Büyük Kale Avrupa: Suriyeli Mülteci Utancı Ortaya Çıktı

Uluslararası Af Örgütü, Suriye’den acınacak derecede az sayıda mülteci yerleştirmeye razı olan Avrupalı liderlerin utançla başlarını öne eğmesi gerektiğini dile getirdi.

Bugün yayımlanan bir brifingde Uluslararası Af Örgütü, Avrupa Birliği (AB) üyesi devletlerin Suriyeli en savunmasız mültecilerin yaklaşık sadece 12,000’ine kapılarını açtığını detaylı bir şekilde ortaya koyuyor. Bu sayı ülkeyi terk eden 2.3 milyon kişinin sadece yüzde 0.5’ini oluşturuyor.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty, “AB hayatlarından başka her şeyi kaybetmiş olan mültecilere güvenli bir sığınak temin etme konusunda üzerine düşeni yapmakta çok kötü bir şekilde başarısız oldu. Mültecileri yerleştirmeye hazır olan ülkelerin sayısı gerçekten acınacak seviyede. Bütün Avrupalı liderleri ilgilendiren bu durumla ilgili başlarını utançla öne eğmeliler” diye konuştu.

En yakın Avrupa başkenti Lefkoşa, Şam’a 320 kilometre uzaklıkta. Fakat Avrupa Birliği üye devletleri toplu bir şekilde, Suriye’nin en savunmasız mültecilerinin sadece çok küçük bir kısmını yerleştirme sözü verdi. Uluslararası Af Örgütü’nün brifingi bu sayıları ayrıntılı olarak sunmaktadır.

• Sadece 10 Avrupa Birliği üyesi ülke Suriyeli mültecilere yerleşim yeri ve insani kabul yerleri sundu.

• Almanya açık ara en cömert olan yer – 10,000 mülteci ya da AB’nin toplamda verdiği sözün yüzde 80’ini alma sözü verdi.

• Almanya haricinde, kalan 27 AB üyesi devlet Suriye’den sadece 2,340 mülteci almayı teklif etti.

• Fransa sadece 500 yer ya da Suriye’den kaçan toplam kişi sayısının yüzde 0.02’sini önerdi.

• İspanya sadece 30 kişi ya da Suriye’den gelen mültecilerin yüzde 0.001’ini almayı kabul etti.

• 18 AB üyesi devlet -Birleşik Krallık ve İtalya da dahil- hiç yer teklif etmedi.

Kış yaklaşırken Suriye’den komşu ülkelere kaçan 2.2 milyon kişi için şartlar hızla kötüleşiyor.

En savunmasız mülteciler için AB üyesi devletlerin sadece 12,000 kişilik yerleştirme ve insani kabul teklifiyle, Avrupa’da emniyet ve koruma peşindeki on binlerce kişi gemi ya da kara yoluyla çetin yolculuklara çıkarak hayatlarını riske ediyor.

Uluslararası Af Örgütü’nün araştırması, onların önce Büyük Kale Avrupa’nın barikatlarını aşması gerektiğini ortaya koyuyor. Birçoğu polis ve sahil güvenlik tarafından şiddetle geri püskürtülüyor veya acınası koşullarda haftalarca alıkonuluyor.

İtalya’ya deniz yoluyla seyahat

Her yıl Akdeniz’i geçmeye çalışırken yüzlerce kişi ölüyor. Ekim’de üç gemi Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya geçmeye çalışırken battığında 650 kadar mülteci ve göçmenin öldüğü tahmin ediliyor.

Bu senenin ilk 10 ayında Suriye’den 10,000’i aşkın mültecinin İtalya kıyılarına ulaştığı bildiriliyor.

Uluslararası Af Örgütü’nün brifingi deniz yoluyla Avrupa’ya ulaşmaya çalışanların hikayelerini birinci ağızdan aktarıyor.

Şam’dan 17 yaşındaki Awad batan bir geminin penceresinden nasıl kaçmayı başarıp karaya yüzdüğünü anlattı. Gemide 400 kişi olduğu söyleniyordu. Awad yüzeyde kalmak için insanların cansız bedenlere ve gemi enkazına tutunduğunu görmüş, diğerleri ise can yelekleri için kavga ediyormuş. Awad diğer akrabaları ile annesini de kaybetmiş: “Ailemin nerede olduğuna dair hiçbir fikrim yok… Eskiden hayatta isteklerim vardı ama şimdi annemi kaybettim, hiçbir şey istemiyorum, sadece istikrar istiyorum, geriye kalan her şey ikincil öneme sahip.”

Suriye’den bir başka çocuk kazada hem babasını hem de dokuz yaşındaki erkek kardeşini kaybetmiş: “Yaşadıklarım sadece benim hayallerimi yıkmakla kalmadı; ailemin hayallerini de yıktı. Tamamen yıkılmış bir haldeyim.”

Büyük Kale Avrupa

AB’ye geçiş sağlayan iki ana kapı Bulgaristan ve Yunanistan’da. Suriyeli mülteciler, Yunanistan kıyılarında hayatlarını tehlikeye sokan geri-itmeler ve Bulgaristan’da kötü şartlarda haftalarca alıkonulma da dahil çok kötü muamelelere maruz kalıyor.

Yunanistan: Denize geri itilmiş

Mülteciler Uluslararası Af Örgütü’ne Yunan polisinin ya da sahil güvenlik güçlerinin yüzlerini kaplayan bereler takarak ve silahlarını doğrultarak onlara nasıl kötü davrandığını, kişisel eşyalarını aldığını ve sonunda onları Türkiye’ye geri ittiğini anlattı.

Suriye’den 32 yaşındaki bir adam, annesi ile Ekim’de Samos adası yakınlarında nasıl Yunan sahil güvenliğiyle karşı karşıya kaldığını anlattı. Türkiye’ye geri itilen, aralarında kadınlar ve küçük çocukların da bulunduğu 35 kişilik bir grubun parçası olduklarını söyledi:“Gemide bütün erkekleri yere yatırdılar; üzerimize bastılar ve üç saat boyunca silahlarıyla bize vurdular. Sonra sabah 10.00 civarında, motoru söktükten sonra bizi plastik botumuza geri koydular ve Türk sularına bizi geri götürüp denizin ortasında bıraktılar.”

Yunanistan’ın yasa dışı geri-itme operasyonlarının sayısı bilinmiyor; fakat Uluslararası Af Örgütü yüzlerce kişinin bu uygulamadan etkilendiğine inanıyor.

Son iki yıl içinde Avrupa Komisyonu sınır kontrollerini desteklemek için 228 milyon Euro sağladı. Karşılaştırıldığında aynı dönem içinde mültecileri alma çabalarını destekleyen Avrupa Mülteci Fonu’na sadece 20 milyon Euro tahsis edildi.

Bulgaristan: Gözaltında ve alıkonmuş

Bulgaristan’a 2013 yılının Ocak ve Kasım ayları arasında tahmini 5,000 mülteci geldi. Çoğunluğu, en büyüğü Harmanli’da olan acil durum merkezlerinde barındırılıyor. Bu fiilen kapalı bir alıkonma merkezi.

Uluslararası Af Örgütü mültecilerin konteynırlarda çok kirli koşullarda, bakımsız bir binada ve çadırlarda yaşadığını gördü. Yiyecek, yatak ve ilaca sınırlı erişimin olduğu yeterli sağlık tesislerinin sayısı da azdı.

Birçok kişinin tıbbi bakıma ihtiyacı vardı. Bunlar arasında çatışmada yaralananlar, kronik hastalıklardan muzdarip olanlar ve ruh sağlığı ile ilgili sorunlar yaşayanlar vardı.

Harmanli’daki mültecilerden bazıları Uluslararası Af Örgütü’ne bir ayı aşkın süredir alıkonulduklarını söyledi.

Shetty, “On binler Avrupa’ya ulaşmak için gemilerle ve karadan tehlikeli yolculuklara çıkma riski alıyor. Yüzlerce kişinin Akdeniz’de hayatını kaybettiğini gördük. Buraya ulaşmak için hayatını riske atanların çoğunun ya zorla geri döndürüldüğünü ya da yiyecek, su ve tıbbi bakımın yetersiz olduğu berbat koşullarda alıkonduğunu görmek acı verici” dedi.

Avrupa harekete geçmeli

Shetty, “Avrupalı liderlerin klişeleri kanıtlar karşısında inandırıcı gelmiyor. AB sınırlarını açmalı, güvenli geçiş sağlamalı ve bu içler acısı insan hakları ihlallerini durdurmalı” dedi.

Sadece 55,000 Suriyeli mülteci (Suriye’den kaçan toplam insan sayısının yüzde 2.4’ü) AB’ye ulaşıp sığınma talep etmeyi başardı.

Büyük Kale Avrupa’nın barikatlarını aşabilenlerin birçoğu sığınmacılara en fazla yardım sağlayan İsveç ve Almanya’ya yöneldi. Son iki yıldan 2013 yılının Ekim ayının sonuna kadar İsveç 20,490 Suriye’den yeni sığınma talebi, Almanya ise 16,100 yeni talep aldı. Yunanistan, İtalya ve Kıbrıs’a 1,000’den az kişi sığınma talebinde bulundu.

Uluslararası Af Örgütü, Avrupalı üye ülkelere şu çağrıları yapıyor:

• Suriye’den gelen mülteciler için yerleşim ve insani kabul yerlerinin sayısını arttırın;

• Zor durumdaki gemileri tespit ve gemidekilere yardım için Akdeniz’deki arama ve kurtarma kapasitesini güçlendirin;

• Kurtarılanlara onurlu bir şekilde davranılması ve sığınma prosedürlerine erişimlerinin sağlanmasını temin edin;

• Yasa dışı geri-itme operasyonlarının sona erdiğini güvence altına alın;

• Avrupalı üye ülkelere gitmek isteyen Suriyeli sığınmacılara güvenli bir yasal geçiş sağlayın;

• AB, üye ülkeleri ve uluslararası toplum en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkelere, özellikle Ürdün ve Lübnan’a destek sağlamaya devam etmeli.

Arka plan

2.3 milyon mültecinin çoğu -yüzde 97’si- beş komşu ülke olan Lübnan, Ürdün, Türkiye, Irak ve Mısır’a kaçtı. Suriye’den mültecilerin gelişi Lübnan’da nüfusu yaklaşık yüzde 20 arttırdı.

Temmuz 2013’ten bu yana Uluslararası Af Örgütü diğer ülkelerle beraber Bulgaristan, Mısır, Irak, İtalya, Ürdün, Lübnan, Libya ve Türkiye’de mültecilerin durumlarını inceleyen alan araştırmaları yürüttü.