25. Duruşma

16 Mayıs 2014'te Türkiye'ye giriş yapan 17 yaşındaki Afgan mülteci Lütfillah Tacik, tanık beyanlarına göre, getirildiği Geri Gönderme Merkezinde polis memuru tarafından darp edilmesinin ardından fenalaştı. Olaydan iki saat sonra kaldırıldığı hastanenin yoğun bakımında üç gün kaldıktan sonra hayatını kaybetti.

Lütfillah Tacik, Van’daki Geri Gönderme Merkezi’nde polisten gördüğü muamele sonrasında fenalaşarak hayatını kaybetti. İki polisin, “basit yaralama” , “ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama” ve "görevi kötüye kullanma" suçlamalarıyla yargılandığı davanın 25. Duruşması, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 15 Şubat 2022’de görüldü.

Yargılama
Duruşmada Tacik Ailesi’nin avukatı sıfatıyla Av. Mahmut Kaçan ve sanık polis memurlarının avukatı Dursun Yılmaz hazır bulundu.

Katılan ÇAÇAV’ın avukatı Deniz Aksoy’un ve sanık polislerin avukatı Dursun Yılmaz’ın mütalaaya karşı yazılı beyanlarını sunmuş olduğu zapta geçirildi. İddia makamı mütalaasını tekrarladı.

Avukat Mahmut Kaçan’ın Beyanları
Av. Kaçan, mütalaanın sanıkları cezasız bırakacağını ve daha önce emsal verilen kararlara aykırı nitelikte bir karar olduğunu söyledi.

“Sanıklar tarafından deliller karartılmıştır. Olay yerini kaydeden kameraların tespiti için bilirkişi tarafından tespit sonucunda kameraların tamamının çalıştığı, ancak olay yerini gören kameranın bozuk olduğu bildirilmişti. Bu kameraya ilişkin hard diskler üzerinde inceleme yapılmasını talep etmiştik, bu talebimiz değerlendirilmedi. Bu kameraların çalışmadığı iddiası delillerin karartıldığını göstermektedir.

Daha önce kaybolan beş çocuğa ilişkin, ilgili birimlere koruma altına alınmaları başvurusunda bulunduk. Başvurularımız değerlendirilmedi. Daha sonra İl Göç İdaresi bu çocukların sınır dışı edildiğini iddia etti. Bu çocukların ilk ifadesi alındığında gerçeğe aykırı olarak el yazısı ile ifadelerinin alındığını belirttik. Bu polis memurları hakkında takipsizlik kararı verildi. İfadeyi alan polis memurunun ifadesi alındığında orada olmamıza izin verilmedi.

Sanıklar haklarında neredeyse altı, yedi yılı bulan yargılama sürecinde duruşmalara dahi katılmadılar. İşkence ve kötü muamele suçlarının unsurları bulunmasına rağmen yargılamada etkin bir yargılamanın gerçekleştiğine şahit olmadık. Gelinen aşama itibariyle sunmuş olduğumuz yazılı beyanlarımızı tekrar ederiz, sanıklar hakkında işkence, kötü muamele ve öldürmeye teşebbüsten ek savunma verilmesini talep ederiz.”

Avukat Dursun Yılmaz’ın Beyanları
Av. Yılmaz, Lütfillah Tacik’in sanık polis S.O tarafından darp edildiğinin adli tıp raporunda “çıkmadığını”, müvekkiline isnat edilen eylemin ispat edilmediğini ileri sürdü. Lütfillah Tacik’in polis aracında bekletilmesi suçlamasıyla yargılanan H.Ö. hakkında şöyle konuştu:

“H***Ö** yurt dışı işlemleri için (Tacik’i) hastaneye muayene için götürmüştür. (Lütfullah Tacik) Araç içinde hastalanmış olsaydı diğer arkadaşları müdahale ederdi, H*** Ö***'nün hastaneye yetiştirmeye çalıştığı bir hastadan haberi bulunmamaktadır. Yazılı savunmalarımızı tekrar ederiz.

Müvekkillerin ayrı ayrı beraatine karar verilmesini, mahkemeniz aksi kanaatte ise lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ederiz.”

Karar
2015’ten beri süren yargılama sürecinde defaatle değişen Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin son heyeti kararını açıkladı.

  1. Sanık S.O.’nun TCK 86/2’de düzenlenen fiilin “kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif” yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verildi. Sanığın “sanığı suçu işlemeye iten nedenler nazara alınarak takdiren” 4 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi.
    1. Sanığın cezası “eylemini kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanmak suretiyle” işlemesi nedeniyle yarı oranda artırılarak 6 ay hapis cezasına çıkarıldı.
    2. Cezaya 1/6 oranında TCK 62/1 uyarında “takdiri indirim” uygulandı. Ceza 5 ay hapis cezasına düşürüldü
    3. Sanığın “adli sicil kaydının bulunmaması, netice cezanın nevi ve miktarı ile sanığın tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluşması nedeniyle” sanığa verilen hapis cezasının TCK'nın 51/1 maddesi gereğince ertelenmesine karar verildi.
      1. Sanık için 1 yıllık denetim süresi belirlendi.
      2. “Sanığın kişiliği sosyal durumu itibariyle denetim sürecinde herhangi bir yükümlülük belirlenmesine ve uzman görevlendirilmesine yer olmadığına” karar verildi.
      3. Sanığın denetim süresince kasıtlı bir suç işlememesi halinde veya denetim tedbirlerine uygun davrandığı takdirde “ceza infaz edilmiş sayılacak”, “Aksi takdirde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirileceği hususunda sanığa ihtarat yapılmasına, gerekçeli kararın tebliği ile gerekli ihtarların yapılmış sayılmasına” ifadeleri zapta geçirildi.
  2. Sanık H.Ö.’nün üzerine atılı “görevi kötüye kullanma” suçunu işlediğine dair “her türlü şüpheden uzak, kesin, somut inandırıcı delil elde edilemediği” gerekçesiyle sanığın CMK 223/2-e uyarınca beraatine karar verildi.