İran: Yetkililer dehşet verici bir zalimlikle hırsızlıktan hüküm giyen bir adamın elini kesti

Uluslararası Af Örgütü, İranlı yetkililerin hırsızlıktan hüküm giyen bir adamın elini kestiğini öğrenmekten çok büyük öfke duyuyor. Devlet destekli Horasan Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre bu uzuv kesme cezası 17 Ocak’ta, Razavi Horasan eyaletinin kuzeydoğusunda bulunan Meşhed kentindeki merkez cezaevinde giyotinle infaz edildi.

Horasan Haber Ajansı’nın haberinde ismi A. Kh. olarak geçen 34 yaşındaki adam, cezasının infaz edilmesinden hemen sonra tıbbi bir merkeze sevk edildi. A. Kh.’ya eyaletin birçok köyünde canlı hayvan ve diğer değerli eşyaları çalmak suçundan altı yıl önce elinin kesilmesi cezası verilmişti. Ceza daha sonra Horasan Temyiz Mahkemesi tarafından onaylandı.

Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Magdalena Mughrabi, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Kelimelere sığmayacak kadar zalimane böylesi cezalar vermenin adaletle ilgisi yok ve İranlı yetkililerin insanlık onurunu tamamen hiçe saydığının altını çiziyor.  Sağlam bir ceza adalet sisteminde böyle bir gaddarlığın yeri yok.” Mughrabi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir uzvun kesilmesi tek kelimeyle işkencedir ve uluslararası hukuk gereğince işkence uygulamak suçtur. Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’ye taraf devlet olan İran, istisnasız tüm koşullarda işkenceyi yasaklamakla yasal olarak yükümlüdür. Benzeri uygulamaları emretmek ve hayata geçirmekle sorumlu olanlar cezai yargılamaya tabi tutulmalıdır.”

İranlı yetkililer uzuv kesmenin hırsızlıktan caydırmak için en iyi yöntem olduğunu ısrarla savunarak bu uygulamanın uluslararası kınamaya maruz kalmadan kamuya açık ve yaygın bir şekilde gerçekleştirilememesini esefle karşıladıklarını ifade etti. İran İnsan Hakları Konseyi Başkanı Muhammed Cevat Laricani, Ekim 2010’da BM İnsan Hakları Konseyi’nde şoke edici bir açıklama yaparak benzeri cezalandırma yöntemlerinin işkence kapsamına girdiğini reddetti ve bu yöntemlerin “kültürel ve dini açıdan haklı” olduğunu iddia etti.

Ancak gerçekte İran’da uzun zamandır gaddar, insanlık dışı ve aşağılayıcı cezalandırmaların ortadan kaldırılmasını talep eden bir hareket var ve itirazını dile getiren çok sayıda din adamı ile din alimi de dahil olmak üzere birçok İranlı misilleme olarak zulme uğradı.

Magdalena Mughabi, konu hakkındaki açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: “İran yetkililerinin uzuv kesme cezaları vermeyi ve uygulamayı sürdürmelerinin yanı sıra yasal hale getirilen bu gaddarlığı din, kültür ve suç işlenmesini önlemek adına haklı göstermeye çalışmaları dehşet vericidir. İranlı yetkililer, bedensel tüm cezalandırma yöntemlerine derhal son vererek, kişileri iyileştirmeye odaklanan ve tutuklara insanca muamele eden bir ceza adalet sistemine geçmelidir.”

2017 yılında onlarca uzuv kesme cezası verildi ve Anayasa Mahkemesi tarafından onaylandı. Nisan 2017’de meydana gelen bir vakada Fars eyaletine bağlı Şiraz’da yargı yetkilileri, hırsızlık ve cinayet suçlarından mahkum ederek elini kestikleri Hamid Moinee’yi 10 gün sonra da öldürdü.

Arka Plan

2017’de İran’da yargı yetkilileri, kırbaç ve kör etme cezaları da dahil olmak üzere işkence kapsamına giren diğer zalim ve insanlık dışı cezaları vermeye ve uygulamaya devam etti.

Örneğin gazeteci Hüseyin Movahedi, İsfahan eyaletine bağlı Necef Abad’da polisin el koyduğu motosikletlerin sayısını yanlış bildirmekle suçlu bulunarak ocak ayında 40 kez kırbaçlandı. Ağustos’ta Merkez eyaletinde bir ceza mahkemesi, adil olmayan çalışma koşullarına karşı düzenlenen bir eyleme katılması nedeniyle sendikacı Shapour Ehsanirad’a 40 kırbaç ve altı ay hapis cezası verdi.

Şubat’ta Anayasa Mahkemesi, Kohgiluye ve Buyer Ahmed eyaletinde bulunan bir ceza mahkemesinin bir kadını kör eden diğer kadına kısas olarak verdiği kör etme cezasını onadı.

Mayıs’ta Tahran’da bir ceza mahkemesi evlilik dışı ilişki yaşadığı gerekçesiyle bir kadına iki yıl boyunca cenaze yıkama ve 74 kırbaç cezası verdi. Adam için ise 99 kırbaç cezası verildi.

İran’da uzuv kesme gibi bedensel cezalandırma yöntemleriyle ilgili mevzuat gereğince cezanın uygunluk açısından değerlendirilmesi ve uygulanması sırasında bir doktorun hazır bulunması gerekiyor. Bu mevzuat, sağlık görevlilerinin işkence ve diğer kötü muameleye katılmasını açıkça yasaklayan insan hakları uluslararası hukukunu ve diğer etik ilkeleri doğrudan ihlal ediyor.