Afganistan: Kabil Sürecinin merkezi sivillerin hayatı olmalı

Uluslararası Af Örgütü bir açıklama yayımlayarak, bu hafta gerçekleştirilecek olan Kabil Süreci konferansı tartışmalarının merkezinde, Afgan sivillerin korunması ile savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlara ilişkin hesap verebilirliğin olması gerektiğini söyledi.

23 hükümetin liderleri ve temsilcileri ile Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, güvenlik ve terörle mücadele konularına odaklanan üç günlük konuşmalara katılmak üzere Afganistan’ın başkentine bir araya geliyor.

Uluslararası Af Örgütü Güney Asya Direktör Yardımcısı Omar Waraich, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Afganistan’daki en önemli güvenlik meselesi Afgan sivillerin güvenliğidir. Önceki yıllarda yaşanan dehşetin son haftalarda Kabil sokaklarında baş gösterdiğine ve savaş suçları kapsamına giren saldırılarda sivillerin acımasızca hedef alındığına tanık olduk.” Waraich, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Afgan hükümeti ile uluslararası toplumun sivillerin hayatından endişe ettiklerini defalarca duyduk, ancak sivillerin korunmasını politikalarının merkezine almakta yetersiz kaldılar.”

Sivil kayıplar

Kabil Süreci konferansı, bitmek bilmeyen şiddetin oluşturduğu bağlamda gerçekleştiriliyor. Bu yıl en ölümcül saldırının yaşandığı 27 Ocak’ta Taliban, Kabil’in merkezinde yer alan kalabalık bir caddeye patlayıcı yüklü bir ambulansla girerek 95 sivilin ölmesine, 158 sivilin ise yaralanmasına neden oldu.

Birleşmiş Milletler Afganistan Yardım Misyonunun (UNAMA) bildirdiğine göre 2017, öldürülen ve yaralanan insanların sayısının, yani sivil kayıpların 10.000’in üzerine çıktığı dördüncü yıl oldu.

UNAMA verilerine göre 2017’de sivil kayıpların nedeni çoğunlukla bomba kullanılan intihar saldırıları ile el yapımı patlayıcıların gelişigüzel ve hukuka aykırı biçimde kullanıldığı saldırılardı. 31 Mayıs 2017’de Kabil’de benzer şekilde gerçekleştirilen ölümcül saldırı, 92 sivilin ölmesine ve neredeyse 500 kişinin yaralanmasına yol açtı.

Geçen yılki sivil kayıpların beşte birinden hem Afgan hem de uluslararası olmak üzere devlet yanlısı güçler sorumluydu. UNAMA’ya bağlı kurul, hava saldırılarının neden olduğu 295 ölümü belgeledi ve bu, kayıtların tutulmaya başlandığı 2009’dan beri en yüksek sayı oldu.

Protesto edenlere yönelik saldırılar

Haziran 2017’de şiddete karşı protestolar düzenlendiğinde, Afgan güvenlik güçleri hukuk dışı ölümcül güç kullanımına başvurarak protesto eden altı insanı öldürdü, ondan fazla protestocuyu da yaraladı. Altı kişinin ölümüyle ilgili hiç kimseden hesap sorulmadı.

Omar Waraich, “Afganistan yetkilileri sahip oldukları kaynakları sivillerin hayatını korumaya adamalıdır. Yetkililer protestocuların adalet talebine kulak vermek yerine onlara saldırdı ve toplanma özgürlüğü haklarını sınırlandırdı,” dedi.

Avrupa’dan zorla geri gönderilen Afganların hayatı tehlikeye atılıyor

Birçoğu Kabil Sürecinde temsil edilecek olan Avrupa ülkeleri, Afganistan’ın tüm bölgeleri şiddetten etkilenmeyi sürdürdüğü halde Afgan sığınmacıları zorla geri göndermeye devam ediyor.

Omar Waraich, “Avrupa hükümetleri Afganistan’ın güvenli bir ülke olduğuna ilişkin tehlikeli yalanı yayarak zorla geri gönderdikleri insanların hayatını riske atıyor. Geri göndermeler derhal durdurulmalıdır,” ifadelerini kullandı.

Uluslararası Ceza Mahkemesinin soruşturma açması

Uluslararası Af Örgütü, Afganistan’daki yetkililer ile müttefiklerinin uluslararası hukuka göre ülkede işlenen suçların mağdurlarına adalet sağlanmasını güvence altına alamadığı sürece adalete dair tek umudun, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) soruşturma açması olduğunu söyledi.

Bu anlamda insan hakları örgütleri, 1 Mayıs 2013’ten beri silahlı çatışmalara bağlı olarak işlenen savaş suçları ile insanlığa karşı işlenen suçlara yönelik bir soruşturma başlatmak için Savcının 20 Kasım 2017’de UCM’den yetki talep etmesini memnuniyetle karşılıyor.

Uluslararası Af Örgütü Uluslararası Adalet Birimi Başkanı Solomon Sacco, konuyla ilgili olarak şunları ifade etti: “Afganistan’daki yetkililer, kitlesel katliam suçlarına ilişkin sorumluluğundan makul gerekçelerle şüphe edilen kişilerin, ölüm cezası ihtimal dahilinde olmaksızın adil yargılamalarla adalet önüne çıkarılmasını güvence altına almak için gerekli tüm adımları atmalıdır. UCM’yi konuya dahil olmaya zorlayan, hükümetin adaleti güvence altına almak için sorumluluk hissetmemesi ve devamlı olarak yetersiz kalmasıdır. Afganistan, benzeri korkunç suçların mağdurlarına yönelik sorumluluğundan kaçmaya devam edemez.”