AB mülteci anlaşmasından saatler sonra onlarca Afgan sığınmacının zorla geri gönderilmesi Türkiye’nin ‘güvenli ülke’ aldatmacasını ortaya çıkarıyor

 

  • 30 civarında Afgan sığınmacı idari gözetime alındı, sığınma prosedürlerine erişimleri engellendi ve Taliban saldırıları korkusuna rağmen zorla geri gönderildi
     
  • Bu olay Uluslararası Af Örgütü tarafından Aralık 2015’te belgelenen Suriyeli ve diğer uyruklulara yönelik zorla geri gönderme ve diğer ihlallerin bir devamıdır
     
  • Geri gönderilenler Türkiye’de AB tarafından finance edilen ve çok kötü bir sicile sahip olan merkezde tutuldu

Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’nin 30 civarında Afgan sığınmacıyı zorla geri gönderdiğine dair bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “AB-Türkiye mülteci anlaşmasının yürürlüğe girmesinden sadece birkaç saat sonra Türkiye’nin Afgan sığınmacıları zorla geri göndermesi, anlaşmanın uygulanmasının mültecilerin hayatını daha en başından tehlikeye atacağını göstermektedir” denildi.

Açıklamada Uluslarararası Af Örgütü’nün, Türkiye’nin Taliban saldırılarından korkan sığınmacıları, sığınma prosedürüne erişim sağlamaksızın Kabil’e geri göndererek Avrupa Birliği ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini vurgulayan güvenilir bilgi aldığı belirtildi.

Konuyla ilgili konuşan Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen, “Onlarca Afgan’ın hayatlarının tehlikede olabilecekleri bir ülkeye zorla geri gönderildiği vakit, AB-Türkiye anlaşmasının mürekkebi daha kurumamıştı. Bu yaşanan son gelişme, Türkiye’ye geri gönderilen sığınmacıların karşılaşabilecekleri risklerin altını çiziyor ve Türkiye üzerinden transit geçen mülteciler için anlaşmanın muhtemel etkilerini vurguluyor. Bu bir tren kazasını ağır çekimde izlemek gibi bir şey” dedi.

Uluslararası Af Örgütü tarafından yapılan açıklamaya göre olay şöyle gerçekleşti:

“18 Mart Cuma günü saat 23:40’ta, yani AB ve Türkiye liderlerinin anlaşmayı imzalamasından saatler sonra, Uluslararası Af Örgütü “H.R.” (güvenlik nedeniyle isminin baş harfleri değiştirilmiştir) isimli bir Afgan sığınmacı tarafından telaşlı bir şekilde arandı.

H.R., İstanbul’da bir uçakta olduğunu, bir saat sonra yeniden aradığında ise Ankara’da olduğunu söyledi. H.R., Afgan kadın, erkek ve çocukların da bulunduğu 30 civarında kişiyle birlikte, Türkiye’ye sığınma başvuru taleplerinin reddedilmesinin ardından zorla Kabil’e geri gönderildiğini ifade etti.

H.R. bir tekne ile Yunanistan’a ulaşmaya çalışan bir grubun parçası olduğunu söyledi. Türkiye Sahil Güvenliği tarafından alıkonulduklarını ve sonra İzmir kentinde idari gözetime alındıklarını anlattı.

Gözetimde geçen beş günden sonra H.R., gönüllü bir şekilde Afganistan’a geri dönmeyi “kabul ettiğine” dair bir belgeye parmak basmaya fiziksel olarak zorlandığını söyledi. Uluslararası Af Örgütü ile telefonda konuşan H.R., belgenin bir kopyasının kendisine verilmediğini bildirdi ve şöyle dedi:

“Geri dönmek istemiyoruz, çünkü Afganistan’da tehlikedeyiz. Eğer geri dönersek, Taliban tarafından öldürüleceğiz.”

Kabil’e giden uçak 19 Mart Cumartesi günü saat 01:30’da Ankara’dan ayrıldı. Uluslararası Af Örgütü, H.R.’nin uçağa biniş kartı ve Türkiye’deki Afganistan yetkilileri tarafından basılmış bir seyahat dökümanının fotoğrafını gördü. Görünüşe göre “(Türkiye’ye) yasadışı giriş yaptığı” gerekçesiyle sınırdışı edildi.

Her ne kadar H.R., pazar günü öğlen saatlerinde gönderilen mesajlara Kabil’de yanıt verse de, kendisine ulaşmaya yönelik birden çok deneme başarısız oldu ve telefonu kapatılmış durumda.

Bu geri gönderilmelerle ilgili Uluslararası Af Örgütü irtibat kurduğunda, Türkiye Göç İdaresi Genel Müdürlüğü 27 Afgan’ın geri gönderildiğini doğruladı, fakat bütün bunların gönüllü olduğu ve kimsenin sığınma başvurusunda bulunmadığı hususunda ısrar etti.”

Uluslararası Af Örgütü, H.R. tarafından tasvir edilen olayların, Aralık 2015’teki raporda belgelenen zorla geri göndermelerin ve diğer ihlallerin aynısı olduğunu söyledi. Uluslararası Af Örgütü’ne göre mülteciler ve sığınmacılar ülkenin batı sınırında yakalanıyor, avukatlara erişimleri olmadan idari gözetime alınıyor ve nihayetinde “gönüllü geri dönüş” kağıtlarını imzalamaya zorlandıktan sonra Suriye ve Irak’a geri gönderiliyor.

Bu sırada Avrupa Komisyonu bunu “inceleme altındaki ciddi bir sorun” olarak nitelendirse de, Uluslararası Af Örgütü’nün belgelediği gibi hala ihlalleri kabul etmiyor.

Geçtiğimiz aylarda, Yunanistan’a doğru giderken önleri kesilen çok sayıda mülteci AB tarafından finanse edilen Erzurum Geri Gönderme Merkezi’ne sevkedilmiş, burada avukatlara ve sığınma işlemlerine erişimleri olmadan ülkelerine zorla geri gönderilmişti. Herhangi bir insan hakları kriterleri veya AB-Türkiye anlaşmasının uygulanmasının bağımsız gözlemi olmadan, bu ihlallerin tekrarlanmayacağının bir garantisi yok.

Konuyla ilgili konuşan John Dalhuisen, “Türkiye’ye geri gönderilmeler Türkiye’nin mülteciler için güvenli bir ülke olduğu anlayışıyla devam edemez. Avrupa Birliği, bağımsız bir yeniden yerleştirme planı devreye sokmalı ve mülteci haklarının ihlal edilmesine bir son vermek için partneri Türkiye ile birlikte çalışmalı” dedi.

Arkaplan

Her ne kadar Türk hukuku, sığınmacıların idari gözetimde sığınma başvuru hakkını korusa da, Uluslararası Af Örgütü pratikte bu hakkın uygulanmadığı pek çok vakayı belgelemiştir. Türkiye içinde kalan kişilerin sığınma başvuruları pratikte nadiren işleme alınmaktadır. Uluslararası Af Örgütü defalarca ‘bilgi edinme özgürlüğü’ çerçevesinde kaç sığınma başvurusunun Türkiye yetkilileri tarafından işleme alındığı ve mülteci statüsü sağlanan kişi sayısı hususunda talepte bulunmuştur. Yetkililer ise defalarca bu bilgiyi vermeyi ‘gizli’ olduğu gerekçesiyle reddetmiştir.