıtlara karşı çıkma hakkı da dâhil olmak üzere kendisine adil bir yargılanma sağlamalıdır. Bunu yerine getirme konusunda başarısız olunması durumunda, bu duruşmanın arkasında yatan güdülerin doğruluğu sorgulanacaktır. İfadesi alınırken ve soruşturulduğu sırada Mursi'nin avukatlarıyla görüşmesi engellendi. Bu, adil yargılanma hakkının temelini açıkça zayıflatır. Zorla kaybedilmesi de ayrıca kendi başına ciddi bir insan hakları ihlalidir ve derhal son verilmelidir. Ya serbest bırakılmalı ya da geçerli bir gözetim yerine sevk edilmelidir ve derhal ailesi ile avukatlarına düzenli erişimi sağlanmalıdır" diye konuştu.

Müslüman Kardeşler’i temsil eden avukatlar Uluslararası Af Örgütü'ne, Muhammed Mursi'nin duruşma için mahkemeye getirileceğinden şüphe ettiklerini söyledi.

Hadj Sahraoui, "Duruşma Muhammed Mursi’nin mahkemede hazır bulunması olmadan devam edemez. Herkesin kendi davasında hazır bulunma hakkı vardır" dedi.

Bu davada Muhammed Mursi’ye yönelik suçlamalar, destekçileri ve muhalifleri arasında 5 ve 6 Aralık 2012'de "İttihadiya" olarak bilinen başkanlık sarayının önünde gerçekleşen şiddet içeren çatışmalarla bağlantılı. Bunların arasında cinayet, cinayete teşebbüs, sivilleri alıkoyma ve işkence uygulama, haydutluk ve sivilleri tehdit etmenin yanı sıra kamu kuruluşlarının işleyişini etkileyen dedikodular yaymak da bulunuyor.

Mursi, ayrıca Mısır’ın 2011 devrimi sırasında Filistin hareketi Hamas'ın yardımıyla mahkûmların -kendisi de dâhil- Wadi Elnatroon Cezaevi’nden kaçmasına yardım etmek, güvenlik personelini kaçırmak ve Mısır yargısına hakaret etmek gibi başka suçlamalarla da karşı karşıya.

Mursi ve Yardımcısı Esad Şeyha Savcı tarafından avukatları olmadan sorgulandı. Her ikisinin de avukata erişimi engellendi ve dolayısıyla gözaltına alınmalarının yasallığını veya şartlarını etkili biçimde sorgulamaktan mahrum bırakıldılar. Gözaltına alındığından bu yana Mursi'nin ailesiyle görüşmesine sadece bir kez izin verildi. Avukatları Uluslararası Af Örgütü'ne Mursi'nin suçlamaları, mahkeme kurulunu ve mevcut hükümeti gayri meşru olarak olarak gördüğünü söyledi.

Avukatlar Uluslararası Af Örgütü'ne, 30 Ekim'de sadece 7,000 sayfalık tüm dava dosyasına erişimlerinin sağlandığını söyledi. Dosyanın kopyasını alabilmek için 15,000 Mısır Pound’u gibi yüksek bir ücret (2,177 Amerikan Doları) ödemek zorunda kaldılar.

Hadj Sahraoui, "Bu davanın adilliği açısından iyiye işaret değildir. Savunmanın önüne kabul edilemez engeller konmakta. Dava dosyasının teslim edilmesindeki gecikme, avukatlara savunma hazırlamak için yeterli zaman bırakmıyor ve bu da Mısır'ın insan hakları yükümlülüklerini ihlal ediyor" dedi.

Uluslararası Af Örgütü diğer Müslüman Kardeşler liderlerinin davalarının yasal süreçlerindeki düzensizlikler dolayısıyla da adaletin sarsıldığına ilişkin kaygı duymaktadır.

Aralarında Müslüman Kardeşler siyasetçisi Muhammed el-Beltagy’nin de bulunduğu 14 kişinin yanı sıra Mursi'nin duruşması, Tora Cezaevi'nin ek binası Tora Polis Enstitüsü’nde görülecek. Avukatlar Uluslararası Af Örgütü'ne, masumiyet karinesine aykırı olduğundan, duruşmaların cezaevlerinin içinde görülmesine karşı çıktıklarını söyledi. Bu ayrıca halka açık duruşma hakkıyla da çatışabilir.

Birçok Müslüman Kardeşler lideri Savcılık ofisi ya da mahkeme tesisinden ziyade cezaevinde sorgulandı. Birkaç Müslüman Kardeşler lideri ve İslamcıların duruşması, İçişleri Bakanlığı’nın güvenlik sebebiyle davalıları mahkeye getiremeyişinden dolayı ertelendi.

Selefi bir lider olan Hazim Salih Ebu Ismail’in duruşması mahkemeye getirilmeyişinden ötürü üç kez ertelendi. Bir sonraki duruşması 18 Kasım 2013’te görülecek. Müslüman Kardeşler Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Badie ve yardımcıları Khairat Elshater ve Rashad Bayoumy’nin duruşmaları da davalılar mahkeme huzuruna çıkamadığından ertelendi.

Hadj Sahraoui, “Davalıların makul bir süre içerisinde adil bir şekilde yargılanma ya da serbest bırakılmaya hakkı vardır. Süreci gözaltı süresini uzatacak şekilde sürekli olarak uzatmak kabul edilemez,” dedi.

Arka plan

İttihadiya şiddet olayları

5 ve 6 Aralık 2012’deki olaylar sırasında Muhammed Mursi muhalifleri, Mursi’nin İslamcıların hâkim olduğu bir oturumla alelacele meclisten geçirilen anayasa taslağını referanduma sunma kararını protesto etmek için başkanlık sarayının önünde geniş çaplı bir oturma eylemi gerçekleştirdi.

Müslüman Kardeşler destekçileri sonradan, sarayın istila edilmesini engellemek için dışarıda toplanmaya çağrılarına cevap verdi. Her iki taraftan kişiler taş ve alev bombaları atarken polis şiddet olaylarını durdurmak için müdahale etmedi. Ateşli silahlar da kullanıldı. Çatışmalar en az 10 kişinin ölümü ve yüzlercesinin yaralanmasıyla sonuçlandı.

3 Temmuz 2013’ten bu yana Muhamed Mursi’nin görevine iadesini isteyen yüzlerce destekçisi güvenlik güçleriyle çıkan çatışmalarda öldürüldü. En kanlı olayda, 14 Ağustos’ta güvenlik güçlerinin Rabia'tül Adeviye’deki Mursi yanlısı oturma eylemini dağıtması sırasında yaklaşık 486 kişi öldürüldü. Bu olaydaki yasa dışı öldürmelere dair hiçbir güvenlik gücü üyesine yönelik suçlamada bulunulmadı.