25 Ocak Devrimi'nden beş yıl sonra Mısır'ın insan hakları karnesi iyi değil!

Hüsnü Mübarek'i deviren ve '25 Ocak Devrimi' olarak bilinen kitlesel protestolardan tam beş yıl sonra, Mısır devasa boyutlarda bir insan hakları krizi batağına saplanmış durumda.

Ulusal güvenlik tehditlerine karşı sert tepki, insan haklarını ayaklar altına alıyor

On binlerce kişi terörle mücadele adı altında tutuklanıyor. Sadece 2015 yılında aralarında protestocuların, hükümet karşıtı aktivistlerin ve gazetecilerin de bulunduğu 12 bin kişi tutuklandı.

25 Ocak'ın yıldönümü öncesinde insan hakları savunucuları ve STK'lara darbe vuruluyor

STK'lar fonlarından yoksun bırakıldı, ofisleri basıldı, personele kötü muamele uygulandı ve cezai soruşturmaya özne olanların ise seyahat etmesi yasaklandı.

Tutuklulara işkence ve kötü muamele uygulandığına dair yaygın raporlar

Mısır Ulusal Güvenlik Ajansı vahşice dayak, tecavüz, elektrik verme ve prangalı işkence yapmakla suçlanıyor.

Ceza adalet sistemi amacı için elverişsiz

Kitlesel ölçekte adil olmayan yargılamalar yüzlerce ölüm cezası ile sonuçlandı, bir o kadar insan da herhangi bir suçlama olmaksızın tutuklandı.

Baskıcı yasalar yürürlüğe girdi

2013 yılında ayaklanmaya olanak veren protestolar yasaklayan baskıcı bir yasa yürürlüğe girdi. Geçen sene de cumhurbaşkanına yalnızca olağanüstü hal durumunda güçleri toplama yetkisi veren terörle mücadele yasası yürürlüğe girdi. Bu yasa Hüsnü Mübarek'in 30 yıl süren olağanüstü hal dönemini anımsatıyor.

Uluslararası toplumun rolü

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da güvenlik ve istikrarı inşa etmek için müttefik arayan devletler bilmeli ki Mısır'ın azılı güvenlik güçleri uygun bir ortak değildir ve reform gereklidir.