BM: Arakanlı Müslümanların Myanmar’dan toplu göçü, dünya liderlerinin mülteci krizi karşısındaki olağanüstü başarısızlıklarını gözler önüne seriyor

  • Üç hafta içinde Bangladeş’e kaçan Arakanlı Müslüman mültecilerin sayısı 2016 yılında deniz yoluyla Avrupa’ya kaçan mültecilerin toplam sayısından daha fazla.
     
  • Gelir düzeyi yüksek ülkelerin mülteci krizini çözmek için kendi paylarına düşen sorumlulukları yerine getirmemesi sonucu tüm dünyada mültecilerin durumu daha da kötüleşiyor. Görece yoksul ülkeler ise sorunun üstesinden gelmek konusunda yalnız bırakılıyor.
     

Neredeyse 400 bin mülteci Myanmar’daki etnik temizlikten kaçarken, daha fazla mülteciyi ülkelerine kabul etme sözlerini tutmamakla kalmayıp, aynı zamanda dünyanın birçok yerinde mülteci haklarını aktif bir şekilde yok eden dünya liderleri, bir araya gelecekleri BM Genel Kurulu’nda başlarını utançla öne eğmeliler.

New York’ta mülteciler için gerçekleşen Liderler Zirvesi’nde, dünya liderlerinin daha fazla sayıda mülteciyi ülkelerine kabul etme ve ülkelerinden kaçmaya zorlanan hassas durumdaki insanlara yardım etme sözü vermelerinin üzerinden bir yıl geçti, ama çatışmaların kontrolden çıkmasıyla beraber küresel çapta mültecilerin sayısı her geçen sene artıyor.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: ‘‘Myanmar’daki korkunç durum, savaş ve zulümden kaçanlara yardım etmek için yaraları sarmakla yetinmekten daha fazlasına ihtiyacımız olduğunun açık bir ifadesi. Öldürülme ve köy yakmaların da dahil olduğu korkunç bir şiddete maruz kaldıktan sonra Arakanlı Müslümanlar şimdi de kendilerine destek olma çabası gösteren Bangladeş’te insani bir krizle karşı karşıyalar.’"

Uluslararası Af Örgütü’nün yayımladığı en son kanıtlar, Myanmar güvenlik güçleri ve sivil saldırganların Arakanlı Müslümanların köylerini tamamıyla yaktıkları ve kaçmaya çalışanlara rastgele ateş açtıkları kuzey Arakan eyaletinde kitlesel ölçekteki yakıp yıkma politikalarını ortaya koyuyor. Yasal anlamda tüm bunlar insanlığa karşı işlenen suçlardır – sistematik saldırılar ve sivillerin zorla sınırdışı edilmesi.

Bu durumun getirdiği bir sonuç olarak üç haftadan az bir süre içinde neredeyse 400 bin Arakanlı Müslüman Myanmar’dan Bangladeş’e kaçtı. Bu sayı, 2016 yılında deniz yoluyla Avrupa’ya gelen mültecilerin toplam sayısından daha fazla.

Salil Shetty konu hakkındaki sözlerini şöyle sürdürdü: "Bangladeş, Uganda ve Lübnan gibi yoksul ve az gelirli ülkeler, çok fazla sayıda mülteciyi barındırmak için verdikleri mücadelede yalnız bırakılmışken, çok daha az sayıda mültecinin yaşadığı varlıklı ülkelerin öne çıkarak yardım ve yeniden yerleştirme alanları sağlamaları gerekiyor. Varlıklı ülke liderleri bir sorun yokmuş gibi davranmayı seçiyorlar. Hükümetlerin gerçeği görmek üzere uyanması ve küresel mülteci krizine verdikleri bu tepkinin tamamıyla değişmesi için daha ne olması gerekiyor?"

Hükümetlerin yetersizlikleri daha da kötüye gidiyor

Geçen yıl ABD Başkanı Barack Obama’nın ev sahipliğini yaptığı Liderler Zirvesi’nde hükümetler, 2015’te ülkelerine kabul etme vaadinde bulunduklarının iki katı olan 360 binden fazla mülteciyi ülkelerine yeniden yerleştirme vaadinde bulundular.

Bu vaatler bir artış anlamına gelse de hükümetlerin yardım etme iddiasında oldukları insanların ihtiyaçlarından çok hükümetlerin geçici heveslerine dayanıyordu.

Liderler Zirvesi’nden beri birçok hükümet, hızla artan mülteci krizini anlamlı biçimde ele almak bir yana, mülteci haklarını yok etmeye çalışmakta birbiriyle yarıştı ve tüm dünyada ortaya çıkan yeni krizlere karşılık vermekte yetersiz kaldı.

Bu durumun başlıca örneği, Obama’nın 2017’de 110 bin kişiyi ülkeye kabul etme vaadini tersine çevirerek 50 bin sayısını üst limit olarak belirleyen ve potansiyel olarak 2018’de daha da az sayıda mülteciyi ülkesine yeniden yerleştirecek olan Başkan Trump yönetimindeki ABD.

Salil Shetty, ‘‘ABD’nin mültecilere yönelik politikası küresel bağlam içerisinde düşünülmelidir. Trump’ın zalim politikalarının gölgesinde dünya üzerindeki diğer ülkeler, mültecileri insan olarak görmeyerek onlara sırtlarını dönmeye devam etti," dedi.

Shetty sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘İster mültecileri Libya’daki suç çetelerinin elinde istismar ve sömürüye mahkum eden AB olsun, isterse mültecileri açık denizdeki gözaltı merkezlerinde şiddetli fiziksel ve psikolojik hasara maruz bırakan Avustralya olsun, varlıklı ülkeler mülteci haklarının tehlikeli bir şekilde gerilemesinde çok ciddi paya sahipler. Dünyanın en hızlı büyüyen mülteci krizinin şu an Bangladeş’te gözlerimizin önünde yaşanıyor olması, hükümetlerin çatışma ve şiddetten kaçan insanlara karşı sergiledikleri duyarsız yaklaşım bağlamında anlaşılmalıdır."

Bu yılın BM Genel Kurulu’na katılmak üzere New York’ta toplanacak olan dünya liderlerinin, silahlı bir Arakanlı Müslüman grubunun saldırılarına karşılık olarak Myanmar güvenlik güçlerinin verdiği hukuksuz ve tamamıyla orantısız tepki nedeniyle kaçmak zorunda kalan ve zaten yıllardır zulme uğrayan Arakanlı Müslümanların sarmal haline gelen durumunu tartışması bekleniyor.

Salil Shetty konu hakkındaki sözlerini şöyle noktaladı: "Birbirleriyle tokalaşmak ve tutmaya niyetli olmadıkları sözleri vermek için zirvelere katılmak yerine devlet başkanları biraz liderlik sergilemelidir. Bu da, çatışmalar içinde mahsur kalan sivilleri korumak amacıyla bütüncül planlar oluşturmak, insanlığa karşı işlenen suçlara son vermek ve çaresiz durumdaki Arakanlı Müslümanlar gibi mültecilerin yararına gerçek çözümleri uygulamak anlamına gelir."

"Eğer unuttularsa hatırlatalım: Birleşmiş Milletler bunun için var."

İSTATİSTİKLER

Şiddetin patlak verdiği 25 Ağustos’tan beri Myanmar’dan Bangladeş’e kaçan ve büyük çoğunluğunu Arakanlı Müslümanların oluşturduğu mültecilerin sayısı 12 Eylül itibariyle 379 bin civarına ulaştı.

2016’da Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), denizden Avrupa’ya ulaşan 362 bin mülteciyi kaydetti.

Şu an tüm dünyada 22.5 milyondan fazla mülteci var. Ancak bu nüfus içinde -örneğin tecavüze veya işkenceye uğrayanların oluşturduğu- ciddi derecede hassas küçük bir kısım üçüncü bir ülkede yeniden yerleştirmeye ihtiyaç duyuyor. Bu grupta bulunanların sayısının bu yıl için 1.19 milyonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor ki bu, dünya nüfusunun yalnızca yüzde0.02’sidir.

2016’da yalnızca 189 bin 300 mülteciye yeniden yerleştirme imkanı sunuldu. Bu ise çok ciddi ihtiyaç durumunda bulunanların oldukça küçük bir kısmı.

ABD Başkanı Barack Obama’nın düzenlediği Liderler Zirvesi, 20 Eylül 2016’da New York’ta toplanmıştı.