İran: Zorunlu başörtüsünü barışçıl biçimde protesto eden kadın hakları savunucuları serbest bırakılmalı

Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) bugün bir açıklama yayımlayarak, İran yetkililerinin, aşağılayıcı ve ayrımcı zorunlu başörtüsü yasalarını barışçıl biçimde protesto eden kadın hakları savunucularını taciz etmeye, gözaltına almaya ve cezaevine koymaya son vermesi, bu nedenle tutuklu bulunanları da derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakması gerektiğini söyledi.

UAÖ, zorunlu başörtüsünü barışçıl biçimde protesto ettikleri gerekçesiyle Yasmin Aryani ve Münire Arabşahi isimli kadın hakları savunucularının geçen hafta gözaltına alındığını, Ekim 2018’den beri gözaltında tutulan bir diğer aktivist, Vida Movahedi’nin ise geçen ay bir yıl hapis cezasına mahkum edildiğini doğruladı.

İran’ın istihbarat ve güvenlik birimleri de diğer çok sayıda kadın hakları savunucusunu telefonla arayarak tehdit etti ve zorunlu başörtüsünü protesto etmeyi sürdürdükleri takdirde tutuklanacakları uyarısında bulundu. Sorgulamaya çağrılan bazı hak savunucuları her an gözaltına alınabileceklerinden endişe ediyor.

UAÖ Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Magdalena Mughrabi konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “İran yetkililerinin zorunlu başörtüsü yasalarına giderek daha güçlü bir şekilde meydan okuyan İranlı kadınları ve bu yasalara karşı giderek büyüyen barışçıl halk hareketini susturmak ve boyun eğdirmek için aşırı sert tepki verdiği görülüyor” dedi. Mughrabi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kadınların ve kız çocukların başörtüsü takmadıkları gerekçesiyle suçlu haline getirilmesi, toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın aşırı uçlardaki bir türü olup, kadınların onuruna zarar veren zalimane, insanlık dışı ve aşağılayıcı bir muameledir. İran yetkilileri, bu korkunç adaletsizliğe karşı duran kadınları yargılamak ve cezaevine koymak yerine, yalnızca barışçıl aktivizm yürüttükleri gerekçesiyle tutuklu bulunan tüm kadın hakları savunucularını derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakmalıdır.”

Kadın hakları savunucuları, barışçıl protestolar nedeniyle gözaltına alındı

10 Nisan’da kadın hakları savunucusu Yasmin Aryani, Tahran’da ailesiyle birlikte yaşadığı evinden güvenlik güçlerince gözaltına alındı ve bilinmeyen bir yere götürüldü. Yasmin Aryani’nin annesi Münire Arabşahi ise ertesi gün kızının nerede tutulduğunu öğrenmek için Tahran’daki Vozara gözaltı merkezine gittiğinde tutuklandı.

UAÖ, her iki kadının da Uluslararası Kadınlar Gününde internette paylaşılan bir videoyla bağlantılı olarak gözaltına alındığına dair bilgiler edindi. Söz konusu videoda başörtüsü takmayan Yasmin, Münire ve diğer kadın hakları savunucuları Tahran’daki bir metro vagonunda kadın yolculara çiçekler dağıtarak İran’daki kadın haklarına ilişkin umutlarını dile getiriyor. Münire, videoda, “kadınların hakları için mücadele etmek zorunda kalmayacağı günlerin geleceğini” umut ettiğini söylerken, Yasmin Aryani de başörtülü bir kadına çiçek uzatarak günün birinde sokakta “ben başörtüsüz, sen de başörtülü olarak yan yana yürüyebileceğimizi umut ediyorum” diyor.

Hem Yasmin Aryani’nin hem de Münire Arabşahi’nin bu videoyla bağlantılı olarak aralarında “sistem karşıtı propaganda yaymak” ve “yolsuzluğu ve fuhşu teşvik etmek” suçlamalarının da bulunduğu çeşitli suçlamalarla karşı karşıya olduğu düşünülüyor.

Ailesi, Yasmin Aryani’den 15 Nisan’a kadar haber alamadı. 15 Nisan’da ise Yasmin’in kısa bir telefon görüşmesi yapmasına izin verildi. Yetkililer şimdiye kadar Yasmin’in tam olarak nerede tutulduğunu açıklamayı reddetti ve yalnızca bir “emniyet” gözaltı merkezinde tutulduğunu söyledi.

Münire Arabşahi, diğer yüzlerce kadınla birlikte (Karaçak olarak da bilinen) Şehr-i Rey cezaevinde, içme suyu, yeterli gıda veya ilaç ve temiz havaya erişimin olmadığı aşırı kalabalık ve sağlığa zararlı koşullar altında tutuluyor. 

14 Nisan’da bir başka kadın hakları savunucusu olan Vida Movahedi’nin avukatı, Vida’nın zorunlu başörtüsüne karşı barışçıl protestolar gerçekleştirdiği gerekçesiyle Mart 2019’da bir yıl hapis cezasına mahkum edildiğini duyurdu. Vida Movahedi, Tahran’daki İnkılap (Devrim) Meydanında bulunan geniş bir kubbeli yapının üzerine başörtüsüz çıkıp renkli balonlar sallayarak tek başına bir protesto gerçekleştirdiği 29 Ekim 2018’den beri gözaltında tutuluyor.

Vida Movahedi, Aralık 2017’de gerçekleştirdiği benzeri bir protestodan sonra ilk “Devrim Caddesi Kızı” olarak tanındı. Vida o protestoda İnkılap (Devrim) Caddesindeki bir elektrik panosunun üzerine çıkarak başörtüsünü çıkarmış ve başörtüsünü bir çubuğun ucunda bayrak gibi sallamıştı. Bu barışçıl eylem nedeniyle gözaltına alınmış, daha sonra kefaletle serbest bırakılmıştı. Ekim 2018’de ise yeniden gözaltına alındı. Vida’nın barışçıl direnişi, ülkenin dört bir yanındaki kadınların kamusal alanlarda zorunlu başörtüsüne karşı benzeri protesto eylemleri gerçekleştirmelerine ilham kaynağı oldu.

Avukatının bildirdiğine göre Vida Movahedi şartlı tahliye edilebilir, ancak tahliye talebi henüz ceza infaz dairesi tarafından değerlendirilmedi. Ayrıca, Şubat ayında, İran Dini Lideri 1979 devriminin 40. yıldönümü dolayısıyla Vida’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda mahkum için af ilan etti, ancak cezaevi yetkilileri affı uygulamayı ve Vida’yı serbest bırakmayı reddetti.

ABD’de yaşayan ve internet üzerine zorunlu başörtüsüne karşı oldukça dikkat çeken bir dizi kampanya yürüten İranlı gazeteci ve kadın hakları savunucusu Masih Alinejad UAÖ’ye, son haftalarda 70 yaşındaki annesinin kendisiyle yaptığı görüşmelerle ilgili olarak yetkililer tarafından sorguya çağrıldığını söyledi. Masih Alinejad’ın annesi ve daha yaşlı olan babası bir saatten uzun bir süre boyunca sorgulandı.

Geçen ay yaşanan dehşet verici bir vakada, önde gelen insan hakları avukatı ve kadın hakları savunucusu Nesrin Sutude, yedi ayrı suçtan 33 yıl altı ay hapis cezası ile 148 kırbaç cezasına mahkum edildi. Sutude’ye yöneltilen suçlamaların bazıları, zorunlu başörtüsü yasalarını protesto eden kadınları yasal olarak temsil etmesiyle bağlantılıydı. Nesrin Sutude, ceza kanununun 134. Maddesi gereğince aldığı cezanın en az 12 yılını cezaevinde geçirmek zorunda. İlgili maddeye göre, üç veya daha fazla suçtan mahkum edilen kişilerin, en ağır suç için verilen tek başına en uzun süreli cezayı cezaevinde geçirmesi gerekiyor. Sutude, yargılandığı başka bir dava sonucunda 2016’da beş yıl hapis cezasına mahkum edilmişti ve bu cezanın tamamını da cezaevinde geçirmesi gerekiyor.

Ocak 2019’da Nesrin Sutude’nin eşi Rıza Handan ve insan hakları savunucusu Ferhat Meysami, zorunlu başörtüsüne karşı yürütülen kampanyaya destek verdikleri için suçlu bulundu ve her biri altı yıl hapis cezasına mahkum edildi.

“İran’ın zorunlu başörtüsü yasaları İranlı kadınların ifade, inanç ve din özgürlüğü haklarını açıkça ihlal etmektedir. İran yetkilileri bu ayrımcı yasaları derhal yürürlükten kaldırmalı ve kadınların kamusal alanlarda başörtüsüz bulunmalarını engelleyen aşağılayıcı yasakları kaldırmalıdır” diyen Magdalena Mughrabi, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“İran’la insan hakları konusunda diyaloğunu sürdüren AB de dahil olmak üzere uluslararası toplum, kadın hakları savunucularına desteğini güçlü bir şekilde kamuoyuna duyurmalı ve İran yetkilileri üzerinde zorunlu başörtüsünün derhal kaldırılması amacıyla baskı oluşturmak için tüm iletişim kanallarını kullanmalıdır.”