İtalya: Arama-kurtarma gemisi mürettebatının ön duruşması başlıyor

Uluslararası Af Örgütü temsilcileri duruşmayı izlemek için Trapani’de olacak.

Akdeniz’de tehlike altındaki binlerce insanın hayatını kurtaran Iuventa arama-kurtarma gemisinin dört eski mürettebatı, hayat kurtaran çalışmaları nedeniyle 20 yıla kadar hapis cezası mahkumiyeti getirebilecek bir yargılamayla karşı karşıya. Dört çalışanın İtalya’da yargılanıp yargılanmayacakları bu hafta belli olacak.

21 Mayıs’ta Trapani Mahkemesi’nde başlayacak ön duruşmada hakim, mürettebatın, mültecilerin ve göçmenlerin İtalya’ya “yasadışı girişini kolaylaştırmak” ile suçlanması gerekip gerekmediğine karar verecek.

2016-2017 yılları arasında Iuventa’da çalışan Kathrin Schmidt, Dariush Beigui, Sascha Girke ve Uli Tröder, denizde hayat kurtarmaya çalıştıkları için yargılanma riski altında olan 21 kişi arasında. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve Save the Children sivil toplum örgütleri ile bu örgütlerin kurtarma gemilerinde çalışan mürettebatın yanı sıra İtalya merkezli bir deniz taşımacılığı şirketi de suçlanıyor.

“Iuventa mürettebatı, gemiye el konulduğu Ağustos 2017’ye kadar, Avrupa’nın başarısız olduğu durumlarda devreye girerek güvenli bir liman arayan 14 binin üzerinde insanın hayatını kurtardı. Kurtarma çalışanlarına açılan dava reddedilmeli ve tüm suçlamalar düşürülmelidir.”

Elisa De Pieri
Uluslararası Af Örgütü Bölgesel Araştırmacısı

Uluslararası Af Örgütü Bölgesel Araştırmacısı Elisa De Pieri konu hakkındaki açıklamasında, “Iuventa mürettebatı, gemiye el konulduğu Ağustos 2017’ye kadar, Avrupa’nın başarısız olduğu durumlarda devreye girerek güvenli bir liman arayan 14 binin üzerinde insanın hayatını kurtardı. Kurtarma çalışanlarına açılan dava reddedilmeli ve tüm suçlamalar düşürülmelidir. Savcılığın, kurtarılan kişilerin gerçekten tehlike altında olmadığı yönündeki iddiası gülünç bir iddia. Bu kişiler aşırı kalabalık ve deniz şartlarına uygun olmayan botlarda, binlerce insanın hayatına mâl olan su şeridindeydiler” dedi.

Denizde tehlikede olan insanları kurtarmak suç değil

Uluslararası deniz hukuku uyarınca gemiler, denizde tehlikede olan insanlara yardım etmek zorundadır. Iuventa mürettebatı ve diğer sivil toplum örgütlerine açılan dava, bu ilkeyle beraber, mülteci ve göçmenlerin haklarına ve insan hakları savunucularının korunmasına ilişkin uluslararası hukuku da göz ardı ediyor.

Haklarında dava açılan kurtarma görevlileri, aşırı kalabalık ve deniz şartlarına elverişsiz botlarla Libya’da maruz bırakıldıkları şiddet ve korkunç gözaltı koşullarından kaçan insanlara yardım ettiler; buna rağmen savcılık, kurtarılan kişilerin yakın bir tehlike altında olup olmadığını sorguluyor. Savcılığın iddialarının aksine, mürettebatın katıldığı kurtarma operasyonları, insan ticareti kapsamına girmemektedir. İnsan Ticaretinin Önlenmesine İlişkin BM Protokolü’ne göre, bu suç için, insan ticareti yapan kişi bakımından mali veya diğer türde maddi yarar olması gerekir. Düzensiz girişi kolaylaştırmakla ilgili İtalya ve AB mevzuatı ise bu hususu tam olarak dikkate almıyor. Bu nedenle, sınırlarda insani gerekçelerle mültecilere ve göçmenlere yardım eden kişiler haksız yargılamalarla karşı karşıya kalabiliyor. Uluslararası Af Örgütü yıllardır AB’de ve üye devletlerde düzensiz girişi kolaylaştırma mevzuatında değişiklik yapılması için çağrıda bulunuyor.

Uluslararası Af Örgütü, 2017’den beri savcıları, bu davaya dahil olan tüm insan hakları savunucuları hakkındaki soruşturmayı düşürmeye çağırmaktadır. İnsan hakları savunucularına yönelik soruşturma, insan haklarını savunma hakkının, mültecilerin ve göçmenlerin yaşam ve sığınma hakkının ve örgütlenme özgürlüğü hakkının ihlalidir.

Iuventa gemisi neden denizdeydi?

2016’dan başlayarak, AB üye devletleri ve kurumları, Avrupa kıyılarına ulaşan insanların hayatlarını ve diğer haklarını korumak yerine bu kişilerin sayını azaltmaya öncelik verdi. Bu amaçla, tehlike altında olan insanları kurtarmak zorunda kalmamak için deniz varlıklarını, Libya suları yakınında, mültecilerin ve göçmenlerin botlarının en sıklıkla zor durumda kaldığı bölgelerden geri çektiler. Iuventa gibi sivil toplum örgütlerine ait gemiler risk altındaki insanları kurtarmak için devreye girdi.

AB üye devletleri, aynı zamanda, kaçmaya çalışan insanları Libya’ya geri itmelerini sağlamak için Libya Sahil Güvenliği ile işbirliğini artırdı. Bu politikanın önemli bir parçası olarak da sınırlarda hareket halindeki insanlara yardım etmek için devreye giren sivil toplum örgütlerinin ve aktivistlerin çalışmalarını baltalayacak uygulamalara başvuruldu. Cezai ve idari yasa ve düzenlemelerin, kurtarma faaliyetleri yürüten sivil toplum örgütlerinin hayati önemdeki çalışmalarını engellemek ve nihai anlamda sonlandırmak amacıyla kötüye kullanılması da buna dahildi.

Uluslararası Af Örgütü ön duruşmayı izleyecek

Uluslararası Af Örgütü, Iuventa mürettebatını desteklemek ve sınırlarda tehlike altında olan ve yardıma ihtiyaç duyan kişilere yardım eden insan hakları savunucularıyla dayanışmak için Trapani’de olacak. Adil yargılanma hakkına saygı duyulduğundan ve adaletin tesisinde şeffaflık ilkesinin korunduğundan emin olmak için duruşmaları izleyecek.

“Bu dava Iuventa’nın ötesinde, bizzat denizde hayat kurtarma görevini yargılıyor. Savcılığın, kurtarılan insanların yakın tehlike altında olmadığı yönündeki argümanı kaygı vericidir ve her yıl denizde kurtarılan binlerce kişi açısından feci sonuçlar yaratabilir.”

Elisa De Pieri

“Bir kez daha, savcılar, hükümetlerin geride bıraktığı boşlukta devreye girerek hayat kurtaran insanları ve örgütleri suçlu gibi göstermeye çalışıyor. Bugüne kadar Avrupa’daki birçok dava beraatla sonuçlandı veya mahkemelerce reddedildi; yine de kurtarma görevlilerinin mahkemelerde olması başlı başına bir kepazeliktir” diyen Elisa De Pieri sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bu dava Iuventa’nın ötesinde, bizzat denizde hayat kurtarma görevini yargılıyor. Savcılığın, kurtarılan insanların yakın tehlike altında olmadığı yönündeki argümanı kaygı vericidir ve her yıl denizde kurtarılan binlerce kişi açısından feci sonuçlar yaratabilir.”