İran: Zorunlu başörtüsünü barışçıl biçimde protesto ettiği için kötü muameleye maruz kalan kadınlar hapis cezası tehlikesiyle karşı karşıya

İran polisinin zorunlu başörtüsüne karşı protestolara katılan kadınların on yıla kadar hapis cezası alabileceği uyarısında bulunmasının ardından Uluslararası Af Örgütü bir açıklama yayımladı. Açıklamada, onlarca kadının adil olmayan hapis cezalarına mahkum edilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtildi;polisin uyarısı, yetkililerin kadın hakları üzerinde uyguladığı şiddetli baskıların kaygı verici şekilde artığına işaret ettiği ifade edildi.

Aralık 2017’den bu yana yalnızca Tahran’da 35’ten fazla kadın, ayrımcı ve istismar edici başörtüsü zorunluluğuna karşı barışçıl protestolara katıldıkları gerekçesiyle şiddetli saldırılara uğradı ve tutuklandı. 23 Şubat’ta yapılan resmi bir açıklamayla polis, kadınların “halkı yolsuzluk ve fuhşa teşvik etmek” ile suçlanabileceği uyarısında bulundu. İran’da bu suç için on yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Protestoculardan biri olan Nergis Huseyni, bu yeni suçlamayla birlikte başka suçlardan dün Tahran’da bulunan Erşad (Ahlak Polisi) mahkemesine çıkarıldı.

Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Magdalena Mughrabi, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu, İran yetkililerinin başörtüsü zorunluluğuna karşı çıkma cesareti gösteren kadınlara uyguladığı zulmün bir parçası olarak attığı son derece geriletici bir adımdır. Bu adım, birçok kadını çok muhtemel ve hızlı bir şekilde adil olmayan hapis cezalarına mahkum edilme tehlikesine sokmanın yanı sıra diğer kadınlara da hakları ihlal edilirken seslerini çıkarmamaları yönünde tehditkar bir mesaj iletiyor.”

Mughrabi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İran yetkilileri, kadınları ve kız çocuklarını başörtüsü takmaya zorlayarak on yıllardır İranlı kadınların insan haklarını ihlal ediyor ve insanlık onurunu derinden yaralıyor. Yetkililer, insan haklarını talep eden kadınları hapis cezalarıyla tehdit etmek yerine başörtüsü zorunluluğu getiren ayrımcı ve istismar edici yasaları ve uygulamaları derhal ortadan kaldırmalıdır.”

Shaparak Shajarizadeh isimli diğer bir kadının ise “halkı yolsuzluk ve fuhşa teşvik etmek” ile suçlandığı bildirildi. Shajarizadeh şu an Tahran’ın dışındaki Veramin şehrinde bulunan Şehr-i Rey cezaevinde tek başına bir hücrede tutuluyor. Avukatı, Shajarizadeh’in tutuklandıktan sonra Tahran’daki Vozara gözaltı merkezinde, darp da dahil olmak üzere, işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını, ayrıca kendisine ismi söylenmeyen bir maddenin güç kullanılarak ve isteği dışında defalarca enjekte edildiğini söyledi.

Son haftalarda başörtüsü zorunluluğunu barışçıl biçimde protesto ettiği için tutuklanan diğer kadınlar arasında kefaletle serbest bırakılan Vida Movahed ve Azam Jangravi ile hala gözaltında tutulan Meryem Şeriatmedari ve Hamraz Sadeghi de bulunuyor.

Polisin yaptığı açıklama veson zamanlarda zorunlu başörtüsünü tekil olarak protesto eden kadınlara yönelik polis şiddetindeki  artış aynı zamanlara denk geliyor. Bu tekil protestolarda kadınlar, kalabalık kamusal alanlarda yüksek yapıların üzerine çıkıyor ve çıkarttıkları başörtülerini bir sopanın ucunda sessizce sallıyor.

22 Şubat Perşembe günü İran sosyal medyasında dolaşıma giren bir video, bir polis memurunun beton bir yapının üzerinde başörtüsü olmaksızın duran Meryem Şeriatmedari’yi sertçe iterek düşürdüğünü gösteriyor. Arkadaşları, Şeriatmedari’nin düşmesinin ameliyat gerektiren yaralara neden olduğunu bildirdiği halde Şeriatmedari,  Şehr-i Rey cezaevinde yeterli tıbbi bakıma erişimi olmaksızın tutuluyor.

Uluslararası Af Örgütü ayrıca Meryem Şeriatmedari’nin annesi Mitra Cemşitzade’nin de 23 Şubat’ta Tahran’daki Vozara gözaltı merkezinde yaklaşık 30 saat gözaltında tutulduğunu öğrendi. Avukatı, kızının nerede tutulduğuyla ilgili bilgi almak isteyen Cemşitzade’nin darp edildiğini söyledi.

24 Şubat Cuma günü Tahran’da bir elektrik kutusunun üzerine çıkarak başörtüsünü sallayan Hamraz Sadeghi, sivil giyimli bir polis memuru tarafından dövüldü ve tutuklandı. Bir görgü tanığı, kutunun üzerinden sertçe itilerek yere düşürülen kadının dirseğinin yarıldığını söyledi.

Son haftalarda İran Başsavcısı ve Tahran’daki Devrim Mahkemesi Başkanı da dahil olmak üzere İranlı yetkililer, kadın protestoculara “çocukça,” “aldatılmış,” “sapkın,” “ahlaksız” ve “gerizekalı” olduklarını söyleyerek hakaret etti ve protestocuları “yabancı düşmanlarla” işbirliği yapmakla suçladı.

İran’ın yargı erki sözcüsü Gulam Hüseyin Muhsini Ejei, başörtüsü zorunluluğunu protesto eden kadınların “sentetik uyuşturucu etkisi altında hareket ettiğini” yahut “organize suç gruplarından” talimat aldıklarını söyledi.

Magdalena Mughrabi, konu hakkındaki açıklamalarını şu sözlerle sonlandırdı: “İran yetkilileri, işkence ve diğer kötü muamele de dahil olmak üzere insan hakları ihlallerinden sorumlu kolluk kuvvetlerinden hesap sormalı ve daha fazla şiddet ile istismarı körükleyecek açıklamalar yapmaktan kaçınmalıdır.”

Arka Plan

Başörtüsü takmayı zorunlu kılan İran yasaları, uluslararası hukuk gereğince, temel insan haklarından birçoğunu açıkça ihlal ediyor. Zorunlu başörtüsü, doğrudan hedef aldığı kadınlara ve kız çocuklarına yönelik son derece ayrımcı bir uygulamadır. Bu yasal zorunluluk ayrıca kadınların ve kız çocuklarının ifade, düşünce, vicdan ve din özgürlüğü ile mahremiyet hakkının yanı sıra çocukların belirli haklarını da ihlal ediyor.

Yetkililer, aşağılayıcı ve şiddet içeren davranışlar ile keyfi tutuklama ve gözaltı uygulamalarıyla kadınları ve kız çocuklarını başlarını kapatmaya zorlayarak, kadınların insanlık onurunu derinden yaralıyor ve uluslararası hukuk gereğince mutlak şekilde yasak olan zalim, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele veya cezalandırma kapsamına giren suçlar işliyor. Buna benzer uygulamalar, zihinsel ya da bedensel olarak şiddetli acı veya ıstıraba yol açtığı durumlarda işkence kapsamına girer.