24. Duruşma

Lütfillah Tacik Van’daki Geri Gönderme Merkezi’nde polisten gördüğü muamele sonrasında fenalaşarak hayatını kaybetti. Tacik’in ölümüyle ilgili, iki polisin “basit yaralama” ve “ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama” suçlamalarıyla, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın 24. duruşması 14 Aralık 2021’de görüldü.

İzleyiciler
Van 2. Ağır Ceza Mahkeme’sinin duruşma salonunun kapısında “İçeriye izleyicilerin girmesi yasaktır” yazılı bir A4 kağıdın asılı olduğu görülse de salonda bulunan izleyicilere herhangi müdahalede bulunulmadı.

Duruşmada görevlendirilen bir polis memurunun izleyici sıralarında bulunduğu görüldü.

Yargılama
Duruşmada Tacik’in ailesini temsilen avukat Mahmut Kaçan ve davaya müdahil Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı (ÇAÇAV) temsilcisi avukat Gülşen Şen, salonun avukatlar için ayrılan kısmında hazır bulundu. Yargılanan polis memurları ve avukatlarının duruşmaya gelmedikleri görüldü.

Geçen duruşma Göç İdaresi'ne tanıkların akıbetinin sorulduğu müzekkereye, "Ülke içinde sabit adreslerinin olmadığı" yönünde verilen cevap zapta geçirildi.

Mütalaa
Duruşmada iddia makamı mütalaasını sundu. Mütalaada:

  1. Her ne kadar sanık S*** O*** hakkında ‘ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama’ suçundan yargılanması amacıyla kamu davası açılmış ise de, maktulün ölümü ile sanığın tokat atma eylemi arasında illiyet bağının varlığına dair dosya kapsamında somut, inandırıcı, cezalandırmaya yeterli delilin bulunmadığı, değişen suç vasfı nedeniyle sanığın eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK'nun 86/2, (“Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.”) 86/3.d  (Kasten yaralama suçunun(…) d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle (…) işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.) maddeleri uyarınca cezalandırılması”
  2. Araç içerisinde rahatsızlandığı anlaşılan Lütfillah TACİK'i bir an önce hastaneye intikal ettirmeleri gereken polis memuru sanıkların bu konuda ihmal göstererek hastaneye giderken kelepçe anahtarı almak için askeri malzeme satan bir yere uğradıkları, daha sonra da Emniyet Lojistik Şube Müdürlüğü’ne uğradıkları, Yabancılar Şube Müdürlüğü’nden ayrıldıktan yaklaşık iki saat sonra hastaneye ulaşmış oldukları beyanlardan ve kamera kayıt görüntülerinden anlaşıldığı, hatta hastaneye ulaştıktan sonra Lütfillah TACİK'in yarım saat kadar da aracın içerisinde beklediği hususları göz önünde bulundurulduğunda sanık H*** Ö**’in eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK'nun 257/1 maddesi (Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır) uyarınca cezalandırılmasına”

ifadeleri kullanılarak sanıklar hakkında ceza istendi.

Mütalaada ayrıca, Lutfillah Tacik’in “ülkemize yasa dışı yollardan giriş yaptığı” yer aldı.

Tanıkların beyanına göre şüpheli S***'ın Lütfillah'a yaşını sorduğu, Lütfillah'ın da "17" diye cevap vermesi üzerine şüpheli S***ın Lütfillah'ın yüzüne eli ile bir tokat attığı, tokat üzerine Lütfillah'ın sanık S***'ın yanından ayrılarak arkadaşlarının yanına döndüğü ve aralarında geçen diyaloğu arkadaşlarına anlattığı, arkadaşlarının da Lütfillah'ı alarak elini yüzünü yıkayıp dışarıya çıkarıp hava almasını sağladıkları”, (…) sanıkların “evrak işlemlerini tamamladıktan sonra yabancı uyruklu çocukları emniyete ait araca bindirerek Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürmek üzere yola çıktıkları, aracı H*** Ö***'in kullandığı, tanık beyanlarına göre de, araç içerisinde rahatsızlandığı anlaşılan Lütfillah TACİK'i bir an önce hastaneye intikal ettirmeleri gereken polis memurlarının bu konuda ihmal gösterdikleri mütalaada yer aldı.

Tacik hakkında 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda, ‘Tıbbı belgelere göre kişide lösemi hastalığı mevcut olduğu, otopsi ve tıbbi kayıtlara göre kişide harici travma bulgusu mevcut olmadığı, tıbbi kayıtlarda ilk gelişte 3 bin düzeyinde saptanan trombosit düşüklüğünün spontan kanamalara yol açabileceğinin tıbben bilinmekte olduğu, kişide de bu düzey trombosit seviyesinin tek başına beyin kanaması yapabileceği, iddia edildiği üzere tokat vurmanın kabulü halinde de bu durumun kişi de beyin kanaması gelişmesine etkisinin olabileceği oy birliği ile mütalaa olunur’ şeklinde görüş bildirildiği” ifadelerine yer verildi.

Avukatın Beyanı
Söz alan avukat Gülşen Şen, yargılamada gelinen aşamaya kadar mahkemeye sundukları soruşturulmanın genişletilmesi (işkence suçlamasına ilişkin delillerin toplanması, bu konuya ilişkin yeni Adli Tıp Kurumu raporu alınması) taleplerinin karşılanmadığını belirtti.

Avukatlar, mütalaaya yönelik savunma yapmak üzere mahkemeden ek süre talep ettiler.

Karar
Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi avukatların ek süre taleplerini kabul etti. Davanın bir sonraki duruşması 15 Şubat 2022 saat 11.00’da görülecek.